Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kitabın Eylülde çıkması tamamen tesadüf. Ama Eylül ayının romana girmesi tesadüf değil. Eylül bir yanılsama ayıdır. Sararmaya henüz başlamış yapraklar uzaktan filizi bir ışık gibi durur, tıpkı ilk baharın körpe yeşilliği gibi. Eylül aynı zamanda gerçeklerle yüzleşme ayıdır.Hiç bitmeyecekmiş gibi uzayan Ağustos sıcaklarından sonra,yazın sona erdiğini,yilın sona doğru kıvrıldığını ve kışın gelmekte olduğunu kabul etme zamanı. Eylül hüznün başlangıcıdır. yardımct kişilerin kurguya girerken, şecerelerinin sunulup olayların ıçıne öylece bırakılışı gtbı . Kımi okurlar bunu elektrık kesinthı gıbı yorumlayabıliyorlarDogrusu betı bunu romanın stnema dılıyle ortaklıg'ı olarak yorumladım ve zevk duydum. Farklı türlerin rontan içınde kullantlması hangi tatlan sunar ya da tatları kaçırtr? "Günümüzden Portreler" bölümünü yazarken son yirmi beş ydda vetisen insanlarımızın önceki kuşaklardan belirgin farkına dikkat çekebilmek için metin akışının kesintiye uğramasını istedim. Evet, tam da sinema dilinde birden bire karşımıza çıkıveren çarpıcı sahneler gibi. O kişilerin başat özelliklerini ve kişisel tarihçelerini bilimsel söylemin uzaklığına ve soğukluğuna öykünen farlı bir dille, raporvari vermeyi denedim. Farklı türlerin harmanı güzel de olabilir, berbat da. Yapanın ustahğına bağlı. tlle de, Eylül ayının öneminı soracag'tm.Roman kurgusunda Eylül kullantlmış; hem de özellıkle işlenmiş olarak. Romanın Eylülde çtkmasını da özellıkle mi seçtiniz ? Niye bu soruyu soruyorum. Ktmılen yazt beklerler roman okumak için.Gerçek okur dünyasımn türlere tlışkin bir zaman seçimi olabilir mi, ne dersiniz? Kitabın Eylülde çıkması tamamen tesadüf. Ama Eylül ayının romana girmesi tesadüf değil. Eylül bir yanılsama ayıdır. Sararmaya henüz başlamış yapraklar uzaktan filizi bir ışık gibi durur, tıpkı ilk baharın körpe yeşilliği gibi. Eylül aynı zamanda gerçeklerle yüzleşme ayıdır.Hiç bitmeyecekmiş gibi uzayan Ağustos sıcaklarından sonra.yazın sona erdiğini.yılın sona doğru kıvrıldığını ve kışın gelmekte olduğunu kabul etme zamanı. Eylül hüznün başlangıcıdır. Kamuran Eylülde çekip gider ve Feride yanılsamaları ve gerçekleriyle yüz yüze kalır. Aynı zamanda Eylül, Mehmet Rauf'un şaheserine bir saygı göndermesidir. Ben de yazın roman okumasını seviyorum. Her zaman okuvorum, başka mesele. Yazın ise özellikle seviyorum roman okumayı. Daha serbest, dahakesintisiz bir zamanda romanın dünyasına gömülmek hoşuma gidiyor. Romana bir romanı bitirtrken geleceğt düşünür Yazmak istediğiniz, rüyalarımza gıren dönemler, kişilikler vardtr mutlaka desem, ne dersiniz? Evet, zihnimde bir roman taslağıvar. îki yaz önce yazmaya başlamıştım bile. Sonra, Bir Yaşdönümü Rüyası öne geçti. Biraz dinlenip diğerine çalışmaya koyulmayı düşünüyorum. Sorulartma sabırla yanıt verdiğiniz için ağzınıza sağlık, okuru hiçe saymayan kalemımze kuvvet Hani demiştım ya yolunuzu gözledıpmi. Yolunuz daha çok gazlenecek ve çok buluşacağtz. Dilerim öyle olur. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 656 Prof. Dr. OYA BATUM MENTEŞE * rendiz Atasü'nün son romanı Bir Yaşdönümü Rüyası, en az Dağın Öteki Yüzü kadarbaşarılı, kurgu açısından ise en güçlü romanı kanımca. Bu yeni romanın da kahramanı kadın ve olaylar yine bu kadın kahramanın bakış açısından veriliyor. Atasü'nün diğer romanlarında olduğu gibi, yine kişisel yaşam serüveni tarinselbir kesit içersinde, bu kez 70'li yıllardan günümüze gelişen olaylar çerçevesinde işleniyor. Kişilerin yazgısı, Türkiye'nin yazgısı ile iç içe. Öykü temelde bir aşk, cinsellik ve ona bağlı olarak psikolojik iç çatışmaların ve kimlik bunalımlarının öyküsü olmakla birlikte, devrimci sol görüşün ve sol idealizmin 70'li yıllardan günümüze geçirdiği evreler ile etnik azınlıklar meselesi de ele alınıyor ve birbirlerine bağlı olarak gelişiyor bu temalar. Bunu da son derece debaşarılı yapıyor. Atasü ve bir besteci gibi temaları dile getiren sesleri, yani kişileri hem tek tek hem de bir bütünün uyumu içerisinde okura iletiyor. Gerek romanın adı gcıekse "Gençlik ve Geçmiş" ,"Orta Yaşa Uyanmak" ve "Hayatın Sonrası" adlı bölüm başlıkları bir yaşam sürecine ve onun değişen evrelerine işaret ediyorlar. Romanın kahramanı 6O'lı kuşağın temsilcisi Feride ve romanın diğer kişileri bu evreleri Türkiye'nin aynı şekilde değişen ortamında yaşıyorlar. Feride'ye adı Reşat Nuri Güntekin'in Çalıkuşu romanından esinlenerek verilmiş. Gerçekten romanda Çalıkuşu'nu çağrıştıran yönler pek çok. Orneğin, Feride'nin ikinci kocası kişilik olarak Doktor Hayrullah'ı, üvey kızı Şirin, Munise'yi, geç yaşta aşık olduğu Kamuran da hem isim hem de görünüş olarak Çalıkuşu'nun Kamuran'ını çağrıştmyorlar. Bu ilişkiler doğal olarak bu yüzyılda ölümsüz aşklar ve Feride'ler olabilir mi? Bu romanın Feride'si ne denli Çalıkuu'nun Feride'sine benziyor? Gibi soruarı akla getiriyor ve gerçekten bu soruları roman cevaplandırıyor. Böylece yazar "intertextualite", metinler arası ilişki yöntemini kullanarak aşk temsını alışılmış bağlamından uzakfaştırıyor. Orneğin yine bu romanda Ferhat ve Şirin adlarını bir baba ve kıza vererek yazar E Erendjz Atasü ye "Bir Yaşdönümü Bfiyası" bu adların geleneksel olarak taşıdıkları "ölümsüz aşk" anlamına yabancılaştırıyor okuru. Feride'nin öyküsü 70'li ydlarda tutku ile aşık olduğu devrimci solcu Ferhat'la yaptığı ilk evliliği ile başlar. Yakışıklı ateşli Ferhat ile yapılan bu evlilik kocasını sert ve paylaşımcı olmayan kişiliği vüzünden cinsel ve duygusal bakımdan hayal kırıklıklan ile doludur. Duygusal olarak bitmiş olan bu evlilik Ferhat'ın örgüt içi hesaplaşma sırasında kendi yandaşları tarafından öldürülmesi ile son bulur. Feride çocuk sahibi olmamıştır ancak Ferhat'ın kızı Şirin'i kendi kızı kadar sevmektedir. Zaten Şirin de annesini genç yaşta trafik kazasında kaybetmiştir. Feride'ye anne gibi bağlıdır. Feride yaşamın onunla birlikte kaldığı yerden devam edecektir. 80'li ydların darbesinin "toz koparan fırtınası" içinde tek başına sürdürdüğü yaşam kavgası onun devrimci ideallerden uzaklaşmasına neden olur. Edebiyat öğretmenliği yaptığı lisenin biyoloji öğretmeni Sedat'la ikinci evliliğini yapar. Sedat da 12 Eylül'de işkence görmüş bir solcudur ancak silahlı kavgadan yana değildir, ülkeye küskün hiç değildir. Feride onun Kürt kökenli aılesi ile kendi Rumelili ailesi arasında şöyle bir benzerlik görür: "Memleket yaralıydı, belalıydı, kusurluydu. Ama ona sahip çıkılırdı. Insan bu evlerde Cumhuriyetin tam göbeğinde dururdu. Ne tepesinde, ne de çizgileri bulanıklaşan kıyılarında." rahim ameliyatı geçirmek zorunda kalır. Romanın dönüm noktasıdır bu bölüm, Feride'nin ameliyat ve iyileşme sürecinde yaşadığı tüm duygular açık seçik anlatılır. Kadın için çok özel konuların bir kadın bakış açısından, kadın duygularını dışa vurarak anlatışının Feminist yazının önemli öğelerinden biri olduğunu düşünürsek, romanın bu açıdan Feminist özellikler taşıdığını hatta Feminist bir roman olduğunu söyleyebiliriz. Zor günler yaşayan Feride, kızı Şirin'in sevgisi ile ölümün eşiğinden döner. Hastaneden çıkar çıkmaz Sedat'tan boşanır, çünkü evliliklerinde "cinselliğin sevinci" bitmiştir artık. Gerek ülkesi, gerek kendisi için beslediği hayallerin tümü sona ermiş gibidir. Bu ikinci ayrılıktan sonra Feride bir cinsel kimlik sorgulama sürecine girer, evliliklerinde cinsel uyumsuzlukların nedenlerini anlamaya çalışır. Anılarını taradığı zaman ailesindeki kadınların da kendisi gibi mutsuz cinsellikler yaşadığının ayırdına varır. Bunun sebebi erkekler midir? Yoksa baskıcı toplumsal kurallar mı? Romanda olaylar kronolojik olarak hep ileriye doğru hareket etmezler. Yer yer geri dönüşlerle anlatılan olaylarda gözlemlere, psikolojik çözümlemelere de yer verilir. Anlatıcı kişi zaman zaman birinci tekil kişi (ben) den, üçüncü tekil kişi (o) ya değiştirilerek, iç ve dış gerçekliğin birlikte ifade edilebilmesi sağlanmıştır. Feride tam iç çatışmalardan kurtulduğunu, dinginleştiğini sandığı bir zamanda, kendinden çok genç bir deJikanlıya, kızının arkadaşı Kamuran'a umarsızca aşık olur. Ince uzun boylu, keskin esmer profili, hafif kadınsıhavasıileÇalıkuşu'nun Kamuran'ını anımsatır bu Kamuran. Geç gelen bu aşk Bir Yaşdönümü Rüyası olarak kalmaya mahkumdur, çünkü aralarında oluşan çekim'e karşın Kamuran bir eşcinseldir ve Feride bunu kızı söylemeden kendisi anlaSAYFA 5 Bffh kuşak Geç gelen aşk l lir kişiliği, aralarında gerçek bir cinsel uyum yaşaması için yeterli değildir. Kocasını sevmekle Dİrlikte, doyurucu bir cinsellik yaşamak istemektedir. Feride, Sedat'ın 1402'lik olup işten atılması, orta yaşa doğru gidiş aralarında cinsel ilişkiyi durma noktasına getirir. Kırklı yaşlarında ateşli aşk düşleri kuran Feride ansızın, karmaşık ve komplikasyonlu bir Ne yazık Ici, Sedat'ın sakin ve giiveni Teınlnist özeiüklap