07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kapak konusunun devamı. *" muş olanlar dahil, dergilerin binlercesi ük sayılarından bu yana el altında olmalı. Yoksa, bu konuların bilimi değil, dedikodusu bile yapılamaz. Yabancı yayııncı, kendi düzeyi yüksekse, böylesine eksik araştırmayı kabul etmez. Kaynaklarımtz zengin olsa, arastırmaalartmız dısanda yerlenni alabilır mi? Zengin kütüphaneler ilk koşul. Piyango çıkmasını istiyorsak, önce bir bilet almamız gerektiği gibi. Ama yeterli mi? Gerisi araştırmaaya kalmış. Bakmadığı kaynak bırakmamalı, konunun yeni yanlarını bulmalı, ortaya yaratıcı bir yapıt koymalı ve iyi, giderek edebi sayılacak dille kaleme almalı. Yabancı yayımcı, zaten, kişinin ıızmanlığının nereaen geldigini, aynı konuda nerede ve ne zaman nangi kitapların çıktığını, sonuncunun ne yönlerden yeni olduğunu sorar ve başka uzmanlardan tarafsız değerlendirmeler alır. Ayrtca, kitabın satması da gerek değil mi?. Yaytmaltk bir ticaret isi de. Yayımcı yazara onu da sorar. Kendi de bir pazar araştırması yapar. Yayımcı tanınmışsa, her bastığına dünyanın önde gelen kütüphaneleri ve üniversiteleri abonedir. Deri ciltli yani dayanıklı ama pahalı baskıları öhce onlara satar. Karton kaplı gerisi sıradan okuyucu için. Söylediklerinizden şöyle iki soru da ctkıyor mu ?Bır kitabın ya da çalışmanın bilimsel ölçüleri yurtdışındaki yayınevlennin elinde mi? Dıs merkezlerin de kendine özgü knttlamalan yok mu? Evrensel bilimsellık ölçüleri var. Yurt içinde de olur, yurtdışında da. Hele sosyal bilimlerde tarafsız yayın yapan merkezleri bulmak güç. Ülkemizdeki sorun sunulan bazı çalışmaların yanlışlarla yayınlanması. Hepimizin yazdığı zamanla eskiyebilir; iyi niyetle yanlış da yapmak olası. Bunu kastetmiyorum. Yanlışhğı apaçık görünen zırvalıklar var. Örneğin, Rus Çarı Üçüncü (!) Nikola gibi. Ya da olmayan bir belgeye gönderme yapmak, yanlış bir metni koymak gibi. Yazann uzman eleştirisi alması okuyucuyu da, kendini de korur. Yabancılardan kaynaklanan yanlışlar? Yurtdışındaki yayınevlerinin de kısıtlamaları, hatta hastalıkları var. Birleşmiş Milletler'in eski Genel Sekreterleri bana o zamana değin ele alınmamış konularda yazılı rapor görevi verirdi. Ûluslararası nukuka göre Kudüs'ün statüsü, Filistin sularının kullanımı gibi. Bu konularda önde gelen, söz gelişi "itibarlı" bilim dergilerinde basılmış incelemeler olmadıfiını o yıllarda hayretle görmüştüm. Neueni şu: yazılması gerekenler yerleşmiş çıkarları rahatsız edeceğinden, bu çıkarlara ters düşen görüşlerin basılması en azından çok zordu. Ingiltere'nin tek kurmay okulu olan Sandhurst Askeri Akademisi'nde Hazar Denizi'ne ilişkin uluslararası toplantıya beni de Türk görüşlerini anlatmak üzere çağırmışlardı. Yazılı metinler bir ay içinde kitap olarak yayımlanacaktı. Birkaç yıl geçti; hiçbiri yayımlanmadı. Petrolün ve doğal gazın nangi yoldan gideceğinden ötürü çatışan görüşler ve çıkarlar biribirini iptal etti. Sosyal bilimler alanında Batı'da "itibarlı" yayınlar belirli sınıra değin tarafsızdır. Bir milim ötesinde kıyamet kopabiiir. Aynı sınırların tıp ve matematik gibi alanlarda olmadığını sanıyorum. " Uzman" kendi alanında nasılve ne ölçüde derinlesmeli? Birkaç gazete yazısıyla ya da televizyonda sık görünmekle uzman olunmaz. Ilk koşul tüm kaynakları incelemektir. Sonra, bin okuyup bir yazmaktır. Doktora tezleri "sınırlandınlrnış konuların derinliğine araştırılması" diye tanımlanır ama, kişi kendini "Etyopya uzmanı" görüyorsa, bu konumu başka konuların cahiu olmasını mazur göstermez. Özellikle gençler vakitlerinin önemli bölümünü SAYFA 4 TÜPkkava Ataöv genel kültürlerini de zenginleştirmeğe Kanufma daha çok btlımsel araştırma ayirmaldar. Uzmanlık alanı dışındaki çave yayımcılıkta yoğunlaştı Sizinkiler arka Lşmaları onları kendi alanlarında da uaplanda kaldt. Yayın dünyasına girışiniz ne ha iyi uzman yapar. Hiç unutmam, Prof. kadar geriye gidıyor? Süheyl Ünver tıp öğrencilerine tezhip ve Cumhuriyet'te ilk yazım 1952'de baminyatür dersleri de verir, böylece daha sıldı; 50 yıl olmuş. Basılan ilk yazım da iyi hekim olacaklarına inanırdı. 1948'de. îlk kitabım da 1953'te Varlık Sizin de bazılart yurtdışında yayınlan Yayınevi'ne Saroyan çevirisi. Kitapların mış resimle ilgilion kitabtmz var. Sergide bazılan 23 formalık, ama 700 sayfayı aşan davar. 125. deçıktı. 126'ncıbaskıda, 127. açttnız. 15 Ağustos'ta çıkacak. Hemen belirteyim ressam değilim. Bu bir meslektir; 2530 yıl günde 12 saatten Hiç toplatılan oldu mu? çalışma ister. Ama sanatları sevmeğe en Olmadı, ama birkaçı örselendi. Afrigel yok. Puşkin, Turgenyev, Tagore iyi reka Ulusal Kurtuluş Mücadeleleri adlı yasim yaparlardı. Hekim olan Hikmet yınım fakültede ders kitabıyken, başukHamdi de 192030 kuşağının en iyi restaki "kurtuluş" kelimesinden ötürü "öğsamlarındandı. renciler kitaplanyla birlikte yakalandılar" 50 yılda 125 kitaba imza koymuş bir bilim adamı anonsuyla televizyonda teşhir edildi. Nâzım Hikmet'in Hasreti kitabım bir süre piyasaya çıkamadı. Vatan gazetesinde tefrika eaildiğinde bayiler tendit edildi. Yülar sonra şimdi, yeni baskısı hazır. Amerikan Emperyalizminin Doguşu Amerika ve yandaşlarını rahatsız etti ama, kısa sürede 12,000 sattı. Konuyu günümüze getirip" Amerikan Imparatorlıığu" başlığıyla yeniden yayımlamak istiyorum. NATO kitabım da Amerikan Büyükelçisinin Dışişlerine şikâyetine neden olmuş. Secilmiş akademik araştırmaları yayımlamakla ün yapmtş olan lngilız Ashgate Yaytnevı'nin basttg'ı Keşmir ve Komjuları yurtdışında ilkyayınınız deiil. Bundan üncekiler de l'ürkiye ile ne ötçüde ilgiliydi? Kitap olarak çoğu Türkiye konusu dışında. Daha önce, hemen anımsadıklanm Londra'da dört, Washington, Montreal, Cenevre, Moskova, Budapeşte ve Bükreş'te birer ya da daha fazla. Kitap içinde bölümler ya da ortak yayın New York, Washington, Lx)ndra, Paris, Viyana, Yeni Delhi, Illinois ve Maryland'de. Yazdığım dergilerin toplamı galiba 97. iyi bilinen başkentleri bir yana koyakm, onlara ek olarak Dordrecht, Moradabad, Belgrat, Seoul, Sofya, lslamabad, Villanova, Üsküp, Brüksel, Karaçi ve Havana gibi kentlerde yayımlanan dergilerin içinde. Yayımlaaıklarınızdagenişyelpazelibir çeşil var. Oysa, Türkiye'de "Ermeni sorunu uzmanı" diye bilinirsıniz? O da yalnız resmi çevrelerde. Ermeni sorunu üstüneyabancı dillerde yayın yaptıgım için Türkiye halkı bu konudaki uzmanlı&mı gerçeğe uygun biçimde bilmez. Ama Araplara sorarsanız Filistin konusunu, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine göre ırkçılığı, Yugoslav, Macar ve Makedonlar gözünde Balkan azınlıklarını, Kübalılarca Latin Amerika'yı, hatta bazı Afganlılara göre Afganistan'ı bilirim. Ne diyeyim?... Çalışrnaya devam... Peki en son kitabınızın konusu? Literatür Yayıncılık, Nâzım Hikmet'in Hasreti kitabını piyasaya sürüyor. Kitabın benim için ilginç hikâye yönü de var. Bügileri, fotoğraüan ve belgeleri 197072 yülannda ailece üniversite göreviyle kaldığımız Moskova'da toplamıştım. Hele o yıDar için her şey yepyeniydi. Bilinen topu topu bir düzine kadar resme, ben birden 200 tane eklemiş oldum. Kitap bu yeni tasarımıyla o günlerin Sovyetlerini ve Türkiyesini de anîattıktan başka, konuyu rejimin dağılması vegünümüz küreselleşmesine de getiriyor. İçinde 123 ilginç fotoğraf ve 20 kadar çizim ile belge, yani ozanımızın el yazısı, mektuplan ve dizeleri, ünlü ressamlanmızın çizimleri, Nazım portreleri de var. Yayının bir önemli yani da Nazım'ın Sovyetler'deki yaygın olarak bilinmeyen, ama resmi otoritdere karşı bazı tavırlanna da yer vermesidir. Kanımca, ozanımız orada da kişiliğinden ve aydın gururundan ödün vermemiştir. • TURKKAYA ATAOV KIMDİR? I ^ / kitabı yayımlanmış olan Prof. Türkkaya Ataöv, 40 yılı aşkın süre Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde X. Z. O . (SBF) öğretim üyeliği yaptı. Cumhuriyet'te ilk yazısı 1952'de çıkan Ataöv, o günden bu yana yerliyabancı 97 dergi ve gazeteye yazdı. Yazdıkları 20 dile çevrildi. Yüzlerce basılmış bilimsel incelemesi ye birkaç bin gazete makalesi bulunan Ataöv, Türkiye dışında çeşitli konularda en fazla kitabı ve yazısı basılmış bilimcilerimizden. Ataöv, 1932 yılında Gelibolu'da doğdu. Ilk adını Atatürk dönemi îçisleri Bakanı Şükrü Kaya, kendi adıyla kafiyeli olsun diye, "Türkkaya" koydu. Robert Kolej'den 1951 yılında mezun olan Türkkaya Ataöv, New York Üniversitesi'nden iktisat, Maxwell Lisanüstü Fakültesi'nden uluslararası ilişkiler dallarında iki master ve Syracuse Üniversitesi'nden 1959 yılında doktorasını aldı. Syracuse, Harvard, John Hopkins, Nehru üniversitelerinde dersler veren Ataöv, yüzden fazla uluslararası konferansa da tebliğleriyle katıldı. Ataöv, Sovyet Büimler Akademisi kadrosunda da 197072 yıllarında çahştı. Prof. Ataöv, dünyada TürkErmeni ilişkileri üzerine en fazla yayımı olan yazar olarak tanınıyor. Yurtdışında bu konuda 44 makalesi de çıkan Ataöv, ayrıca iki Paris davası, dört Avrupa Parlamentosu ile otuz üç Birleşmiş Milletler oturumuna konunun uzmanı olarak katıldı. BM çerçevesinde birçok önemli görev üstlenen Ataöv, ırkçılık, terorizm, nükleer savaş, Filistin insan hakları ve savaş tutsakları konularında da çahştı. Prof. Ataöv'e uluslararası çalışmalarından verilen 16 madalya ve ödül arasında, Birleşmiş Milletler Özel Barış Ödülü, Bophuthatswana Üniversitesi ÂfriJca Uzmankğı, (Eski Federal) Yugoslavya Aytın Çelenk, Italyan Şövalyeliği, 3 Balkan ülkesinden Azınhklar Uzmanlığı, Filistin Şeref Madalyası, Rus Bilimler Akademisi, Küba Felix Ehnuza dikkat çekiyor. Cumhuriyet'te ilk yazısı 1952'de yayımlandı. Bugüne kadar yerliyabancı 97 dergi ve gazeteye yazdl. Ataöv'ün yapıtlan 20 dile çevrildi. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 648
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle