07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ben oldum. Deniz bir unutuştur, Bir türküdür, bir dudaktır; Deniz bir sevgili, Isteğe sadık bir yanıttır. Bülbülü andırır, ve suları tüyleridir kuşun, soğuk yıldızlarla uyanan itkilerdir Okşayışları düştendir, Ölüme kapı aralar, Erişebildiğimiz aylardır, En yüce katı yaşamın. Karanlık sırtların üstünde DaJgalar keyfini sürer. Bir diiştü o, havaydı Hiçlikte salınan; Gözler açıldığında Yitip giderdi dallar. Zaman solurdu içinden Dışarı bitkisel ışıkları, Düşmüş sevdaları Yeri beürsiz hüznü. Gölge dönerdi; Duuakları suydu. Cam, yalnızlıklar, Alın, lamba. Bedeni olmayan tutku Geçmişi olmayan acı Bağırda açılmış yara sanki Bir öpüş, tutku Bilmezsin, bilmezsin. Dönmek istemem, hüzünlü tin, Ağıtımın geçtiği yollardan, Nabız gibi atarak canlı bedenler arasında Tıpkı benim de attığım gibi. Anımsamak istemem, Fırtınalar içinde mutlu bir an; Keyif olsun acı olsun, hepsi bir, Dönünce hüzün doludur her şey. Hâlâ bırakmaz peşimi uzakta bir ışık gibi O alnımın yazısı çocuk, O tatlı çocuksu gözler, O eski gönül yarası. Hayır, dönmek istemezdim, îstediğim, biraz daha ölmek, Bir gölgeyi söküp atmak, Unutmak bir unutuşu. Ölen sevda değil, Biziz kendimiz, llk masumiyeti Yürürlükten kaldırmış tutku, Kendini unutmak başka bir unutuşta, Sarmaş dolaş dallar, Yaşamak niye yok olacaksan bir gün? Yalnızca bakan yaşar Kendi aylasının gözleri hep kendi önünde, Yalnızca öpüşen yaşar Sevdanın uyandırdığı meleğin bedeniyle, Dertlerin hayaletleri Uzaklardan, ötekiler, Bu sevdanın yitirdikleri Düşlerde birer anı gibi, Gömütleri gezerek Başka bir boşluğa uzanır. Oraya gider ve inilder bunlar Ayalcta ölüdür, taş ardında yaşamlar Erksizliği tekmeler Gölgeyi tırmıklar Yararsız bir sevecenlikle. Hayır, sevda değil ölen. CUMHURİYET KİTAP SAYI 648 Luis Cernuda Bidon / Şiirler / Çeviren: Ayşe Nihal Akbulut Unutusun Yerlestiâi Yer Bu yıl 100. doğum yıldönümünde birçok yayınla anılan ozan Luis Cernuda (Sevilla 1902 Mexico 1963) îspanyol 27 Kuşağı ozanlarından. Şiirinin kökJeri ve esin kaynağı, çağdaş îspanyol şiirinin temel taşı, büyük ozan Gustavo Adolfo Becquer'e aayanıyor. Cernuda'nın, 1932'de Serafin F. Ferro ile yaşadığı sevda 1934'te yayımlanacak olan neoromantik eğilimli Donde habite el olvido (Unutusun Yerleştiği Yer) adlı kitabının arka planını oluşturmuş. Burada sunulan şiirler büyük usta Becquer'in ünlü Rima'larından birinden esinlenerek adlandırdığı yapıttan, "Donde habite el olvido'dan. îşte Becquer'in bu şiiri ve Cernuda'nın kitabına başlık olan dize: Rima LXVI Nereden mi geliyorum?.. En korkunç ve en geçit vermez keçiyollarına bakın; yalçın kayalar üstünde kanlı ayak izlerine; bakın paramparça olmuş gönüllerin artıklanna, dikenlerine takılmış karamuk çalüarının, doğduğum beşiğe götüren yofu gösterecek size. Nereye mi gidiyorum? En kasvetli ve hüzünlü bozkırları geçin, geçin dinmeyen karlarla, ardı kesilmeyen karakaygılı sislerle kaplı koyakları. Îşte orada dikilmiş bir başına üstü yazısı/ bir taş göreceksiniz, unutusun yerleştiği o yerde olacak gömütüm benim. Gustavo Adolfo Betyuer (18361870) Sonunda farkına bile varmadan özgür kalabileceğim yerde, Siste, yoklukta çözülerek, Bir çocuğun eti gibi hafif yoklukta, Orada, ta uzakta, Unutusun yerleştiği o yerde. Denizin üstüne bir pus gibi çöküverir sonuçta, Geleceğin yüdızlarına değin Yükselen bu mavimsi telaş, Dalgalardan dayadığı bir merdivenle Uçurumlara iner göksel ayaklar, Senin kendi büründüğün biçim de Melek olsıın, şeytan olsun, dıişlerde görülen bir sevda Başka bir zamanda karaduygulu dalgalarını ta göklere kabartan bir telaş oluverir içimde. Daha şimdiden bu heves nabız gibi atarken içimde Ben, en sevdalı olan ben, Sevdanın kıyılarında, Tek bir ışık yansımadan yüzüme Anlamadan ölü müyüm canlı mı, Dalgalara dalar gözüm ve yadsımak isterim kendimi, Kendimi kaybetmek istercesine Inmek isterim, şu melekler gibi tıpkı köpükleri basamak yapıp Ta hiçbir kimsenin görmediği diplerine değin işte o aynı sevdanın. Bir tanrıyı bekledim durdum ömür boyıı Kendi gibi yaratsın yaşamımı diye, Ama sevda, sanki bir akarsu gibi, Geçerken önüne katar hevesleri de. Kendi kendimi unuttum dalgalarında; Boştur bedenim, ışıklara savururum; Canlı ve cansız, ölmüş ve ölmemiş; Ne yer ne gök, ne beden ne tin. Yankısıvım ben bir şeyin; Hava olduğundan koÛarım uzanır ona, Gölge olduğundan gözlerim görür onu, Düş olduğundan dudaklarım öper onu. Sevdim, bundan böyle sevmiyorum, Ağladım, artık ağlamıyorum. Unutusun Yerleştiği Yer'den seçmeler: (Donde habite el olvido) Unutusun yerleştiği o yerde, Aylasız uçsuz bucaksız bahçelerde; Yellerin uykusuzluklarından kaçıp sığındığı, Benim yalnızca bir anısı olarak kalacağım, Isırganların ortasına dikilmiş bir taşın. Adımın kendini yüzyılların kolJarına Bırakacağı yerde, bir ad edinmeye kendine, Isteğin varolmayacağı yerde. Sevdanın, o korkunç meleğin, Çelikten ağzını saklamadığı yerde, göğsüme gülümsemelerle, navai neşesiyle alıp verirken fırtına bir yandan. Orada, bir sahibin kendi imgesinden beklediği hevesin bittiği yerde, Yaşamını başka bir yaşamın ellerine bırakarak, Yüz yüze geldiği öteki gözlerden başka çevreni olmadan. Talihin ve talihsizliğin adlardan öteye gitmediği yerde, Gökyüzünün ve yeryüzünün bir anının çevresine yerleştiği yerde; v Bendim, Alev alev bir sütun, ilkbaharda ay, Altına kesmiş deniz, kocaman gözler. Aradım, aklıma geleni; Düşündüm, durgun bir düşte tan yerini düşünür gibi, Yeni yetmeliğünde isteği alaca boyayan. Türkü söyledim, yükseldim. Bir gün ışığa kestim, Alazlarda sürüklenerek, Birden esen yel gibi, Gölgeyi katıp götüren, En dıbine düştüm, Doyumsuzluk dünyasının v SAYFA 18
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle