Katalog

Nancy QuallsCorbett'ten Dişinin Ölümsüz Yanı B O L M I C I Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir). Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şairin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şairin bir şiirinden alıntı ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözciikleriniz: A. "Huzursuz, vesveseli, eşcinselliğini kendine dert edecek yaradılışta bir insan olan", 1932'de, 33 yaşındayken intihar eden, Amerikalı şair. 15 19 32 36 38 İLKBt MUMCUOĞLU Kutsal Fahişe Kutsal Fahişe Tavanarası Yayıncılık'ın Persona dizisinde yer alan kitaplardan ilki. Çağcıl zihinlerimize göre, "kutsal" ve "fahişe" sözcükleri birbiriyle çelişkilidir. "Kutsal" sözcüğü, ilahi bir ruha kendini adamayı akla getirir; "fahişe ise, insan bedeninin kirletilmesini düşündürür. Zihin maddeden, ruhsallık cinsellikten bu denli ayrıyken, bu iki sözcük nasıl yan yana gelebilir ki? Bu sorunun cevabını bu kitapta bulacaksınız. ORÇUN TÜRKAY ardı desek? ya da yaşamıştı, sanki onu tanımışız, tapınağın içerisindeki dansına tanık olmuşuz gibi. Bereket, çıplaklık, toprağın döllenmesi hatta dana ileri gitsek, Nietzsche'nin adlarını birlikte andığı doğal'ın ve iğrenç'in bir yansılamasını yerleştirsek Kutsal Fahişe'nin yolduğundaki sessizliğe, "ölü ruhlarımızla" ancak öyle görmek durumıında kaldığımız. Yaşamış, varolmuş olmalı çünkü, Kutsal Fahişe ve onun tanrıçası, bizi, bu duruma koyup giden, artık burada bulunmayan bir 'ana' olmalı, onun sıcaklığı, nemi; ardından içeriksizleşmiş küJtürlerin, verimsizliğin, egemen olma istencinin ne yaptığını bilmeden 'dans'ı yenik düşürdüğü... Hepimizin, daha adını duyar duymaz, üzerine düşünmemiz bundandır, sözcüklerin içinde, ya da aralarındaki es'te tanıdık bir şey duymamız ondandır, sanki onu görmüşüz gibi, kilden heykelciklerin, okunmasını bilmediğimiz yazıların ötesinde... değersizleştirilmesinin, dişil cinselliğin 'fanişe' sözü içerisinde kötüyekullanılmasının, gökle dünyayı bu denli birbirinden uzaklaştıran hastalığın, büyücü, büyülü ve bir o kadar dünyevi 'iyileştirici'sini çağırıyor, altında yattığı harabenin en diplerinden: Tutkunun hizmetkârı, doğa kadar değişken, doğaya öykünen, zarif, ama güzelliğiyle de 'hükmeden', tanrısallığı, aşkı, insani davet eden, kendini bunlara veren, kurban eden, korkan, ama korkunun postunu üzerinden atan, soyunan, yasama tekrar tekrar uyanan, kendisine geleni dönüştüren, aşkı ve cinsel zevki bütünleyen, kudreti ve doğurganlığı insana geri çağıran, böylelikle aşkı tanrısallığa vardıran Kutsal Fahişe'yi."Anne sevgisi, şefkat, huzur, mistik aydınlanma ve cinselliğin bir kombinasyonu". QuallsCorbett kitabında antik kroniklerden yola çıkarak, özellikle kadınlığı yeniden betimlemeye çalışıyor. Hayvansal dürtülerin, törensellik içerisinde, aşka ve sevişmeye nasıl dönüştürüldüğünü, yani Kutsal Fahişe'nin öyküsünü çağdaş "yaralı içgüdü"nün karşısına koyuyor. Peki, kişiselliği ortadan kaldıran, daha doğrusu 'aşkınİaştıran' ergil ve dişil birliktelik yitip gittikten sonra, onu anımsatan şeyler gün geçtikçe silinmeye başladıkça neler oldu? Işte burada analistliği ön plana çıkıyor yazarın. Kutsal Fahişeliğin kazınan, deşilen, anımsanan, ve de kitap boyu yüceltilen tarihsel, mitolojik, hatta ayinsel incelemesi, yerini simgelerin yitiminde oluşan psikolojiye bırakıyor, "Tanrıça'nın vücudundan koparılması"na. Dişil göz, Kutsal Fahişe'den yoksun kalan ergil'in içsel dişil imgesini incelemeye alıyor. Erkek, tapınağa Kutsal Fahişe'nin güzel bedenini, kışkırtıcı dansını izleyeme gelen ziyaretçi, "yabancı"ydı. Kadının aracılığıyla dönüştürülüyor, düşünceleri, hayvansal dürtüleri dansın erotik ve dinamik varoluşuyla, aşk ve tutkuyla yeni bir biçim kazanıyordu. Düşlerin, annenin ve dünyevi fanişenin birleşimini ilahileştiren bu ritüef çağımıza nasıl yansıdı? Bu konuda da birinci ağızdan bir tanık konumuna geçiyor QuallsCorbett. Tarihsel, ardından ergil ve dişil açılardan ele aldığı Kutsal Fahişe'yi, "ruh onarımı"nın tartısına oturtup, güncelde bir yer arıyor ona. Kitap, bilimsel bir inceleme olarak açığa çıkarma düşüncesi içerisinde hareket etmesinin yanında, yakınlaştıran, çözüm arayan, hatta kendi çözümünü sunmaya, yani kutsallıkla bedenin arasına örülen duvarın nasıl aşılması gerektiğini göstermeye soyunuyor. îmgenin psikolojik düzlemde tekrar yerine yerleştirilmesinin önemini vurguluyor. Yalnızlığa mahkum görünen erkek ve kadın, ruhsallık ve cinsellik kavramlarının birleştirildiği yerde yeniden yaşama uyanmaya çağınyor. • Kutsal Fahişe/ Nancy QuallsCorbett/ Çeviren: Gül Çağlalı Güven/ Tavanarası Yayıncıltk/ 238 s. E. Joseph Smith tarafından 1830'da ABD'de kurulan bir din akımının mensubu. Yenl WP btçlm 35 63 64 60 33 43 V F. "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?/ Şüheda fışkıracak toprağın sıksan ...!" (Mehmet Âkif Ersoy). 58 G. Emme özelliği olan. 2 75 42 53 59 23 54 21 66 H. Değişik, ayrıntılı. 78 77 36 55 22 29 71 46 57 40 47 Biçimini, uyumunu, dengesini yitirmiş ruhsal ve cinsel yaşamda, kişi kendisini ergil'den ve dişil'den bir anlamda savunmak için yararsız oyuncaklar edindi, çünkü imgeden yoksundu. Zaman'ın kesin yengisi ve kişiye taktığı boyunduruk altında, cinselliği ve ruhsallığı, bedentn kirlenmesi yani fahişelik ve ruhun gitgide daha olanaksız görünmeye başlayan yüceltilmesi yanıkutsallıkolarak 'yorumlamaya' girişti. Dişil doğanın, aşk tanrıçasının, Kutsal Fahişe imgesinin anımsanması, 'insani' ölçütlerde süregelen ve büyüyen umutsuzluğa bir direnç yaratabilir mi? Dr. Nancy QuallsCorbett Jungcu bir analist olarak çağdaş kadın ve erkeğin yoksunluğunun, kısırlığının temelinde bereket imgesinin yitimini görüyor ve onun dilini Jung'un ve onun takipçilerinin öncü bir açıkfikirlilikle, ama yine de babaerkilce gündeme getirdiklerinin aksine, olabildiğine dişil bir yaklaşımla açığa vurmaya çabalıyor. Dişil imgenin Bereket Imgesi B. "Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında/ Bir teneffüs daha yaşasaydı/Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür/ Devlet dersinde öldürülmüştür/ Devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu:/ Maveraünnehir nereye dökülür?/ En arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı:/ Solgun bir halk çocukları " (Ikinci Yeninin Keşişi). I. Uluslararası lmar ve Kalkınma Bankası. 11 48 50 1 J. Michelangelo Antonioni'nin iki tanınmış film adının birer sözcüğü (iki filmde de başrolde Monica Vitti oynamıştı). 39 41 31 65 70 61 20 13 45 62 79 8 9 34 69 7 67 73 10 17 74 26 18 3 6 76 30 51 49 27 24 16 B48. sayınuı çözümü 4 12 C. Küçük bir limon türü. A. Ayva, B. Hüviyet, C. Mickey, D. Evangeliarium, E. Tuğrul Tanyol, F. Cüreklibatur, G. Ekici, H. Mayi, I. Azabı Mukaddes, J. Liszt. Şiir: "Artık uyuma vaktidir sevdiceğim, oyun bitti Usulca yürümeliyiz, beyaz gecelikler havalanmakta." 44 14 37 ^ ^ M S U M AN KAFAOGLUBUKE Asuman Kafaoğlu Büke izinde olduğu için yazısını bu hafta yayımlayamıyoruz. CUMHURİYET KİTAP SAYI 648 D. Çeşitli yükleri yukan çekmek için halattan yapılmış sapan. 52 5 25 28 72 68 SAYFA 23*