Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
yüzyıl fiziğindeki ana gelişmelerin öyküsünü, klasik fiziğin bu keşiflerde önemli roller oynamış temelleriyle birlikte anlatıyor. Tıpkı PARÇACIKLARI Einstein, Eddington ve Feynman gibi Weinbarg de, kendi konusunu herkesin anlayabileceği bir biçimde anlatma yeteneğine sahip. Böylece, atom ağırlıkları, Dalton'un sabit oranlar yasası, elektroliz, elcktıon yiikünün ölçümü, radyoaktivite ve benzeri konular, Weinberg'in kalemi sayesinde akıcı öykülere dönüşüyor. Atomaltı Parçacıklar, bilimi ve tarihi kaynaştıran yeni bir popüler bilim kitabı. Sıladan Uzakta (Özyaşam) / Fakir Baykurt / Papirüs Yayınlan / 422 s. Fakir Baykurt, 65 yaşına kadar olan yaşamını bölüm bölüm yazdı. Pek çok olayı, insanı özenle anlattı. Acısıyla tatlısıyla bir "nehir roman" ortaya çıktı. Yazınrmızda örneği az. Akçaköy'de, o yüksek göklerin altında doğan, yoksulluk yüzünden köyün sığırını sıpasını güden çocuk, evlerinde bir tek kitap olmadığı, anası babası okuma yazma bilmediği halde nasıl ünlü bir öğretmen; yapıtları sahneye, perdeye aktarılan, yabancı dillere çevrilen bir yazar oldu? O öğretmen, o yazar nasıl çalıştı, savaştı? Fakir Baykurt doğruları V e yanlışlarıyla birlikte hepsini ortaya serdi. Özellikle yoksul halk çocukları, gençler, bunları sabırla okumalı. Bulacakları "öğrenceler" olabilir. Aç Harmanı (Öykü) / Mehmet Başaran / Papirüs Yayınlan / 128 s. Aç Harmanı.. Yürek burkan bir deyim. Zorda kalanın, ekinler yeni olgunlaşmaya başladığında dövdüğü erken harman... Geçmişte kaldığını sandığımız gerçekler, değişik biçimlerle günümüzde de sürüyor. Kent sokaklarında iş bekleyenler, sabaha elinde çöp bidonlarını karıştıranlar, Halk Ekmek kuyruklarında bekleşenler, bir başka aç harmanı dövmüyorlar mı sıkıntıyla?.. "Başaran, öykülerinde toplumsal gerçeklerin içinde köy insanının dünyasını, duyguları, düşünceleri, gelenekleriyle varolma kavgası verişini işliyor"diyor Âtilla Özkınmlı. Ateşin Yarattığı Sanat Kütahya Çiniciliği/ Rıfat Çınt/ Cielsus Yayınaltk/ 2002/ 348 s. Rıfat Çini, kendisini çiniciliğe veren köklü bir aileden geliyor. Fransa'da seramik öğrenimi gördü. Daha önce Türk Çiniciliği'nde Kütahya isimli Ingilizce ve Türkçe bir kitap yayımladı. Ayrıca Kütahya'da Kütahya Çini Müzesi'nin kuruluşunda büyük katkılarda bulundu ve Çini ailesinin sahibi olduğu çok değerli koleksiyondan 121 parça çiniyi bu müzeye armağan etti. Rıfat Çini, Kütahya'dan Mületvekilii seçildi. Yılların birikimini titiz bir çalışma ile ortaya çıkaran ve 346 büyük sayfalık bu kitapta Kütahya'nın tarihçesi, çiniciliğin tarihçesi yer alıyor, ayrıca yüzlerce çini örnekleri ve resimler var. Kitabın hazırlanışında Prof. Dr. Oktay Aslanapa, Prof. Dr. Ara Altun, Doç. Dr. Belgin Demirsar, Hakkı Arlı ve Kütahya Çini Müzesi Müdürü Metin Türktüzün ile Sadberk Hanım Müzesi Müdürü Çetin Anlağa'nın katkıları olmuş kitap Kütahya'nın hangi maddelerle hangi işleyiş biçimi ve tekniği ile Çini sanatını ölümsüzleştirüdiğinin sırlarını da veriyor. Çinicilikle ilgüenenler için olağanüstü değerli bir kitap. Tekrar Yollarda/ Che Guevara/ Çeviren: Gürol Koca/ Everest Yayınlan/ 152 s Che'nin 19531956 yılları arasında, 25 yaşındayken çıktığı ikinci Latin Amerika gezisinde tuttuğu bu günlüklerde, bir devrimcinin doğuşunu haber veren işaret fişekleriyle karşılaşacaksınız: Guatemala'da doktorlukta uzmanlık yapmayı kendi içindeki iki Ben'e, Sosyalist Ben üe Gezgin Ben'e ihanet olarak görmesi; Mexico City'de kendisine tıpatıp benzediğiŞAYFA 22 ni düşündüğü Kübalı devrimci Fidel Castro'yla tanışması, Carletto (Karl Marx) üe Federicuccio'nun (Friedrich Engels) sadık bir okuyucusuna dönüşmesi, zengin kurumlarda çalışan burjuva evliliği yapmış bir çiftten ziyade bir balinayla daha çok ortak noktası olduğunu itiraf etmesi, komünist ahlakının insana heyecan veren o "Biz"i hissettirebüecek en güzel şey olduğunu savunması, hayatının ük yirmi beş yılına üç büyük eylem çizgisinin damgasını vurması: Büime duyduğu ügi, tuhaf gezginlerle çıktığı yolculuklar ve gerçek bir evrimde yer alma isteği... Dolayısıyla bu kitap, ünlü arkeolojik yerleri gezmek üzere yola çıkan bir genç adamın adım adım nasü siyasal bir eylemciye dönüştüğünü anlatmakta, okura bir devrimcinin doğuşunun ipuçlarını vermektedir. Sanatsal Gerçeklikler, Olgular ve Öteleri... lliasan Bülent Kahraman/ Everest Yayınlan/ 306 s. Bu kitapta yer alan makaleler sanat felsefesi, sanat sosyolojisi, estetik alanlannın kesiştiği noktada biçimleniyor ve bu konuda çok az yayının bulunduğu kültür dünyamızda önemli bir boşluğu dolduruyor. Sanat felsefesinden görsel ideolojiye geçüen bir dönemde ve her şeyin popüler kültüre bağlandığı bir ortamda bu kitapta yer alan yazüar, onun dışında kalan sanat dünyasının gerçeğini anlamak açısından önemli bir olanak sunuyor. Yazıların dayandığı kuramsal birikim ve düşünsel temel özgün kaynaklara ulaşmakta zorluk çeken okıır kesimi ayrı bir işlev taşıyor. Kenti DinlemekBüyülü Kent tstanbul'dan Oykiiler/ Jale Sancak/ Sel Yayıncdık/ 136 s. Kenti Dinlemek'te Jale Sancak, Istanbul'u bu kent üzerine düşünmüş, yazmış, şarkılar bestelemiş sanatçı, yazar ve şairlerimizin kendi kişisel duygu ve düşünceleriyle, tanddüdarıyla anlatıyor. Kadıköy'ü Selim lleri'den, Usküdar'ı Sunay Akın'dan, Şişli'yi Mario Levi'den, Dolapdere'yi Metin Kaçan'dan, Kuzguncuk'u Uğur Yücel'den, Beyoğlu'nu Atilla Dorsay'dan, Rumelihisarı'nı Vecdi Çıracıoğlu'ndan, Gaîata'yı Handan Öztürk'ten, Kumkapı'yı Jaklin Çelik'ten, Yedikule'yi Ilhan Eksen'den, Istanbul'u İlhan Şeşen'den ve Haliç'i Hasan Öztoprak'tan okuyoruz. Diinkii IstanbulÇok Dinli, Çok Dilli Mozaiğin Dağılışı/ Ilhan Eksen/ Sel Yayıncdık/ 126 r Farklı olmanın, azınlıkta kalmanın, devletbirey ve cemaatdevlet üişküerinin belleklerde yer eden sonuçları en belirgin şeküde tstanbul'da insan mozaiğinin dağümasında görüldü. Daha sonra gündeme gelen, moda olan nostalji ve gusto edebiyatı örnekleri ise yüzeysel değerlendirmelere dayanan ağıtlardan öteye ne yazık ki gidemedi. lstanbul'u anlamaya, sevmeye, yaşamaya yeterli olamadı. Yazar bu çalışmasında dünkü lstanbul'u tanüdarın ağzından aktararak lstanbul'un tarihinden buruk tablolar çiziyor. Ayrı Yol/ Andre Gide/ Çeviren: Tahiin Yücel/ Sel Yayıncdık/ 136 s. Genç ve zengin arkeolog Michel'in, karısı Marceline üe balayını geçirmek üzere gittikleri Tunııs'ta vereme yakalanmasıyla başlayan ve hastalığının iyiİeşme süreci boyunca devam eden yaşama ilişkin derinlikli bir özsorgulama, yeni bir kimlik arayışı: Ahlakla cinsellik, düşünceyle duygu, beyinle kalp arasındaki sürekli çatışma hali. Kısaca geleneksel top lum düzenini zorlayan bir serüven... Hayatın sorgulanışına tanıklık etmek ve düşünce ufkunu genişletmek isteyen herkes için Tahsin Yücel'in mükemmel çevrisiyle bir Andre Gide klasiği... Kalp Yarası/ Kerime Nadir/ Doğan Kitapçılık/ 112 s. Eserleri yüz binlerce okura ulaşmış olan ünlü romancı Kerime Nadir, 1917 yılında lstanbul'da doğdu. Yazı hayatına öyküler yazarak ba§ladı. Hıçkırık romanıyla memleket çapında tanındı. Kaleme aldığı aşk ve karasevda romanları, tefrika edildikleri yıllarda gazetelerin tirajını arttırdı. Hemen her eseri, bazen birkaç kez filme de alınan, insanlara roman okuma sevgisini aşılayan Kerime Nadir, 20 Mart 1984'te lstanbul'da öldü. Kitabı yayına hazırlayan Selim Ileri kitap için şöyle diyor: "Sonra bu kısa romanı okumaya başladım. Dediğim gibi, ilk kez okuyordum. Sıcak, içten, alabildiğine alçakgönüllü anlatımı kendine çekiverdi beni. Kış sonunda, erken ısınan havayla açmış bahar dallarının pencerelerden göründüğü, Sapanca'da bir evdeydim. Romanın 'dekor'una tıpatıp benzeyen bir ortamda. Gün batarken Kalp Yarası bitti... Derin bir sızı duyuyordum..." Yosma/ Etem Izzet Benice/ Doğan Kitapçılık/ 415 s. Etem lzzet Benice 1903'te Istanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesi'nde, Yüksek Deniz Ticaret Okulu'nda öğrenim gördü. 1920'den başlayarak gazetecilik yaptı. 19421950 arası, önce Kars ,sonra Siirt Milletvekili'ydi. Okurların çok severek okuduğu romanlarında, sinema dilini andırır, hızlı, akıcı, gereksiz ayrıntılardan uzak, alabildiğine renkli anlatımıyla ünlendi. 28 Mart 1967'de lstanbul'da öldü. "Aşağı sınıftan genç ve güzel bir kızın yükseliş hikâyesinde kimler ve neler karşımıza çıkmaz ki! Para babası işadamları, vurguncu milletvekilleri, lüks randevuevlerinin sahibeleri, hatta saygın bilim adamları... Su gibi akıtılan şampanyalar, görkemli oteller, sosyete uğrağı pastaneler, Büyükada, Boğaziçi, Beyoğlu..." diyor kitabı yayına hazırlayan Selim Ileri. Pişman Değilim/ Sen Sahir Sılan/ lletışim Yayınlan/ 427 s. + Albüm Yazları Büyükada'da, Caddebostan ve Suadiye plajlarında, kışlan Erenköy'deki köşkte, Kadıköy'de, Moda'da geçen mutlu bir çocukluk. Fethi Okyar'ın ve Ismet Paşa'nın özel kalem müdürlüğünü yapan babanın aileyi götürdüğü Ankara'da, genç Cumhuriyet'in yüksek bürokratlarının ailevi ilişkilerine yakından tanıklıklar. Ismet Paşa'yla, dönemin ileri gelen devlet adamlarıyla dostluklarla geçen rüya gibi günler, güzel bir evlüik. Mutlu günler trajik bir olayla noktalanıyor ve genç kadın Amerika'da iki çocuğuyla birlikte yaşam mücadelesi verirken, tek başına ayakta durmanın onurunu yaşıyor. Saraybosnalı Hamdi Paşa Resulbegoviç'in soyundan bir annenin ve son Mcclisi Mebusan'ın, ilk Büyük Millet Meclisi'nin mebuslarından bir babanın kızı olan Şen Sahir Sılan'ın kırklı, ellili yılların Ankara'sından Amerika'ya uzanan kâh mutlu, kâh hüzünlü yaşamöyküsü, yakm tarihimizin sosyal dokusundaki yapılanışlan yansıtan bir belge niteliğinde. Gramofon Çağı/ Ivır Zıvır Tarihi 2/ Gb'khan Akçura/ Om Yayınevi/ 265 s. Ses dediğin nedir kiPUçar gider. Duyar unutursun. Zaman gibidir ses. Yitirir gidersin tadına doyamadan... Artık sesler yok olmayacaktır... Çaresi bir yeni icattır. Edison'un ünlü aleti: Fonograf. Fonografın ardından ortaya çıkan gramofon makineleri birdenbire popüler oldu; kıraathanelerde, eğlence yerlerinde, evIerin pencerelerinde, Kâğıthane kayıklarında süslü, boyalı ve gürültülü boruıarıyla. Plaklar kapış kapış satılıyordu. Ne de olsa gramofon çağı başlamıştı... • CUMHURİYET KİTAP SAYI 648