Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
sayabılıru Anlatıcının şu sozlerıne ku lak verelım ' Boylece ıkı uykusuz ınsa nın gozlerıne bakardı kuyular, kendı yaz madıkları bır masalin ıcınde kazılan sa ğır boşluklar "' Ortuk yazar olmayan anlatıu oykunun dokusunu oluşturan ka rakterdır, soylemek ıstedığımı doğru ıfa de edebüıyorsam eğer anlatıcının otekı benı'dıroykuyuanlatan Oykunun çerçe vesını oluşturan masal oğelerı değıl bır tur olarak oykunun kendısıdır Masalsı yon oykunun ıçındekı sımgesellığe daya nır ve bızc genış bır bakış açısı ve yorum lama olanağı sağlar Kıtabın altıncı oykusıı Insan Dıplen okurutedırgıneden.masumıyetvekotu culluk yansıtan bır tumceyle açılır "Ada mın çıplak ayaklarını gorunce, başını boyle çırkınlıkte bır adamdan hoşlanma sını sağlayan, ona kosnul edımler emre den o ahmak katasını yastığa atıp ıçlı ba J kı^larlasevgılısının ayaklarını ınceledı " Bu tıımcenın ardından gelen ve okuyu cuyu guzclhk ve çırkınlık kavramlan us tunde duşunmeye zorlayan betımleme ler sarsıcıdır Okurdan, yazılmamış olan ları kendı duş gucuyle, ımgelem yetısıyle tamamlamasını beklemış yazar, kesık ke sık tumceler ya da noktalamalarla değıl bıçem olarak suskunluğu pekıştıren, oku ru kendı ruhunun derınlıklerıne donme sını oneıen dıl oyunculuğuyla Bu yon tem oykunun akışında bır duraksamaya, oykuden kopmaya neden oluşturmaz, de yaşamakla, sonsuza dek uyumak ara sındakı çetın cevız mucadelenın ve bu mucadeleden bır Şeftalıve dokunarak tekrar hıssetmeye başlayışın oykusudur anlatılan sadece Şehalının kokusu, ren gı, tadı karsısında adeta çavlana kapılan bedenın oykusu Sema Kaygusuz'un oykulerı Julıo Cor 1 tazar'ın ıyı bır oykunun belırtısı saydığı , ağızhktan uflenen sabun baloncuğu gıbı kendını yazarından koparabılme ozellı ğını gosteren oykulerdır Bır "ıletı"nın ar dına duşmemış, bu tur şeyler aktarmaya kalkışmamıştır tıpkı şıır gıbı Sadece bı lıncın "normal" duzeneğını yerınden uğ ratan bır değışım yaşatmaktadır okuyucu ya Şehalı adlı oyku, aslında saydığım bu ozeÛıklerı en guzel ornekleyen oykudur Şıırsellık ust duzeydedır bu oykude "Dızlerıne kadar çekılmıştı ayak bılekle rı, var gucuyle asılıp eskı yerıne taktı Iç ıçe geçen kaburgalarının arasında sıkışı verdı yureğı " (s43) "Kâğıttandı karnı, yırtılmasın dıye yavdş^d yuzunu dondu, goğuslerı gomuldu, goğuslerı çırpındı, goğuslerı sondu " (s 44) "Once surahıye baktı, su sallanıp dalgalandı, sen uyur ken, dedı, bayat bır koku sardı havayı, sona yavaş yavaş aktı ıçıme, ıçme benı, tekrar zehırlenır, tekrar kapanırsın ıçıne " (s44) "Bırı koparıyor, ne kadar aldın dı ye bakıyordu otekı" (s 45) "Şehalı kadı na, kadın Şeftahye ışte boyle karıştı " (s 46) "Kılçık" oykusu Kadır Bey'ın "urkutu cu yeme alışkanlığı 'nı konu alır "Yaprak ve Tuy Zamanlan' adlı oykude ıse bır ar dıç tonumunun ağaca donuşumu anlatı lır Bu oyku aslında "ınsan"ın "bugunun dayatılmışlığına" adeta duş gucuyle kaı şı çıkar " Yazımın gınşınde Sema Kaygusuz'un çoğu oykusunun cevherın hayatta değıl, oykucude olduğunu duşundurduğunu soylemıştım Az sayıda kışı, dz, sayıda sah ne, her şeyın otesınde daha az sayıda olay anlatılmaktadır çoğu oykude Bıçım ve eylem yalınlaştırma adına bellı bır çerçe ve ıçıne alınmaktadır Tıpkı HoracıoOu ıroga'nın "Oykucu Içın On Buyruk" ad lı yazısında4 onerdığı gıbı Sema Kaygusuz çoğu oykusunde oykuyu belkı de ıçlerın den bırı olabıleceğınız dar bır çevrenın, ufacık bıı obek oyku kışısının ılgısını uyandıracak gıbı anlatmış Boylece oyku ye can katmanın puf noktasını yakalamış Ancak "Çatlak Yerlerın Kuyusu", "Çalın CUMHURIYET KİTAP SAYI 644 tersıne bu gızlı suskunluğu onemseme meyı de olası kılar "Kadın uzaktan gelen suru çıngırakla rının sesını duyunca buralarda tek başı na olmadıklarını anlayıp sevınçle çevıe sıne bakındı ' Bır kıızu gorur ımıyuz aca ba*" Babacan tavırlarlakızın saçlarını ok şavarak 'Cıorııruz tabıı Şu sıralar tam Kaygusuz kurmacayia bıidık gerçeklık arasındakl bağıntıyı yazınsal sanatın bakışıyla dil in glzil gucuyle kuruyor /amanı" dedı adam " Bulundukları yer hakkında pek çok bıl gıye sahıp olan okur, kadının duyduğu çıngırak seslerınden oturu sevınmesını korkuyla ılışkılendırebılırmi'' Kuşkusuz, evet Korkunun nedenı çırkın ayaklardır ve adamın babacan tavırlarla kadının saç larını okşaması da bu duşunceyı pekıştı rır Anlatıcı burada susmayı tercıh eder ve bağlantılan kurmavı okuyucuya bırakır Kuşkusuz metnın butunu açısından soy lem çeşıtlılığını goz onunde bulundura rak bu sonuca varabılırız Tersı durum davsa son derece sıradan, doğal bulabılı rız yukarıdakı alıntıyı Herhangı bır an lam aramamı/a gerek kalmaz Çarpıu oykuleıden bırı de Çopçuler Bır ovkunun oykusıı dıyebılınz Çopçuler ıçın Etkıleyıcı bır anlatım bıçımıyle ka rakter olmayan/olamavan kışderın dun yasına gırılır Kaygusu/, bu ovkııde genel bır soylemı seçmış çunku oykude ka rakter, olav orgıısu, kıırgu ya yok ya da belırsızdır, karanlık bır kuvunun dıbın den bıze seslenense kımlığını açığa vur ma/ ( )yleyse, doğrudan vazarla yuz vu zev mıyız'* Bu soruya bulabıldığım yanıt !}iı Ben anlatıcı bundan da kuşkuluyum sovlemı genelleştırerek oncesınde var olan soylemlere ortuk gondermelerde bulunur Çıınku ovku baştan sona pek çok şeyı çağnştırmasına karşın, tur olarak kendı olçuderını vadsır ve gondermede bulundugu metınlerın çağrışımlarından bunca yıl kırık dokuk yalvarışlarla topra ğın onunde kuçuk duştuğu ıçın varlığın dan utanıyordu Ne dıye daha once akıl edememıştı bunu, susuz yerlerın kulu ol maktansa kendı oz bılgısıyle kuyuların efendısı olmak varken, nem de kuçuk bır tannyla "(s65) Dedesı ıçın "butun ınsan yuzlerının ve şeylennın tonlamı" olan bu değneğı kıra rak dedesıncıen yılanın ılk ıntıkamını alır adeta Suyun yerının muıdelendığı bır ru ya gorduğunu soyler ve dedesı burada ku yu lcazınca yağmur bastırır Dede seslen meye çalışsa da yardım ıçın onun sesını duyan olmaz torundan başka ve kendı kazdığı kuyuda su ıçınde kalır Boylece yı lanın oldurulduğu gun doğan torun dae ta dededen ıntıkam alır Doyma Noktası adlı oyku kıtabında, daha once Sema Kaygusuz'la yapılan soy leşıde ıfade edıldığı gıbf bırtakım ortak noktalarvar Oykuler arası geçışı sağlayan bu ortaklık butun oykulerde bır acıkma veya doyma temasının ışlenmesıdır Or neğın Sandık Lekesı adt oykude Oğuz, oburluğu esınlenen bır kahramandır "Oğuz, oburluğu esınlenırdı yaşadığı yerden Oğle paydoslarının sıkışık zaman aralıklarında kravatı gevşemış, topuzu ço zulmuş kuçuk toplufuklar uşuşurdu Gu muşsuyu'na Self servısbırlokantavardı, Oğuz'un buyulu sandığı dunyası, goz goz yemeklerın konduğu servıs tepsılerıne sı ğan, baharatlı, bol sulu, sıcak bulamaçlar kıvamındavdı ancak Yenılen her seyın alumınyum tepsılere sıralanışı gıbı tekdu ze, elden ele gezınen tuzluğun ağzı denh tıkalı Oğle analısının zamanı dardı, tek katlı peçetelerle lokantadan çıkarken sılerlerdı dudaklarını Oğuz hep beraber gelıp hep beraber gıtmelerıne anlam ve remezdı Boş tepsılerın tangırtılarını, ça lı supurgesının hışırtılarını dınler, artıkla rın dokulmesıne çok şaşırırdı " (s 20) Şekalı vıyerek hayat bulan kadının ya da Kadır Bey'tn urkutucu yeme alışkan lığının anlatıldığı oykuler yemeğın ınsan tarafından nasıl dlgılandığını zıttk ıçınde vurgular Şeftalı adlı oykude şehalı yıye rek nayat bulan kadın adeta şeftalı ue se vışır Oykuyu bellı noktalardan okursanız kadının karşısındakı kahramanın bır şef talı olduğunu anlamayabılırsınız Kadır Bey ıse yemek yemez, savaşır "Bır yandan yıyor, ote yandan hım'la maya benzer tıkanık bır solumayla muzığın sesını bastırıvordu Ilk lokmayı ağzı n kendı olçutlerıne değışmış de olsa gerı doner Kaygusuz, kurmacayla bıldık ger çeklık arasındakı bağıntıyı yazınsal sana tın bakışıyla, dıl'tn gızıl gucuyle kuruyor Olabıldığınce, bıldık gerçeklıkten uzak durup yarattığı yazınsal dunyadan bıldık dunyayı ızleyen yazar, aslında gerçeklığın gorunmeven yuzunu aynaya yansıtıyor Kılçık oykusundekı Lıpsos gıbı • 1) Sıradan ınsanlann hatalı oykulerı, Cumhurıyet gazetesı, 2 / Subat 2001 2) Sema Kaygusuz, Sandık Lekesı, Yulerzık, s 64 Can Yayınlan, 2000 3) Sandık Lekesı, Aşkar, s 76 4) Sandık Lekesı Yulerztk, s 68 5) Sandık Lekesı, Lngertg'ın Og'lu, s İ2 6) Sandık Lekesı, Lngerepn Og'lu, s 36 7) Georges Hataılle Edebıyat ve Kotuluk, Istanhul, 1997, Metn Yayınlan 8) Sema Kaygusuz, Doyma Noktası, Sandık Lekesı, s 9 Can Yayınlan, 2002 9) Doyma Noktası, Sandık Lekesı, s 15 10) Doyma Noktası, Sandık Lekesı, s lî 11) Doyma Noktası, Şef/alı, s 43 12) Doyma Noktası, Yaprak ve Tuy Za manlan, s 53 13) Doyma Noktası, Çatlak Yerlerın Ku yusu, s 67 14)Doyma Noktası, insanDıplen, \ 73 15) Doyma Noktası, İn san Dıplen, s 78 na atar atmaz ıştah kapısı sonuna dek açıldı Bunun hıç bıtmemesını ıstıyordu O ağırbaşlılık gıtmış, yerıne, ısırmaya, çığnemeye, yutmaya karışan bır urkutu culuk gelmıştı Balık tabağının uzerıne ıyıce eğılıp kamburunu çıkardı LUerı ol duğu gıbı yağ ıçuıde kalmıştı Salatadakı kandeslerı tutup ağzına atarken gozlerı ırı ırı açıldı Tavana baktı Butun salonu gozlenyle yutmak ıstıyordu Dırseklenne doğru sızan zeytınyağını yalayarak temız ledı, sonra burnuna Kadar şarap kadehı ne daldı Kadeh boşaldığında şışeyı boy nundan yakalayarak emmeye başladı Ar tık rahattı, çok rahat Balığın kafasınm ıçını açarak gozlerın arka tarafında kalan lezzett et parçalarını parmakladı Goğ su ınıp kalktıkça, ıçınde genışleven mıde nın buyruğuna uyuyor, o buyuk mağara nın ıçını aslında açlıkla dolduruyordu " (s50) Aslında Sema Kaygusuz sadece yeme ğe karşı duyulan açlığı anlatmaz, ınsan bedenının her turlu açlık hıssı ve doy gunluk dolayısıyla bıkkınlık anlatılır oykulerde Orneğın Insan Dıplen adlı oy kude karşı cınsten ıkı ınsanın cınsellığı aceleyle yenen yemekler gıbı yaşamaları ve bunun sonrasında kadının uuyduğu doygunluk ve tıksıntı anlatdır Kadın bır anlamda "odaya gırer gırmez açlıktan oluyormuşçasına bırbırlerıne vapıştıkla rı ıçın" • "doymadan da ote, ayakta tıkan manın yarattığı sındırım sıkışıklığmı" ya şar Kıtabın en son oykusu Çopçuler de ın sanlann acıkma ve doyma(ma) hıssının sonunda ortaya çıkan kırlılığı anlatır Gozle gorunen kırlılığı Boylece Sema Kaygusuz oykulerı ortak temalarla bırbı rıne bağlarken son oykuyle aynı temayı bır başka bakış açısıyla vermıştır okuyu cuya • 1 Mungan, Murathan "Haya/ımız Ro man, Hayatımız Hıkâye" Adam Oyku MaytsHazıran 1998, Sayı 16, s 70 2 Kaygusuz, Sema Doyma Noktası, Can Yay tst 2002 3 Cortazar, Julıo "Oyku Ue Yakın Çevrest Ustune', Adam Oyku, Temmuz Ağustos 1996 Sayı 5, s 40 4 lloraao Quıroga dan Aktaran Julıo ( ortazar 'Oyku Ile Yakın (, evrc sı Üstu ne" Adam Oyku, Sayı 5, Iemmuz Afcustos 1996, s İH 5RadıkalKıtap, 29Mart2002, yıl2, Sayı 54, s 10 SAYFA 9 Mağanüstü olaylar tı Yurekler" ve "Çopçuler" adlı oykuler de bu soyledıklerımın tam tersı olan bır takım ozellıkler goze çarpar Her uç oy kude de oykuyu ayakta tutmak ıçın yaza rın olağanustu olaylar, olağanustu durum lar anlatma cabası dıkkatı çekmektedır Yazar adeta bır gızın, bır sırrın peşınde dır Orneğın "Çatlak Yerlerın Kuyusu" bır yılanla Dir adamın karşılasmasuun an latıldığı şıırsel bır gırışle başfar ' Adam, onunde u/anan beyaz yılanı gorur gormez dehşetle ıkı gerı sıçradı, yı lansa govdesını dalgalandırarak oylece kaldı, Dirbırlerının yureğını hıssedeme yecek kadar zayıf olan, gozden kaçmış, o gune dek bır kez bıle denenmemış kor kaklıklarının namert yuzunden olacak, ne yılan gıbı durdu vılan, ne de adam gıbı baktı adam îkısının de gozlen sankı do lunaydı ve goğuslerı, o yerlerın uçurum lu coğrafyasını yutmuş kadar buyuktu " (s59) Ve adam yılanın başını baltayla kopa rır Aynı anda adamın beklenen torunu doğar Bır kız çocuğuduı bu Butun oy ku boyunca bu kız çocuğu ıle yılan ara sında gızemlı bır ılışkı sezdırılmeye çalı şılır "Sedef'le Sakal arasında gelışen, ama gelıştıkçe ıyıce karmaşıklaşan ılışkı, gun geçtıkçe daha s,ıddetlı bır durum alıyor dıı, Sedef fırsat buldukça tırmalıyor, dış lıyor, dedesının saçını çekıştırıyor, uzun sakallarını bırbırıne doluvordıı, Sakal sabrı tukenene kadar çocuğun mırıltıla rını dınlıyor, kuçuk can acılarıyla hoplu yor, sonra dayanamayıp tokatlanmış, acı dan dVAi avaz ağlayan bır çocuk bırakı yordu avluda Ne yetertnce sevıyorlardı bırbırleıını ne de nefret edıyorlardı bır bırlerınden Ve ınsanlar, tozu dınmış ak şamusderınde yuruyen bır korkuluk go rurlerdı çatlak yerlerde, goklere yakaran bır dede, peşı sıra koşuşturan, tokezleyıp duşen, sonra kalkıp tekınsız adımlarla yo luna devam eden vıldız gozlu bır kız ço cuğıı " (s 63 64) Yılanın oldurulduğu, çocuğun doğdu ğu bahar yağmurlar azalmaya kuraklık ya şanmava başlanır bır uğursuzluk olmuş çasına Dede'nın su aramak ıçın kendıne bır değnek yapması veonu adeta tanrüaş ttrması verılır " Yaşadığı dunyanın sapsarı bır huzun le gunden gune buharlaştığını kısa bır za man da olsa unutuvermıştı Elındekı ka ra dal, kabuğundan sıyrılıp uğurlu bır değneğe donuştukçe kendınden geçıyoı, Açİık hlssl