23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ÎKÎ ARZU 1 Çıplak dorukta yaşamak, Sone'ler yazmak, sade... Ovadakilerden almak Ekmek, şarap ve köfte. *. * *•"', Saşa Çornıy/ Şiirler/ Çevirenler: Kanşaubiy MizievAhmet Necdet "Ekmegi bırakıp dalmıslar bir düsünceve" Şair ve yazar Saşa Çornıy (18801932) Odessa'da doğdu. Gerçek adı Aleksandr Minayloviç Glikberg'dir. Petersburg Lisesi'ne yazıldıysa da başarısızlığından dolayi ihraç edildi. Gümrükte çalıştı. îlk şiirlerini 1904'te yayımlayan şair, 1905'te Petersburg'a taşındı ve ilerici 'Zritel' (Seyirci), 'Molot' (Çekiç), 'Maski' (Masklar) yergi dergilerinde çalıştı. tlk defa 'Saşa Çornıy' takma adını (Saşa Aleksandr adının küçültülmüş hali, Çornıy 'kara' demektir) 1905'te 'Zritel' dergisinin de kapanmasına yol açan Çepuha (Saçma) politik yergisi altında kullandı. IIK şiir kitabı Raznıye Motivt (Çeşitli Motifler), lirik şiirlerinin yanı sıra politik yergi içerdiğinden dolayi sansür tarafından yasaklandı. 19061907 yıllarında Almanya'da eğitim gördü. Dönüşünde 'Satirikon' dergisinde çalıştı (19081911) , dergi okuyucularının en sevilen şairlerinden biri oldu, Rusya çapında üne kavuştu. Çeviriler de yapan şair, çocuk şiirlerini Tuktuk, 1913 (Taktak) veJivayaAzbuka, 1914 (Canlı Alfabe), başlıklı kitaplarında yayimladı. Ekim Devrimi'nden sonra Letonya'ya, oradan da Almanya'ya (1920) göç eden Saşa Çornıy, 1923'te Jajda (Susuzluk) şiir kitabını çıkardı. Hayatının son yıllarında kendisini düzyazıya veren Saşa Çornıy, Neseryoznıye Rasskazı, 1928 (Gayri Ciddi Öyküler) ve ölümünden sonra yayımlanan Soldatskiye Skazki (Asker Masalları) adlı kitapları yazdı. Saşa Çornıy 1932'de Fransa'da hayata gözlerini yumdu. TUÇKOV KÖPRÜSÜ Nehrin üstünde top top karanhk var. Uzaklar kasvetle dolu. Sert rüzgâr. Buz karla kaplı. Sanırsın bir bela, Su kararıyor Duzlar arasında. Kazık kapakları cansız ve çıplaktır, Bakışlarında hiçbir dostluk yoktur. Zangırdar köprüde at arabası. Sürücü uyuyor, eğik kafası... Fenerler bir sıra oluşturuyor. Hepsi umutsuzca yanıp duruyor. Yabanileşmiş ev küçük adada Kör camlarıyla geziniyor suda. Kar yükleniyor. Sonsuza dek hep kar: Yaz, gülJer, güneş, bir de sıcakhklar. Ünüm ardım demeden gemileri yakmak, \ liç aldırmadan girmek yatağa, Ranat uyumak, merak için ancak, Uyanmak yüzyıl sonra. (1909) ŞU HALE BAK Çocuk kötü not alır. Dayak yemektir işi, Kadın, saçı için son rubleyi narcar, Bakkal ve dişi şişip ölen eşi Her an avlık zararını hesaplar. Ihlayıp duruyor zavallı kapikler: Şemsiye ve odun gedik açtı bütçede, O pamuklu pembe bluz ise ter Döktürür eğreti duran keline. ' ~ , / Kafasında karabaş iskete ıslık çalar t (Tanrı kuşu hiçbir şey yememiştir), Ekşir tabağında yalnız kalan mantar, Votka son damlasına kadar içilmiştir. Mutluluktan dört köse, ağzı varı açık, Kız, karyolanın altınuaki Kediye lavman yapar, Ve kedi karamsar düşüncelere kapılıp, Böğürmeye başlar, trajik bir sesi var. "Caşsız kızkardeşi sökük kazağıyla Nezleli piyanonun ırzına geçer, Çamaşır terzisi kadın duvar ardında " Anla benim kaderimi "romansını söyler. Anladık, muttakta hamam böcekleri var, Ekmegi bırakıp dalmıslar bir düşünceye, Bardaklar doıapta ah çekip zangırdar, Ve nem damlar tavandan gözyaşı diye. (1909) tKİ YORUM Biri bağırır: Biçim ne? "Saçmalık! Kadehe koyarsan Gübreli bir su, Ziyanlık vermez mi Güzel kadehe?" Ötekiler karşı çıkar: Aptallar! Dürüst insan en hoş şarabı bile Içmek istemez lazımlık üstünde Yazık! Bitmez bu çekişme... Oysa koymak mümkün... şarabı kadehe. (1909) TAŞ KESÎLDÎM PENCEREDE Taş kesildim pencerede. Karanlık gece. Camları yalıyor sağanak. Gece sofiuk ve ıpıslak. Uyku vakti. Sessiz rüyalar saati. Kasvet tuttu tembelliği, Dikildi düşün gözleri Odaya hırslanarak. Gittıler sallanarak. Yenileriydi yanan... Islak camın ardından Soğuk soğuk bakıyorlar, Sanki yabancı tanrılar, Yağmur ve karanlık var. Alın kızgın. Gece suskun. Yaz yağmuru, akan seller. Vücut dönüşürse eğer, Işık olacak, Lamba, masa, boş duvarlar. Düşünen şaire bak Su boğuk anafor kadar. (1907) CUMHURİYET KİTAP SAYI 637 Hem başarı şaka değildir. Faturayı hemen keser. Vermezsen, yosma gibidir, Gece kalmaz, çekip gider. (1910) ZEVKE DALIŞ Ateşli bir yaban gülü Balkon kapısı üstünde Bir ark oluşturuyor, Sabırsız âşık misali, Tutuşup vaktinden önce Gözlerime vuruyor! Sarmaşığın leylak renei, Ördü yumuşak, istekli, Kabartma çıkırmyı, Uçuk mavi, incelikli, Âttı nazlı gölgesini, Salkımını sarkıttı. Üzüm, bakla ve bezelye Keyfediyor pencerede... Âşık sinekler dansöz, Sarhoş böcek sürüsü ve Kilise çanı üstünde Büyülenmiş bir horoz. (1907) (191i) SABIRSIZ'A Yakınma... Godoş kalabalık Başanya götürür seni, Ve alırsın "bugün"ünü; Av, hayvanın ağzında artık. SAYFA 18
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle