Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Gelişmenin motoru olarak nesneleleştirel (bu kesinlikle tarafsızlık değildir Aybar'da) düşünebilmek gerektiğini söyleyen Aybar, pratik gerekçelerle de olsakabukbağlamış terimlerin arkasına sığınılarak kurgulanacak teorinin uzun erimli olamayacağını ve doğrsu, Marksizmin bunalımının da buradan kaynaklandığını işaret ediyor. Marksist tarih biliminin genel ve kalın hatları ile bir süreçler ve oluşumlar zinciri belirlediği bilinir. Ama bu süreçlerin tarihsel ve özel maddi sınırlarının önceden belirlenmişliği ve değişmezliğidir bilimsel olan. Yoksa "taktiksel pratiği" gerektiren yönelimler bilimsel değil, siyasaldır. Bunlann üzerinden bilimsellık iddiası olamaz yanlıştır. Oysa özellikle 1921 'lerden sonra yapılan budur. "Politikacı Marksistler olayları şemalann ıçine oturtmak ve böylece kitleye karsı teorinin yantlmazltğını kanıtlamak yolunu tutmuşlardır." Bunun aygıtı da Lenin'in oluşturduğu ve ardılları tarafından evrensel örnek olarak sunulan "parti" modelidir. Bu "merkezi örgüt modelı sahte bilimsellikle bırleşince, btlimi de sıyasal özgürlüklerı de amansızca zincıre vuran ıstibdat rejimi ortaya çtkmtstır " Bilindiği gibi Stalin döneminde bu istibdat beş milyon kişinin tutuklandığı ve beş yüz bin kişinin kurşuna dizildıği doruğa ulaş• mıştır. Ancak Aybar'a göre bunu açıklayan Kruşçef'in de Moskova ve Ukrayna'daki temizlik hareketleri düşünülürse değişen bir şey yoktur. Zira sorun kişilerin darvanışlarından çok onları yaratan örgüt sistemindedır. Bunun da kaynağı Aybar'a göre Leninist örgüt anlayışında yatmaktadır. Rusya'nın özel üretim biçiminin, savaş koşullarının, gelişmiş proletaryanın olmamasına karşı devrimin gene aynı koşullara bağlı ola Paşakapısı cezaevl'nde Nâzım Hlktnet ve Azlz Neslnle, 1950. Yanda Ise Uğur Mumcu'yla bir söyleşide, 1986. rak ve çokça da" rastlantılarla" beklenenin tersine Avrupa yerine Rusya'da gerçekleşmesi sonucu bu devrimi "teorik düzeyde doğrulamaya çalışan teori" sosyalizmin geleceğini ters yönde etkilemiştir. Zira bu yönelim "önce partiyi sonra devleti kutsallastırtp, sivıl toplumu yö'netimden olabıldigtnce uzak lutarak kisiyi putlasttran bir diizene dönüsmüstür." Bunun da sosyalizmle ilgisi olmadığı açıktır. Kitabın sonundaki, TÎP ve Hangi Sos yalizm bölümleri ile bu düşüncelerine koşut olarak, Türkiye'deki gelişmelerin ve sosyalizm için örgütlenmenin üzerinde duran ve Yaşar Kemal'in yazdığı önsözde koyduğu Daşlıkla "Büyük Bir Düşünürün Son Kitabı" önemli tartışmalar yaratacağa benzer. • (*) Marksizm ve Sosyalizm Üzerine Düşünceler/ Mehmet Alı Aybar/ Yayına Haztrlayan: Aylin Özmanf Uetisim Yayınlart/2002 MEHMET ALI AYBAR 5 Mart 1908'de Istanbul'da doğdu. Hareket Ordusu kumandanlarından Hüseyin Hüsnü Paşa ve matematikçi Gelenbevi Ismail Efendi'nin torunu. Çocukluğu Cihangir, Yeşilköy ve Kuzguncuk'ta geniş aile çevresinde geçti. Yeşilköy'deki Fransız Okulu'nu ve Galatasarav Lisesi'ni bitirdi. 1939'da lstanbul Hukuk Fakültesi'nde Devletler Hukuku doktoru iken, Paris'e Sorbonne Üniversitesi'ne hukuk araştırmaları yapmaya gitti. Fakat bir yılın sonunda Dunci Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla, kuzeni şair Oktay Rifat, Ragıp Sarıca ve birkaç arkadaşı üe birlikte bisiklete atlayıp Paris'ten Lyon'a kaçtı, oradan da Türkiye'ye döndü. 1942'de Devletler Hukuku doçenti olduğu Istanbul Hukuk Fakültesi'nden 1946'da Vatan gazetesinde yazdığı }0\\ Şef Inönü rejimini eleştiren Kâğıt Üzerinde Demokrasi başlıklı yazı dızisi nedeniyle uzaklaştırıldı. 194749 yılları arasında, her ikisi de sıkıyönetimce kapatılan Hürve Zincirlt Hürriyet gazetelerini çıkarttı. 1949 da yine Milli Şef Inönü'ye yazdığı Açık Mektup'tan dolayı hakaretten hüküm giydi ve Paşakapısı Cezaevi'ne girdi. Burada, diğer şair kuzeni Nâzım Hikmet'le 1950 affına kadar yattı. 1962'de bir grup sendikacının kurduğu Türkiye îsçi Partisi'nin genel başkanlığı görevini kabul etti ve ömrü Doyunca teorisyen ve bilim adamı olarak götürdüğü sosyalizm mücadelesinde; 196269 yılları arasında TİP'in basında lider ve eylem adamı kimliğiyle etkili oldu. 1965 yılında Türkiye'de ilk defa bir sosyalist parti Aybar başkanlığında Medis'e 15 milletvekili soktu. 1967'de ABD'yi savaş suçlusu olarak mahkum eden Russell Mahkemesi üyesi olaralc Vietnam'a gitti. Dünya sosyalizm tarihinde ilk defa Sovyetler'den bağımsız bir politika güden TÎP'in başkanı olan ve Türkiye've özgü, güleryüzlü sosyalizm kavramının yaratıcısı olan Aybar, 1968'de aovyetler in Çekoslavakya'yı işgaline sert bir tepki gösterdi. Bu, parti içinde hizipleşmelerin su yüzüne çıkmasına neden oldu. Aybar, 1969'da genel başkanlıktan, 1971'de SAYI 668 de partiden istifa etti. 12 Mart döneminde Meclis'teki tek sosyalist olan Aybar, dönemin baskdarına ve idamlara karşı tek başına mücadele etti. 1975 yılmda TtP'ten ayrılan elli arkadaşı ile beraber, daha sonra Sosyalist Devrim Partisi adını alan, Sosyalist Parti'yi kurdu. İlk defa bu partinin tüzüğünde, genel başkan ve yöneticilerin üst üste iki dönem başa geçmelerini engelleyen ve yönetim kurullarının üçte ikisininkol emekçilerinden oluşmasını öngören şartlar yer aldı. SDP tüzüğü gereği Aybar, 1978 yılında genel başkanlıktan ayrıldı, yerine Cenan Bıçakçı genel başkan seçildi. SDP 12 Eylül cuntasının kararıyla kapatıldı. Bu tarihten sonraki yaşamında Aybar, parçalanan Türk solunun birleşmesi için inançla ve inatla çalışmalarını sürdürmüştür. 1995 yılında 87 yaşında îstanbul'da ölen Menmet Ali Aybar, bilim adamı ve lider olmasının yanı sıra ünlü bir atlet ve sporcudur. 100,200 ve 400 metre koşmuş, Türkiye ve Balkan rekorları kırmıştır. 1928 Amsteraam Olimpiyatları'na, 1930,31 ve 33 Balkan Oyunları'na katılmıştır. Edebiyata ve resme çok meraklı olan Aybar'ın kendi resim çalışmaları ve edebiyat eleştirileri vardır. Fakat çok genç yaşlardan itibaren bütün.hayatını kapsayan uğraşı yazı yazmak olmuştur. Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakultesi öğretim üyesiyken yayımlanan (193745) hukuk çalışmalarından sonra, / lür ve Zincirli Hürriyet gazetelerinde yayımlanan yazılarını, birçok dergi va gazetelerdeki yazı ve makaleleri takip etmiştir. Vayımlanmış kitapları: Bağımsızlık Demokrasi Sosyalizm (1968), 12 M«rt'tan Sonra Meclis Konuşmaları (1973), Marksiznj'de Örgüt Sorunu, Leninist Parti Burjuva ModelindeBir Orgüttür (1978), Neden Sosyalizm (1987), TtPTarihi I, II, III (1988), Sosyalizm ve BağımsızlıkVğur Mumcu ile Söyleşi (1986), Marksizm ve Sosyalizm Üzerine Düşünceler (2002), Bir de Barış Ünlü tarafından Aybar hakkında yapılmış ve yayımlanmış yüksek lisans çalışması vardır: Bir Sıyasi Düşünür Olarak Mehmet Ali Aybar (2002). • CUMHURİYET KİTAP