Katalog

B UL MA C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir). Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru, ünlü bir şiirin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, bir şiirden alıntı ve şairin adı ortaya çıkacaktır. "Dikkat: "H/14", "R/38" ve "E/55" harfleri ipucu olarak yerlerine konmujtur. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. F. Scott Fitzgerald'ın bir romanı. 79 35 34 52 50 4 13 28 İUOER MUMCUOfiLU yeğjğjL Ask Minvatürleri T ülayFerah'ın "AşkMinyatürleri" adlı romanı (Epsilon Yayıncdık, 2002) üç bölümden oluşuvor. Birinci tekil şahıs ağzından anlatılan bölümlerin her biri bir kaybedişi anlatıyor. Babanın ölümünün anlatıldığı birinci bölümün ardından, annenin ölümü ve en son da sevgilinin kaybedilişi bölümü geliyor. Romanın temelinde yer alan ve roman boyunca kişilerin ilişkilerini anlamak için sık sık sorulan bir soru var: Sevilmek ama çok çok sevilmek yeterli midir? Kendi sevmediği insanlar tarafından sevilmenin anlamı nedir? "Aşk Minyatürleri" Sermin adlı bir kadının aşkın objesi haline gelişini anlatıyor. Sermin önce kocası tarafından büyük bir aşkla daha sonra çocukları tarafından çok sevilen bir kadın fakat Sermin'in trajedisi, sevmeyi bilmemesi. Karşılık verme gereği duymadığı sevgiyle kuşatılmış olması. Sermin, anlatıcı kadm karakterin annesi aynı zamanda. Roman, Sermin'in ölüm döşeğinde geçirdiği geceyle başlıyor ve geriye dönüşlerle bu olağanüstü güzelliğe sahip köylü kadının, renksiz yaşamı anlatılıyor. Roman boyunca Sermin'in neden bu denli sevgisiz bir kadın olduğu hiç söylenmiyor, bunun nedeni olaraK sevmediği bir erkekle zorla evlendirilmesi yatıyor gibi görünse de, daha derinlerinde başka sorunların da olabileceği hissettiriliyor. Güzelliğini neredeyse bir lanet gibi taşıyan bir kadın Sermin. Ilk bölüm 'Babam" başlığını taşıyor, fakat bu bölümde de asıl anlatılan Sermin. Bunun birkaç nedeni var: Birincisi baba karakterinin çok silik olması ama daha önemli ikinci neden de baba hakkında tek bildiğimiz özelliğinin Sermin'e duyduğu aşk olması. Tek yaşam nedeni bir kadını sevmek olan, bir aciamın portresi olarak çiziliyor. Yanıtlanmamış aşk mektuplarına, hiç yanıt almayan aşkına rağmen bu kadını sevmeye devam ediyor. Sermin ise, çevresindeki kimseye gereksinim duymayan bir kadın, hatta sevilmeye bile gereksinim duymuyor neredeyse. Kocası ve çocukları dışında bir hayatı da yok Sermin'in, en minimum gayreti sarf ederek görevlerini yerine getiriyor, bütün bu anlamlarda çok sıradışı bir kadın. Çocuklarından esirgediği sevgiyi, daha sonra kendisine çok benzeyen erkek torununa vermesi, okuyucuyu neredeyse kızdırıyor. Diyelim ki, kocasını sevmediği için çocuklarını da onun bir uzantısı olarak görüyor ve şefkatsiz davranıyor fakat bunu bir nesil sonrasına da uzatması Sermin'i anlaşılır olmanın ötesinde bir yalnızlığa itiyor. Yazarın amacı da bu. Roman kahramanları hiçbir aile duygusu olmayan insanlar gibi, sadece aynı evi paylaşan yabancılar gibi yalnızliK içinde yaşıyorlar. E. "...başına" (birbaşarı,birmutluluk başkası için istendiğinde söylenir). 59 47 21 41 49 18 F. îngilizce "kapı". 54 20 31 32 G. " m" ("Anlasana" ve "Sevecen" adlı şarkıları da söylemiş olan pop müzik sanatçısı). 6 29 65 70 45 53 15 73 Renkstz yaşam H. Hindistan'ın iki büyük destanından biri. 72 51 30 39 71 76 46 26 37 11 1 Birbirlerinden kopukluk başka düzeylerde de hissediliyor. Örneğin, çocukların en yakın arkadaşları, eve gelmiş insanlar oldukları halde anne ile hiç karşılaşmamışlar. Kendisini odasına kapatan Sermin, eve misafir geldiğinde odasmdan çıkıp, çocuklarının arkadaşlarını tanıma gereği bile duymuyor. Sermin'i mutlu gördüğümüz tek sahne köyüne tatil için çocuklarıyla gittiği zaman, ama burada da hâlâ ilgisiz bir anne olmayı sürdürüyor. Romanın son bölümü "Sen", bu bölüme kadar anlatılan fakat hiç adı söylenmeyen birini anlatıyor. Güzel bir erotizmle anlatılan Mine ile Fırat'ın aşkının vürümeme nedeni, yine Sermin'in kişiliğinden kaynaklanıyor. Hiç sevmemiş, sadece sevümiş bir kadının kızı olarak, Mine de sevmeyi çok âsık olmasına rağmen bilemiyor. "Aşk Minvatürleri" Tülay Ferah ın altıncı romanı fakat benim yazarla ilk karşüaşmam bu romanla oldu. Bu romanında Ferah, az sevilen taraf olmanın ağırlığını çok dürüst bir dille anlatıyor. Romanın içine serpiştirümiş şiirler de ayrı bir tat veriyor. Romanın dilinde beni tek rahatsız eden şey, "Aşk Mlnyatürlerr Tülay Ferahın altıncı romanı. KİTAP SAYI 668 Sevmeyl bilnMimk 5 66 74 40 9 19 B. "... Kent" (Onat Kutlar'ın birşiirkitabı). 23 61 25 2 33 67 69 27 77 I. "... Bener" ("Loş Ayna", "Yalnızlar" ve "Ölü Bir Deniz" adlı romanları da yaratan yazar. 3 56 75 64 63 C. "... Mor Gülü " (Woody Allen'ın bir filmi). 17 16 48 8 24 60 42 78 58 D. NâzımHikmet'in,"Senmutluluğun resmini yapabilir misin ..." diye sorduğu ressam. 44 43 7 57 68 36 22 62 10 12 888. saymın çözütnü A. Süleyman, B. Abidin, C. Tanıdık Dünya, D. Rintintin, E. Aşkı Memnu, F. Nıc, G. Çağan, H. Dans, I. El Gün, J. Ran, K. Sda, L. Levi, M. El, N. Rab, O. Ide. Şiir: "yılmadın usanmadın aldırmadın ellerin kalkan gibi yüreğinin üstünde bir cinnete savaş açtın" Tülay Ferah'ın çok sık kısa çizei ile arasözler kullanması oldu. Arasözîeri ya da aratümceleri, ayrıntı sayılabilecek açıklamalan belirtmede kuflanılan bu çizgiler, birçok yerde tümcelerin dengesinin bozulmasına neden olmuş. "onlarla geçirdiğiniz saatlerin dışına çıktığınızda, size kalan tek şey çözümsüz gerçek geç kalma duygusudur" (s. 8) gibi örneklerde anlam katıyor belki ama "Babam her zaman duymaya alıştığım aptal âşık ses tonubirsestonuyla..." (s. 35)yada"Ellerime söz geçiremeyen beceriksiz beynim, sahibinin ben gözüne girmek için..." (s. 52) "Her zaman kibar ve saygılı olan, ses tonu hiç yükselmeyen adam babam kendine ölümsüzlerin dün yasında bir yer kapmaya çabalıyor" gibi örneklerde anlama katkıda bulunmadığı gibi, ifadenin zayıflamasına da neden oluyor. Romanda mitolojiye göndermeler çok yerinde yapdmış, natta yeraltı dünyasının tannsı Hermes'in karısı Proserpin ile Sermin'in isim benzerlikleri de hoş bir oyun yaratmış konunun içinde. Marquis de Sade'ın da aşk yaparak işkence etmesi, roman boyunca aşk/acı karşıtlığının hep bir arada bulunduğunu görmemizi sağlıyor. Acının temelinde hep aşk yattığı gibi, aşkın sonunda da hep acı yatıyor. • www.yazinsanati.cjb.net SAYFA 23 CUMHURİYET