Katalog

terview yapıyorlar. Niçin ressam olmak istiyorsunuz? Sınavın o bölümü galiba başarılı geçti. Galiba? Evet. Ben apaçık anlattım onlara. Nasıl ve neden Akademi'ye gelmek istediğimi falan anlattım. 'Ressam olmak istiyorum ve ilkokuldan beri istiyorum' dedim. Sınavın o bölümünde kendimde bir iyilik hissediyorum. Daha interview'dayız ama... Evet. Ondan sonra bahçeye çıkardılar bizi. Bahçede... Daha yazılı suıav filan olmadı... Yazılı sınav yok zaten be. Hiç. Önce böyle bir konuşma var, sonra da iki uygulama var. O kadar. Bahçeye çıktık. Bahçe dolu. Sınava girenlerle dolu. Ne yaparsanız yapın. Ne görüyorsanız, gördıiğünüzü yapın dediler. Şimdı ben gördüğümü yaparım da, bu sınava ilk defa giriyorum. Ne yapacağım? Mesela diyorum ki şu ağacın boyunu şurasından kessem? Ben ağacın hepsini istemiyorum. Arkasını göremiyorum çünkü. Sağımdakine solumdakine bakıyorum, tek bir çizgiye böyle abanıyorlar kâğıdın üstüne. Tek bir çizgiyi çizmek için on kere üstünden geçiyorlar. Allah allah ben şaşırıyorum.' (s.63) Başka bir sınav derken, Akademi kapısı açıhyor. Artık Akademi öğrencisi... Günler geçiyor derken 'O kadın'la işler yoğunlaşıyor, kaçıyorlar ve birlikte Dİr ev kiralanıp yaşamaya başlanıyor. Para gerekiyor. Manşi' tatlısı satılıyor, bakır tabaklara Coni resimleri çiziliyor. Sonra o 'hastalıklı ilişkiye' son veriyor Aksoy. Derslerine saruıyor. îlk heykelini yapıyor. Bir hafta önceki yaptığı heykelin başında, Uzun boylu beyaz saçlı biri duruyor. Tanımıyorsun... Tanımıyorum. Geldim, yanına yaklaştım. Heykeli göstererek 'Bunu sen mi yaptın' diye sordu. 'Evet' dedim, 'ben yaptım.' 'Peki sen ne olmak istiyorsun?' Ben, ressam olmak istiyorum dedim. 'Peki hiç heykeltıraş olmayı düşündün mü' diye sordu. Hic düşünmemiştim. 'Yok hayır, sen heykel yapmak için yaratılmışsın. Yeteneklisin. Bırak resmi mesmi. Ressam olursan heykeltıraş olamazsın. Ama helkeltıraş olursan ilerde ressam da olabilirsin. lyi düşün...' (s.8081) Sonradan adının Şadı Çalık olduğunu öğrendiği hocası onun heykel sanatçısı olarak yol haritasını çiziyor. Evet, heykelin büyük ustası Mehmet Aksoy'un son derece renkli öğrencilik yıllannı 'Heykel Oburu Mehmet Aksoy Kitabı'ndan özetlemeye çalıştım. Ama bununla bitmiyor kitap, danası Aksoy'un seruven ve başan dolu yaşamı burada yeni bir döneme giriyor. Akademi'nin birinci sınıfından itibaren yapıtları Resim ve Heykel Müzesi'ne seçilmeye, sergilerde satılmaya, yarışmalarda odül almaya başlıyor. flk evliliği kısa sürüyor. îkincisini Konya'da askerlik ve Albay'ın kızıyla kaçarak yapıyor. Evlilikten sonra okulunda asistan oluyor. 68'de, bu kuşağın öfke ve heyecanını yaşıyor. 1970'te uevlet bursuyla Londra'ya gidiyor. Dünya heykelini tanımak istiyor. Tüm müzeleri çılgınlar gibi geziyor. Moda olan modern sanat ona hiçbir şey ifade etmiyor. Bir yıl sonra Berlin'e geçiyor. Aksoy'daki büyük atılımlar 19721977 birinci Berlin döneminde başlıyor. Akademi'de hocalığa başlasa da uzun sürmüyor. 12 Eylül arananlar listesine giriyor. Çünkü Görsel Sanatçılar Derneği'nin kurucusudur, Barış Derneği'nin üyesidir. Üstelik okulda 1 Mayıs, Nâzım, Mandela heykellerinden oluşan sergi açmıştır. Bu kez zorunlu olarak Almanya'ya göç ediyor. 19801990 arası da dokuz yıl orada yaşıyor. 'Heykel de yapan yabana'dan Alman heykeluraş Fritz Cramer'in deyişiyle 'Batı Avrupa'nın en iyi heykel tıraşı' oluyor. Olağanüstü heykellere imza atıyor, sergiler açıyor, oduller alıyor. Türkleıın yoğun olarak yaşadığı Kreuzberg'e '!§ Göçleri', 'Cemalin Rüyası', Kranoldplatz Meydanı'na 'Buluttan Sevgililer', Potsdam kentinde Einheilplatz Meydanı'na 'Meçhul Asker Kaçağı' heykeli dikiliyor. Sonuncusu büyük tartışmalar yaratıyor. Duvarlar yıkılıyor. Aksoy, Alman olan üçüncü eşinden ve ikinci oğlundan ayrılıp Türkiye'ye dönüyor. Aksoy yurtdışında yurt özlemiyle yanıp tutuşuyor. Otları kokluyor bu özle mini gıdermek için. Sonunda yurda dönüyor. Doğadan kopmamak için Polenezköy'ae doğanın tam göbeğinde kenuine bir ev (Böcekev) yapmaya başlıyor. Yakında bu Böcekev'in açılışını yapacağını, butun dostlarını davet edeceğini söylüyor. 'Çekicin ruzgânnda 40 yıl' taşa hayat veren Aksoy'dan bu kez taşa değil, söze böyle yansımalar oluyor... O heykelini kendi kesmek isti | yor, emek vererek, ter akıtarak, çekiç sallayarak. Onun için hey \ kel ustası ona 'Çekicin rüzgân ku \ lağından gitmesin' dileğinde bulu \ nuyor. Ne güzel! Nice yapıtlar dilemenin heykeltıraş dilindeki dışavurumu. Aksoy'un açtığı serginin » adı da böyle çıkıyor ortaya. 'Çekicin \ Rüzgârında 40 Yıl'... \ Sergiyi görüp kitapları okuduktan \ sonra Aksoy'un dostu heykeltıraşın dileöine içtenlikle katılmamak olası de Yıl/Mehmet Aksoy, Sanat, lş Bankası Kültür Yayınları, 292 sayfa. (2) Heykel Oburu Mehmet Aksoy Kitabı/Aydın Engin, Söyleşi, lş Bankası Kültür Yayınlan, 464 sayfa. (3)TV8'depazar günleri yayımlananhaftalık kitap progra ¥* gil. Evet Mehmet Aksoy, eline sağlık, ustanın dileğine ben de katdıyorum, çekicin rüzgân kulağından hiç gitmesin! • (*) YTÜ Öğr Gör ve Rektör Dantşmam (1) Çekicin Rüzgârında Kırk Edebiyat hayata dair pek çok soru sormayacak ve durmadan yaıııt aramayacaksa hiçbir şey değildir. YAPI KREDİ YAYiNLARi'nm ı o yıldan bu yana yayımladığı KÎTAPLIK^ en edebiyat dergisi ustasından en gencine Türk edebiyatı'ndan yeni ürünlerle, "Çin'den Peru'ya" dünya edebiyatından ilk kez Türkçeye aktarılan Dosya Edebiyat ve Otomobil Sait Faik'm hiç gorulmemış fotoğrafları. yayımlanmamış şıırlerı ve hayatı hakkındakı tanıklıklar ilk kez Gun işığı'na çıkıyor Profil Rus sırngecılerden şaır, romancı, gezgın Andre Belıy Tutkçede ilk kez Yahya Kemal'ın ilk kez yayımlanan şıır ve çevırı temrınlerı Füruzan'ın yenı oykusu Ibrahim Yıldırım'la soyleşt Selçuk Altun'dan 2002'nın en iyi kitapları Manganellfnın "100 Temel Eser" lıstesı 64 sayfalık ek A'dan Z'ye Cemal Süreya örneklerle; ünlü yazaı larımızdan gün ışığına çıkmamış metinlerle^ yazının renkli dünyasıını açığa çıkaran dosyalarla Edebiyatla Hayat arasındaki bağlantılan; üsteHk Artık Her Ay; kuruyor Her sayısında özel bir ek ya 2 . 5 0 0 . 0 0 0 TL da küçük bir ansiklopedi ile...