22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

değer biçemediği kaynaklara ulaşır. Toplumdaki taşıllaşmış kanıları değiştirir, düşüncelere gelişmişlik kazandırır. Çağımızın insanı, geçmişten geleceğe uzayan bilgi bağlantılarını öğrenmek istiyor. Bir toplumu, kendi emeğiyle yarattıkları besler. Toplumun etkileyici kültürü bu birikimler üzerine kurulur. Bir toplum, insancılığını (hümanizmini), kendini dünyada bir yere yerleştirmesiyle gösterir. Kültürel kimliklerini belirleyen bilgilerin kökenine inmemiş bütün toplumlar, özellikle düşünsel gelişme yönünden hep geri kalmışlardır. And'ın, M. Sabri Koz'un, eski Anadolu kültürlerinin bir parçası olan ritüllerle, Orta Asya kökenli eski Türk inançlarıyla ve bin yıllık Islami geçmişimizle ilgili sorusuna verdiği "Anadolu insanı, değişik kültürleri özümseyerek bunlardan çok özgün sentezlere varabilmiş. Ama Tanzimat'la başlayıp dozu giderek artan Batı taklitçiliği yüzünden, korkarım başta dilimiz olmak üzere kimliğimizi oluşturan hiçbir özelliğimiz kalmayacak. Bu bakımdan bu sorunun yanıtını bilmiyorum" 10 yolunda verdiği yanıt, bir toplumun anlatımsal üretiminin simgesi olan dilinden kopmasının yarattığı kültürel boşluğu çok iyi anlatıyor. Metin And'ın 'Batı taklitçiliği' dediğinin, Erbakan anlayışının ötesinde anlamlar taşıdığı açıktır. 'Yanıtını bilmiyorum' dediği de, dilimizin her alandaki yozlaşması, eylemsel üretimde (dromenon) yaşadığımız çöküntü göz önünde bulundurulursa, gerçekte bildiğidir. Kökeninden kopmuş toplumlar dış avlanmalar karşısında savunmasız kalıyor. Murathan Mungan'ın "Şahmeran" öyküsünde, Taziye oyununda olduğu gibi, kim bilir, Kerbelâ olaylarından, muharrem gösterilerinden, maktellerden neler yaratılır. Kerbelâ, muharrem, taUziye eylemlerinin toplumsal kökenlerine inilmediği için, ülkemizde, Şiilik, Alevilik, Kızılbaşlık gibi, Arap kültüründen de öte, kökü çok eskilere dayanan töreler politikanın aracı yapılıyor; birer dostluk ve duygu dayanışmasının sonucu olan gösterilere düşmanca bakılıyor. Oysa, ner insan varlığı, yaşadıklarına bir şey katar; kattığının da insanca bir yanı vardır. Toplumların duygu dünyalarında yer eden olaylar, üzerinden çağlar geçse de, geleneksel yapısından bir şey yitirmeuen sürüp geliyor. Bu olayların derinliğine inilip yorumu yapıldığında, insan varlığının beslendiği kültür kaynakları da ortaya çıkarılmış oluyor. Bilim adamının amacı, olayları söylence aşamasından kurtarıp gerçeğe erdirmektir. Oylumlu araştırmalarla bilgilerin kökenine inen Metin And, daha genç yaşlarında, tüm sanatların yaratıcısı sayılan bağbozumu tanrısı Dionisos'ta Anadolu tcöylüsünün erdemlerini arayıp bulan bir bilim adamıdır. And, oyunlar, drama, töresel gösteriler bir yana, insanoğlunun soluk alışından bile gerçek sonuçlar çıkarılacak bilgi alanlarına yönelir. Kukla tiyatrosundan geleneksel Türk tiyatrosuna, Tanzimat ve Meşrutiyet, Osmanlı, Cumhuriyet tiyatrosuna uzayan çaüş malarıyla da yakın yarihin kültürel varlıkları üzerinde çalışan And, hangi alana yönelirse yönelsin, ügisi törelerde ve törenlerde yoğunlaşır. Onun çalışmaları, insanın neyi, niçin yaptığına açıklık kazandırır. Onun asıl çalı^ma alanını, insanın yaratıcı eyleminin sonucu olan ritüeller oluşturmuştur. Onun için ritüeller, toplumun her çağdaki beslenme kaynağıdır: "Ritüeller ölmez, mitosa bağlı ritüeller ölümsüzlüklerini bu mitoslardan alırlar. Onlan tohumlara benzetebiliriz; içlerinde yaşam vardır. Öyle ki arkeologlar binlerce yıl öncesinin tohumlarınaa hâlâ yaşam bulunduğunu kanıtlamışlardır. Beni ilgilendiren ritüeller, insanoğlunun doğa ve evrenle hesaplaşmasını düzenleyen ritüellerdir. ...Ritüelleryapılarındaki simgelerle toplumun bireylerini birbirine yaklaştırır, onlara toplum bilinci verir. Unutmayalım ki ritüeller çok doğurgandır, aşınmış olan tiyatro bu tohumdan yeniden doğabilir.' 11 însancılığın kültürel varlık kazanmaya bağlayan Talât Halman'ın Hacıbektaş'ta yaptığı konuşma, And'ın yıllardır yaptığı araştırmalarının anlamını yoğun biçimde açıklamaya yetiyor. Hacı Bektaş Veli, Mevlânâ.Yunus Emre ve Nasrettin Hoca'nın yaşadığı 13. yüzyılı 'görkemli' diye niteleyen Halman, Avrupa ortaçağda karanhklar içinde yaşarken, bizim tasavvufi geleneğimizde bu büyük düşünürler, muhteşem bir evrensel düşünce ortaya çıkarduar. Bunu Hacı Bektaş Veli'nin özdeyişlerinde, Mevlânâ ve Yunus Emre'nin şiirlerinde görüyoruz. Bu, bir nevi Islamda rönesanstı. Avrupa'da Rönesans başlamadan yüzyıl kadar önce, Anadolu'da başladı. İnsanın kendi değeri, insanın Tann'nın bir uzantısı, yeryüzündeki bir yansıması olduğu düşüncesi, manevi temizlik, heyecan ve dinin kalıplarından uzaklaşıp doğrudan doğruya insanla Allah arasında bir tanrısal aşka dayanan anlayış,, bu yüzyılda ortaya çıkmıştır." 12 Türk toplumu yüzyıllardır, sürekli kültürel yabancılaşmaya uğratılarak, kendi yarattıklarının dışına itıliyor. Yozlasjmış alt kültür tüketiminin tuzağına düşmekten kurtulma yolunda hiçbir çaba göstermeden önüne sürülenle yetiniyor. Böyle bir toplumun kendi rönesansını yaratması bir yana, ülkelerin kendi benliklerinde yaratmış oldukları rönesansı kavraması, AB içinde bir varlık kazanması da olanaksızdır. Metin And'ın araştırmalarını okurken gözümün önünden semahlar gelip geçti. Bu görüntülerin çarpıcı havasında ritüellerin beslediği gösterimlerin derin anlamını, öte yandan da şarkıcı bozuntularının, ayağa düşmüş esprilerle toplumu şaklabanlaştıran 'IV'lerin ekranlarını düşündüm. And'ın araştırmalarının, yol yitirmişlere yol bulduran kutup yıldızı gibi, insanımızın kültürel varoluşunun sonsuz kaynaklarını gösterdiğine bir kez daha inan MURAT UYURKULAK Metis Edebiyat Bir Intikam Romanı Murat Uyurkulak Tol Metis Edebiyat 264 sayfa ISBN 9753423721 dım. • 1 M. Sabri Koz'un sorularına yanıt: "Mcsleğim, amatörliiktür", Akşam lık, 12 I'enı muz 2002, sayı: 9. * Gerçekte, 'büyük', önenıli! 2 M. Sabri Koz'un sorularına yanıt• s. 8. î MinyatürlcTİe Osmanlı lslam Mitologyası, Akbank, lstanlnıl 1998, (büyük boy) 431 s. 4 Ritüelden Drama /Kerbelâ Muharrem Taz'iye, Yapı Kredi Yaymları, lstanbul 2002, MO s. 5 Büyük Laroussc, 16. cilt, s. 8358. 6 Büyük Larousse, 22. cilt, s. 1H132. 7 Ayşegül Yiiksel, "Ritüelden 'Dram'a yoleuluk", Cumhuriyet, 20.8.2002. 8 Dionisos ve Anadolu Köylüsü, lstanbul 1962. 9 And, Ritüelden Drama, s. 33. 10 M. Sabri Koz'un sorularına yanıt: Agd., s. 9. 11 M. Sabri Koz'un sorularına yanıt: Agd., s. 8. 12 "Rönesans Anadolu'da başladı", Cumhuriyet, 18 Ağustos2002. SAYFA 9 CUMHURİYET KİTAP SAYI 661
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle