03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kapak konusunun devamı. *" Ama dışardan onun yaptıklanna büyük hayranlık duyuyordum. Odasına girdiğimde beni sevgiyle, sıcaklıkla karşıladı. Övgü sözcükleriyle buyur etti. Eski kitaplarımın yeni baskılarıyla bir de yeni kitaplanm için benimle anlaşmak istediğini söyledi. Bir yayınevi bunca yüdır ilk kez bana böyle yaklaşmıştı. Sevinçten yerimde duramıyordum. îçeriye elinde sözleşme metinleriyle Aslıhan Dinç girdi. Efinde her yıl iki eski kitabımın yeni baskısıyla bir de yeni bir kitap için üç yıllık sözleşme vardı. Beni hayrete düşüren, hadi eski kitaplarım bilinebilirdi, ama yenileri nasıl saptamışlardı? Yılın ortasında olduığumuz için bir eski kitap bir de yeni seçilrnişti. Sevinçle Ankara'ya döndüm, eski kitabı nasıl olsa yazardım, hemen yeni kitabı yazmaya başladım. Ancak Fakülte'de birtakım tatsızlıklar beni tedirgin ediyordu. Evde de yanlış bir evlilikten her dakikam huzursuzdu. Giderek bir bunalıma girdim. Aynca çok daha önceden Belçika'da Gent Üniversitesi'nde iki konferans vermeyi kabul etmiştim. Orayaon günlüğünegittim. Dönüşümde çalışmama tam bir soğukluk duydum, bıraktım. Verdiğim sözü tutamamamın verdiği utançla hiçbir açıklama yapmadım. Ancak ertesi yıl hem emekli oldum hem de evliliğim sona erdi. Esas doğum günüme ek olarak iki doğum günüm daha oldu. Yaşamınızda önemlı bir yeri olan Forum dergisınianlatır mısınız? Ancak 1960'ların so bile olmadan, temEski kültürümüzün içinde dolaşan bir Evliya Çelebi karsa savunma hakkıiçin kesinlikle demir yizi de bulunmadığı Metin And nunda okuyucusu olduğum bu dergimn dginç ve dersler çtkartlacak bir öyküsü olma Gerçekten Forum'un yaşamımda çok önemli bir yeri var. Yayınına 1954 yılında başladı. Çoğu Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde öğretim üyesi olan bir avuç aydın AngloSakson örneğinde on bes günlük bir dergi çıkarmaya karar verdiler. Derginin ilk sayfalarında bir baş yazı ve On Beş Günün Notlan yer alıyordu. Bunlar imzasız yazılardı. Her sayı için yazı kurulu toplanır, güncel olaylardan önemlileri seçilir, bu konularda neler yazılacağı ana çizgileriyle belirlenir, bu konular için ilgili arkadaşlar görevlendiriürdi. Kurucuları arasında Aydın ve Nilüfer Yalçın, Sadun Aren, Bahri Savcı, Cahit Talas, Muammer Aksoy, Bülent Ecevit, Turan Güneş, Mümtaz Soysal, Cavid Erginsoy, Turhan Feyzioğlu, Coşkun Kırca, Şerir Mardin ilk aklıma gelen isimler. Ben, müzik eleştirmeni Faruk Güvenç (dergiye Bedii Sevin adıyla yazıyordu), Bilge Karasu "Kültür ve Sanat" sayfalannı hazırlıyorduk. Bilge Karasu daha çok resim sergilerini değerlendiriyor, aynca denemeler, bazı metin parça ları yazıyordu. Dergide Ekonomi, Politika, Hukuk konularıyla Sosyal konularda imzalı araştırmalar yayınlanıyordu. Bir de her türlü fîkre, eleştiriye açık "Okurların Forumu"na gelen okuyucu mektuplan içeriği ne olursa olsun aynen yayınlanıyordu. O yıllarda Adnan Menderes ve Demokrat Parti yöneticilerinin en çok kızdığı iki dergi vardı: Metin Toker'in Akis'i ile bizim Forum... Forum'un sahipüğini devraldığımda çok sıkıntılı günler yaşadım. Kaderim ünlü Tahkikat Komisyonu üyelerinin iki dudağı arasındaydı. Bu dudaklardan üç yıl hapis cezası çı parmarklıklar arkasında kendimi bulacaktım. Sık sık polis eve geliyor, beni eski Meclis'in arkasındaki lahkıkat Komisyonu'nun önüne çıkarıyordu. Forum'un bütün dosyaları onlann elindeydi. Aynca matbaaları da kapatmak yetkisi olan Tahkikat Komisyonu'ndan çekindikleri için baştan beri Forum'u basan Ay Yıldız Matbaası da artık dergiyi basmayacaklarını bildirdi. Matbaa matbaa dolaştık, hiçbiri korkudan basmak istemiyordu. Sonunda dizgiyi elle yapan çok küçük bir matbaa kabul etti. Az sayfalı bir Forum çıkacaktı, hepsini Muammer Aksoy tek başına yazdı, provada satırlar eğri büğrüydü, tam bir yeraltı yayını görünümündeydi. Ancak Sıkı Yönetim matbaayı buldu, bir subay ciple gelip tüm bağlanmış sayfalann kurşunlarını götürmüştü. Bu And'ımız amtımız TALAT SAİT HALMAN "Anıt", kültür değerlendirmelerinde, çoğu zaman abartılı bir benzetme, ama Metin And için kullanılırsa değil. Böyle bir mecaza kendisinin katılmayacağını biliyorum. O güzelim alcak gönüllulüğüyle gülümseyip, hattâ taüı bir kahkaha atıp geçecektir. Gel gör ki, 45 yıl boyunca verdiği eserleri yan yana dizersek ya da üst üstekoyarsakahn sizebir "anıt". Bukadar geniş ve derin araştırma yapmış, icra sanatlanndan minyatüre, Mevlanâ'aan illüzyona, îran'da taUziye'den Osmanlı'da günlük yaşama kadar nice bâkir konuda Türkçe, Fransızca ve Ingilizce bunca yapıt yaratmış bir bilgin, elbette, anıttır. Metin And, Batı da olağanüstü kişiler için kullanılan bir deyimle, bir "Rönesans lnsanı"dır. Bizdeki "on parmağında on marifet" deyiminin çok ötesinde bir saygınlığı vardır bu terimin. Büyük örnekleri en çok Rönesans'ta görülen, değişik bilim ve sanatlan kendinde birleştiren, çeşitli alanlarda üstün başarılar kazanan üstadlara "Rönesans Insanı" denır. Türkiyemizde Metin And, çok çeşitli dallarda ürün vermiş ve inanılmaz bir üretkenlikle vermeği sürdüren nadir kişilerden biri... Dalları ve ürünleri görkemli bir "hayat ağacı"... Ve denebilir ki tek.başına bir orman. Ömrünün ük 75 ydına düzinelerle kitap, binden fazla yazı, yüzlerce konferans sığdıran Metin And'ın en büyük ünü, tiyatro/sanat/kültür tarihçiliğinde... Gençliğinde hukukçu ve şarap uzmanı, dergi ve kitap yayımcısı... Bilgin, eleştirmen... Uzun yıllar boyunca profesör, estetikçi, belgeselci, konferansçı, halk oyunları/dans/bale uzmanı, karagözcü, minyaSAYFA 4 tür uzmanı, illüzyonist... ve bilge. Ülkemizde birkaç alanın doruğuna çıkanlar ve uluslararası bilim âleminde ün kazananlar arasında Metin And'ın benzeri azdır. llkokulu, Ortaokulu ve Liseyi Galatasaray'da okudu. 1940^1ı yıllarda, Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, üç liseye "klasik kol" (Latince) koymuştu. Metin And 9. sınıfta Latinceye de basladı. Böylece, Galatasaray'da pek çok dersin okutulduğu Fransızcadan baska ikinci dil olarak Latince, üçüncü dil olarak da Almanca aldı. 1946 yılında mezun oldu. Yatılı okuduğu Galatasaray'dan izinli olarak, haftada iki kez Istanbul Belediye Konservatvuarı'nda Ferdi von Statzer'den piyano, Cemal Resit Rey'den müzik analizleri dersi aldı. On yıl süren piyano öğrenimi sırasında bir iki konsere de katıldı. Lise yıllarında Fransız edebiyatına, özellikle Bergson felsefesine ve estetiğe merak duydu. 1946 sonbanarında Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi. Fakültenin son yılında, hukuk uygulamasını görmek için dinleyici olarak mahkemelerdeki oturumları izledi. Ama bu işin kendisine uymadığını görerek avukat olmaktan vazgeçti. 1950 de Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Londra'da Uluslararası Ekonomik Hukuk'tan yüksek lisans yapmak için Londra Üniversitesi'nde King s College'a yazıldı. Aynı Üniversiteye bağlı Uluslararası 1leri Hukuk Araştırmalan Enstitüsü'nde Profesör Schwarzenberger'in seminerlerine ve (zorunlu olarak) Ingiliz hukuk sistemi derslerine de girdi. O sırada hiç îngUizce bilmiyordu. Dil derslerine girmek yerine bol bol BBC radyo programlarını dinledi, bol bol ki 1964te 'Forum'un 10. kurulu$ yıldönümünde Forum'culann yemeği. Kar$ı sırada oturanlar (soldan saâa) metin And, Bülent Ecevit, Nilüfer Yalçın. Cahlt Talas, Turan Cüne$'ln esl ve sıranın ensonunda Turan Cünes (üstteı. 1970te Metin Andın ödül aldığı TDK'dakl tören. On sorada oturanlar (soldan sağa) Salr Munls Falk Ozansoy, Cenel Yazman ömer Asım Aksoy. Metin And, Kemal Tahlr, Aziz Nesln (altta) tap okudu. O yıllarda Ingiltere savaştan yeni çıkmış olduğu için, Londra'nın nerdeyse üçte biri yıkıntı durumundaydı, birçok yiyecek maddesi karne Ue alınıyordu. Ancak, müzik, tiyatro, opera ve bale hem nitelikliydi hem de sayıca pek çoktu. Metin And, öğrenci olanaklarıyla hemen her gecebunlaragitti. Aynca, tüm Iskandinav ülkelerine ve Paris'e yaptığı birkaç gezide sanat etkinliklerini izledi. Dcili ticaret antlaşmalanndaki bir özel koşulu (mahkeme ve hakem kararlanna dayanarak) inceleyen tezini yazmağa başladığı sıralarda bu işin kendisine uygun olmadığını, asıl istedığinin sahne sanatlaömür boyu çalışacağı yolu belirledi, tezini bitirmeden bıraktı. 1953 yılındayurda dönerken yöneticiliğini yapacağı Kavaldıdere Şaraplan'nın ihtisas alanında deneyim kazanmak için, Ren Nehri kıyısında, Eltville'de Almanya'nın en büyuk şampanya firması olan Matheus Müller'e işçi olarak girdi. Dörtbeş ay çalıştıktan sonra yurda döndü, Ka rında çalışmak olduğunu anlayarak bir vaklıdere Şaraplan'nda yönetici oldu. Bu yıllarda yayın yaşamına da başladı. Önce Pazar Postası'naa yazdı. Sonra on beş günde bir çıkan Forum'un yazı ailesineTcatıldı. Bu arada Yahya Kemal Beyatlı, Sabahattin Eyüboğlu ve Ahmet Adnan Saygun'un kurduğu ama yıllardır hiçbir etkinlik yapmamış olan Ses ve Tel Birliği adlı müzik derneğini harekete geçirdi: Bir yandan dısarda bu dernekJe konserler düzenlerken (örneğin, Floransa'dan Palazzo Pitti Senfoni Örkestrası gibi), bir yandan da dernek üyeleri için ev içinde resitaller, oda müziği konserleri düzenledi. Bu arada, dernek adına eleştirmen Fikri Çiçekoğlu'nun bir çevirisi ile müzikolog Mahmut Ragıp Gazimihal'in bir üıcelemesini yayınladı. Forum dergisine edebiyat, bale ve genel kültür konulannda sürekli yazdı. Daha sonra bu derginin sahibi oldu. Derginin yanısıra, Forum Yayınlan'nı kurdu, 9 kitap yayınladı. 1956 yılında ABD'ye gitti. Bir yandan New York sanat dünyasının içine girdi, CUMHURİYET KİTAP SAYI J 661
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle