Katalog

YENİ YAYINLAR ERHAN BENER İlişkiler % Erhan Bener'in bu son romanı Hişkiler'de, sıradışı bir ailenin, | gerilimi giderek yükselen | sıradışı öyküsü var. Zehra îpşiroğlu ile "Düşünme Korkusu" üzerine Düşünme öâretilebilir mi? jOHN GRISHAM Davet john Grisham'ın, dünyanın birçok ülkesinde satış listelerinin ı. sırasında olan son romanı... Zehra Ipşiroğlu'nun "Düşünme Korkusu" kitabı özgür düşünemeyen, sorunlara eleştirel bakamayan bir gençliğe okuma üe ilgiıi bir deney aracılığıyla ışık tutuyor. Kitabın "Düşünmeyi Öğrenme ve Öğretme" başlığında çıkan ilk baskısı büyük bir iîgi uyandırmıştı. Papirüs Yayınları'nda çıkan "Düşünme Korkusu" kitabın genişletilmiş yeni baskısı. Bu kitapla ilgili olarak yazarla yaptığımız bir rsöyleşiyi sunuyoruz. OKTAY YILDIRIM Bu kitabın temelım bir okuma deneyı olujturuyor Seksenlıyıllann sonlarına doiru ılk kez yaptlan bir deneyde çarptcı olauğu kadar olumsuz bir sonuç ortaya cıktyor Bu deney nastl algılandı, tepkiler gelmedı mi? Gelmez olur mu, özellikle de üniversitedeki meslektaşlarımdan. Belki eleştiriye ve özeleştiriye hiç gelemediğimizden, belki de bastırdmış bir suçluluk duygusundan, öğretim sistemimizde bir şeylerin ters gittığini kabul etmek istemediğimizden, sorunları bastırma ya da yok sayma eğilimimizden. Ama bütün bunlar çok gerilerde kaldı. Ancak olumlu tepküer de geldi, hem de kitabın her yeni baskısında azıcık daha artarak. Birçok öğretim üyesi ve öğretmen kendi öğrencileriyle aynı deneyı yaptı ve ne yazık ki benzer sonuçlar elde etti. Aslında buna benzer bir olayı Aziz Nesin'in "Nötron Bombası" adlı yazıya gelen tepkilerde de gozlemleyebiliyoruz. Bu yazıdaki alaylama, daha doğrusu kara gülmece birçok okuyucu tarafından amaşılmamış, Aziz Nesin nötron bombasını savunuyor gibi yanlış bir anlamaya yol açmıştı. Yanltş okumamn temel nedeni düşünmeyi bütünüyle gözardt eden ezberci öğretım mı? Büyük ölçüde evet. Aslında bundan dört beş yıl önce aynı deneyi Alman öğrecilerle de yaptık. liichstaett Üniversitesi îletişim Fakultesi öğrenciler, Köln Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyat öğrencileri ve Hamburg Lisesi son sınıf öğrencilerinden oluşan karma gruplar bu deneye katıldılar. Alman öğrencilerinden çok küçük bir kesim, yaklaşık yüzde üç, metindeki alaylamayı hiç anlamamıştı, bu nedenle de böylesine şovence bir yazı yazmış olan yazara ateş püskürüyordu. Bir bölümü, yaklaşık yansı metindeki ince alaylamayı anlamıştı ve bunu somut örneklerle gösterebiliyordu. Ancak büyük çoğunfuk Türkiye'deki koşulları bilmediğini, metnin alaylama olup olmadığını tam anlayamadıklarını yazmışlar ve metni farklı okumalara olanak tanıyan açık yapılı bir metin gibi yorumlamışlardır. Her şekilde çoğunluk metni, gerçeği dile getirme iudiasında olan kullanmalık bir metin gibi değil de yazınsal bir metin olarak ele almışlar ve metni sorgulayarak metindeki yadırgatıcı, şaşırtıcı öğeleri çözümleme yoluna gitmişlerdi. Bu da farklı bir eğitim siste KADİNLAR OZANSER UGURLU Kadmlar Aşk, Güzellik ve Mutlu Bir Hayat Bu kitap, kadınların aşk için I yaşamalarının, güzellik için ölmelerinin, bütün hayatlarının mutlu geçmesi için gösterdikleri çabaların hikâyesini anlatıyor... Ranıi Kiltberi minden gelen bu öğrencilerin okuma ve okuduğunun üzerinde düşünme gibi bir birikimlerini olduğunu gösteriyordu. Aynı deneyi en son geçen yıl Essen Üniversitesi Türkçe Oğretmenliği Bölümünde, bu kez Almanya'da yaşayan Türk kökenli üçüncü kuşak öğrenciîerle de yaptım. Metindeki alaylamayı anlayanlann sayısı yüzde altmışı geçjyordu. Ilginç olan bu kesim öğrencilerin okuma auşkanlığını pek olmaması. Öyle olduğu nalde çoğunluğun metni anlayabilmesi, düşünme yetilerinin bizimkılere oranla daha çok gelişmiş olduğunu gösteriyor. Bu da orada gördükleri eğitimle ilgili olmalı. Yapılan deneyın olumsuz sonuçlanmasında az okuyan bir toplum olmamtzın da bir payı yok mu? Bir dönem ekonomik açıdan çok güç koşullarda hukuk, tıp, felsefe vb. çeşitli dallarda okuyan yüksek öğretim öğrencilerine, okumaya özendirme amacıyla kitap bursu veriyorduk. ilgili öğrenciler bir yıl içinde almak istedikleri sosyal içerikli ya da yazınsal kitapları anlaşma yaptığımız Robinson Kitapevi'nden temin edebiliyorlardı. Sonra her ay öğrencilerle buluşup okudukları kitaplar üzerinde tartışıyorduk. Her ay ayrıntılı olarak bir kitap tanıtdıyordu. Amaçgençlerin okudukları kitapları paylaşarak, birbirleriyle yapıcı bir düşünce alışverişine girmeleriydi. Zamanla ilgili öğrencilerin öncülüğünde bir kitap kulübünün oluşabileceğini düşünüyor, yazarlarla söyleşiler düzenlemeyi tasarlıyorduk. İlk yıllarda birkaç ilgili öğrencinin sayesinde bu burs işi dılediğimiz gibi yürüdüyse de, ne yazık ki zamanla gelişeceğine aksamaya basladı. Çünkü kitapla uzak yakın ilgisi olmayanlar da gelmeye başladılar, nedenini bilemiyorum. Hiç unutmuyorum, Türkolojide okuyan ve bu bursa her nedense başvuran bir öğrencıye hangi çağdaş Türk yazarlarını tanıdığını sorduğumda, inanır mısınız hiç bir ad veremedi. Yaşar Kemal, Aziz Nesin hiçbirini adını Dile duymamıştı. Okumaya özendirme proiesini dört bir yanda duyurarak severeK kitap okuyan öğrenciyi neredeyse büyüteçle aramaya basladık. Kitap okuma, seçerek okuma, okuduğunun üzerinde düşünme, okuduğunu özümseme, okuduğundan yola çıkarak yeni düşünceler geliştirme çok önemli HIFZI TOPUZ Çamlıca'nın Üç Gülü Kitapta, Milli Mücadele yıllarında İstanbul'da gizli örgütlerle işbirliği yaparak İngiliz ve Fransızlardan bilgi toplayan Çamlıcalı üç kızın heyecan dolu yaşamları ve aşkları anlatılıyor. REMZİ KİTABEVİ SAYFA 10 zehra Ipşıroğiu CUMHURİYET KİTAP SAYI 6 6 1