22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

dtn tütn öykü ve romanlarımza, hatta gazete yazılannıza taunmış olduğu göriilüyor Anlatıda kendı sesınizi bulmak dıye tammlayabılır mıyız bunu? • Şiir en güç sanat. Bir yüzyıldan kaç şair kalmıştır. Yirminci yüzyddan kaç şiir kaldı, kalacak? Herkes yazsın varsın. En kolay yazılandır, en zor yazdandır şiir... Kolaylığı aldatır. Kişi kendisinin en acımasız eleştiricisi olabilse... Olamıyor, bir kez şiire başlayan ille de elli altmış yıl sürdürüyor. Ama bir iki parçadan başka ne kalıyor ileriye, hiç. Bir şiir havası duymalda yetinsek. Ama yasağı yok bu işin. Ben lise sıralarında anladım bunu. Herkes şairdir. Bu, herkes şiiri sever anlamında... • Cüce Çeşme Sokağı Nerde?/ Oktay Akkall Lıteratür Yayıncdık,Tanıklıklar Dızısı/ 146 s.+ Albüm Son Mohikan TARIK DURSUN K. O Oıtaokul yıllarında Akbal, ustte. Ceçmlş yıliardan dlr anı, Mumcu ve Apaydın ile blrllkte... ' uzaklaşmayan bakış açısıdır. Geçmişe bakarken bugüne ve geleceğe de bakrnaktadır. Örneğin, şöyle diyecektir: "IMFdenen canavar yoktıı o günJerde! Ama başkaJan vardı... Tetikte bekliyorlardı. Kendilerine gidip yalvarmamızı istiyorlardı. (...) Niye o zamanki dış güçlere boyun eğmedik?.. Niye şimdi ikiüç milyar dolar için işçimizi, memurumuzu zorluklara sokmayı göze alıyoruz? Niye her gün zam üstüne zamlarla insanlarımızı umutsuzluklara sürüklüyoruz?" (s.4344) Söz konusu bakış açısı, Akbal'ın benimsediği belirli ilkelere, doğrulara yaslanır. Ilkelerinden, doğrularından hiçbir zaman ödün vermez. Bu nedenle, 12 Eylül döneminin hapis cezasına mahkum ettiği, yazarlardan biri olur... Paradoks gibi görünecek ama, Oktay Akbal'ın bir ucu geçmişe, anılara açılan köşe yazılarının öteki ucu geleceğe, iyimserliğe açılmaktadır. Yazarlardan, edebiyatçılardan beklenen de, geleceğe yönelik umutları diri tutması değil midir? Işte: "Bilinç geliştikçe dünya da yaşam da daha iyiye, güzele doğru değişecek." (s. 57). "Yeni yiizyılda bir şeyler değişir mi, insanoğlu gerçek uygarlık bilincine ulaşır mı? Evet, hep umuttan yana olmalı." (s.81). Günümüzde günlük gazetelerin oldukca geniş bir kesimi sanata, edebiyata ancak "sansasyonel" olgular, olaylar ya da kimi çıkar ilişkileri söz Konıısu olduğunda yer veriyor. Oktay Akbal gibi değerli bir edebiyatçının uzun yıllardır şu yukarıda anlatmaya çahştığımız doğrultuda köşe yazarhğı yapması edebiyatımız için, toplumumuz için az kazanım mıdır? Son kitabı 'Cüce Çeşme Sokağı Nerde?'de, "Her yazı," diyor Oktay Akbal, CUMHURİYET KİTAP SAYI 621 "başkalanna, bize benzeyen va da hiç mi hiç benzemeyen başkalarına bir sesleniştir. Bir şarkı gibi, bir şiir gibi bir ortaklık..." Her yazı için, hele günümüzde "köşe yazısı" adı altında yayımlanan ve içimizi üşüten şeyler için aynı yargıya varamasak da, Oktay Akbal'a okurunu bir şarkı, bir şiir gibi kavrayan yazılan için teşekküretmek yükümlülüğündeyiz. • <>kı.ı\ \klul AŞ1CSI7. İNSANIAR Okı.ıv .\kUıl ktay Akbal'ı anlatmak zordur, hele onu dost bilmiş, içtenlikle sevıyorsanız. Sizin gördüğünüz Oktay Akbal, (başkalarınıngördüğü.bildiği ve tanıdığı da elbet) Oktay Akbal'dan çok farkhdır. O yüzden (siz siz olun) bu yazıyı okurken votkayı ıçine biraz limon suyu, çokça tonik ve iki parça da buzla hazırlayıp bir yandan okuyun, bir yandan da içkınizi yavaş yudumlarla yudumlavın. Çünkü sizi yanına katıp o adına dostluk denilen (mevcudu tükenmiş) içinden çıkılmaz tatlı ve serin bir karmaşanın tam ortalık yerine salla sırt taşıyıp götürebüir. O zaman beni daha iyi anlayacaksınız, beni ve Oktay Akbal'ı. Soyluluk görecedir, öyle derler. Ben sanmıyorum. Oktay Akbal benim hiç gidip görmediğim masal diyarı Bağdat'ın eski valisi Ebubekir Hazım Tepeyran Paşanın torunu olur. (Bir dönemin baştacı romanı "Küçük Paşa"yı okumamış olabilir mısiniz? Ûkuyun da çağdaş edebiyatımız diye böbürlendiğimiz o edebiyattaki toplumcu gerçekliğin nasıl bir yutturmaca olduğunu okuyan gözlerinizle kendiniz görün. Tepeyran Paşa, o allı pullu gerçekçilik konusunda kımleri onlarca yıl geriden yaya bırakmış, bilip öğrenin.) Paşa torunu olmak, sovdan soylu olmak nedir, ancak Oktay Akbal'da bildim diyebiürım. Her yazarın bir çıraklık dönemi ve öncesi vardır; ben her iki dönemi de yaşadım. Ortaokul sıralarındayken "1001 Roman" okurdum. Çizgi romanı az, yazıları çok bir çocuk dergisiydi. Oktay Akbal adına o dergide rastladırn."Akdeniz Martısınm Serüvenlerı'ni yazıyordu (Havır, unutmadım) Bir yat, biz vaşıtı çocuklardan oluşan bir mürettebatla denizlere açılıyor, Mısır'a, (o gızemli, bılinmezlikler dolu ulkeye, h'ravunlar diyarına) gidivor ve ancak taşrada yaşayan çocuklann dıişlerinde yaşatabilecekleri serüvenlere atılıyor ve tizi de neşi sıra sürüklüyordu.) Oktay Akbal'la ilk tanışıklığımız bu "Akdeniz Martısının Serüvenleri'Vledir. Sonradan çocuk dergilerinden yürüdü gittı, kuşağının edebiyatçılarıyla biroldu, onlara karıştı. Arkasını bıraktım. Ne zamana kadar mı? ı 'l,ı r, \kU,l l\s\\ ()RM\M)IR "Önce Ekmekler Bozuldu"ya kadar. Ankara'da, bir bağevinde (tam da üzümlerini koruktan şekerlenmeye dönüştükleri bir sırada) okudum. "Önce Ekmekler Bozuldu"yu: Girişini hiç unutmamışımdır: "..Önce ekmeklerbozuldu, sonra ner şey." Zaman yürüdü, Ankara bitti, îstanbul'a geldim. Nerede? Belki Meserret Kıraathanesi'nde, belki îkbal'de, belki de Müsü Lambo'nun kıç kadarlık meyhanesinde (bilemiyorum). Oktay Akbal'la tanıştırdılar beni.O sıralarda ben çiçeği burnunda bir hikâyeci adayıydım. Sıcakkarşıladı beni. Anlı şanlı bir Oktay Akbal'dı, benimle akranıymış gibi konuşmuştu. Sonra onunla aynı gazetede de çalıştık: Yazgı. " Vatan"da o köşe yazarıydı, ben gece sekreteri. (Burada bir parantez açarak söyleyeyim; siz, önünüzdeki kusaktan sonraya kalmışsanız, o kuşağa haklı olarak kılnsan Bir Ormandır/ Oktay Akbal/ C.an Yayırıları/112s zarsınız. Çünkü bütün su başlarını bu kuşak tutmuştur. Şiir vazarsınız, onlardan yer bulamazsınız; nikâye yazarsınız, sayfalara gerilip bağdaş kurup oturmuşlardır. Üstelik birinden biri çıkıp da size el vermez. Nankörlüğün gereğiyok; iki ustayı, Orhan Kemal ue Oktay Akbal'ı iyilikle anmamak olmaz. Cüce Çeşme Sokağı sokaklardan hangisidir Istanbul'da? Benim ne işim olsun, o sokakta ben ne yaparım, ne ederim diye düşünürseniz... Haklı sayılırsınız başlangıçta. Ama bu sokakta size Oktay Akbal kîlavuzkık edecekse, durum değişir elbet. O bir geçmiş zaman şairidir; kimseler bilmez. Saklı gizli şair yanı böylesi sıralarda ortaya çıkar ve bir su terazisinin dengeliliğinde size yüzünüzde güller açtırır. O her bir vakit (köşe yazılarında, hikâyelerinde ve romanlarında) geçmişe yolculuk eder, geçmişini aranır, ıcim bilir, belki de mutluluğun izleyicısidir, kim bilir ölümden kaçarak bir Dorian Gray olmak peşindedir. Onun geçmişinden bana ne, o ne yaparsa yapsın o geçmişiyle.. diyemezsiniz. Çünkü Öktav Akbal ortak olduğumuz, birlikte yaşadığımız ydların geçmişine sizi götürmektedir. zı Bugün çok az yazann okuruna gönlünden koparak bedava hizmet sunmaktan kaçındığı bir sırada hem de. • SIUAH 7. I\S.\N()1 M.\k Aşksız Insanlar/ Oktay Akbal/ Can Yayınları /96 s. Suçumuz tnsan Ol tnsan Bir OrmanmsAJOktay Akbal/ dır/ Oktay Akbal/ Can Yaymlart/141s. Can Yayınları/M2s 1 İA. Berber Aynası/ Oktay Akbal/ Can Yayınları/15 h. Batık Bir Gemi/ Oktay Akbal/ ('an Yayınları/')(i% Ey Gece Kapını Üstiime Kapat/ Oktay Akbal/ Can Yayınları/96s. O.l.n ,UIMI Ok'.a UUıl ( . \KİI'I I K (ik:.ıs \l.,.ıl ON' I I k \ l l kl I K Mf/I I 1)1 OkMv Akbal I(İKOİ>İMM.\K OIAIAMN PKrlM Sl Diiş Ekmeği/ Oktay Akbal/ Can Yayınları /1()6\ tlkyaz Devrimi /Oktay Akbal/ Can Yaytnlart/llls. Garipler Sokağı/ Oktay Akbal/ Can Yayınları/142% Önce Ekmekler Bozuldu/ Oktay Akbal/ Can Yayınları/14(h Hiroşimalar Olmasın/ Oktay Akbal/Can Yayınları/208 s. Bizans Definesi/ Oktay Akbal/ Can Yayınları/%* SAYFA 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle