Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Başkalarının Çocukları/ ]oanna Trollope/ Çeviren: Emin Sınır/ Can Yaytnlart/ 296 s. Joanna Trollope, üvey anababalar |oar>Uı! !u>!Uı|K' ve üvey çocuklarla altüst olan dünHA!>KAıARıNıN yaları anlatıyor bu romanında. C(X.I;KI.\RI Çağdaşhğıyla dikkat çeken ve günümüzde artık pek çoğumuzun yabancısı olmadığı bir toplumsal sorunun ustalıkla işlendiği romanda, başkalarının çocuklarına bakmak zorunda kalan yetişkinler, yeni anababalarına alışmaya çalışan çocuklar, yaşadıkları ikilemler, duygu sapmaları, iç çatışmalar okura son derece tanıdık gelen bir çerçevede. Başkalarının Çocukları, yazarın modern dünyanın ruhsal ve toplumsal sorunlarını çok iyi irdelemeyi bildiğini kanıtlıyor. Josie ve Marthew'nun daha önceki evliliklerinden tam 6 çocukları vardır. Josie'nin kiiçük oğlu Rufus ile Mathew'nun ilk iki evlifiğinden olan çeşitli yaşlarda 5 çocuğu, bu yeni evlilikle birlikte sorunlarla dolu bir dünyaya adım atarlar. Josie ile Mathew bu genişlemiş ailenin gemisini sakin bir limana götürmeyi başarabilecekler midir? Gerçeğe uygun, sıradan, orta sınıf kahramanlarıyla çağımızın sayısı gittikçe artan yeni ailesinin başarılı bir portresini çiziyor Joanna Trollope. Genişlemiş ailelerin, üvey çocuklarını kendi çocuklarıyla birlikte yetiştirmek durumunda kalan yetişkinlerin içinde bulunduğu dıırumu kadın gözüyle yazan Joanna Trollope, şimdiki ve geçmiş ilişkilerle aynı anda uğraşmanın ve hepsinden öte başkalarının çocuklarıyla baş etmeye çalışmanın gerçeklerini ve güçlüklerini anlatıyor. Dokunaklı, duygusal ve çağdaş bir roman. I neğiyle umulmadık bir üne kavuştu ve bu ilginç kitap kısa sürede Almanya'da 400.000 baskı sayısına ulaştı, otuz dile çevrildi, filme çekildi. Otobiyografik özellikler taşıyan Çılgın, bir yatılı okulda geçen, hepsi de kendi çapında farklı kişuikler sergileyen, ergenlik çağındaki altı gencin öykülerini işliyor. Yaşamı anlama ve tanıma, yetişkin olma çabasındaki gençleri anlatan Çılgın'da, özürlü bir genç olan Benjamin, okuduğu okulda başarısız olunca, ailesi onu uzaktaki bir yattlı okula gönderir. Pek de olumlu düşüncelerle girmediği bu yeni ortamda kafa dengi arkadaşlar bulunca, onlarla birlikte okul kurallarını çiğneyecek pek çok şey yapar. Günümüz gençlerinin ve ailelerinin sorunlarına, düşüncelerine, dünya görüşlerine bir Avrupalı gözüyle yaklaşan Çılgın, bu genç yazarın mizah dolu ama yalın gözlemleriyle eğlenceli bir gençlik romanına dönüşüyor. Tango'dan Taliban'aGezi Yazıları/ Aydın Engın/ Can Yayınlan/ 204 s. "Bu bir gezi yazıları kitabı. Bir gazetecinin Arjantin'den Bağdat çöllerine, Kudüs'ten Balkanlar'a, Batı Avrupa'nın ırmak boylarından Sava ile Tuna'nın buluştuğu topraklara, Baltık kıyılarından Afganistan'a uzanan gezilerinin kitabı. Savaş muhabirliği gitgide bir gazetecilik dalına dönüştü. Ben bir savaş muhabiri değilim. Gezilerin hiçbirine savaşı gözlemek, izlemek üzere gitmedim. Ama çoğunda savaş geldi beni buldu... Kitabı oluşturan yazılann, tümü de 'dönünce' değil, 'yerinde' yazıldı. Bu kitap biraz da bu yazı seruvenlerini okurla bölüşmek isteğinden doğdu." Böyle diyor Aydın Engin, geniş bir zaman diliminde güniimiizün içten içe kanayan ülkelerinde yaptığı serüven dolu deneyimlerini anlatırken. Toplumu ve bireyi ilgilendiren her konuda yazdığı köşe yazılarında kendine özgü ironik üslııbu, mizah yüklü gözlemleriyle söyleyemediklerimizi söyleyen, anlatamadıklarımızı anlatan ve her seferinde 'taşı gediğine koyan' ivi bir gazeteciden tadına doyulmaz ve son derece ilginç bir gözlemler, izlenimler kitabı, Tango'dan Taliban'a. Hileli Anılar Terazisi/ Bâki Ayhan /./ Can Yayınları/ 64 s. "Bâki Ayhan T.'nin şiirinde çoH.lkı \vh.ili ! cukluk, bir bahçedir. 'Terk edilIIIU1.1 AN1LVK miş bahçeler', unutulmuş 'eski IIRVZ1SI bahçeler'... Anılar da öyle değil midir? onlar da terk edilirler, unutulurlar, gizlenirler, ya da... Hileli Anılar Terazisi, bir kefesine 'adına güz' dediğimiz anılar, bir kefesine de 'gizlice konuşulan' anıların konulduğu bir hayatı anlatıyor; söylenenleri ve söylenemeyenleriyle, yaşananları ve yaşanamayanlarıyla...." diyor Hilmi Yavuz. TayyipKasımpaşa'dan Siyasetin On Saflarına/ Turan Yılmaz/ Vmıl Yayınalık/ 117 s Kral ve tmparator/ Haşim Şahin/ Gendaş Yayınlan/ 144 s. 1994'ten sonra profesyonel olarak gazeteciliğe başlamış Haşim Şahin. Birçok gazetede çalışan Şahin, halen spor yazarlığına devam ediyor. Kitap Fenerbahçe'de bir dönem önemli başarılara imza atmış iki büyük futbolcunun, Imparator Oğuz'la Kral Aykut'un hikâyesini anlatırken o dönemin Fenerbahçe tarihine de ışık tutuyor. Kanlı Oda/ Angela Carter/ Çeviren: Özden ArıkanPınar Savaş/ Everest Yayınlan/ 192 s. Masalları seviyor ve masallar hep olsun istiyor musunuz? Geçmişle bugünün, masalla gerçeğin yer değiştirdiği bir dünyaya dalmaya hazır mısınız? Peki ya Kırmızı Başlıklı Kız'ın büyükannesi kurdun ta kendisi, kurt adam ve kurt kadınlar ayrıksı kişilikleri yüzünden sınırdışı ettiğimiz, kendi yalnızlıkları içinde yoğrularak yaşayan içimizden biriîerivse? Kanlı Oda, masallara inanma safiyetini giderek yitiren "büyük"lere, masumiyet, korku ve kanla beslenen küçük öykülerden oluşuyor. Angela Carter, çocukluğumuz boyunca dinlediğimiz en bilindik masallarının, Mavi Sakal'ın, Kırmızı Başlıklı Kız'ın, Güzel ve Çirkin'in içine bir tutam feminizm ve erotizm serperek, kıvrak bir dilin ustalığıyla kurt adamları, canavarları, vampirleri ve karabasanları hayatımıza yeniden sokuveriyor. Onun elinde tüyler ürpertici doğaüstü öyküler, erotizmin tadı ve fantastik öğelerle süslenerek kimi zaman eğlenceli, kimi zaman yüreğe işleyecek denli daramatik bir üslupta, gotik ortamların gizemli karanlığı ile sarmalanmış mekânlarda geçer rüyalara dönüşüyor. Kuşatma Altında IrakYaptırımların ve Savaşın Olümcül Etkileri/ Derleyen: Anlhony Arnove/ Çeviren Mehmet Harmana/ Everest Yayınlan/ 259 s. 1996 Mayıs ayında Amerika'da CBS televizyonunda gösterilen 60 Dakika programında, o dönemin ABD Dışişleri Bakanı Medeleine Albright'a, yaptırımlar nedeniyle ölen yarım milyondan fazla çocuğun ödemeye değer bir bedel olup olmadığı sorulmuştu. Albright buna çok açık bir dille, "Bizce bu bedele değer," cevabını veriyordu. Başka bir basın toplantısında da, savaşta kaç Iraklının öldüğü sorulduğunda o günün generali, bugünün ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell şu karşılığı vermişti: "Doğrusu, bu benim hiç umurumda olmayan bir rakam." Öyleydi nitekim; Arap yarımadasının petrolü, Musul ve Kerkük, sözde "insan hakları kriterleri" ve başka "yaşam tarzı değerleri"nin kıymeti o kadar fazlaydı ki, yaptırımlar nedeniyle en temel gıda maddeleri ve ilaç malzemeleri temin edilemediği için 500 binden fazla Iraklı çocuğun henüz okul çağına gelmeden ölmesi kimin umurundaydı? Bu bir ibret kitabıdır; bizim sözde strateji allâmelerimiz Irak konusunda ABD'nin her dediğine kafa sallarken, için için acaba Musul ve Kerkük'ü bize yedirirler mi diye heveslenip dururlarken, bir yandan "medeniyet timsali" Batı'nın mızrak başları ABD ve Ingiltere, diğer yandan bütün kumannı kendi halkının ıstırapları üzerine oynayan Saddam Hüseyin arasında sıkışıp kalmış, yaşadığı acılar ve maruz kaldığı ölümler lkiz Kuleler faciasını yüzlerce kat geride bırakan bir halkın trajedisi. Epepe/ Ferenc Karinthy/ Çeviren: Aysel Bora/ Doğan Kitap/ 252 s. Helsinki'de toplanacak bir dilbilim kongresine gitmek üzere uçağa binen, ama yolculuğun sonunda kendisini, anlamadığı bir dilin konuşulduğu tanımadığı büyük bir kentte bulan Budai adlı bir dilbilimcinin hikâyesi bu. Ne bildiği onlarca yabancı dil, ne de kentin dilini çözmek için başvurduğu sınanmış yöntemler, Budai'nin bu tuhaf dilin tek bir kelimesini anlamasına yetmez. Kendisine, bir çıkış yolu bulmak için Doğumunun Yüzüncü Yılında Diinya Şairi Nâzım Hikmet/ Nedtnı Gürsel/ Can Yayınlan/ 17') \ Nâzım Hikmet'in yapıtını ve siyaV (lını ( ' sal kimliğini, Nedim Gürsel, doğumunun yüzüncü yılında yeniden m \MUKI \ \/[M lllkMI I değerlendiriyor. Ayrıca, şairin kaynaklarına yönelen bu kapsamlı araştırmasında, sanatçının geleneksel Türk edebiyatıyla kurduğu ilişkıJer yumağını tüm aynntılarıyla ele alıyor. Nâzım Hikmet'in söyL lemi, elbette insancıl ve evrenseldir. Ama onun yapıtını, yaşadığı dönemden ve siyasal savaşımından da ayrı düşünemeyiz. Bu yapıtın a.sıl önemi, Türk şiirinde yol açtığı yenilikçi hareket ve gelişimin belli bir evresinde geleneksel Türk edebiyatıyla kurduğu bağ çerçevesinde aranmalıdır. Nâzım Hikmet, ulusalla evrenseli özgün bir bileşimde kaynaştırabilmiş ender sanatçılardan biridir. Çünkü o, umudun, aşkın ve kavganın, her gün biraz daha küçülen yaşlı dünyamızın en gcnç şairidir. Kelebekli Zaman/ Mustafa Erdem Özler/ Can Yayınlan/ 64 s. "Mustafa Erdem Ozler'in şiirinde MllM.ll.1 1 Kİl III (>/!•. çocukluk, ancak taşların düi'yle Kl I.KBKKÜ anlatılabilir. 'Hayatın çözülmesi' /.\MAN taşların dilinin çözülmesine bağlidır. Ve hayatı, geç kalmış saatlerin arasından bulup çıkarmak içinse, 'çocukluğun gömüldüğü arka odalar'ı keşfetmek gerekir. Mustafa Erdem Özler, Kelebekli Zaman'da, dizleri kanatan taşlardan yorgun gelgitlere uzanan bir kıyıdan bakıyor hayata. "Bu şiirler, hayata bakmanın şiirleridir." diyor Hilmi Yavuz kitabın arka kapağında. Çılgın/ Benjamin Lebert/ Çeviren: llknur îgan/ Can Yayınlan/ 168 s. 'Merhaba çocuklar. Benim adım Benjamin Lebert. On altı yaşındayım ve sakatım. Yani bilin diye söylüyorum.' Okulun açıldığı gün sınıfın karşısına dikilip bunlan söyleyen, bu kitabın yazan ve Çılgın'ın baş kahramanı Benjamin Lebert. Bu romanı yazdığında on yedi yaşında olan Benjamin Lebert, şaşırtıcı yeteCUMHURİYET KİTAP SAYI 621 Bu kitapta, Istanbul'un varoşlarında başlayıp siyasetin ön saflarına uzanan çarpıcı bir yaşamöyküsü anlatılmaktadır. Daha dün, doğup büyüdüğü Kasımpaşa'da nane, limon ve okaliptüs şekerlemeleri, su ve simit satarak harçlığını çıkannaya çalışırken, bugün "siyasetin zirvesi"ni gözüne kestiren "Kasımpaşalı" Tayyip Erdoğan'ın yaşamöyküsü... ''epepe j J SAYFA 17