23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

siyasal affıyla cezaevinden çıktı. 1976"da Orman Fakültesi'nı bıtırerek Or. Yük. Miih. oldıı ve 198ü'e değin Orman Bakanlığrnın çeşitli birimlerinde çalıştı. Askerlik dönuşıı "yapılan güvenlik soruştıırması sonunda memurluk yapamayacağı anlaşıldığından" göreve kabul edilnıedi ve "bursluluk"a dayah "zorunlu hizmeti" bakanlık oluruyla kaldırdı. O günden bu yana Babıâli'de yazararaştırmacı olarak çalışmaktadır. Esat Korkmaz, içinde yer aldığı sol hareketin geçmişine göz atıyor. Değişen Dünya ve Türkiye'nin Dış Politika Gündemi/ Derleyenler. Murat Mettnsoy Musta/a Eroglu/ Donkışot Yayınlan/ 191 s. "Bu kitapta, daha önce Radyo Cumhuriyet'te gerçekleştirdiğimiz uluslararası ilişkiler ve dış politika ile ilgili Dış Politika Gündemi adlı radyo programından seçtiğimiz konuların konuşmalan yer alıyor. Dış Politika Gündemi adlı programımızda Türkiye'nin gündemini meşgul eden konu ve soruııları, gündemin sınırlarının dışına çıkarak tarihsel boyutları ile radyo dinleyicilerine ulaştırmaya çaliştık. Amacımız Tiirkiye'de bu konudaki bilgi ve düşünce üretimine az da olsa katkıda bulunmak ve konusunun uzmanı olan insanların görüşlerinin bu radyo programı aracılığıyla kamuyla direkt bır etkileşime girmesini sağlamaktı. Bu pogramın kitaplaşmış hali de başlı başına bir 'amaç' değil bizim için. Bazı düşüncelerin ve gerçeklerin insanlara ulaşması yoluııda bir 'araç' olarak düşünüyoruz. Bunu az da olsa başarabilirsek mutlu oluruz. Kitabı okumanızı, değerlendirmenizi hatta eleştirmenizi diliyoruz" diyor kitabı derleyen Murat Metinsoy ve Mustafa Eroğlu. Sokollu/ Ahmet Re/ık Altınay/ Türkiye /j Bankası Kültür YaymlartTanh Vakfı Yurt Yayınlan/ 239 i. Ahmet Refik Altınay'ın "Geçmiş Asırlarda Osmanlı Hayatı" başlıklı bir dizi halinde Kütüphanei ITilmi îbrahim I lilmı tarafından 1915192 tarihlerı arasında yayımlanan on altı eserıni Tarihe Yolculuk adını verdigimiz bu yeni dizinıizle okurlarımızla buluşturuyoruz. Altınay'ın Sokollu adlı eserinin ılk baskısı 1924 yılında yapdmıştır. Kanuni Sultan Süleyman, tkinci Selim ve Üçüncü Murad devirlerinde 14 yıl 3 ay 17 gün sadrazamlık yapmış olan Sokollu Mehmed Paşa, Osmanlı devletinin en renkli simalanndan biridir. Bu kitap Sokollu'nun Gençliği, Sokollu ve Şehzade Selim, Kanuni Sultan Süleyman Zamanında Sadrazamlığı, Ikinci Selim ve Sokollu'nun Müstakil Sadrazamlığı, Sokollu Zamanında lstanbul Hayatı, Sokollu'nun îç ve Dış Siyaseti, Üçüncü Murad ve Sokollu, Sokollu'nun Son Seneleri bölümlerinden oluşuyor. Bilginin Toplumsal Tarihi/ Peter Burke/ Çeviren: Mete Tunçay/ Tarıh Vakfı Yurt Yayınlan/ 264 s. Peter Burke bu kitapta, baskı makinesinin icadından Encyclopedie'nin basımına kadar geçen zamanda, Avrupa'da bilginin örgütlenme biçimlerinde görülen değişiklikleri inceliyor. Mannheim'dan Foucault'ya, değişik bilgi sosyolojilerini değerlendirdikten sonra bir toplumsal grup olarak aydınlan ve düşünsel yaratıyı destekleyici ya da cngelleyici bir konumda olabilen toplumsal kurumları özelllkle de üniversiteleri ve akademileri ele alıyor. Kitapta çeşitli bölümler halinde bilgi coğrafyası, antropolojisi, siyaseti ve ekonomisi üzerinde duruluyor. Bilginin toplanmasında, sınıflandırılmasında, yayılmasında ve bazen de gizlenmesinde şehirlerin, akademilerin, devletlerin ve pazann oynadığı roller tartışdıyor. Son olarak okuyucu, dinleyici, izleyici ya da tüketicinın bilgi karşısındaki konumu değerlendiriliyor ve bu bağlamda 17. yüzyılda hareketli tartışmalara konu olan, bilginin güvenilirliği sorunu ele aknıyor. Burke bu kitapta bilgiyi çoğul olarak yani SAYFA 22 farklı biçimleriyle inceliyor. Özellikle basılı, diğer bir deyişle akademik bilgi üzerine yoğunlaşsa da baskı makinesinin icadı ve Avrupa dışındaki dünyanın keşfiyle birlikte yaşanan bilgi 'patlaması'nın tarihini kadınerkek, teorikpratik, üstalt, AvrupalıAvrupa dışı gibi farklı bilgıler arasında yaşanan karşılıklı bir etkileşim süreci olarak ele alıyor. TarkanYıldız Olgusu/ N Aysun Yüksel/ Çiviyazılart/ 155 v Tarkan, 1990'ların başından bu yana toplumun ve medyanın dikkatıni çekerek bir yıldız olmayı fazlasıyla hak eden biridir. 1994 yılının yazında "Aacayıpsin" albümüyle büyük bir çıkış yakalar. "Oynama Şıkıdım Şıkıdım" yıldız olma yolumda önemli bir adımdır. Medya yeniden Tarkan'la yatıp kalkmaya başladı. Yeni bir video kliple hem göze hem kulağa hitap eder. Alışkın olmadığımız bu görüntünün ana figürü yalnızca Tarkan'dır. Amerika'ya kuzu kuzu gider ve gelir... Hepimizin kapısı kuzu kuzu aşınmaya başlamıştır bir kez daha... Tarkan, "Karma" albümüyle yeniden yıldızlaşırken gündemimize hızlı bir giriş yapar... Tantan Efsanesini Nasıl Harcadılar?/ Hazırlayan: Necmı Naz/ X Yayınlan/ 66 s. Hayali ihracatçdarı yakalayan Tantan kimler tarafından görevden alındı? Tantan mı ANAP'ı kullandı, yoksa ANAP mı Tantan'ı? Çok şeye gücü yeten Tantan, bütün tstanbul polisi elindeyken tek bir kadını niye kurtaramadı? Bu memleket ne kadar bizim, ne kadar başkalarının? Başbakan Ecevit, bir zamanlar Giresun'a sürdüğü Emniyet Amin'nın gün gelip kendi kabinesinde bakan olacağını acaba hayal etmiş miydi? Mafyanın menfaatına çomak soktuğu gerekçesiyle, Tantan memuriyet hayatı boyunca ANAP tarafından kaç kez görevden alındı, kaç kez kullanıldı? Tantan'ı canlı yayında ağlatan olay neydi?... Bu sorııların yanıtını bu kitapta bulacakbinız... ile Melih Pınarcıoğlu'nun incelemesi, Türkiye'de yoksulluk olgusuna, insanların yoksullukla baş etme stratejilerini ve imkânlarını odak alarak bakıyor. Kitaba adını veren nöbetleşe yoksulluk kavramı, Türkiye'deki kentleşme ve göç dinamiğiyle iç içe geçen temel bir stratejiyi tanımlıyor. Yaklaşık yarım yüzyıldır yoksulların orta sınıflara terfi etmesini sağlayan bir mekanizma bu... 2000'lerle birlikte bu nöbetleşe zincir son halkasından kopmak üzere, yazarlara göre. "En alttakilerin" yukarılara tınnannıa imkânları nihayete ermekte. Bu, yoksulluğun şartlarının çok daha ağırlaşması, sertleşmesi, yoksulların tutunacak dallarının kalmaması demek... Işık ve Pınarcıoğlu, bu gidişi, nöbetleşe yoksulluk döngüsünün olağanüstü hızlı ve çarpıcı yaşandığı bir örnekte irdeliyorlar: Sultanbeyli. Sultanbeyli, enformel/gayrinizami yapıların "asıl" olduğu bir mekân. "Ezan sesiyle uyanılan bir yer" hidyasından öte, yoksulluktan kurtulma umudunun karşılığını bulduğu bir yer. Nöbetleşe Yoksulluk, "şeriat adacığı" namıyla ünlenen Sultanbeyli'yi, gecekondunun ve yoksulluğun sosyoekonomik dinamiğine ışık tutan bir örnek olarak mercek altına alıyor. Michael Jordan ve Yeni Küresel Kapitalizm/ Walter LaFeber/ Çeviren: Aysel Monn/ Cep Kitapbn/ 148 s. Walter LaFeber, çağımızın iki büyük gücünün etkileşimini anlatıyor: Profesyonel sporlar ve küresel kapitalizm. Bu kitap hem dünyanın en ünlü sporcularından birinin biyografisi, hem bir toplumsal tarih hem de geniş kapsamlı bir ekonomik eleştiri; yeni kapitalizm ekonomi araçlarının, yüksek teknoloji ürünü iletişim olanaklarıru kullanarak dünya ülkelerini nasıl istila ettiğinin öyküsü. Hatırladıklanyla ve Unuttuklarıyla Türkiye'nin Toplumsal Hafızası/ Derleyen Bsra Özyurek/ Uetışım Yayınlan/ 349 s. Tarihin romanlar üzerinden tartışıldığı, anı kitaplannın yok sattlğı, Osmanlı mirasının ticarileştiği, tehcir tartışmalarının kavgaya dönüştüğü ve mübadıl çocuklarının Yunanistan'a turlar düzenlediği bır Gözün Hikâyesi/ Georges Baeaılle/ Önsözler: Rvland dönemi yaşıyoruz.Böylc bir ortamBarlbesSusan Sontag/ Çevırenler N. Berna Sen>eryan da toplumsal bellek çabşmaları ayrı Ayşegül Gürmy/ Çiviyazılart/ 158 s bir önem kazanıyor. Bellek, birey1928 yılında yayımlanan "Gözün sel ve kendiüğinden bir olgu değil, Hikâyesi", birçok edebıyatçının sosyal alanla kesişen, içinde bulugözünde, 20. yüzyıl "aykın" edebinulan âmn dinamiklerince belirlenen ve toplumsal yatının en önemli eseridir. Elinizkimliklerimizi kuran, değişken bir süreç. Türkiye'nin deki kitap, "Gözün Hikâyesi" yaToplumsal Hafızası, değişik alanlarda belleğin nasıl nında iki büyük yazarın, Barthes üretildiği ve meşrulaştınldığı, farklı belleklerin nasıl ve Sontag'ın "Gözün Hikâyesi" ve birbirleriyle mücadele ederek şekillendiği ve bu mücaBataille'ı tanıtan ve öneminin nedele içinde kimliklerin oluşumu ve dönüşümü üzerine denlerini acıklayan metinlerini de kaleme alınmış yazılan bir araya getiriyor. Bu yazılar, okuma olanağı veriyor... "Batailhatırlamanın ve unutmanın bireysel olduğu kadar sosle'm üslup olarak Sade'a pek çok yal ve politik bir süreç de olduğunu ortaya koyuyor. şey borçlu olduğu doğrudur. Ama Sade, erotik kombinasyonlann çetelesini tutarken, Bataille'da bir dizi nesnenin huzursuzluğuyla ve maddelerin keşfiyle karAşk ve Yemek/ Willy Pastnt/ Çeviren: Can Belge/ îleşılaşmz. Bataille'ın üslubu, insanın gerçek doğasına lt}im Yayınlan/ 254 s. dokunuyor; çevrimler sonucunda bizi çarpıcı bir şeye Aşk ve yemek, vazgeçilmez iki ihulaştınyor: Edebiyata. Roland Barthes". "Gözün Hitiyaç ve zevk... Ne kadarı ihtiyaç, kâyesi"ni bu kadar güçlü ve rahatsız edici yapan nene kadarı zevk? Hem besinsel, den, Bataille'ın, pomografinin nihai anlamda cinselliği hem cinsel açıdan belirli bir doyudeğil, ölüme dair olduğunu daha iyi anlamasıdır. 'Göma ulaşmamız gerek, ama bu dozün Hikâyesi', okuduğum bütün aykın kitaplann en yuma hangi noktada ulaşırız. Besibaşardısıdır. Susan Sontag." nin besinsel olmayan işlevleri ve cinselliğin cinsel olmayan işlevleri var. Willy Pasini kendine has üsluNöbetleşe YoksullukSultanbeyli Örneği/ Oğuz I}tkbuyla bu konulara eğiliyor. ItalM Melth Ptnarctoglu/ lletışımYayınlan/ 368 s. yanlarla yaptığı çalışmadan sonra, Yoksulluk gerçeği, son yıllarda bu kitapta Fransızlar üzerinde yaptığı anketin sonuçTürkiye'de derinleşiyor, boyutlalarını inceliyor, aşk ve beslenme alışkanlıklarını ortanıyor, çeşitleniyor. Buna karşılık, ya çıkarıyor. Bir kişinin sofradaki tavrı ve yemek yegörünmezleştiriliyor da... Yirmime şekli gözlemlenerek yatakta nasıl davrandığı kesotuz yıl öncesinde daha çok bir tirilebilir mi? Willy Pasini bunun mümkün olduğunu "acıma" nesnesi olan yoksuldüşünüyor. Bu tabii biraz tehlikeli bir durum, çekinluk.şimdi daha çok bir dışlama, gen âşıkların yatağa girerken ışığı söndürmek istemekorku, hatta nefret nesnesi! Yokleri gibi, belki artık sofraya otururken de o gizliliğe sul mahalleleri, yoksulluk imgesi, ihtiyaç duyabilir, malum, namahrem. Sizler de kitatekinsiz bir "varoş" terimiyle ürbın sonuna eklenen anket sorulanna cevap vererek künçleştiriliyor. Bu korkuyu büaşk ve yemekle ilgili alışkanlıklarınızı Fransızlarınkiyütenlerin kendi zengin gettolarında yaşadığı içe kalerle karşılaştırabilir, kendinizi yorumlayabilirsiniz.îspanma ve cemaatleşme süreci, "toplum" veya "katerseniz tabii... • mu" adına daha az ürkütücü değil oysa. Oğuz Işık CUMHURİYET KİTAP SAYI 604
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle