19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

maktaydı. Epeyidir bu adla duyurmuştu kendini, ama orada değildi henüz. (s. 67) Henüz çok dikkat çekici bir şekilde orada duruyor. Fesatla yalvarma DU nedenle yapıldı: Conjurer fiilinin anlamlannı açıyor Derrida: Kendinden daha üstiin bir erke karşı fesatla birleşmek hep birlikte gizlice ant içip, tumturaklı bir şekilde birleşme (sanki onca dini tarikat vüzyıl boyunca başka bir şey yaptı. Birleşti, fesat yaptı, gizlendi, darbelendi, debelendi, ders vermeye kalktı ve sonra bir "savaş makinesi" olarak kendisini kuranlara karşı açtı savaşını. 1980'li yıllar "Komünizm tenlikesi nden sonra sermaye bunlarla uğraşıp, ipliklerini bir bir pazaıa basın yoluyla çıkarmadı mı? Barbarların kültürsüzleştirdiğini kapitalizmin kültürünün burjuva değerleri için saklamaya kalkmadı mı? Tüm bir kapitalizm bugün pop kültürle yürüyüp, onunla büyıiyüp, toplumsal alanı egemenliğinde tutmasını başarmıyor mu? Ve hatta küresel kapitalizm ile "toponlaşma" arasındaki ilişki ve alaka tam ve net bir şekilde kendisini belli etmiyor mu? Medyasından, yazarlarına hep bu efsunla kovma işlemini gerçekleştirmek için çaba harcayıp durmadı mı? Hamlet in "hayalinin" yemini gibi, kapitalizm ve beraberindeki sosyal ve ekonomik güçler kovma ayinlerini siyasi olarak gerçekleştirmeye kalkmadı mı? Milliyetçiden liberale bir zamanlann kafası bu zihniyetlerle biiyüyüp, sonra da derslerde bu bilgileri yasakladıktan sonra, kısırlaştırılıp, iğdiş edildikten sonra, Derrida'nın, Blanchot'dan yola çıkarak yazdığı gibi, bilinı dünyasına Marx'ın kabulünü gerçekleştirmeye kalkmadı mı? Bugün adına "imparatorluk" denilen yersizyurdtsuzlaşmış transnasyonal sermaye hukuki kurallarını dünyaya kabul ettırmeye çalışırken, hep yaptığını bir kez daha tekrarlamıyor mu? Efsunla kovmak ve yalvarmak "gelmesin diye". Fiilin ikinci anlamı ise "bir ruha, bir periye seslenmek ve hatta onu çağırmak" (s. 72). Sihirli sözler söyleyerek geri gelmesine çalışmak. Orada bulunmayanı, hiç orada bulunmamış olanı geriye çağırmak. Asla olmavanı çağırmak şimdıki zamana. Bağlamlara dikkat ederek, ölüyü diriltmek değil, burada, söz konusu olan. Aslında olmamışın hayaletini çağırmak, ona seslenmekten bahsedilıyor. " Dünyanın hali nice? Yaşı büyüdükçe yıpranıp gidiyor, efendim" Atinalı Timon'dan bu sözler, dünyanın çivisi çıkmaya yuz tuttuğunda: Ekonomik, politik, sosyal ve ekolojik krizlerin bizi alıp götürdüğünde soracağımız minör bir soruya yaklaşım. Paranın mülkıyeti kişısel mülkiyete sadece aynşık değil, aynı zamanda da karşıt olduğunu bir kez daha, Derrida'dan alıntılayarak hatırlatalım: Bedduayı doğru kişi telaffuz ederse, Marx'a göre, onu durdurmamak lazım. Efsunla kovulurken onu çağırmak başka ne olabilir ki? Bilimsel dünyada hapsedip, küresel transnasyonal sermaye her şeyi allak bullak ederken, eğer doğru bir seslenme yaptıysa tam yapmak istediğinin tersini çağırmaya başlar. Efsunla kovmak isterken, hayalete seslenip, onun perisini çağırmak bu olsa gerek. Seattle'dan, Cenova'ya efsunla kovulan geri cağrılmaya başlandı. Bunu yanlış mı telarfuz etti, "sermayenin büyüsü ve paranın mülksüzlüğü". Lanetli Pay'mı (Bataille) ortaya çıkarıldı. Armağan edilmek istenmeyen armağan ekonomisine mi çevrilmeye başlandı? Kapıdan kovulurken, misafirperverlik hâkim mi gelmeye başladı? Komünizmin hayaleti yeniden mi misafirperver bir gençliğe teslim etmekte kendisini ve de kendı elleriyle: "Bu sarı köle dinleri yıkar da yapar da: cehennemliği cennedik eder / Atinalı Timon;CUMHURİYET KİTAP SAYI 604 Perde IV, Sahne III/(s. 75). Vaat etmeye çalışır, ama gerçekte vaat etmek istediği neyse onun tam tersi yapılmaktadır. Marx da parayı hep bir hayalet olarak tasvir etmemiş miydi? Kişiseîleştirme tapınması. Ekonomi Politik içinde Marx bize nasıl paranın altın veya gümüş olsun, sermaye haline gelmeden önee, artık oluşturmaya başladığını anlatmaktaydı. Gölgeden başka bir şey olmayan para artık' insanlaşmıştır" (s. 78). HortIaklaşUrümıştır. Sermayeye dönüşürken ölümden geri gelen paradan bahsetmektedir, artık Marx, diye yazmaktadır, Jacques Derrida. Paranın başkalaşması, insanın paralaşması, metalaşması ve söyleşmesi sırasındaki yabancılaşma, artık hayaletin görünümleri içinde gerçekleşmekte olup, ülküleştirilmektedir. Burada "mührün büyüsüyle kâğıdı altına çeviren bir devletin " görüngüsü içine girilmektedir artık. Ne kadar bugünc yakın duruyor değil mi? Kriz içindeki kapitalist sistemin, G8'lerin ve büyümekte olan ülkelcrin. "Fesatyalvarma" aynı zamanda 'büyü bozma' conjurement anlamma da gelmektedir. Çağınlan ve savuşturmaya çalışılan kötü rulııı savuşturmak. Bunun için fesat gereklidir. Bu da bir 'ittifaktır' kuşkusuz (s.81). Komplodur. Yerleşik egemenliği alaşağı etme çabasıdır. Etkisizleştirmektir. Derrida; bu sözcüğün, Ortaçağ'da "özgür kentler için kimi zaman prense karşı birleşen burjuvalann ettikleri yemini" belirlediğini anımsatmaktadır. Efsunlamak bu gizli dernekleşmeye, yemine karşı yapılmaktadır. Kötülüğü dışarı atmak, şeytanlaşmış, cinleştniş kötü bir güç ve kötü bir hayalettir. Olümdensonra geri gelen ve tekrar canlanma tehlikesi taşıyan bir hayaleti kovmaktır. Şeytanı içinden çıkarma eylemidir. Cadı kovmanın efsunlanmasıdır. Kuramsal düsturlar da sosyal bilimler de, buna benzer bir şekilde hareket etmekte ve bazı kuramları efsunla kovarken çağırma işlemini istemeden yapmak zorunda kalmaktadır. "Orospuların yemini vemin değildir" demekte Timon. Ancak ölnıesi istenenin ölüp ölmediği hiçbir zaman tam olarak bilincmemektedir. "Yaşamayı öğrenmek hâlâ gerçekleşmeyi bekleyen Dİr şeyse, yalnız yaşamla ölüm arasında gerçeklesebilir. Ne tek başına yasamda, ne de tek başına ölümde gerçeklesebilir" (s.l 1) Bu bize aynı zamanda Derrida'nın "Tin Üzerine" adlı kitabının ikincisine gönderme yapar gibidir. Arada olma haü. Heidegger'deki Dasein'ın ortaya fırlatılmadan evvelki halinin daha kökeninde yayılmış, dağıtılmış olarak kabul edilmesini anımsatmaktadır. Dasein asla tek bir nesneye göndermede bulunmamaktadır; hep çokluklarda çalışmaktadır. Kökeninde dağılmadır Dasein'ı belirleyen. Aynı zamanda onda ortak bir şekilde beliren diğer var olanların çeşitliliğine göre belirlenmektedir. Hayaletler de hep basmdan beri çoğuldurlar. Asla tek bir hayalet ile bağlı olamamaktayız. Marx ve Marksizmlcr, Marx'ın "asla marksist olmadım" dediğindeki gibi bize yakın durmaktalar; ancak bunlann hayaletlerini kovmakla da yükümlüyüz, herhalde, Marx'dan miras veya ödünç alacağımız bazı şeyler varsa, ki elbette, var. Onsuz ve onunla yapamamaktayız. Bu çokluklar zaman içinde yayıfan çeşitli çehrelerolmaKtan çok, anında ve aynı anda bütün bu çehrelerin Dasein'ın Kötüiüğüıfeşanatınak içinde en başından beri birer "çokluk" olarak bulunmasından dolayıdır. Derrida, burada (Heidegger et la Question, galilee, 1987, s. 163) "genişleme", extentio sözcüğünün üzerinde durmaktadır. Descartes'ın "ontolojik dağılma" adını verdiğine rekabül eden bir Dasein fikriyle örtüşmekterdir. Yani ölümle yaşamın "arasındadır". Ki, "bu kendi varlığını arada olma halinden almaktadır. Gelen ve gelmemiş olan arasındaki "mesafelenmede" kendisini belirlemektedir. Hayalet de arada olma halindedir. Yaşam ve ölümün, ikisinin de arasında; korku romanlarının yazdığı gibi "ara dünyalardadır". Dante'nin Âraf ında bir yerdc dolaşmaktadır hayaletler. Ne cehennem ne de tam olarak cennet zamansızlık arasındadır. Yani "zamanın çivisinin çıktığı" bir yerdedir. Derrida'ya göre, hayalet ya gelmiş olan ve yok olan veya daha gelmemiş olanın hortlağına verilen addır. Bu anlamda da Marx'ın hayaletleri yaşamış olan Marx'ın komünizminin daha gelmemiş olan halinin hayaletidir, kapılarımızda evlerimize "musallat olan'. "Bu açıdan bakıldığında komünizm hep hayaletimsiydi ve de hayaletsi kalacak" (s. 154): "Hep gelecek olarak kalır ve tıpkı demokrasi gibi, kendi başına burada bulunmanın eksiksizliği olarak, gercek anlamda kendi kendisiyle özdeş bir burada bulunuşun tümelliği olarak bütün canlı burada bulunuştan da ayırır kendini" Marx 18 Brumaire'de "devrimin ruhu" ile "devrimin hayaletini birbirinden ayırmaktadır. Derrida alıntılar: "Devrimin ruhu vakitsizdir (çivisinden çıkmıştır), zamansızdır. Ve özelliklc saatinde gelir gibivse de baştan aşağı düşsel ve zamana aykırıdır" (s. 175). Devrimin hayaletleri ise geçmiş dönemlerin miraslarının hatırlanmasıdır. Bu bir anlamda, 1789'un eski Roma'ya dönüşüdür. Bir bakıma devlet ressamı David'dir. Ama dahası Saint Juste'dür, Robespierre'dir. Bunlar ölülerin diriltilmesine, yeni savaşlara, yüceltmeye yol açmaktadır. "Eskilerin parodisidir". Taklit etmeye değil, tamamlanacak, yerine getirilecek ödevi imgelemde abartmaya girişir. Luther, Marx'a göre, "havari Pavlus'un maskesini aldığında ruh söz konusudur. XVIII. Louis'nin "et kafası" ortaya geldiğinde ya da büyük Napoleon'un ölüm maskesi küçük Napoleon'un yüzüne konulduğunda "gülünç bir taklit" ve karikatürden söz edilir (aktaran Derrida, s. 176). Marx'ın yazdıklarını ruhun geri gelişi diye okumaya kalktığımızda ders alınacak şeyler yok değil: Nasıl ki 19. yüzyılın devrimi şiir «nttar sel anlatımını geçmişten değil, ama gelecekten alacaksa, geçmişin nurafelerinden kendisini kurtaran bir 21. yüzyıl devrimini beklememiz mümkün olacaktır. Geçmişin tarihiyle, emperyalizm, ro mantizm, oryantalizm, kişilik tapınması vb. kavramlannın eşliğinde devrimi algılamamız imkânsız gibi görünmektedir. Derrida, bu okumayı yaparken dilin her sözcüğüne kulak kabartmak zorunda oluşumuzdan söz açar: "Mezarlıktayız hâlâ, mezar kazıcılar sıkı çalısmakta topraktan kafatasları çıkartılmakta, birer birer kimin kim olduğu saptanmaya çalışılmakta" (s. 177). Ama "mirasçısıyız onun". Kapitalist toplumlar totaliter deneylerden sonra rahat bir iç çekme safhası yaşamış olsalar da, diyen yazar, Jacques Derrida, aslında; komünizm zaten bir "hayaletten başka bir şey değidi". Bir hayalet hiç ölmez hep geri gelir ve geri gelir (s. 154). Bu nedenle de totaliterle şen devletlerin hayaletlerinin savaşlarında siperlerde yatan diğer hayaletleri de düşünmeden geçmemeliyiz. Marx hep musallat olan hayaletlerden söz ederken hem komünizm hayaletini gücünün "Kutsal ittifak" Avrupa'sı tarafından kabul edildiğini biliyordu, hem de bu hayaletin gerçekleşmesi için Enternasyonal hareketini kurmaktaydı. Ancak 21. yüzyıla girmekte olan bizlerin bu hayaletleri unutmaması gibi, her türlü "revizyonizmlere" karşı da temkinli olması gerekmekte. Nazi hayaleti de peşimizi bırakmadı. Totaliterlik devlederin demokratik veya değil gelişip sıkıştığı anlara tckabül etti. Nazi, Faşist, Stalinist, darbeci, küresel veya etnik milliyetçi hayaletler de peşimizde. Bunları efsunla kovarken yanlış büyü yapmaktan kaçınmalıyız ki, ters dönmesin her şey, beklentinin ötesine geçmesin. Avrupa revizyonist tarihçiliğinin "temerküz kampları şaşırtması" oyunlarına gelmemek lazım. Bunlar da Derrida için nayaletlerin musallatbilimine giren konular arasında. Tarihi yeniden okumaya kalkarken, en kötüsü olan ve hem de tarihi saptırmalarda yaralar açabilecek olan her türlü revizyonizmlerin oyuncağı olmayalım. (s.164) Derrida'cı; Stirner ve Marx'ın tartışmalarından ödünç aldığı kavram olan Musallatbilim Marx'ın Kapital'in birinci cildinde ele aldığı "metaların fetişizmi" konusunda da peşimizi bırakmaz. Derrida; tahta masanın ahşap haliyle birlikte kişileşerek kullanım değerinden değişim değerine geçişi sırasındaki hayaletleri de bir tiyatro sahnesindeki aktörleri canlandıran masanın dansı ile birlikte Marx'tan alıntılayarak bize aktardığında; leanPierre Vincent tarafından Nantere'de Amandier Tiyatrosu'nda sahneye konulan piyesin de hayaletini yaratan kimse olarak durur karşımızda. Ve kimdir Marx ve babası ne yapmaktadır? Bu sorular etrafında Karl Marx (Yayımlanmamış Tiyatro) piyesi sahneye koyulmuştur. Virus artık geçmiştir disiplinlerden başka disiplinlere. Elimizde kuramsal ve sanatsal bir cevher var gibi duruyor: Derrida'nın Marx'ın hayaletlerinin Tütkçeye çevirisi. Hayaletimsi bir şekilde okunmayı bekliyor. Zannediyorum ki, daha okunmasını beklemekte, bu kitap; fark edilmek için.B Manc'ın HayaletleriBorç Durumu, Yas Çalışması ve Yeni Enternasyonal/]acques Derrida/ Çevıren: Âlp Tümertekin/ Ayrıntı Yayınlart/ 268 s. SAYFA 13 "Metalvııretişbınr Hayalets sestonmek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle