05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Elestiri geleneni ve Kava Özseznin A. CELAL BİNZET ATATLJRK ÜYARIYOR Diyor ki... "Devletçiliğin bizce manası şudur; fertlerin husuşi teşebbüslerini vefaaliyetlerini esas tutmak, fakat büyük bir milletin bütiin ihtiyaçlannı ve birçok şeylerin yapılmadığım göz iinünde tutarak, memleketin iktisadiyatmı devletin eline almak." "Türkiye Cumhuriyetı Devleti, Turk vatanında asırlardan beri ferdi ve hususi teşebbüslerle yapılmamış olan şcylcn bir an evvel yapmak istedi ve göruldugu gibi kısa bir zamanda yapmaya muvaflak oldu. BİZIM TAKİP ETTIGİMİZ YOL, GÖRÜ1DÜGU GİBİ LİBERALİZMDEN BAŞKA BİR SİSTEMDİR. S anatın toplum için taşıdığı anlam hep sorgulana gelmiştır. Dönemler ve anlayışlar değişse bile bu iki kavram yan yana olduğu gibi karşıt düşüncelerin de çıkış nedeni gibi gösterilmiş,tir. Aslında söyleyeceklcrimiz paradoksal bir söylemden başka bir şey olmayacak. Çiinku sanatın toplumla ilişkisini irdelemek aynı olguyu parçalara ayırıp her birinın dığerine karsı yabancılaşmasını kabul etmektir. Bu durumda yan yana birliktelikten çok, zıtlaşmanın oldubittisiyle yaşamakta olduğumuzu görürüz. Bundan sanatın, toplumun öteki kurumlarıyla aykırı düştüğü gibi bir anlam mı çıkıyor^ Çok da yannş değil. Özellikle gelişim bakımınuan türdeş bir yapıya ulaşmamış toplumlarda statükonun sürdürülmesi için 'durağan birey'e şiddetlc gereksinim duyulur. I ler şeyi sorgulayan, her gizin ardındaki perdeyi arala maya çalışan insan modeli söz konusu toplumlar için ayrıksı örneklerdir. Sanatçı, bu türün bir prototipi sayılabilir. Sanat ise, yapısı gereği bu tanıma uyan bir alanı kapsar. Aklın aydınlanması yolunda daha güzel, daha yaşanabilir bir dünyanın hazırlanması için çaba gösterir. Varolan sistemin ve bu sisteme bakışın sorgulanması için yeni perspektifler geliştirmekten başka bir şey yapmaz. Kendine özgü bir dile ve kavramlar dizgesine sahip bu yapının kitlelere ulaşımında en büyük yük, şüphesiz sanat eleştirmenine düşer. Sanatın nabzını tutarak toplumla arasında köprü işlevi üstlenmek sanıldığı gibi kolay bir iş değildir. Ülkemizde çok fazla bir geçmişi ol mayan sanat ve sanat eleştirisi, başlangıçta hayli spekülatif gözlemlerle varlı ğını duyurmaya çalışmıştır. Eleştirinin zamanla kurumlaşarak nesnel yorumlara kavuşması bu konuya vakfedılmiş nice bireysel çabanın katkısına bağlıdır. Hayli zor ve yoğun bir çalışma temposu isteyen bu işte, Kaya Ozsezgin adının özel bir yeri vardır. Sanatçıyapıtgaleri ve izleyici trafiğinin stratejik icavuşum noktasında, toplumsal bir olguyu masaya yatırarak irdelemek sıradan bir uğraşla elde edilecek bir kazanım olamaz. Yersiz bir yargı değil bu. Hele fazla iddialı olduğu hiç söylenemez. Sanatımızın (plastık sanatların) ivme kazandığı son donemlerin en kalıçı yapıtlarına şöyle bir bakmak yeterlidir sanıyorum. Te Istanbul. 1982. soldan: Cevat Derell, Nazan ve Aydın Cumalı, Kaya Ozsezgin. lif yapıtlar yanında çevirilerle de zenginleşen söz konusu alan, birbirinden ilginç kitaplara Ozsezgin sayesinde kavuştu. Yapıtların incelenmesinden yola çıkarak yapılan ortak değerlendirme sağlam ve sistematik bir bakı; açisıyla kurgulanmış, akıcı metinlerle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Kaya Özsezgin'in calışmalannı değerlendirmek bize yeni kazanımlar sağlıyor. Gerek sergi değerlendirmeleri, gerekse biyografik çalışmalan tutarlı bir anlayışın ürünü olarak yorumlanabilir. Türk Plastik Sanatçılan Ansiklopcdisi ise.alanını kavrayıcı, güncellestirumiş bilgilerle dolu bir çalışma olarak konusundaki eksikliği karşılıyor. Elestiri geleneğinin pek de yerleşmediği ülkemizde bunun temellerini atmak özümsenmiş bilgi birikiminin kullanıma açılmasıyla mümkün olmuştur. Kuşku yok ki bu da, sağlam bir kültürel altyapı ve duru bir bakış açısı ister. Bunlan neden önemsiyorum? Yıllar önce bir başka araştırma için 1940'ların, 50'lerin sanat eleştirilerini incelemem gerekiyordu. Bugiin çoğu unutulmuş isimler gazete ve dercilerae elestiri adına neler yazmamışlardı... Hatta bu işe soyunan politikacılanmız bile vardı. Eğer günümüzdeki eleştirinin ulaştığı noktayı doğru değerlenuirmek istiyorsak nerelerden geldiğimizi bilmemiz bir zorunluluktur. UmbertoEco'nun dediğigibi:'... bilgi bir katma niceliktir, bildiğin şeylere cklenen yeni bir şey ve gerçek bir edinim olarak kendini göstermektedir.' (Açık YapıtllŞ) Yeniden Özsezgin'in çalışmalarına dönecek olursak geniş bir konu yelpazesiy le karşı karşıya bulunduğumuzu görürüz. Farklı dönem ve ülke sanatçılanna ilişkin çeviriler, biyografıler, resim sanatımızı irdeleyen zengin bir araştırma dünyasında kendimizi buluruz. Saydığımız bu çalışmalan enine boyuna incelemek bu yazının boyutlannı çok aşacaktır. Yalnızca kitap aolannı sıralamak bile nasıl bir çeşitlilikle vüz yüze olduğumuzu gösteriyor. GerçeKten zenginlik diye yorumlamak gerek. Çünkü yazının görsel sanatlara göre kitlelere ulaşma şansı daha fazladır. En azından birbirini destekleyerek kültürel hareketin daha ge nis boyutlara varmasında yardımcı olacalctır. Buna, sercileme eyleminin belirli bir süreyi kapsadığı gerceğini de eklerseniz kalıcılık konusundaki görüşün isabet derecesi biraz daha kuvvetlenir. Aslına bakılırsa eleştirmenliğin esas güçlüğü bu noktada başlar. Sanat galericiüğinde profesyonelliğin ön plana çıktığı bu dönemde hareketi nesnel ölçüderle kavrayıp aktarmak bilinçli bir yaklaşım ister. Çok sayıda galerinin sergi hareketliliği içinde yapılacak sentezlerin doğru ve kalıcı olması gerektiği açıktır. Kaya Özsezgin'in 1973 vıhndan beri Milliyet Sanat Dergisi'ndeki elestiri yazılarında, vurguladığımız bu kriterlerin şasmaz bir disiplinle sürdürüldüğüne tanık olmak konuyla ilgilenenler açısından büyük bir keyiftir. Söz konusu yazılar, Türk resim sanatının geniş bir panoramasını kalıcılıöa taşırnası bakımından kayda değer notlardır. Özetle günümüz sanat eleştirisinde Kaya Ozsezgin adı olmadan yapılacak her değerlendirmenin eksik kalacağını söylemek yanlış bir yargı olmayacaktır. • Nutuk Toplumsal Dönusüm Yaymlart Dcğerli Profesör Mustafa Aysan gerçek bir Atatürkçü olarak bilimscl yöntemle Mustafa Kemal'in düşüncelerini ve eylemlerini incelemektedir. Bu eser Türk Devrim tarihine büyük bir katkı teşkil etmektedir, orjinalidir. Şimdiye kadar büyük Atatürk'ün askerlik, diplomatlık, eğitim, iç siyaset alanlarındaki devrimleri incelendiği halde ekonomi alanı ihmal edilmişti. Profesör Aysan'ın incelemesi Atatürk'ün ekonomik alanda da büyük bir dâhi olduğunu ve "mazlum milletin sağhklt kalkınmasma örnek olacak bir ekonomik modeli kurduğunu" göstermektedir. Prof. Dr. Yılmaz ALTUĞ Atatürk Devrimleri Araştırma Enstitüsü Müdiirü Fıyatı: 4.000.000 TL.dır. h Bankası Cağaloglu Şb. 3O42IO548388 Vakıfbank Nuruosmaniye Şb. 2013726 Oturanlar soldan: zahlt Büyükl$llyen, Kaya Ozsezgin, Mustafa Aslter, Hamlye colakoğlu. Devrlm Erbll; ayaktakller: Tamer Basoglu, Neset cünal, Turan Erol, zafer Cencaydın. CUMHURİYET KİTAP SAYI 597 H Genel Oağıtım Kardak Eğitim ve Kültür Hız. Narlıbahçe Sok. No: 6 TOPUJMSAL 34420 Cağaloglu İST. Tel: (0212) 528 66 89 90
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle