05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Fransız yazar Claude Mourthe'nin Türkçedeki ilk romanı. Keşke Gerçek Olsa / Marc Levy / Can Yayınlan / Çevtren: Saadet Özen /232 s. Işten eve yorgun döndüğünüz bir gün, banyo dolabınızın içinde bir kadın bulsanız ne yapardınız? Hele bu kadını sizden başka kimse görüp sesini duyamıyorsa? Genç ve güzel bir doktor olan Lauren, bir trafik kazası sonucu bitkisel yaşama girer ve çalıştığı hastaneye getirilir. Lauren'in bedeni hastanenin yoğun bakım odasında yatarken ruhu özgürce dolaşmaya baş lar. Lauren'in ruhunun en önce gittiği yer elbette yıllarca oturmuş olduğu, ama bitkisel yaşama girdikten sonra genç Amerikalı yazar Arthur'a kiralanmış olan apartman dairesidir. Aynlmaz ikili gibi birlikte yaşamaya başlayan Lauren ile inanılmaz olana inanan Arthur'un arasında duygusal bir yakınlaşma olması kaçınılmazdır. Öte yandan Lauren'in görünmez bedeniyle katıldığı bu birİiktelik, genç adamın başını derde sokmakta gecikmeyecektir. Kimi zanıan güldüren, kimi zaman hüzünlendiren anlatımıyla Keşke Gerçek Olsa modern bir peri masalı. Beklenmedik bir sona ulaşana kadar bir solukta okunan roman, Fransa'da 2000 yılında yayımlanır yayımlanmaz çok satan kitaplar listesinin ük sırasına oturdu ve bu yerini haftalarca korudu. îzmir kökenli bir aileden gelen Marc Levy'nin çeşitli ödüller alan, bugüne kadar yirnıi sekiz düe çevrilen ve bir milyondan fazla okura ulaşan bu romanı, ünlü yönetmen Stephen Spielberg tarafından yakında filme de çekilecek. Siyah / Uğur Özakına / Can Yayınlan / 167 s. Ben bu hikâyeleri, yoksulluğun ve umutsuzluğun hayatıma yalınkılıç daldığı günlerde yazdım... Her şey ile hiçbir şey arasındaki farksızlığı anladığım, kendime sığındığım, aya bakmaktan korktuğum, zamanı unuttuğum, saçlanma düğümler atıp dilimde kordemirler söndürdüğüm günlerde... Bu hikâyeleri yazdığım günlerde kedim dişi bir kedi bulabileceğini, kuşum kafesini açık unuttuğumu, sevgilim bu kitapta hiç aşk hikâyesi yazmadığımı sandığı için beni terk etti... Oysa kedim kısırlaştırıldığını, kuşum zaten hiç kafesi olmadığını, sevgilimse aşkın sadece yaşanabileceğini bilmiyordu. Senin iz sürmeyi sevdiğini düşünüyorum, bu yüzden bütün bir kitabın içine gizlediğim son hikâyeyi bulabilmen için sana her hikâyede küçük bir ipucu bıraktım. Şimdi yıldızsız, haritasız, pusulasız ve rotasızsın... Gizli hikâyeyi, öbür hikâyelerdeki ipuçlannı birleştirerek yakaladığında, bunu sakın kimseye söyleme... Bu, seninle aramızda küçük bir sır olarak kalsın. Luisa ve Sessizlik / Claudio Priersanti / Can Yayınlan / Çevtren: SeminSaytt /173 s. Luisa ve Sessizlik, çağdaş îtalyan yazan Claudio Piersanti'nin dilimize çevrilen ilk romanı. Kendi kuşağının yazarlan arasında Claudio Piersanti oldukça alışılmadık üslubuyla dikkati çekiyor. Klasik, ölçülü, neredeyse tarafsız bir anlatımı var. îç ve dış gerçeğin güç algılanan gelişmelerine olağanüstü bir dikkatle yaklaşan, ya m Kurt Kapanı Türkiye'de Faşiztn / Kıdvan iuran / Ütopya Yaymevi / 213*. "Kitap, milliyetçiliğin ve özelde de faşizmin yükselen bir değer olduğu günümümüzde soruna dönük yeni bir tartışmayı gündeme getirmeyi amaçlıyor. Zira katı olan her şeyin buharlaştığının iddia edildiği fakat buharın katının bir lıali olduğunun anlaşılamadığı günümüzde özel olarak da faşizm konusunda yeniden bir tartışma yapnıak ciddi bir zorunlııluk. Ülkcde ve dünyada, yaşanan süreç nedeniyle ciddi bir bilinç bulanıklılığı hüküm sürüyor. Gerçekliklerin değil, yanılsamalı görüngüJcrinin piyasa yaptığı günümüz koşullan her türdcn gerici ideolojinin gelişiminde önemli olanaklar sağlıyor. lşte faşizm de ciddi bir biçimde yanılsamalardan beslenerek ve yeni yanılsamaları besleyerek tuplumda kökler salıyor. Tuhaftır anıa milliyetçilikten, öze dönmecilik, Anadoluculuk, delikanlüık, yerellik ve insanın kendisi olması anlaşıhyor. Miliyetçilik yoksulların ve ezilmişlerin ezenlere kar§ı protesto bayrağı olarak lanse edilebiliyor. Sorun gerçekten büyük ve çokça bilinmeze sahip. Her şeyden önce mevcut durum, faşizm olgusunu salt "iyinin karşısındaki mutlak kötü" olarak değerlendirmekten kurtularak, iktisadi gerekçeleriyle, siyasal talep ve sosyolojik nitelikleriyle, kitle hareketi ve örgütlenme biçimiyle, ayırt ederek tartışabilmeyi zorunlu kılıyor. Faşizmi dığer baskıcı rejimlerden ayıran öğeler nelerdir? Faşizm yarattığı kaos ortamında nasıl oluyor da mevcut gidişattan hiçbir çıkarı olmayanlan, alt va orta sınıfları ağırhklı olarak etkisi altına alıyor? Tüm bunları sosyalist hareketin birçok kesimin yaptığı gibi kişilerin, kitlelerin salt kandırılmışjığıyla açıklayabilmek olası mı? Tekelci burjuvaziyi faşist bir organizasyonla ilişkiye zorlayan etmcnler nelerdir? Tekelci burjuvazi için böylesi bir durum tipik bir durum mudur? Varolan ilişki, burjuvazinin karşılaştığı bunalımın burjuvazinin lehinde çözüme bağlanacağı bir taşeron ilişkisi midir? Bunalımın çözülmesi faşizmin de geri çekilmesi anlamına mı gelecektir, yoksa faşizm burjuvaziye rağmen iktidarını sürdürecek midir? Faşizm hangi siyasal ve tarihsel nedenler dolayımıyla böylesi bir etkinliğe sahip olmuştur. Faşist hareket hangi tarihsel referanslara dayanmakta ve ne yapmaya çalışmaktadır. Sokaktaki insanı faşizme kanalize eden olgular nelerdir. Faşist hareket ne türden bir ideolojinin yayıcısı vc üreticisidir. Faşist hareketin ideolojisi, politikaları, örgütlenme biçimleri nelerdir vb... Hiç hafife alınmaması gereken bir süreç yaşıyoruz. Kimilerinin faşizmi önemsemez tutumlan insanın aklına 39 Almanyası'ndaki sosyalistlerin tutumunu getiriyor. Tarih her ne kadar bir tekerrür süreci olarak algııanamasa da benzer siyasi toplumsal süreçlerin benzer tarihsel olayları yaratacağı açık. Her şeyden önce faşizmin bu denli güç kazandığı bir süreçte bu olgunun yeniden tartışma gündemine alınması bir zorunluluk, bir aydın yükümlülüğüdür. Eser, bu adımın atılmasına sadece mütevazı da olsa bir katkı sunnıak değil, bizzat katkının ve çözüm gücünün kendisi olmayı hedefliyor." Uykusu İakız / M sadiK Aüannaraı (.an \aytnlan / 166 s. Ege'nin küçük kentleri... Ellili M.SiHİık Vl.ınLıra yıllar... Hayata tutunmaya çalışan UYKL'SU SAKIZ insanlar; görünmez çizgilerin içine hapsolmuş, yüzeyde durağan, derinde alabiîdiğine kaynayan hayatlar. Öykülerin çoğunun kahramanı, küçük bir erkek çocuğu. Olaylar bir çocuğun gözünden, çocuk duyarlılığı ve içtenliliğiyle, son derece yerinde kullanılan ayrıntılarla verilmiş. Babanın genellikle uzak, sessiz ve silik kaldığı, baskın kişilikli dayıların, eniştelerin boy gösterdiği, kadm egemen aiieler; anneler, teyzeler, yengeler, ablalar arasında geçirilen alabiîdiğine tasasız çocukluklar. O yaşlarda yeni keşfedilen ve kadınlar arasında beslenen çocuk cinselliği; çocukluk denilen ülkenin uçsuz bucaksız toprakları, Uykusu Sakız'ın öne çıkan temaları. Kitaptaki öykülerin çoğunda kişinin geçmişe dönerek kendisiyle ve en yakın bildikleriyle arasında hesaplaşma var; babayla, anneyle ya da en yakın arkadaşla. Duygulann, derine işlemiş yaralann yıllar sonra gerçek değerlerine oturtulması var. Küçük yalanlarİa, kan kardeşliklerle beslenen, küçük bir çikolatayla mutluluğa boğulan çocukluğun büyülü, masalsı, şiirsi dünyası var ve bu dünyanın düşleri... Her şeyin olduğundan farklı, büyük, inanılmaz, olağanüstü görünüşü... Çocuklukla yetişkinliği ayıran ya da birleştiren o gizemli çizgide gezinmeyi ustaca başarıyor M. Sadık Aslankara. Ve yılların gerisinde kalnıış engin bir dünyanın kapılannı aralıyor. Ve Birden Sonsuzluk / Claude Mourthe / Can Yayınlan / Çevtren: Şehsuvar Aktaş / 138 s. Diplomat emeklisi Pierre ile eşi ( l.uıılc MoıııllıîAnne oldukça hareketli bir yaVE BİRÜEN şam sürerlerken yaşlandıklarını SOKSUIU'K nisseder ve bir manastıra kapanmaya karar verirler. Çevrelerinden, çok sevdikleri eğlenceli yaşamdan, dostlanndan uzaklaşırlar. Aslında üzerinde uzun boylu düşünmeden aldıkları bu karar sonucu iki ayrı manastıra yerleşirler ve aralarındaki uzaklığı mektuplarla aşmaya çalışırlar. Yıllardır üzerinde konuşnıadıklan, ortaya koymadıklan pek çok şeyi bu mektuplarda dile getirmeye başlarlar. Mektupların özünde kendilerine, geçmişteki yaşamlarına yönelik bir sorgulama vardır. Birbirini çok seven bu iki insanın aslında çok da düzgün bir evlilik sürdürmediği, manastıra kapanmaya karar vermelerinin temelinde de dile getirilmiş kırgınlıkların, doyumsuzluklann, hatta ihanetlerin yattığı gün ışığına çıkar. Biricik kızlarının içine düştüğü korkunç batak bu mektuplarda söz konusu edilir. Ancak Pierre ile Anne her şeye rağmen birbirlerinden kopamamaktadırlar. Manastırda geçirdikleri günlerin sonunda nasıl bir yol aynmma geleceklerdir? Aradıkları huzuru bulabilecekler midir? Mektuplardan oluşan bu Uginç roman, insan ruhunun gizli köşelerini ustaca ortaya çıkaran Kafdağı'nın ardmda aramaym, kitap elinizin altmda: W W simurg • COIH. W « 40.000'i aşkın eski ve yeni kitap... Onbinlerce süreli yayın birikimi... Konusunda en bilaili, sipariş ve çeşit takibinde en hızlı kadro, en makul fiyatlar... Her dilde. her konuda kitap... Türkoloji'nin dünyadaki adresi... Her an güncel, her dem taze sanal sayfalarımızda her araaığımzı bulacaksınız, dilediğiniz kitaba hemen kavuşacaksınız... Simurg Kitabevi Yayıncılık ve Dağıtım Ltd. Şti. Tel: (0212) 292 27 101112 Faks: (0212) 292 27 13 email: [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle