14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindeki Lrmcnılcrin Devletleşme SınavıBagımsızlıküuı liugune Ermcni Siyasî Düşünüşü/ Gerard]. Libaridian/ Çeviren. Alma Taşltca/ ıletışım Yayınlart/ 220 $. Elinizdeki İcitap, Ermenistan'ın bağımsızlığını kazanmasından bugüne, Ermeni dünyasındaki siyasi gec lişmeleri ve fikirleri inceliyor. LibaDevletieşme ridian, Ermeni siyasetinde iki temel Sınnvı grup saptıyor: Bir yanda "büyük devlet" hayalleri kuran milliyetçi ideologlar, öte yanda Ermenistan'ın bütiin komşulanyla özellikle Türkiye'yle ilişkilerinin normalleştirilmesine yönelik dımlı ve pragmatik politikalan savunanlar... Bir tarihçi ve siyaset bilimci olarak Ermenilerin siyasî düşünce kahplarını, dış politikasını, Yukan Karabağ sorununu, diyaspora ile Ermcnistan ilişkilerini derinlemesine tahlil eden yazar, kendisinin de pragmatizmden yana olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Hakkında hemen hemen htçbir şey bilmediğimiz, çoğunlukla gündemdeki sıcak gelişmelerle 'sözde bilgi' sahibi olduğumuz bir ulusu, yakın geçmişteki olaylar ışığında yakından tanıma fırsatı buluyoruz bu kitapla. Yazann görüşlerine katılsak da katılmasak da, saptama, tahlil ve yorumları, aslında Tiırkiye'de hiçbir kesimin ilgisiz kalamayacağı kadar açık ve önemli. Musa'nın Evlatlan Cumhuriyet'in Yurttaşları/ Rı/at N Balı/ îletışım Yayınları/ 470 y Babil Talnıud'unda "Krallığın kanunu, geçerli olan kanundur" yazarr Tiırkiye'de Yahudiler, yaşadıkları ülkenin iyi birer yurttaşı olmalarını öğütlcyen bu kurala hep uymuş ve TürkYahudi birlikteliglni idealıze etmişlerdir. Ulusdevlet olma sürecinde vurgulanan tebaalıktan yurttaşlıga geçiş, azınlık politikalanna balunca pek de tamamlanmamış görünüyor. Rıfat N. Bali'nin makalelerinin temel omurgasını da bu yurttaşlık meselesi oluşturuyor: Eşit haklaıa sahip yurttaşlar topluluğu bir ideal olarak mı kalınıştııv' Azınlıklardevletkamuoyu ilişkilerini bclli olaylar üzerinden tüm yönleriyle araştıran Bali, bir Yahudi ailesinin öyküsiınu, Hareket Ordusu'ndaki Yahııdi Taburu'nu, Manisa Moris Şinasi Hastanesi'ni ve Ikinci Dünya Savaşı yıllanndaki boykot girişimlerini anlatıyor. Bugüne kadar marjinal bir mesele olarak görülen antisemitizmi, Cevat Rıfat Atilhan, Türkiye Siyonizmle Mücadele Derneği ve çeşitli yayınlan üzerinden ortaya koyuyor. Bali, kamuoyunun ve siyasi iktidarlann görmezlikten geldiği bu akımı, Cumhuriyetin gözden kaçan yanı olarak nitelendiriyor ve Türkiye'de ırkçılık olmadığı yanılsamasına ayrınülı bir karşılık veriyor. tıyor. Öte yandan, o dönemin Nazizm'e de kaynaklık eden coşkulu Alman milliyetçipopülist ideolojisinin TürkçüTurancıPantürkist akımlan (hem manevi hem "maddi" olarak!) besleyen etkisine dikkat çekiyor. Kitabın özellikle yakından baktığı olay: TürkçüTurancı akımın îkinci Dünya Savaşı dönemindeki yükseliş ve düşüşü. Başta Nihal Atsız ve Reha Oğuz Türkkan olmak üzere, Türkçü ideologlann siyasal, düşünsel ve kişisel profili çiziliyor. Siyasal tarihimizin çarpıcı vakalanndan "IrkçılıkTurancılık Davası"nın hikâyesi anlatılıyor. TürkçüTurancı akım, Ikinci Dünya Savaşı arifesinde ve sırasında, adıyla sanıyla ve önemli bir aktör olarak siyaset sahnesinde boy gösterdi. Onun Cumhuriyet tarihindeki bu kısa ömürlü "altın çağı", varlığını gizli ve dolayh olarak ondan sonra da sürdüren bu ideolojinin anlaşılması bakimından kilit onemdedir. Yumurta Dansı/ Lız Jensen/ Çeviren. Saltha Nilüfer/ îletijim Yayınlart/'292 i Her şey Hazel Sugden'ın, kocası tarafından yürütülen bilimsel araştırmanın deneklerinden biri olduğunu keşfetmesiyle başlar. "Mutlak Sanrı Hali"ni sürekli yaşayan bir anne, feminizm ile misyonerlik arasında gidip gelen bir abla, Kusursuz Bebek projesinin hatalı ürünü olan bir çocuk ve sekiz yıllık evliliklerini haplar ve salgı ka yıtlarından oluşan sıkı bir perhize çeviren jinekolog bir eş. Hazel'ın keşfiyle çözülen ve kurulan bağlar. Bütün bu siirece eşlik eden yanılsamalar, yanılgılar, sanrılar ve duş ile gerçeğin sınırlannın silindıği bir atmosfer. Feminizmin yanından bUe geçmeyen bir kadının, ilişkilerine, yaşadıklarına dönüp baktığında, hayatının dizginlerini eline almayı öğrenişinin öyküsu. Yumurta Dansı bir ilk roman; yazannın her bölümde koruduğu gerilim ve trajik bir hikâyeyi gülümseyerek okumanızı sağlayan mizah anlayışı, sonraki kitaplarına dair sağlam ipuçları vermekte. Gölgeler Çabuk Ölür/ Muhsin Ktztlkaya/ lletişinı Yayınları/ 240 s " Anadilinden başka bir dile sürgün olan herkesin ortak sorunudur galiba; her şeyden habersiz yaşarken, bir de bakar ki, yeni dili, anadiline kanşmış, iki dil birbirinin içine geçmiş, hatta yeni dili, anadilinin yerine geçmiş. Benim için böyle oldu mesela. Edward Said'den ilham alarak söylüyorum: An geldi, anadilim Kürtçe ile gündelik dilim Türkçe birbirinden kolay kolay ayrılamayacak bir biçimde iç içe geçti. Zaman zaman hangisinin anadilim olduğunu unuttum. Ikisini de kullandım. Memleketimde ve evimde anadilime sığındım; bu şehirde yaşarken, bu kitabı yazarken Türkçeyle meramımı anlattım. Şimdi iki dilde de görüyorum rüyalanmı. Ve çoğu zaman iki dil, o kadar iç içe geçiyor ki, ikisini birbirine karıştınyorum. Oyle ki, ne zaman güzel bir Türkçe mısra görsem, Kürtçesini düşünüyorum; ne zaman bir Kürtçe şiir görsem, Türkçeye çevirmeye çalişıyorum. Dilinden sürgün bütün insanların ortak derdidir bu; sürgünlük her dilde aynı yaşanır çünkü." Muhsin Kızılkaya. Aslında Özgürsün/ Duygu Asena/ Duğan Kı/apçılıkÂŞ/ 274 s. Belgin ve Berna... iki kadın... iki hayat... Ve bir yolculuk... Bir iç yolculuk... Belgin ve Berna toplu mun ve erkeklerin dayattığı ahlak anlayışına, tabulara karşı çıkıp özgürlüklerini, kimliklerini anyorlar... Ve de aşkı... Evli ve umutsuz bir kadın olan Belgin ile aşka âşık Berna'nın, benliklerini keşfetme serüvenlerinde her kadın kendinden bir şeyler bıılacak... Duygu Asena, bu yeni kitabında, iki kadının ekseninde kadın dııygularını, kadın psikolojisini ve sorunlarını her zamanki duyarlı ve sürükleyici üslubuyla aktarıyor. Bizi kadınerkek ilişkilerini yeniden düşünmeye çağıran Asena, okurlanna gene çok larklı bir pencere açıyor. Forsa Halil/ Reşad Ekrem Koçu/ Doğatı Kıtapçdık AŞ/ 180 s. XVI. yüzyılın sonlannda tstanbul'da faaliyet gösteren bir cinayet şebekesi... Saray'dan tstanbul konaklanna, konaklardan kenarda köşede kalmış kahvehanelere kadar uzanan renkli bir anlatım. Reha Çamuroglu'nun editörlüğünde, Türk okuruna yeniden kazandınlan Reşad Ekrem Koçu'nun eserlerinin bir yenisi Forsa Halil. Cinsellik, cinayet ve binbir entrikayla örülü eski Istanbul çetelerinin öyküsü. Okyanustaki Krallar/ Helmut Krausser/ Çeviren: Ayje Bige Göktuğ/ Doğan Kitapçılık AŞ/ 205 s. Hagen: Geçmişi meçhul, rüzgâr nereye eserse oraya savrulan eski bir tavla oyuncusu. Richard: Ölümcül bir hastalığa yakalandjktan sonra işinden ayrılan ve her şeyden vazgeçen eşcinsel bir reklamcı. Lidia: Yukandaki ikilinin yaşamlanna birdenbire giren bir ressam; Hagen'in mucizevi aşkı. Yaşamdan hiçbir beklentileri olmayan, ancak bunu dillendirmeyen bu üçlünün yaptığı yolculuğun, Richard'ın sıcak bir ülkede ölme arzusundan başka bir nedeni yoktur. Yaptıklan hiçbir şeye nıazeret bulma zahmetine girmezler; eğlenmek için hiçbir çaba sarf etmezler; rezil olmak veya saygı kazanmak önemli değildir; istemiş ve yapmışlardır, o kadar... Göçebe tmparatorluklarMoğolistan'dan Tuna'ya/ Gerard Chaliand/ Çeviren • Engın Sunar/ Doğan KitapçtlıkAŞ/ 174i. Gerard Chaliand, Göçebe împaratorluklar'da, Avrasya'dakı bozkır göçebeleri ile yerleşik düzene geçmiş topluluklann, MO V. yüzyıl ile MS XVI. yüzyıl arasında, iki bin yıl boyunca süren mücadelesini anlatıyor. Ukrayna'da Mançurya'nın sınırlarına kadar yayılan geniş bir coğrafyada doğmuş, savaş biçimleri ortak, Attila, Cengiz ve Timurlenk gibi dört bir yana korku salan atlı fatihlerin önderliğindeki îskitler, Türkler, Hunlar, Avarlar, Macarlar, Moğollar, Mançurlar, dünya tarihini doğrudan ya da dolayh olarak şekillendirdiler. Çin'den Batı'ya doğru gelerek Iran'ı, Hindistan'ı, Bizans topraklarını, Rusya'yı, Tuna Avrupa'sını geçen, yol boyunca karşılanna çıkan krallıkları ve imparatorlukları karşı konulmaz saldınlarla zayıflatan Asyalı bozkır göçebeleri, zamanla, yerleşik düzene geçmiş topluluklarla temas sonucu yaşama biçimlerini değiştirerek kendileri de imparatorluklar kurdular. Avrasyalı göçebelerin ve onların mirasçılarının bu üstünlükleri XVI. yüzyıldan itibaren Rusya'nın do ğuya ve güneye, karşı saldınlar halinde süren yayılması, adeta yerleşik düzendekilerin intikamı ve göçebe imparatorlukların çöküşünün habercisi oldu. Uzakdoğu'daysa Moğol göçebeler, XVIII. yüzyıla kadar Çin devleti için tehdit olmaya devam etti. Bozkır imparatorluklannı yepyeni bir bakış açısıyla ele alan ve aynca yirmi üç harita içeren bu kitap, eski SSCB'nin dağılmasından sonra daha da özel bir ilgiyi hak ediyor. Sabah Gmbunun ÖyküsüAmiral BattıCan Ataklı'nın Tanıklığıyla/ Serkan Seymen/ Metıs Yayınları/ 124 s. Amiral Battı, 80'li yıllarda kendisini Türkiye medyasının "amiral gemisi" ilan eden Sabah gazetesi ile onun baglı bulunduğu grubun geçirdiği dönüşümleri ele alıyor. Bu grubun, basındışı sermayeye yaslanmayan öncü bir gazeteyle yola çıkmışken, daha sonra nasıl banka satın almaya kadar savruldıığunu, basındışı işlerini nasıl gazete manşetlerine yansıttığını irdeliyor. Kitabın ana eksenini Can Ataklı'nın tanıkhgı oluşturuyor. Ataklı, Serkan Seymen'in yaptığı röportajda medyasi • SAYFA 21 jil.Mıuriıjenl g r yurrtaşiaf "Turan"dan "Bozkurt"a Tek Parti Döneminde Tiirkçülük (19311946)/ Cunay Göksu Özdoğan/îlelışım Yayınları/ 352 s Genellikle birbirine koşut olarak anılan Türkçülük, Turancılık, Pantürkizm'in özgül siyasal ve ideolojik içerikleri nedir? TürkçülükTurancılıkPantürkizm, Türk ulusçuluğunun oluşum dönemine özgü romantik aşınhklar mı? Yoksa TürkçüTurancıPantürkist akımlar, ulusdevletin ve resmî milliyetçiliğin kuruluş sürecinde de etkilerini sürdürdüler mi? Kısmen muhalif radikal hareketler aracılığıyla, ama kısmen de rejim bünyesinde bu düşünceleri izlemeyi sürdürenlerin siyasal konumu nasıl tanımlanmalı? Günay Göksu Ozdoğan, Cumhuriyetin kuruluş yıllanndaki Türkçü ve Tıırancı akımlara ilişkin incelemesinde, bu sorulara doyurucu cevaplar getiriyor. Söz konusu akımlann Zıya Gökalp ve Yusuf Akçura'ya dayanan mirasını irdeledikten sonra, Cumhuriyet'in milliyetçiliğinin, başka bir terimle Kemalist ulusçuluğun bu mirasla ilgili açmazını hatırlaCUMHURİYET KİTAP SAYI 591
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle