24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

r kndıran bır erheh Bu öykülcrın vc öykiilerın erleek karaklcrlcriardtnda yatanı hırazaçancik''' Bu benim çok ınustarip olduğum bir durumla iluili. Ienıinist kadın yazar oltnak ya da lıakış açısından yazmak, Tiir kiye'de hâlâ tartışıp durduğumuz bir konu. Bir yere de varacağı yok. Bu, kadın perspektifindaı baktığında erkekleri anIatamazsın anlamına da gelir çoğu za man. Bu bir yoksurıluktur aynı zamanda. Modcrnist yazmak da öyledir, beceremezsin klasik yazamazsın, becerikli değilsindir, yanlış yoldasındır, falan filan. Buna karşın yazarken bir klasik yazardan daha çok uğraştığımı söylemem gerekiyor. Kalıpları yıkmayı hedefliyorsun, az buz bir iş değiîdir bu. Saçmalama riskin çok yüksektir, çünkü hem içcrik hem de kıırgu bakımından muhalifsindir. Mııhalif olmak ise zordur bizim diyarlarda. Has Gerçek takıntısını delmek. Tüm bunlara karşın bir şeyler anlatabileceğimi ispat etmekti bellci yazdıklarım, bUiyorsun hayadarımız ispat üzerine kurıılu. Bir şeyler anlatmışsın diyorsan, evet evet anlatmışsın diyorsan ne mutlu bana. Bırde öykü dışında da yazılar yazıyorsun vc jarklı dergilerde görüyoruz adını; Valtk, Bırıkttn, Hayalet Gemi, Acık Radyo'dakı programtnı ve de gazetelere yazdıg'ın yazılan da unutmamalt. Dısardan bakınca dag'tmkmts gibi duran bu yaklasımlann arasında bir bağ var mı? Ya da bir bağ olup olmamastnı umursuyor musun ? Öykü, benim en büyük hayalim, yazar olarak. Bir gün belki roman da yazarım, büyük laflar etmeyeyim yine. Ben akademik alanda okuduğum herhangi bir yazıya da, bunu sonra öyküye nasıl dönüştürebilirim diye yaklaşıyorum. Sosyolojik, antropolojik olsun, okuduğum bir metni öyküye nasıl dönüstürebileceğimin kaygısı içindeyim. Belki de yazmak, konuşmaktan da çok beni beslediği için Açık Radyo'daki program da bir kayıt benim için. Sözlü olarak karşılığını bulsa da gene de bir kayıt o. Bu anlamda beni besliyor. Keşke yazdıklarım kadar cesur olabilsem hayatta, her sey benim kafamda çözüme ulaşırdı. Bu kadar çelişki içinde yaşamazdım. Senı 1996 yılında öykü dalında aldığın Yasar Nabt Nayır Ğençlik Ödülü ile lanımıştık O ödülü aldıpnda yapttğın söylesinde öykü ile ilgili olarak "Bence 60 ve 70'li ytllardaki esin 90'lı yıllara aktarılamadı. Bu anlamda kökten bir yenilik göremiyorum Bir iç dökme geleneğt var..." diyorken, burtdan yaklasık bes yıl sonra, 2001 'itı hemen basında öykücülüğümüzle ilgili sorulara söyle cevap veriyorsun; "Öykünün bugün geldiği yer iyi bir yer, iyi hir stçrama noktasıdır; ben asıl ortun bundan sonra varacağı yeri merak ediyorum" diyorsun. Nedersin, bubesytl içinde sen mi değistin, öykünün gelaiği nokta mı? Yaşlandım tabii, o var! O yıllarda, insanlann korkmadan o iç döküsü aktardıklarını görmek çok önemliydı. Korkmadan, cesurca. Onun arkasından kur gunun gelebileceğini hissediyordum. Dönüştürebilecek, kafa tutabilecek iyi bir kurgunun olduğunu da. Öykünün bir gün başkaldırabiiecek bir tarafı olduğunu hissettiğimdendi. Buna karşın güçlü bir ses haline gelebüecek bir oluk olabileceğine inanmıyorum öykünün. Daha muhalif, daha cesur olması gerekiyor. Eleştirel olmak... Ne yazık ki biz bunu birbirimizin yazdıklarım karalayarak ya da çok severek gerçekleştiriyoruz. îkisi de çözümsüz bence. Sistem bizi kültür kılırı içersinde delik deşik etmeye devam ediyor. Diyelim ki günü kurtarıyoruz ama gelecek pusu kurmuş bizi bekliyor. Sonrasında gelsin telifsiz yazılar, dedikodular, 1000 sattığımızda yaşadığımız o muazzam sevinç... • ^ \ S U M A N KAFAOGLUBUKE Romantizm "Bilir miiin Daphne, o eski şarkıyı Taflamn dibinde, heyaz defnelerin altında Zeytııı ağaanın, mcrsinin yabut salktmsöğütlerın O bıtıp bitip başlayan aşk türküsünü. Hattrltyor musun büyük mtunlu eskı mabedı Dişlerini batırdığın act lımonları İnsant cehenneme götüren maiarayı Mağlup ejderhadan kalma tohunı oradaaır. O hep ağladığın lannlar dönecek bir gün Zamanı gettrecek düzenim eski günlerin Bir peygamber nefesiyle ürpermede top rak. latınlesen Sibel, toprak tanrtçası Uyur hâlâ Konttantın'in tâkt aliında Hıçbtr sey değiilirmemis muhtesem keGerard de Nerval "Daphne" C6rardde Nerval Çev Orhan VeliKamk, Varlık, 1934 Orhan Velı, "Çevın Şiirler", Can Yaytn Bu dönemin içinden hayallerle süslü, me lankolik bir romantizmin moda olması, nelart, 1982 denini şımdi pek iyi anlayamadığımızdan saşırtıcı geliyor. Fakat sanat tarihıboyunca yüzyılın ortasında ani denilecek karşıt akunların peş peşe doğması, sanatçıbir değişim yaşandı: Aydınlanların bir önccki dönemin eserlerine tepki • ma Çaöının, tartışmasız dogru duymaları sık rastladıöımız bir olay. Onakabul edilen poliuk, felsefı vc kültürel önerçağ ronıanslarına tepki duyarak başlayan meleri önce tartışıldı, sonra eleştirildi ve so ncoklasik dönenı gibi, neoklasik döneme nunda tamamen bir kenara bırakıldı. Bir de tepki duyan romantizm ve daha sonra kez daha insanın, tarihin kısa denecek bir romantiklere tepki duyarak başlayan gerzaman dilinıi içinde fikirlcrini ne denli hız çckçilik ve simeecilik akımlan hep birbirla değiştirdiğini eörüyordıık. Değişcn iikir Ierı iizerinde duran tuğlalar gibi bir yapı lerin içinde özcllikle iki yaklaşım dikkat çeoluşturur. Katı bilimsel yaklaşım sonucıınkiyoruu: Birincisi insanın doğa ile iliijkisi, da insan duygularına özlem duyan bir neikincisi de duygu ve tutkuların ön plana sil çıkması da bu bağlamda bakıldtğında çıkmasıydı. Romantizm akımı daha çok bu iinlaşılabilir. Romantik dönemin başlannda ikincisinin gölgesinde günümüze ulaştı. JeanJacques Rousseau'nun yazdıöı "ItirafSorulan sorular aslında pek farklı değil lar" (17811788) duygulann ilk planda yer di. Bakır çağı kadar eskilere dayanan almasını, zaten buna hazır bekleyen topluEyüb'ün Tevrat'ta anlatılan hikâyesindeki ma sunuyordu. Aydınlanma Çağının nesnel sorular yeniden giindeme gelmiijti. Evren yaklaşımı yerine,kişinin merkeze konduğu de neden kötülük var? Neden iyi insan da öznel, tanımlanamaz, sezgisel insan bakışı acı çekerr1 Sonsuz güce sahip Tanrı, neden yer alıyordu. kötulügeizin verir? Şevtan ne denli güce sahiptir? İnsanın Tanrı ile ilişkisi ne düzeyde Romantizm dendiğinde bugün aklımıza dir? Ve romantikleri en ilgilendiren soruilk duygu olarak "aşk" gelse de, romantik ların başmda bir de, evrenin insan aklı tadönemde yazılan eserlerin çok azı doğrurafından anlaşılabilir bir düzeni var nudır? dan aşk üzerine yazılmış yapıtlardır. Rosorusu geliyordu. mantik yazarların tepki duyduklan şeylerin başında aşkın yanlış tanımlanmış olması geAydınlanma Çağınuı en temel önermeleliyordu. Yüzyılın başlannda yazılan eserrinden biri evrenin insan aklı tarafından anlerde karşı cinslerin dünyevi birliktelikleri laşılabilir (ya da çözülebilir) bir mckanizma 18. yüzyu ahlak kurallannın elverdiğinceolması gelir. Bilimlerin gelişmesini bu yakoldukça açık bir dille anlatılıyordu, aşk dilasım sağlamıştı. Sanki doğanın tüm gizleri Dİlimler tarafından incelenirse, evrenin ye anlatılan genelde erkeğin kadını baştan çıkannasıyla sonuçlanan psikolojik catıssırn çözülebilir gibi optimist bir düşünce malardı adeta. Romantik yazarların aşkı alhâkimdi. Romantikler de evrenin sırrını gılamalan ise daha metafizik bir boyutta çözmeye niyetleniyorlardı fakat bunun sakadınla erkeğin birleşmesine dayanıyordu. decc akıl ve bilimlerle olmayacağını sezmişGoethe'nın kahramanlan Faust ve Margalcrdi, evrenin gizemlerini insan duygulan rete ile karşı cinslerin birleşmesi, ruhsal büincelenmeden anlaşılamayacağı sonucunu tünleşme şeklindc, cinselfik ötesinde gerçıkartmışlardı. çekleşiyordu. Roınantiklerın yeniden taElbette o dönemin sanatçı ve düşünürlenımladiklan aşkın boyutu, insanı ulvi güzelrinin bir anda düşünmcyi kesip kendileriliklere yaklaştıran, içindeki en saf ve nereni sadece kalplerinin sesine bırakuklarını deyse çocuksu duygulan tatmasını sağlasanmak çok saçma olur. 18. yüzyılın başlayan bir güçtü. rında yazüan cserlerde bol gözyaşı ve yürek parçalayan dııygusal sahneler bulmak da Aşka getirilen bu yeni tanım, ilk ba mümkündür fakat aydınlanma çağmda romantik edebiyatın en belirleyici 02 duygulann sömürülmesi, bunların tutku gibi görünür, günlük dile de romantik' şeklinde verilmesine yine de az rastlanır. sözcüğü bu anlamıyla yerleşmiştir. Fakat Sanat, toplum, yasalar gibi konular eserlehcmen belirtmek gerekir ki, romantik ederin temel ağırlığını taşır. Spinoza'nın "insabiyatı diğerlerinden ayıncı en önemli unsunoğlu tutkularımn esiri olduğu müddetçe ru doğaya yaklaşımıdır. Antik çağlardan bedoöa ile uyum içinde olması beklenemez" ri "doğa" dendiğinde var olmanın tüm bosözleri Aydınlanma Çağının belirleyici yak yutları, organik ve inorganik tüm öğeleriylaşımıydı. Tutkulardan kurtulan insan dole evren ve yasalan anlaşılırdı. Bu anlammğayı ve evreni akıl yoluyla anlamaya başladan biraz eksik olarak lcullanıldığında da yabilirdi. insan doğasının anlaşılması beklcnirdi ama romantik akımın esin kaynağı olmak doğa, çok daha sınırlı bır tanımla kullanılmaya başlandı: Artık kastedilen insanın doğası ya da evren değil, dağlat, denız, geniş yeşil alanlar ve pastoral kır görüntüsiivdü (gün lük dile de yine romantıklerin kullandığı anlamıyla ginniştir, bugün tloğayı sevdiğini söyleyen biri, hava kiıliliğini ya da fareleri kastetmez, hava kirliliği clc doğanın tam anlamıyla bir parçası olmasma rağmen, scvdiğini söylediği doğa bozulmamış kır göriintülerinden olıışur). Bu anlamıyla doğa, kusursuzlaştırılnus ve ideal halc sokulmuştıır. tnsanrn doğayla ilişkisi de doğayı incelemek yerine", doğanın keyfine varmak, sunduğu güzellikleri tatmak şeklindedir. Oznenin doğayla ilişkisi de, doğadan aldığı rahatlama ve kendi çocuksu doğasını ve heveslerini yeniden bulmaya götürür. Konu aasından bakıldığında, ağaç, çiçek, güzef sevgili gibi konular bugünün okuru için sığ görünebilir, fakat edebiyat tarihinin büyÜK Daşyapıtlarınm bu dönemde yazıldığını da unutmamak gerekir. Rousseau, Goethe, Puşkin, romantik akımın önde gelen yazarlarıdır. Eserlerinde pastoral zevkler hissedilir, doğaya karşı tavırlan bilgece olmaktan çok uzak hep çocuksu heyecan tasır. Son olarak, romantizmin bir dc insana bakışından söz etmek gerekir. Romantik edebiyat örneklerinde insan psikolojik açıdan tek ve benzersizdir, ne şimdi yaşayan ne de daha önce yaşamış bir başka kişiye benzemez, her insan diğerlerinden farklıdır. Bu durum insanı bazen yabancdasmaya bazen de cevresi tarafından anlasılmamaya itse dc, ldşinin kendi benliğinde bulacağı duygular ona yetecektir. Aydınlan ma çağının filozof ve bilge kisisi, romantik eserlerde çocukluğunun hazlannı saflıkta bulmaya çalışan kişiye dönüşür. Romantizmin felsefı boyutunda da edebiyat, gerçek leri öğrenmek için bir araç olarak kullanılır. Doğa bu gizleri insandan saklamaz, ona tanrısal özveriyle sunar. • aydasu@hotmail.com NAZIM HIKMET yeniden ders kitaplarında içdökmegeleneğl • Nazım Hıkmet • Sabahattin Ali • Aziz Nesin • Rıfat llgaz • ömer Nida • Fakir Baykurt • Yaşar Kemal • Fethi Naci • Mehmet Fuat • Murat Belge • Orhan Kemal •ErdalAtabek • Türkan Saylan • ömer A. Aksoy • M. Cevdet Anday • Hasan Putur • llhan Selçuk •OktayAkbal • Mehmet Kemal •SunaTanaltay •CahKKülebi • Halikarnas Balıkçısı •ÇetinAltan •A. Kadir •Attila llhan • C. Atuf Kansu • Ataol Behramoğlu • Maksim Gorkl •flertoltBrecht • Cenfllz Aytmatov • Asım Bezirci • Cevdet Kudret • Maldun Taner •Abdilpekçi • Necati Cumalı • Cemal Kutay • Turgut Uyar • Ümit Kafiancıoölu •NadlrNadi • S. F. Abasıyanık •AHPüsküllüoölu • B. R. EyObofllu • Gölten Oayıogiu • C. Sıtkı Tarancı • Orhan V.Kanık •AbbasSayar • Nurullah Ataç • Behçet Necatigil • Suut K. Yetkin • Mehmet Kaplan • Aşık Veysel • Yunus Emre • Ahmet Haşim • Reşat N. Gultekin Nunıosnuniye Caddcti Nu.: 8 Cağaloğlu/İsunbul Üf.: 0.212.522 60 94 513 64 17 belgcç: 0.212. 512 5129 SAYFA 15 Çağdaş yazarların metinletine yer verilen ilköğretim 678 Türkçe ders kitaplarını incelemeden karar vermeyiniz. ÖZYÜREKYAYINEVt TURKÇE OGRETMENLERI! CUMHURİYET KlTAP SAYI 591
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle