22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

metni Ergin ve Gökyay'dan aktardıklan için kimsenin fark etmediği bu yanlışlar yayılıp gitmiştir. Dede Korkut Oğuznameleri Üzerine Notlar'da bunlan da düzeltmeye çalıştım. Dede Korkut Oguznamelen Üzertne Notlar basiıklı kitabımzda bugüne değin yanlış okunmus olan, okunamaytp btryana bırakılmii olan pek çok sözcüğü ele altyorsunuz. Sıztn birçok sözcüğün okunmasına açtkltk getirdiğiniz, anlaşılamış yerleridoğru yorumladtğtntz konusunda şimdiden yaygın bir kanı olusmaya basladı. Ayrtca, sözcüklere ılişkin açıkiamalartmz stradan bu okurun da anlayacap düzeyde yaptlmtş. Sizin çalışmanızın biTim dünyasına rahat bir nefes aldıracağı da görünen bırgerçek. Bu kantlar ıstğmda siz, kitabımzın nasılbiryankt uyandıracağtnı düsünüyorsunuz Elimden geleni ortaya koydum. Açıkça görünen sorunlarla uğraştığım gibi gizli sorunlar" diye nitelendirdiğim sorunlan da ortaya çıkarıp çözmeye çalıştım. Bu "gizli sorunlar ın ne gibi şeyler olduğu metin yayınının girişinde aynntılı olarak açıklanmıştır. Daha önce tatmin edici bir çözüm bülunamamış olan, benim de çözemediğim kimi yerler kaldı. Bunları da açıkça Delirttim. Bütiin dikkatimize karşın gözümüzden kaçan şeyler kalmış olabilir. Bunlan da bizden sonra çahşacak olanlar, yetişen genç bilim adamlan düzeltecektir. Boeschoten ve ben katkı sağlayacak her eleştiri için müteşekkir olacağız. Bilimde "artık falanca konuda filanca son söziı söylemiştir" gibi bir saçmalık hiçbir zaman söz konusu olamaz. Yarın bir başkası, benim açıkladığım bir şeyin yanlışlığını gösterebilirse, onun yerine daha iyi bir açıklama getirebilirse, bir hizmet yapmış olur. Ben ilk bilimsel çalışmalanmda büyük ustalardan Reşit Rahmeti Arat'ın kimi sonuçlarını ayrıntıya ilişkin birkaç noktada düzeltmiştim. Bu çalışmalarım yayımlandığında, kendisiyle hiç tanışmadığım halde titiz ve engin bilgili bir adamı olduğu için büyük saygı beslediğim Arat artık hayatta değildi. Kötü niyetliler benim birkaç küçük düzeltmemi bahane edip Arat'la boy ölçüsjmek istediğinıi ileri süıdüler. Böyle bir şey aklımdan bile geçmemişti. Şimdi Dede Korkut yayınlan için de benzer şeyler söyleyenler çıkabilir. Benim sonsuzluğa göçmüş eski ustalarla boy ölçüştüğüm falan yok. Ama onlardan başka görüşteysem, doğru olduğuna inandığım ve doğruluğu için kanıtlar getirdiğim yeni okuyuşlar, açıklamalar getirebilmekteysembunu yazmayayım mı? Kilisli Muallim Rifat Bilge de, Orhan Şaik Gökyay da, Muharrem Ergin de, Hamit Araslı da, Ettore Rossi de ellerinden geleni yapmışlar, araştırmalan adım adjm uerletmişlerdi. Elbette onlann emekleri takdire değer. Bu, bizim Oğuzname yayınlannın önsöz ve giriş bölurnlerinde yeterince açık biçimde dile getirilmiştir. Bir de altından kalkamayacağı işe girişenler olur: Vaktiyle Zeynep Korkmaz, Eski Anadolu Türkçesinin güzel bir metnini, Marzubanname çevirisini yayımlamaya kalktı, eline yüzüne bulaştırdı. Tabii öylesine de haddini bildiren çıkmalıdır. Burada şunu da eklemeliyim: "Ayıp olur" anlayişıyla bilim yapümaz, yapılamaz. Bilimsel eleştiri, yanlışı düzeltmek ayıp değildir. Ote yandan, Dede Korkut Oğuznameleri üzerine bir yığın ipe sapa gelmez şey yazanlar da çıkmıştır. Bütün saçmalıklarla uğraşıp yanıt vermek benim görevim değil, buna vaktim yok ve olmayacak. Ben yalnız ciddiye alınması gereken görüşlerle ve açıklamalarla uğraştım. Açıklamaların kolay anlaşılır olması için elimden geldiğince çaba gösterdim. Yine de herkesin anlayabileceği kadar yalınlaştırmaya pek olanak olmadı. Kimi SAYFA 6 ESER GURSON T ürk kültür dünyasına yaklaşık bir yıl arayla iki yeni yayın katıldı. Türkoloji açısından yeni yüzyılı uğurla muştulayan bu yayınların ilki Hasan Eren'in Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü'dür (Bizim Büro Basım Evi, Ankara, 1999). îkincisi ise Semih Tezcan ile Hendrik Boeschotan'in birlikte hazırladıkları Dede Korkut Oğuznameleri (YKY Kazım Taskent Klasik Yapıtlar Dizisi, Istanbul, Şubat 2001) ve Semih Tezcan'ın bu eleştirmeli yayın (edition critique) üzerine oturttuğu ve bir o Dede Korkut üzerine denli de bu yayını öndeleyen çalışmalarını içeren Dede Korkut Oğuznameleri Üzerine Notlar'ıdır (YKK Edebiyat Dizisi, tstanbul, Nisan 2001). Eren'in sözlüğü büyük bir savın ve bu yolda elli yıla yayılmış bir uğraşının ürünüdür. Saygın ve önemlidir. Belki beklentilerimizi yanıtlayabilecek tamlıkta değildir (başka türlüsü de düşünülemezdi zaten); ama bir büyük boşluğu dolduımak üzere atılmış ilk cidai adımdır. 'Daha, bir etimolojik sözlüğümüz yok' sızlanmalarına da deva olmuş, ülkemiz aydınının evine ilk kez bir Türk etimoloji sözlüğü girmiştir. Bu yazının amacı Dede Korkut kitabının ülkemizdeki yeni yayınını tanıtmak, özellikle de Notlar'da Tezcan'ın gerçekleştirmiş olduğu ciddi ve önemli işin boyutuna dikkatleri çelcmektir. Ancak Eren'in sözlüğü de gerektikçe, Tezcan ın Notlar'ıyla koşutluk içinde benzerlik ve karşıtlıklanylagündeme getirilecektir. Şimdilik, her iki yapıtın amaç ve işlevlerinin ayrı olmasına karşın ortak noktalarının Türk dilinin tarihsel söz varlığına ışık tutmak olduğunu Delirtmekle yetinelim. Dede Korkut Oğuznameleri ve Notlar, Türkiye'de Dede Korkut Kitabı üzerine 1916'daKilis'liRıfat'labaşlayan ve 1938'de Orhan Şaik Gökyay, 1958'de Muharrem Ergin'le sürdürülen yayınların dördüncü ve sonuncusudur. Çalışmalar topu topu iki nüsha üzerinae yapılmaktadır. Dresden nüshası 12, Vatikan nüshası 6 hikâyeden oluşmaktadır. Nüshalan çekimleyenler ayn, nüshaların çekimlendiği (istinsah edildiği) metinler Tezcan'a göreayrıdır. YKY'nin kitap sayfasıyla ikisinin toplamı 256 sayfadır. Işte üzerinde yıllardır çalışılan, tartışılan ve içinden bir türlü çıkılamayan metinler bunlardır. Pek çok ölçüde okuma ve anlama sorunu yaratan sağlıksız çekimlemeleri basta olmak üzere çeşitli nedenlerle 85 yıldır sürekli olarak bir kaygan zemin manzarası gösteregelmişleruir. Bu zemin üzerinde çalışma yapanların yakınmaları, tartışmaları, metin düzeltme ve onarma çabaları büyük toplam oluştıırur Yeni yaymın tanrtımı Beftlrrt değerlendinnelep Son yayında (özellikle Tezcan'ın Notlar'ında) önceki yayınlar üzerine sayıca pek çok ve üslupça da pek hafif denilemeyecek eleştirel değerlendirmeler vardır. Bu da gösteriyor ki geçmiş dönemden, özellikle Gökyay ve Ergin den yiizlerle ifade edilebilecek sorun devralınmıştır. Alan, henüz bakirdir ve bu sorunların bazıları kolay bir çabayla aşılabilecek görünen, büyük bölümü ise oldukça girift, çetin, çözülmesi yaratıcı düşünce, beceri, üstün bilgi ve emek gerektiren sorunlardır. Tezcan 424 sayraya ulaşan Notlar'ında bu sorunların çok büyük bir bölümünü çözmüştür; çözemediği yerlerde de çözüm önerileri getirmiştir. Nasıl yapumıştır bu iş^ (a) Arap abecesinden kaynaklanan okuma zorlukları giderilmeye, (b) çekimlemecinin, Büyiikustalar Semlh Tezcan bir toplantıda sımlerine ulasması yonünden Yapı Kredi Yayınlan arasında yayımlanması sevındirıa. Daha çok bilim adamlan arasında ilgi konusu olmuş olan bu yapıtın yaygınlık iazanmasında ne gtbt yararlar görüyorsunuz? Dede Korkut Kitabı'nınöneminicoşkuyla değil, dikkatle, serinkanlılıkla deAraştırılacak çok şey var ğerlendirmeliyiz. Dil bakımından önem Dede Korkut Kitabı 'nın yeni bir yayı lidir. Dilciler bu konuda epeyce çalışmışnını yaparken, kimi sözcükleri okunuşun lardır. Şimdi Boeschoten ile ben de katda eski metınlerin tanıkltğtna basvurarak, kıda bulunduk. Oğuznamelerde halkbiKÖzcüklerı o dönemın kültür orlamına yer lim bakımından önemli bilgiler ve ipııçleştırerek deg'erlendırıyorsunuz Sıztn ça lan vardır. lışmanız, Dede Korkut Kitabı'nın yaratılBu konuda Abdülkadir Inan'ın güzel dtğı kültürel ortamda değcrlendtfılmesı çalışmaları yayımlamıştı. Onun değinmegerektıhnı göstermekte Dunyada bunu yapacak bılım adamı da çok değil. Açıkça diği, şimdiye kadar üzerinde durulmamış sı, sizin Dede Korkut Oguznamelert Üze birkaç noktayı da ben açıklamaya çalışrine Notlar kıtabtntz bovle bir çagrtştm ya üm. Prof. Mahmut Şakiroğlu, Ettore Rosrattyor. Sevındirıa bir haber alırtz düşün sı'nin kitabının giriş bölümünü Erdem cestyle yöneltıyorum bu soruyu; ne aersi dergisinin 12. cildinde (1999) Italyancadan çevirıp yayımladı. Friedrich Karl Bölniz? ler'in Kitâbı Dede Korkut Üzerine Etno Yanlış anlamadıysam bir kültür tarilojik lncelemeler başlıkb doktora çalışhi ya da edebiyat tarihi yazmakta olup olması da (Almanca, Münih, 1975) Türkmadığımı soruyorsunuz. Böyle bir girişiçeye çevrilse iyi olur. mim yok. Daha araştırılacak çok şey var. Ben kendi yapmak istediğim şeyleri yapacağım. Kültür tarihlerini, edebiyat tarihTabii Oğuznameler, tarıh, ctsaneye dölerini başkaları yazsın. Böyle eserlerin, nüşmüş tarih acısından da önemlidir. Bu hatta ustaca yapılmıs kompilasyonların konuda pek çok şey yazılmıştır; yazılanöğrencilere, okuyuculara büyük kolaylık ların bir kısmı çok önemli, bir kısmı ise sağladığını biliyorum. Vaktiyle dostum, zırvadır. Bu konuda bir tarihçinin, titiz ülkemizin yetistirdiği büyük bilim tarihbir uzmanın yeni bir çalışma yapmasını dilerim. isi Aydın Sayılı'nın isteği üzerine en esi Orta Asya Türk dUleri ve edebiyatları Ote yandan Oğuznameler aynı zamanüzerine uzunca bir yazı yayınlamıştım. da Türk edebiyatının güzel metinleridir. Aslında bir özetti; ben eksiklerini bilerek Güzelliklerinin nereden kaynaklandığını yayımladım. Meslektaşlar, o yazıdan öğortaya koymak edebiyatbilimcilerin göretimde çok yararlandıklannı söylerler. revidir. Bugüne değin bir takım beyliklâfAma Anadolu için benim böyle bir şeye lar ötesinde Dede Korkut Oğuznameleri girişmem gerekmez, başka uzmanlar var. edebiyatbilim acısından incelenmiş değildir. Dede Korkut Kitabı'nın kültürümüz Abartmalardan sakınmak gerekiyor: acısından ne denlı önemli oldugunu belirtBu anlatılann kimi yerindc insan yüreği, meye gerck yok. Kitabın geniş okur ke bilim terimlerini ve özel işaretleri kullanmak zorundaydım. Birçok yerde de sözcüklerin yazılışındaki bozukluklan, yanlış çekimlemeleri Arap harfleriyle vererek göstermek gerekti. Yararlanmak isteyenlerin bu kitaplarda çeşitli şeyler bulabileceklerini sanıyorum. duygu, şiirsellik yakalanmıştır, ama derinlik yoKtur. îyiler iyi, kötuler kötüdür. Genelde "Müslüman"lar iyi, "kâfir"ler kötüdür. Bir "kâfir" kızı bir "Müslüman" erkeğini sevince o da iyiler arasına katıhr. Oğuznamelerin çoğunda "kâfirler" kılıçtan geçirilir, kan gövdeyi götürür. Anlatım alışılnıadık olduğu için güzeldir, aliterasyonlu (önuyaklı) manzum narçalarla, tekrarlamalarla ve kalıp ifadelerle zenginleştirilmiştir. Ama bugüne 12 değil de 36 Oğuzname kalmış olsaydı, aynı tekrarlamalar, aynı kalıp ıfadeler onlarda da bulunsaydı, bunlar belki de zayıflık olarak göriilürdü. Gereksiz yüceltmelerden kaçınmak iyi olur Bir noktada uyarıda bulunmak istiyorum: Yirmi birinci yüzyılda yaşadığımızı, bu Oğuznamelerin ise Ortacağ'dan kalma olduğunu bir an bile akılaan çıkarmamamız gerekiyor. Eski bir destanın kalıntısı olan bu güzel halk öykülerini "sokak milliyetçiliği" yolunda araçlaştırnıaya, instrumentalize etmeye yönelen herkese "Dur!" demek gerekir. Kitapların Yapı Kredi Yayınları arasında yayımlanmış olması, Oğuznamelerin daha çok tanınmasını, yaygınlaşmasını sağlayacaktır. Buyaygınlaşma sonucu kimi gençler Türk ülolojisinin uğraşılmaya değer sorunlarla dolu "zevkli" bir alan olauğunu görüp bu alana yönelirlerse bunu da büyük bir kazanç sayarım. Son soru, sizce kıtabınızın en onemlı yeri neresi? Kitabımın benim için (belki sadece benim için!) en önemli, en güzel yeri, onu hocam Saadet Çağatay'ın anısına sunduğum satırlardır. O "yiğit insan" olmasaydı, Semih Tezcan'ı daha Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi'ndeki öğrencilik yıllanndaharcamışolacaklardı.onaıthafettiğim bu kitap da yazılamayacaktı. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 589 SaadetÇağatay'althaf l
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle