14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Dll ve Bilim, Yaşayan Dilbilim Doç. Dr. ECE KORKUT * H er bireyin ve her toplumun hem ortak, hem de kişisel mah oları, sözle ve yaziyla her an kullandığı dil bir bilime konu olup da büimsel bir mercek altına alınınca sanki yaşayan bir şey donduruluyor, somut bir şey soyut alana kaydırılıyor. Hem haklı, hem haksız bir izlenim bu. Dondurulup incelenen şey yeniden daha da canlı çıkmıyorsa karşımıza, somut ve kılgısal alandan sovuta çekilip orada kapalı kaüyorsa haklı bir izlenim; ama mercek altında tutulan nesne yeniden dolaşıma girip daha etkili ve anlamlı olabiliyorsa haksız bir yargı olur bu. DUbilimin en önemli amacı, dillerin işleyişini anlamak ve anlatmak, dilsel iletişim dizgesini oluşturan ilmekleri birer birer ele alıp, nasıl anlaştığımızı ve anlaşamadığımızı, dilsel yolla nasıl etkilediğimizi ve etkilendiğimizi, nasıl bilgilendiğimizi ve nasıl yanıldığımızı, doğrudan ve daha çok da dolaylı yollarla nasıl iletişim kurduğumuzu göstermektedır. sayfalık bu kitabın önsözünde yazar şöyle diyor: " Yorulmadan, usanmadan gerçekliği sorgulayan araştırmacılar ve yaratıcuar bu büyıilü nesnedili açıklamak, ona farklı açılardan bakmak gereğini duymuşlardır. Yaygın kanıya göre, bir gerçekliği anlamak, açıklamak onun çekiciliğıni, büyusünü yok etmek olarak anlaşılıyordu, oysa dilbilimci dilin bir edim, gerçekliği dönüştüren bir güç olduğunun ayırdına varmasına karşın, dil hâlâ o büyusünü korumaktadır." Kitabın girişindeki ilk cümle ise şu: "Dilbilgisinden dilbilime gelinceye kadar alınan yol oldukça uzundur." Bu cümleden dil çalışması denince yüzyıllar boyunca yalnızca dilbilgisinin anlaşıldığı, dil ile dilbilgisinin eş tutulduğu anlaşılıyor. Üstelik yalnızca dilbilgisi de değil, dil, başta felsefe olmak üzere pek çok sosyal bilim alanının araştırma nesnesi olmuş ve böylece hep başka bir bilimin tuttuğu ışıkla aydınlatılmak istenmiştir. îşte bu yüzyılın başında yeni bir bilim dile yalnızca dil açısından, her şeyden önce dil olarak bakmaya karar verdiğinde doğal olarak bu bilimin adı da dilbilim olmuştur. Göreli olarak hâlâ genç olduğu duşünülen bu bilim, yine de kısa zamanda pek çok evreden geçmiş ve günümüzde dil olgusuna özel bir önem verilmesini sağlamıştır. Zeynel Kıran'ın kaleme aldığı ve yine dilbilimci vc göstergebilimci Ayşe (Eziler) Kıran'ın yayına hazırladığı Dilbilime Giriş, bu araştırma alanının ilksel temel terimlerinden başlayıp, eşzamanlı ve artzamanlı olarak dünyanın farklı yerlerinde yürütülen çalışmalann acıklandığı ilk yedi bölümden sonra, dilbilimin geldiğı son noktayı, yani güncel görünümiınu de ele almış. "Sözcelem Kuramları" ve "Edimbilim" başlıklarını taşıyan bölıımlerde, bu alanlara katkıda bulunan araştırmacılara (Benveniste, Jakobson, Dubois, Ducrot, Culioli) ve çahşmalarına yer verilmiş. Bu son bölümler önceki bölümlerde açıklanan ve başlangıçta oldukça işlek olan yapısalcılığın hangı aşamalardan geçerek asıldığını vc son yıllarda dilbilim çalışmalarının nerede olduğunu, nereye doğru yol aldığını açıklıyor. "Dilbilimin Dallan" başlıklı bölümde ise anlambilim, toplumdilbilim, ruhdil NMMılgisl bilim ve söylem alanları ve bu alanların genel sorunları ele alınmış. "Göstergebiliın ve Dilbilim" bölümünde göstergebılım tanıtılırken, A. J. Greimas'ın şu sözü alıntılanmış: "Göstergebilim, hem dünyanın insan, hem de insanın insan için taşıdığı anlamı araştıran bir daldır." (s.283) Dilbilimin çeviri ile olan ilişkisine ayrılan son bölümde çeviride eşdeğerlik, anlam ve değer, evrenseller, çevirilerin çeşitliliği gibi konulartartışılmış. "Gündelik yaşam çokanlamlılığın tekanlamlılığa indirgenmesini ister, ancak insanın kendini insan olarak sürdürebilmesi için bu tekanlamlılığın tersine, gücül anlamların sonsuz değişimini vermesi gerekir. (...) Insanlık teke indirgeyerek, sonsuza çıkararak ilerlemiştir. Ancak bu ilerlemenin bir felakete dönüşmemesi için, insanın çok güçlü bir özdeşlik aracına gereksinimi vardır: Bu araç da çeviridir."(s.299) Yazarın özgün metinlerden alıntılar üzerinde yaptığı uygularnalar bu kitabı tarihsel ve betimsel bir dilbilim ders kitabı olmanın ötesine taşıyarak, özellikle dikkat çekici uygulamaların ve güncelliğin katkısıyla, yaşayan bir bilimin fotoğrafına dönüştürüyor. Genellikle dilbilim kitaplarının fazla kuramsal niteliği vurgulanır ve örneklerin, uygulamaların azlığı, zayıflığı çoğu zaman yakınma konusu olur. , ı ,f Bu kitapta seçilen uygulama metinlerine ise özellikle dikkat çekmek gerek, çünkü günlük gazetelerden alınan köşe yazarlarından, çoğu Fransızcadan çeviri ve Türkçe yazılmiş yazınsal ve yazınsal olmayan değişik tür ve içerikte metinlere kadar oldukça zengin bir örnekleme söz konusu: Yabancı yazarlardan Çeviri metinlerin yanında, Attilâ îlhan'ın "Üçüncü Şahsın Şiiri", Tahsin Yücel'in öykülerinuen alıntılar, Ilhan Selçuk'un birçok köşe yazısı, O. Rıfat, Dağlarca... gibi pek çok şair ve yazarımızdan seçilen metinler üzerinde uygulamalara yer verilmiş. Genel olarak dilin bireyin yasamında, toplum yaşamında ve bir toplumun tarihindeki önemine dikkat çekilen, bu yüzden de dilbilim çalışmalarının önemıni vurgulayan kitabın son cümlesi de Isa peygamberden ilginç bir alıntı: "Kışiyı kırleten ağzından girenler değil, agzından çıkanlardır." • . '. , C) Hacettepe Ümventtesı • • Dilbilime Giriş/ Zeynel Kıran/ Seçkin YayıncılıkJ Ankara, 2001. lışması söz konusu: Kulak buıun bo ğaz doktoru, patalog ve bir de şaıı hocası. Kulağın ses olayı üstundcki önemi de aslınd.ı bildiklerimiz ar.ı sında. Hani deıı/ ya, ağzından çıkaıu kulağınduysun,diye. Eğer iyi işitemiyorsak ağzımızdan çıkan sesi de dengeleyemiyoruz. Dolayısıvla sağlıklı ses için kulağımızın da sağlıklı olması gerekiyor. Sesimiz aynı zamanda duygularımızın aynası: Sesim titredi, dedığimizde ne denli korktuğumuzu anlatırız. Gerçekten de korku içindeki bir insanın sesi gür ve net tınlayabüir mi? Bir de özdeyişleri düşünün: "însanı insan yapan mucize konuşmadır" ya da, "Konuş ki kim olduğunu göreyim" gibilerden. Şan sanatçısının ulaştığı performansı, "İnsan gırtlağının sanatta ulaştığı doruk olarak tanımîıyor Mehmet Ömür. Ayrıca hep çok merak edilen castrato. Farinelli fılminden yola çıkarak olayını ele almış. Hadım edilen kışide yetişkin bir akciğer ve hâlâ çocuk kalan bir gırtlak bir leşiminde fizyolojik olarak bir mucize yaratılıyor. Şarkı söylemenin tarihçesi, pop şarkıcısının operacıdan farkı ve yorulmadan, zorlanmadan şarkı söyleme sanatının sırları anlatılıyor bu kitapta. Ses gücünü arttırmanın ipuçlannı bulmayı, ses has talıklarının üstesinden gelmeyi anlatırken içki ve sigaranın sesi nasıl yaşlandırdığınm da altını çiziyor. Kitabın sonunda Yıldız Kenter, Ayhan Baran, Cihan Ünal gibi yılların eskitemediği sanatçılarla yapılmış söyleşiler yer alıyor. Onfarın seslerine nasıl baktıklarını genç kuşaklann öğrenmesi gerek. Neredeyse yüzyıla yaklaşan geçmişiyle dünyanın her yerınde gelişen ve birbirine eklenen dilbilim çalışmaları ülkemizde de kuram ve özellikle uygulamalar açısından üretiliyor, öğreniliyör ve öğretiliyor. Öncelikle yabancı dille ilgilenen bilim insanlarımızın çalışmaları anadilimize de katkılarda bulunuyor. Dil kaynakh çalışmalar, özellikle son zamanlarda BÖstcrgebilim yoluyla farklı alanların da ilgisini çekiyor ve alanlararası bir bilime doğru yol alıyor. Çeviri ve telif olmak üzere yayımlanan makale ve kitapların sayısının gün geçtikçe çoğalması da bu ilginin bir kanıtı. Dilbilimi uzun yıllardır uğraş alanı çdinen Hacettepe Universitesi Oğretim Uyesi Prof. Dr. Zeynel Kıran'ın 2001 yılı başında Seçkin Yayınları tarafından yayımlanan Dilbilime Giriş(l) adlıkitabı, daha önce yayımlanıp tükenen benzer bir kitabın oldukça geliştirilmiş ve güncelleştirilmiş biçimi olduğundan yeni bir yayın olarak düşünülebilir. îçindekiler kısmına şöyle bir göz atınca, dilbilimle ilgili pek çok soruna değinilmiş, olduğu görülüyor. Kitabı okumaya başladığınızda ise, bu alanda ilgili olarak başlangıcından bu güne uzanan bir in celeme olduğunu, yer yer aynntılara girilmiş ve örneklenmiş olduğunu görünce bunun Giriş'ten öte, genel ve güncel bir dilbilim başvuru kaynağı olduğunu anlıyorsıınuz. Konuşnnnııı onoıni Sesln Peşinde EVİN İLYASOĞLU İ Kıran'ın rahat ve kendine özgü bir an Hacettepe ünlversltesl öflredm Oyesl prof Or. Zeynel Kıran ve Ay$e latım dili var. 330 Eziler Kıran. SAYFA 16 nsan sesi, insanın kendine en yakın çalgısı Yalnız şarkı söylemek değil, konuşmak, derdini anlatmak ve ses yoluyla etkileyici olmak da önemli. Sesimize iyi bakar mıyız, onu korumasını bilir miyiz? Operacının sesi, pop şarkıcısının sesi, politikacı, hatip, imam, öğretmen, avukat sesi. Çatlamış, kısılmış, kalınlaşıp pesleşmiş sesler. Ya da pırıl pırıl korunmuş, kendine özgü bir kimliği sergileyen sesler. Mehmet Omür'ün "Sesin Peşinde" başlığı altında Pan Yayıncılık'tan çıkan kitabı, profesyonel ses sanatçılarının ve ayrıca hekimlerin vararlanacağı gibi herkesin anlayacağı nir yaklaşım ile yazılmiş. Gündelik, sıradan sandığınız ses bilgilerinin aslında ne denli önemli olduğunu görüyorsunuz. Sesini geliştirebilen şarkıcı sesinin çınladığı noktayı duyabiliyor. Ses tellerinin bvrımlı olduğunu, sesin sırlarının ise sadece son yirmi beş yıldır ortaya çıktığını öğreniyoruz. "Foniatri" adlı ses sorunları DÜiminde bir ekip ça Mehmet Ömür (1951), Saint Joseph Lisesi'nde ve Ankara Tıp Fakultesi'nde eğitim görmüş. Bursa Uludağ Üniversıtesi'nde kulak burun boğaz uzmanlığını tamamlamış. Paris'te çeşitli hastaneleıdeçalışmış. Haseki Hastanesi'nin başhekimliğini yapmış. Halen Amerikan lîastanesi'nde kulak burun boğaz departmanının şefi. Kendi alanında birçok ulusal ve uluslararası derneğin üyesı. "Sesin Peşinde" başlıklı kitap, tüm opera sanatçılarının ve sesiyle yaşamını kazananların başuçlarından eksik etmemeleri gereken bir çalışma. Bırakın sahneye çıkıp şarkı söylemeyi ya da nutuk atmayı, insanı insan yapan konuşmanın öneminı, kişiliğinizin aynası olan sesinizin değerini bir kez dana anlıyorsunuz. Bir şey daha var, hem de çok anlamlı bir şey: Kitabın geliri Zehra Yıldız Kültür ve Sanat Vakfı'na bırakılmış. Zehra Yıldız gibi dorukta yitirdiğimiz en değerli opera sanatçılanmızdan birinin adına kunılan vakfa katkı sağlayacak. • Sesin Peşinde/ Mehmet Ömür/ Pan Yaytnahk/ Şubat 2001, 135 s. Türkiye'de Köy Enstttüleri HASAN AKARSU ' I t ürkiye'de Köy Enstitüleri" I adlı yapıtta, Amerikalı eğiJL timci Bayan Fay Kırby, ülkemizdeki Köy Enstitülerini inceliyor. Kitabın yayına hazırlanmasında Engin Tonguç'un büyük emeği olduğu gerçek. Köy Enstitüleri, dört ana bölümde irdeleniyor: Köy Enstitüleri'ne Doğru Geliş, Köy Enstituleri'nin Temeli Olan Düşünler ve Deneyler, Kuruluş ve Hareket CUMHURİYET KİTAP SAYI 5 8 9 ^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle