23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 1 M A Y I 8 2 0 0 ü Fethi Naci, Eleştiri Günlüğü'nde bu hafta, Dönüp Baktığımdaadlı anılarınadevamediyor . Jsay/ada ü Zeynep Rona ve Ahu Antmen'den, sanat yıllığı. F. Özgür yazdı w sayjaJa • Deniz Durukan, Süreyyya Evren'in son kitabını yazdı Us^fada ü A.Muhip Dıranas'ın tüm yazılan bir arada. Şener öztop tanıtıyor 14 KİT/UF» •• Cumhuriyet P A R A 8 I I E K Konusunda yapılmş Türk Dilleri Uzmanı Semih Tezcan ile Hendrik Boeschoten'in birlikte hazırladıkları Dresden Yazması "Dede Korkut Oğuznameleri" Yapı Kredi Yayınlan'nca yayımlandı. Semih Tezcan ayrıca "Dede Korkut Oğuznameleri Üzerine Notlar" adıyla Sir inceleme kaleme aldı. Dede Korkut konusundaki düşüncelerimizi temelinden değiştirecek bu iki yayını gerçekleştirenlerden Semih Tezcan ile konuştuk. Konuyla ilgili uzmanlar da kitapla ilgili düşüncelerini dile getirdiler yazılarında. ADNAN BİNYAZAR A Iman bılgınt von Diez'in Dede Korkut Kıta ZA bt'ndaktboylardan btrıolan Tepegöz hikâX. JL yesını bılım dunyauna lamtalt (1815) neredeyse iki yuz yıl olacak. Turkiye'de ve başta Azerbaycan, Rusya, Almanya olmak üzere Türkiye dışında bu esere yoğun ılgı var. Bu ılgintn temelınde yatan nedenı açıklar mısımz ? Heinrich Friedrich von Diez (doğumu: 1751, ölümü: 1817) üzerine birkaç şey söyleyerek başlayayım. 17841791 yıllarında Prusya elçisi olarak îstanbul'da kalmış, Türkçe öğrenmişti. Istanbul'da son derece güzel minyatürler, halk resimleri ve değerli yazmalar toplamıştı. Şimdi bunlar Berlin Devlet Kütüphanesinde bir hazine gibi saklanmaktadır. Diez, meslekten bir doğubilimci değil, kendi kendini yetiştirmiş bir ama tördü. Çevirüerinden Türkçeyi pek iyi öğrenememiş olduğu açıkça belli olur. Öte yandan onunlstanbul'da topladığı sanat eserlerine ve Âlmancaya çevirmek üzere seçtiği metinlere bakınca kendisinin gelişkin bir be ğeniye ve önemli olanı sezme yeteneğine sahip birisı olduğu anlaşılmaktadır. Diez'in Doğu dillerinden çe viriler yapması, bu yolla Goethe'nin takdirini kazanıp onunla yakınlık kurması, ünlü Osmanlı tarihçisi Avusturyalı Hammer'i çok kızdırmış ve kıskandırmıştır. Ben bugünden geriye baktığımda Diez'in yarım yanıalak Türkçesiyfe Oğuznamelerle uöraşmış, Dede Korkut Kitabı'nın i<;erisinde Tepegöz hıkâyesini bulup okuyabilmiş, önemını kavrayaDİlmİ!) olmasını olağanüstü bir başarı olarak görüyorum. Kuşkusuz, onun Tepegöz boyunu seçmesi bir rastlantı değildi. O dönemde, (18. yüzyıl sonu, 19. yüzyil başları) Avrupalı okumuşlar Eski Yunan'ı çok ıyi bilirdi. Diez, Homeros'un üdysseia'sında geçen rolyphemus (Polifem) hikâvesini bilmekteydi; onun için önemli olan Dede Korkut Kitabfndaki Tepegöz boyu ile bu hikâyenin ılişkisini ortaya koymaktı. Dede Korkut Kitabı'ndan bir Batı diline ılk olarak bu hikâyenin çevrilmiş olması Avrııpa bilim ve edebiyat dünyasında bu yapıt üzerine ilgi uyandırmıştı. Diez'in öteki yayinlan kısa sürede unutulup gittiği halde Tepegöz çevirisi unutulmadı. lşte bu yüzden Dede Korkut Kitabı üzerine daha sonra yapılan çalışmalar, yayınlar Batılı bilim adamlannca izlenmiştir. Yalnız çal^malar olduk<,a yavaş ilerlemişti; ancak 19. yüzyıl sonunda Dede Korkut Kitabı üzerinde Avrupa'da ve Rusya'da kimi çalışmalar yayımlandı. Bu eserin Türkçe metni ilkkez 1916'da Türkıye'de yayımCUMHURİYET KİTAP SAYI 589 Dede Korkır nemli yayın meleri Mıkayd Abdultayev landı. Bu yayın, Türkçülük akımının iyice güçlendiği ve Türkiye'ae Türk filolojisinin yavaş yavaş kurulmaya başladıg'ı döneme rastlar. Ancak yayının yapılması kişisel çabalar sonucu olmuştur. İki kişinin, Ali Emirî Efendi ile Kilisli Muallim Rifat Bey'in çabalarının sonucu! Diez'in kitabının yavımlandığı 1815 yılından Türkiye'de yayımladığı tarine, yani 1916 yılına değin Dede Korkut Kitabı, Turkiye'de en küçük bir yankı uyandırmamıştı. Herhalde böyle bir eserin varlığından bile hiç kimsenin haberi olmamıştı. Dede Korkut Kitabı'nın varlığmı ilk kez öğrenıp Berlin'de bulunan kopyesinden bir fotokopi getirten Ali Emırî Efendi olmuştur. (Bu, Diez'in Dresden nüshasından çıkarttığı kopyedir.) lşte, Kâşgarlı Mahmud'un Divânü Lugâti'tTürk'ünü bir sahaftan satın alıp bilim âlemine kazandıran Ali Emirî Efendi, Dede Korkut Kitabı'nın Türk okııyucusuna ulaşmasında da ilk adımı atan kişi olmuştur. Bu eseri, o dönemde eski Osmanlıca metinleri en iyi okuyabilen uzmanın, Kilisli Muallim Rifat Bey'in yayımlamasını sağlayan da odur. Daha önceki dönemlerde herhalde hiç kimsenin dönüp yüziine bakmayacağı Dede Korkut Kitabı, Tiirk çülük döneminde Turkiye'de yayımlanınca millî edebiyatın şaheseri sayıldı! Ama DU da geçici oldu, denebilir. 1916'da Rifat Bilge'nin yaptığı yayın, savaş yıllarından ve yeni Türk harflerine geçişten sonra neredey se unutufmuştu. Uzunca bir aradan sonra ilk kez 1933'te Dede Korkut Oğuznameleri üzerine yayınlar başlar. 1938'de Orhan Şaik Gökyay'ın güzel bir incelemeyle yeniden işleyip yayımaması yeni yankılar uyandırdı. Bu arada Ettore Rossi, Vatikan kitaplığında ikınci bir yazmabulup yayımlamıştı. Muharrem Ergin, büyük emekle 1958ae Diez'in çıkardığı kopyeye değıl, doğrudan Dresden ve Vatikan nüshalarına dayanan karşılaştırmalı bir yayın yaptı. Gökyay, çalışmalarını sürdürüp 1973'te Dede Korkut üzerine koca bir kitap yayımladı. Dede Korkut araştırmalarına herkes kendince katkıda bulundu. Abdülkadir Inan'ın halkbilgisine ilişkin çok değerli açıklamaları vardır. Türk halk edebiyatı araştırmalannın büyük ustası Pertev Naili Boratav'ın tarih ve halk edebiyatı açısından değerlendirmeleri son derecede önemlidır. Boratav, 1958'de Türkiyat Mecmuası'nın 13. cildindeyayınlanmışolan "DedeKorkut Hikâyelerindeki Tarihî Olaylar ve Kitabın Telif Tarihı" Devamı 4 sayfada.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle