22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tahsin Yücel, "Salaklık Üstüne Deneme"de yaşamın içinde geziniyor. Birçok 'şey'e, soruya, konuya, olaya değinip, dokunup, kurcalayıp, ince eleyip sık dokuyup geçiyor. Bu noş gezintiyi yaparken büyüfc yazarları ve onların düşündüren/eğlendğren sözlerini kendine yol arkadaşı olarak seçiyor. FERİT EDGU lık, dangalak, hırt, gavaş, gerzek, zırtlanbo, bön, hödük... Tahsin Yücel, salak sözcüğünüyeğlemiş. Belki, konuşma dilimizde o çok kullanılan (bir harfekleyelim): hamsalak sözcüğünün içinde yer aldığı için. Dangalak ya da hırt, alık ya da salak, bön ya da hödük (ben bu sonuncuyu yeğlerdim), hangisi olursa olsun, hem bir ruh halidir hem de dünyayı ve içinde yaşamlan toplumu, olayları algılama ve (salakça bir sözcüikle) tepkileme biçimidir. Her ulusun kendine özgü salaklık biçimleriyle salaklık tipleri olduğunu, az çok, hepimiz biliriz. "Salaklar," der bir yazısında Paul Valery, "dalga geçmenin ciddiyetinden de sözcük oyunlannın bir (tür) yanıt olduğundan da habersizdirler." Salaklığın bir tarifi olabilir bu. Ama, Valery'nin burada sözünü ettiği salaklar, Fransız salakları olmalı. Çünkü, bizim salaklanmız, genellikle hiçbir konuda soru sormadıkiarı için yanıt da beklemezler. Bu nedenle, büyük bir coğunluğumuz, özellikle kırsal alanlarda, analarını her becerenin babaları olduğunu sanır. Onun, örneğin, bir üçkâğıtçı va da bir politikacı olabileceği asla akıllarına gelmez. Tahsin Yücel salaklar arasında geziniyor Salaklık Ustüne Deneme dır. Tahsin Yücel'in Salaklık Üstüne Deneme u bu görüşümü kanıtlıyor. Tahsin Yücel, hayranı olduğu Flaubert'in izinden giderek insanoğlunun şaşırtıcı ve baş edilemez salaklığını ele alıyor bu kitabında. Bilgiye, hatta belgeye "kararlı bir biçimde sırt çevirenler", rotokopi hırsızlan, korsan kitapçılar, ezberci öğrenciler, ırkçılar, milliyetçiler, sol gösterip sağ vuranlar, koltuğa oturup bir daha kalkmayanlar, koltuktan indikten sonra, ilk cabaları yeniden koltuğa tırmanmak olanlar, buyrukçular, tepeden inmeciler, yazılanları tersinden okuyanlar, cellatlar ve kurbanlar... Daha önce, salaklığı öykü ve romanlarında yeterince i^lediği için, bu kez, en az aşk kadar evrensel olan bu konuyu, yirmi denemede irdeliyor Tahsin Yücel. Böylece roman ve öykülerindeki evrensel salaklık temasının pek ayırdına varmayan eleştirmenlere, bu kez, doğrudan doğruya, adlı adınca, salaklık üzerine düşündüklerini sunuvor. Salaklık Üstüne Deneme'nin yazan, aklın ve bilginin ancak ethik bir anlayısla bir araya geldiğinde, yakasını salaklık ılletinden kurtaracağını hepimizden iyi biliyor. Herkesin, her şeyi bildiği bu ülkede, onun gibi bir yazarın, salaklık üstüne yazarken ustası Flaubert gibi, kendini de onlann arasında dolaşan biri olarak görmesine çok kişi şaşabılir. Ama o, her seyi bilen, en doğru çözümleri (siyasal, ekonomik, tarihsel, vazınsal, sanatsal, hatta cinsel alanda) daha kalemi eline aldığı ilk gün yapmış ve yaşamlan boyunca hıçyanılmamış yazar, şair, düşünür ve politikacılara karşı, yanılan ama yanıltmayan bir yazar olmavı seçmiş. Bu nedenle kendisinde de salaklığın izlerini görüyor. Kitabın sonunda yer alan dızıne bir göz attığımızda, Sultan Abdülhamid'den Stefan Zweig'a, yerli yabancı, tanıdık tanımadık, düzinelerce düşünür, yazar, politikacı, diktatör, şarkıcı ve oyuncunun, Salaklık Üstüne Deneme'nin konuklan arasında olduğunu görüyoruz. Aralarında bazılan bas oyuncu. CHP cambazı Deniz Baykal ın adı on yerde geçiyor. Demirel'in adı ise on iki. Aydın bir siyasetçi, aynı zamanda, (kimilerine göre) duyarlı bir şair olan Ecevit'in adı, ilk baskıda sekiz yerde geçiyorsa da, ilerki baskılarda bunun sekizon katına çıkacağından hiç kuşkum yok. Yazar, Hitler'e torpil geçmiş gibi. Stalin'e de. Çünkü Alman ın adı on iki, Gürcü'nünki ise yalnızca beş kez geçiyor. Bu arada, Spinoza gibi, Stendnal ve tabii Flaubert, Kafka, Voltaire, Horatius gibi erdemli kişiler de yer alıyor bu denemelerde. Örneğin, yazarımız, daha kitabının ilk sayfalarında, okuru, salaklık konusunda uyanrken Kafka'nın Şarktct Josefine ya da Fare Halkı öyküsünde, "salaklığın odaktan çevreye, yukandan aşağıya doğru nasıl yayıldığını, tüm yaşamımızı nasıl kuşattığını ve bu kuşatmadan kurtulmanın nasıl zor olduğunu" çok güzel örneklediğini yazıyor. Ama kanımca bunu, Kafıca'nın o eşsiz öyküsünden çok, denemelerin usta yazan Tahsin Yücel başarıyor. Engin bir yazın ve düşün kültürünün, örnek bir dil bilincinin, her cümlede, her sözcükte kendini duyurduğu bu kitap, Salaklık Üstüne Deneme, artık anlamıssınızdır sanırım, büyük, derin, karanlılc, diyalektik düşünceler dünyasının kitabı değil. Tam tersine, salaklığın kendisi kadar yalın, insanoğlunun kendisi kadar eğlendirici bir kitap. Yaşamın, gizli yönleri değil, açık seçik, ta kendisi. Tahsin YücePin, Peygamberin Son Beş Günü, Bıyık Söylencesi'ni okuyanlar, kuşkusuz, tanıdıklan bir yazarla karsılasacaklar ve bambaşka bir tad alacaklar bu denemelerden. Ama tersi de geçerli: O romanlan, bu denemelerden sonra okuyanlar, düşünce ile kurgu arasında ki ayrımı görecekler. Hem gülerek hem düşünerek okunacak kitaplardan söz edılir. Ben, uzun okurluk yaşamım boyunca, bu tür çok az kitapla karsılaştım. Salaklık Üstüne Deneme, bu ender kitaplardan biri olduğu içindir ki, bu yazıyı yazdım. • Salaklık Üstüne Deneme/ Tahsin Yücel/YKY/164 s CUMHURİYET KİTAP SAYI 5 8 5 A Kltsbn komddarı Tahsin Yücel'ın, bir Flaubert hayranı ve olağanüstü bir Flaubert çevirmeni olduğunu kaç okur bilir? O Flaubert ki, salaklığın gelmiş geçmiş en büyıik yazarı, hatta başyazandır. Flaubert, içinden çıktığı Fransız toplumunun değerlerini, salaklık açısından irdelerken Cervantes'i, Rabelais'vi düşündürür ve Ubü'nün yaratıcısı AÎfred Jarry'yi haber verir. Insanoğlu denen yaratığı, yeterince gelismediği için küçük görmez. Ne de olsa kendisi ue bir insanoğludur; dolayısıyla, o da salaklıktan payını almıştır. Kalemini bu bilinçle kuuanır. Tuhartır, onun, dilimize, Btlirbtlmezler başhğıyla, Tahsin Yücel tarafından çevrilen Bouvardet Pecuchet adlı "ansiklopedik" romanına, ne okurlarımız ne de yazarlanmız gereken ilgiyi göstermiştir. Öysa, Flaubert, bu eşsiz romanında, yarı salak, tam salak, samsalak tüm insanları ilgilendiren temel sorunlan sergiler. Örneğin, eğer insanoğlunun zekâsı, doğal, toplumsal, tarihselolan her şeyi kavramaya yetmiyorsa neye yarar? Birbirini tamamlayan zorbalıkla bağnazhk, insanoğlunun salaldığı söz konusu olmasa, her dönem, her ülkede iktidarların payandalarını oluşturabilir mi? Ne dersin akılh okur, oluşturabilir mi? Borges, "Alçakltğtn Evrensel Tanht"ta, hiç kuşkusuz hayranı olduğu Flaubert'in, "Salaklığın Evrensel Tarihi" olarak da adlandırılabilecek "Bılırbılmezler"\n\ okuduktan sonra yazmış olmalıdır, diye düşünmüşümdür. Eğer, W. Lowry'nin, Yanardağtn Altında romanı, alkol; Svevo'nun, Zeno'nun Bılına, cigara bağımlıhğı üzerine birer başyapıtsa, Flaubert'in, Bilirbilmezler'ı de salaklık üzerine bir başyapıttır. Flaubert uzmanları, kaçınılmaz olarak salaklık konusunun da uzmanlarıSAYFA 8 Hsubsrt hsypsnı Tahsln Yucelln. Peygamberin son Be$ Cunu, Bıyık Söylencesini okuyanlar, kuskusuz, tanıdıklan bir yazarla kar$ıla$acaklar ve bambaşka bir tad alacaklar bu denemelerden. Salaklık Üstüne Derkenar Ç\ alakltk Üstüne Deneme'yi okurV ken bazı sayfalann kenarına biri j kaç sözcük karalamışun. Bunlardan birkaçına, burada yer vermek istedim. îster bağışlayın, ister.. salaklığıma verin. * Salak, salaklığını bilmez. • Salak, ders almaz. • Salak, karşısındaki herkesi salak sanır. • Salakla başa çıkılmaz. • Salağuı dediği dedik, öttürdüğü düdüktür. • Salak, kendisine hayrandır. • En büyük salaktır. Salaktan büyük yoktur. * Salak, beslememek için adam ölUU1 Ulı • Salak, öğrendiği ile yetinir. * Salak okumaz. • Salak, kendisi ve düşünceleriyle ilgili hiç kuşkııya düşmez. • Salak, örneğin, Picasso'nun resmine, Orhan Veli'nin şiirine bakip, "N'olmuş, bunlan ben de yazar çizerim" der. • Salak, yönetilirken yönettiğini sanır. • Salak gibisi yoktur. • Salağın yetenekleri sonsuzdur. • Salak, salaklığiyla övünür. • Salağın yüzü yoktur. * Salak, salaktan hosjanmaz. Aslında o, kimseden hoşlanmaz. • Salak, kös dinler. • Bir salak, bir başka salakla bir araya geldiğinde dört salak eder. Dört salak, dört salakla bir araya geldiğinde kırk dört salak eder. ' (Gerisini ülke boyutlarında siz geliştirebilirsiniz.) • Salak herhangi biridir. Salaklık ise bir kurum. • Salaklar için zarnan kavramı yoktur. Onlar her zaman salaktır. • Salaklığın sonu yokrur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle