Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kapak konusunun devamı. *" zelerini yazarken patlayarak birdenbire açılan herhangi bir çicek düşünmüştüm. Önce nar çiçeği gelmişti aklıma. Ama onun patlaması ölümü yazlaştınrdı. Oysa ben ölümümün bile umudu ve yaşanıı ve güzelliği çağrıştırmasını düşünüyordum. Bu yüzden "badem çiçeği" dedim. Buradan yola çıkarak sorunuza şöyle yanıt verebilirim: Bu tür dizeler sözün aluşında ortaya çıkan bir örgü ya da kurgıı rastlantısalhğı değil, şiirin işlevini sağlamada öngöriilen gerekliliktir. Şiir bütün sanatlardan dana cok bilinç gerektiren bir uğraştır. "Üstü kan köpüklü meşe seliyiz" diyor Pir Sultan. Bu dizede meşeden başka hiçbir ağaç söylencmezdi. lşte bu bilinci anlamak gerek." Şiir bazen şairini de ardından sürükluyor olabilir diye" elbette düşünmeli. Yoksa şairin, şiirdeki özle bütünleşmesi zorlaşır. Yüreği ile beyni arasındaki bağlantıda kopulduklar ofuşur. Coşkulann güzelliğine gölge düşer. Bu da dizelerdeki içtenliği sorgulanır duruma getirir. Adnan Yücel Ateşin ve Güneşin Çocukltuı/Adnan YuceU YurtKıtap Yayın/lOOs. Soframda Kaval Sesi/Adnan Yücel/ YurtKitap Yayttt/93s. Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek/Adnan Yücel/ YurlKıtap Yaym/78s. Acıya Kurçun tşlemez/Adnan Yücel/ YurlKitap Yay,n/72s Şürimizin Anadolu kapısı gerçek sorunsalı dışmda, cog'rafyamn ve tarihın (kısmen mıtolojimn de) siirinc nükiedişı nereden, neden kaynaklantyor dtye sorulsa yanıtın ne olur? "Cografyanın ve tarihin (kısmen mitolojinin de)" değil; önce mitolojinin, ona bağh olarak Jinlerin ve dinler tarihinin, sonra coğrafyanın ve tarihin şiirlerime nüksedişinin kaynağı, insanlığın gerçek tarihinin mitoloii olması. Tek tanrılı dinlerin, mitolojik dönemlerdeki inançlann bir devamı olması. Biztm gibi rönesansı yaşamamış doğu toplumlan, Adem'in ilk insan olmadığını, Havva'nın üçüncü kocası olduğunu bilmesi gerekir. Çanakkale'de, tek tanrılı dinlerden önce Meryenı gibi en az yirmi tane kutsal bakire var. Hepsi de tanrılardan biriyle yatmış. Ama asıl önemli olan o çağlarda Antik Anadolu'da gelişmiş olan Dİlim, Bugünkü uygarlıöın temelini atan bilim. 21. yüzyıla girmiş oir toplum olarak, yüzde doksan sekiz olarak bilimsel düşünceden yoksun olduğumuzu sanıyorum. Toplumcu bir saırsıtı. Ciinümüzdeyazılan ve bireycilikle, benmerkezcilıkle suçlanan "gençşıir'leilgilidüşüncelerini •Adeta Çukurovalı bir ;air gibisin. Kaöğrenmek isterim. raco&lan'ın, Dadaloğlu'nun birakrabası. Bu konuda öncelikle bir kavram karÖzeîlıkle Çukurova Çeşitlemesi'ndekişimaşasına açıklık getirmek gerektiğine irlertnı okurken imantn kulağında cura inanıyorum. Toplumculukla toplumcu sesı kıvılcımlamyor. gerçekcilik ya da eleştirel gerçekçilik ço"BepekatHToprakJap" ğunlukla birbirine karıştırılıyor. Kimi zaBir şair, nerede, nasıl, ne için ve ne zaman da toplumcu gerçekçilikle sosyaman yaşadığının bilincinde olmalı benRüzgârla Bir/Atlnan Çukurova Sular Tanıktır Bir Özlem Bir list gerçekçilik karıştırılıyor. Ben topce. I ler şeyden önce Çukurova, dağların Ayktmrıa/Adnan Yucel/ YurlKıtap Çesitlenıe8İ//4ind» Tütkü/Adnan Yulumcu gerçekçi şiir anlayışını savunYücel/ YurlKitap cel/ YurtKıtap Yadenizle sürekli kucaklaştığı, insanın topYaym/63 ı Yücel/ YurtKıtap dum ve savunuyorum. Yayın/HG s. yın/86s. Yaym/78 s. rakla kaynaştığı, kültürlerin başka külBireycililde ve benmerkezcilikle suçlatürlerle harmanlandığı ve Türkçe'nin nan şiire gelince, böyle bir şiiri suçlayan bürün Anadolu'da en az yozlaştığı yerkaldı mı bilmiyorum. Tam aksine böyle Arif, Cahit Külebi, Melih Cevdet Anbaşlatan ve zakkum çiçeklerini nehirleşdir. Herodotos'un "Altınova" benzetbir şiirin özendirilmesi, öne çıkarılması day... Hepsinden önce de Nâzım Hiktiren do£a; bir yanda "Açlık denizlerinmesıyle Orhan Kemarin "Bereketli Topve egemen kılınmak istenmesi söz konuıııct folklorik ögelerden başarılı bir biden a^larla çekilmiş dilsizliğin ve çareraklar" adlandırnıası arasında bir fark su. Ustelik bu şiir genç de deöil. Elli yılçimde yararlanmış şairlerdir. Folklorun sizliğin yurtsuzlan". yoktur. Orhan Kemal'den önce Adadan beri var olan bir şiir. Toplumcu şiire düşman oldıığunu söyleyen Cemal Yani insanlar... "Düslerde köpüren na'ya bir gazeteci olarak gelen Reşat gerçekçi şiir ise yeni bir geıicilikle suçSüreya "hem kcnuisi hem de işlevi bü~ ıımut ırnıaklarında / çağiamak adına kuEnis, (Aygen) ınbüyükcoşkusıınu vebu lanıyor. Şnrın özıınu sözcüklerin kuşatıp yük yapıtların ortaya çıknğım" söylelumanın yurtsuzları / Dallardan kopup coşkunun "Toprak Kokusu" adlı romayok ettiüi, biçimsel ögelere agırlık veren, mektedır. Ustelik yıllar önce söylenen savrulmanın yurtsuzlan". Bir yanda işçi nına yansıırıasını düşünürsek, Çııkuroimge auına ımgelerın boğulcİuğu, kapabir süz o dönemın koşullarına göre gepazatları, uykusuzluğu değışen vardiyava'nın sanat ve sanatçılar açısından ne lı şiir adına çıknıaz sokaklara varan, bu reklı olabilir. Hatta söyleyenin başka lar, bir yanda tanrılaşmış yajimur ve nedenli önemli olduğunu daha lyi kavrarız. lanık sulara dalan ve bıreysel duyarlık sozleriyle de çelişnnş olabilir. Folklor lıirler, biı yanda tanriçalaşmış toprak ve Yaşar Kemal'ın romanlarına yansıyan adına bıreyi zembille indirip arzııı merher zaman iki katlı bir olgudur. Bir yakorulukliir. Bir yanda aşklar, bir yanda söylencelerin kaynağı da yine bu toprakkezi sayan siir anlayışı göklere çıkarılıyor. ratan kesim bir de yararlanan aydın keverilmiş ve verilnıekte olan kavgalar. Kılardadır. "Yılanı Oldiırseler" adlı romaBu tür şiirlerde önemli buluşlar ve ko' binı Bunlardan bırını diğerıne düşman sacası tam bir çesitleme. nı okuyan herkesın kaiasında "Şahmenular oka bile, zoraki kıırulan dızeler saymak, hem biı gelene^i, hem de bir biAmacvu cskı hır tartısmayı gündeme ran" söylencesı ve ona baglı olarak "Yıözü kemirdiği için yaşamda karşılıgını limi yok saymak olur. ta^unak değıl, ancak şıırlerındefolklorik lan Kale" söylencesi canlanıt. Ince Mebulan bir söylem yoktur. Bu nedenle Yoresel 'ağız 'dart evrcnscl '<>es V ulanıogeler oldukça fazla Folklorla jt/r/n tltşmet ve Karacaoğlan da bırer söylencedir. kendı arkadaş çevrelerinde bile okunkisı nedır, ne olmahdır''' Yıllar once Cc yor uzun loluklu şıirlermde Bazen, "Çay Yaşar Kcmal'in "Üç Anadolıı lifsanemayan bir şiir, günümüzde "saf şiir" adıkırmızı bakıyor zeytın kara vc "Birdcn malSüreya "Folklor şiire düşman" demişsi"nden biri zaten Karacaoğlan'dır. Bençallar vöklerın mavı bağrı" gtbt dnğa de na savunuluyor. Bu şiirı okumayan gençti, ammsamn. ce Karacaoğlan bir şair degil, bir şiiı gevınırmen ıçeren dızeler şaşırtıyor okuya likse cahillikle suçlanıyor. Durum böyle Folklor, şiir için de, diğer sanatlar için leneğidir. Halk şiinmizdeki maddı aşk ve m. Anadolu: nehirlerıyle, dağlarıyla, ova olunca da şiir kıtapları olmadığı halde şide bir kültür kalıtıdır. O ögelerle aynıcınsellik geleneğidir. Tıpkı tasavvuf gelartyla dile gelıyor adeta Başta Toroslar, ir klipleri olan televizyon şairleri, üni laştığı zaman şiire düşmandır. Ama o leneğinin Yunus; başkaldırı geleneğinde Çukurova, Dıclc, Ftrat ve arası (Mezopo versite gençliğimizin şairleri oluyorlar. ögelerden yararlandığın zaman yeni de Pir Sultan olduğu gibi. "Ben sevdim mi adam gibi severim" dilamya) tarthtyle, tra/ık çelışkılere sahnc renkler ve yeni sesler yakalama açısından Benirn "Çukurova Çeşitlemesi" adlı oluşuyla söylemındc yankt buluyor. Ela yerek şiirsiz şairliklerinin tadını bol bol önemli bir kaynaktır. Şiirimizde bunun kitabıma gelince, gerçekten bir çeşitlezığ doğumlu olmamn dı$tnda, toplum ve çıkarıyorlar. Okunmak için şiir yazma ' çok başarılı örnekleri dc vardır. Ahmed me. Bir yanda her özlemi bir ya^murla "6mç |Hr"le llgUI düşüncetor Adnan Yucel, M.llhan Erdost ve Metln Demlrtasla blrlikte (yanda). Ostte ise Hasan Huseylnle. SAYFA 4 CUMHURİYET KİTAP SAYI 587