23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SERHAT KESTEL âzım Hikmet, "vatandaşlık hakkınınitibarının iadesi" vb. başlıklarla yine gündemde.. "îtibar, insanın kendindendır" diyerek bu gibi konulara girmeksizin onun yaşamına sanat çevresinden bakmaya çalısacağım. Bir kitabıma (1) ad olarak da yaşamasına özendiğim 'kurşunkalem', bir kez Nâzım Hikmet'in yaşantısına ortak oluşuyla çıktı karşıma: Nâzım'ın ressamlığı öncesinde ve sonralan da süren bir arkadaş... Kitap okurken özellikle elinden bırakmadığı 'kurşunkalem' ile kapaklara, ya da bpşluklara, bazen defterlerine çizimler yapıyor. Sanki çocuksu karalamalar, ama oğlu Memet Fuat'ın dediği gibi: "bir tür düşünme yolu" bu. Evet, dikkati dağıtmavan bir dalgınlık gereksinimi, böylece tefc düşüncenin akışına dalmak. Nâzım Hikmet şiirleri yanı sıra, hapishanede geçen zamanlarını tahta, cam, boncuk işleme vb. çalışmalarla da değerlendirmiş ve yetinmemiş, orada boş oturanlara da öğretmek amacıyla bir atölye bile kurmus. Bildiklerini öğrctmcyi seven birkarakter. Bursa Hapishanesi'nde tanıştığı ressam I. Balaban'da gördüğü yetenel ilgisini çekince onunla özel olarak çalışıyor vegelişmesinde etkili oluyor. Bir tür yaratıcuık ilkesi. Bu ilke, şiirlerine de yansımıştır. Özellikle; halk, özgürlük, yurt özlemi, sevgi, barış temalarını içeren şiirlerinde, Nâzım, sanatta 'özeleştiri'nin önem ve gereğini bilen bir sanatçı titizliği ile adım adını yetkinliğeyükselmiştir. Nâzım Hikmet'in şiirlerindeki öncelikli defier, Türkçeye bilgi ve sevgi ile sarılmış olmasıdır. Onun kaleminden Türkçe, yumuşacık, sıcacık, pınl pınl ve bazen gürül gürıil bir akış içerisinde insanı adeta büyüler, alır götüriir sairin dileğince. Gündelik sözcükler bile birden önem ve derinlik kazanır tam yerindelikle. Yani Nâzım Hikmet Türkçenin yetkinliğini, Türkçe de Nâzım I likmet'in yetkinliğini göstermiştir. Diyebiliriz ki pek az kimse başarmıştır bunu. Ya da başaramamıştır. Otobiyografi" şürinin iki dizesinde Türkiye ve Türkçe sevgisi kimsenin anlamatayacağı kadar belirgındir: N Hânm Hikmet: Portrelep Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi'nde bir sergi gerçekleştirildi bir süre önce. "Nâzım Hilcmet: Portreler" adını taşıyan serginin bir de albümü yayımlandı. Nâzım'ın elinden çıkma portrelerin yer aldığı kitabı ünlü şairimizin bir başka yönünü tanımak için mutlaka edinin. Büyük şairimizin resimleri bir sergi ve bir katalogda yer aldı Bursa cezaevinde, Bursa, 1946. Plraye, çankırı, 1940. yaztlanm otuz kırk dılde bastltr Türkiye'mde Türkçemle yasak" (11 Eylül 1961 Doğu Berlin) Dize kuruluşlanndaki uzunlukkısalık, bazen tek sözcüklerin alt alta sıralanışı, ilk bakışta belli yadırganan, okunduğunda ise gerek anlam, gerek ses açısından §iirsel akışı sağlayan bir özellik. Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun övgüyle dediği gi bi: "Görmeye alışmadığımız yeni bir şiir tipi" Nâzım'la gelmiş ve benimsenmiştir. Nâzım Hikmet'in şiirlerinde bir başka özellik (gizli özellik de denebilir), "uyak" zorunluluğu sezilmez. Ama vardır, hem de çarpıa, ilginç! Harflerle bile yaratılan bir iç uyurn ye realizmin hareketliüği bir orkestra gibi yapısal bütünlük sağlayıverir. ünun bu aşamaya gelmesinde, edebiyat tarihimizin zenginliklerini giderek ilgi ve sevecenlikle izlemesininözümsemesinin de etkisi olmuş, böylece şiirde tarih, felsefe ve ezginin iç içeliğini sağlayabilmiştir. Her sanatçının yaşamında kimi vogunlaşan, kimi ezip geçen acılar vardır. Nâzım'ın bitip tükenmeyen acısı yurt özlemi olmuş ve DU, şiirlerine sevgiyle birlikte yansımıştır. O bir vasiyet gibi: "Anadolu'da btrköy mezarlığına gömün bent Ve de uyanna gelırse Tepemde bir çtnar olursa Taj maş da istemez hani..." demiş olsa da bence hiç gerek yoktur buna. O, bu dizeleriyle dediği gömütte bir sonsuzluktur zaten. Burada ilginç bir anımı sunmak istiyorum. Esimin hastalığında refakat olarak Çapa Hastanesi'ndeyim. Koğuşta dört kişi var. Eşim ve yanındaki öğretmen, Nâzım Hikmet'i konuşuyorlar yüksek sesle. Karşı yatakta takkeli bir hastanın, dolabından çıkanp yere yaydığı seccadesinde namaz kılışını izliyordum. Namazı biürip tespih çekiyordu ki yanına gittım, ne ya nıt vereceğini merakla sordum: Ne söylüyor bunlar Allah aşkına, Nâzım Hikmet de kimmiş?. Sen bilmiyorsun demek?!. Vatan haini diye duymuştum. Vatan haini mü. Acaba onun kadar vatanmı seven biri var mı? Aa!.. Sen nerden biliyorsun? Şiirlerini oku, "Kurtuluş Savaşı Destanı mokuyeter!. Destan'dan bir alıntı yapalım, Mustafa Kemal'in cephede 'büyük taarruz' emri verdiği anı canlandıran dizeleri okuyalım biz de. Şafağın sökmesi beklenmektedir: Ve ipek bir halıya benzeyen toprak Bu cebennem, bu cennet btztm' Kapansın el kapılart bir daba açılmastn Yok edın tnsantn ınsana kulluğunu Bu davet bizim! Yaşamak btr ağaç gtbı tek ve hür Ve bir orman gtbtkardejçesine Bu basret btztm! Özellikle savaş kıyırnlarına, nükleer çalışmalara karşı yüreğinin isyan eden sesini yansıtmıştır şiirine: "Analardtr adam eden adamı aydınlıklardır önumuzde gıder. Sizi de bir ana doğurmadt mt? Analara ktymayın efendtler. Bulutlarvdam öldürmesin. Kofuyor altı yaşında bir oğlan, uçurtması geciyor ağaçlardan, stz de böyte koşmuştunuz bir zaman. Çocuklara kıymayın efendtler. bulutlaradam öldürmesin." Ctzacvl Artcadaf Im, Cantan. 1M0. Paşalar onun arkastndadırlar. O, saatt sordu ? Pafalar "üç" dediler. Sarışın bir kurda benziyordu. Ve mavı gözleri çakmak çakmaktı. Yürüdü uçurumun baştna kadar, eğildt durdu. Btraksalar, ince, uzun bacaklart üstünde yaylanaNâzım Hikmet bir "dünya şairi". Hasrak ve karanlıkta akan btr yıldtz gtbı kaya tanedeki takkeli vatandaşın dediği gibi: "Onu okumak yeter." Şimdi bir şiirini rak Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacak daha okumakla yetinelim: tı. HASRET Denize dönmek istiyorum! 19651968 Mavt aynasında sutartn (Kuvayı Milliye) Boy verip görünmek istiyorum! Denize dönmek tsttyorum! Nâzım Hikmet, savaşlardan nefret Gemiler gıder aydtn ufuklara, gemiler eden bir banşçıydı. 22 Kasım 1950'de dügider! zenlenen bir törende: "Türk ozanı.NâGergın beyaz yelkenleri doldurmaz kezım Hikmet'in 'Uluslararası Barış Ödiider. lü'nii aldığı" açıklanıyordu. (Enis CoşElbet ömrüm gemılerde bir gün olsun kun, Bilim ve Sanat, Sayı 73). "Davet" şinöbete yeter. irindeki su iki dizesi onun bu ödülü hak Ve mademki, bir gün ölüm mukadder; ettiğinin belgesi olmaya yeterlidir:" Yaşaben sularda batan bir ısık gibi mak bir ağaç gibi tek ve hür/ Ve bir orsularda sönmek istiyorum! man gibi kardeşçesine".. Nâzım bu şiire Denize dönmek istiyorum' ulusal bir duygu ve düşünce ile başlamış Denize dönmek istiyorum! ama bu noktadan hareketle onun dünya 1927 ve insanlar olarak inancının anlatımı ol(Nâztm, Heybeliada Babriye Mektemuştur: bi'nde okumuş ve Hamtdiye Okul Gemisi'nde çaltsmtstı.) • DAVET (1) Kurşunkalem, Öyküler, Serhat KesDörtnala gelip Uzak Asya'dan tel.KaynakY.2000 Akdemz'e bir ktsrak bap gibi uzanan Bu memleket bizim* Nâzım Hikmet: Portrdet/ Memet FuBileklerkan içinde, dişlerkenetli, ayaklarçtplak, at, Yapı Kredi Sanat Y. 2001/125 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 57» SAYFA 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle