25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

AkifPirinçci'den Felidae2: Francis Schopenhauer ve Kediler duşunsel derinliğıne inen, hatta felsefi boyutlar kazanan gözlemlere dayanmaktadır. Francis sık sık, çok sevdıği fılozof Schopenhauer'den alınular yapar. Onun özlü sözleri, içine düştüğü durumlan özetlemekle kalmaz, ona düşünsel bir güç, bir besin sağlar. Belki de, bir sonraki adımını daha sağlam atmasında yardımcı olur. Fakat Schopenhauer'in ve onun on dokuzuncu yüzyılda ortaya koyGOKCEN EZBER duğu felsefenin bu romanla ayn bir ilintisi var. Romanın kurgusu ve tüm bütün"Gerçek şudur: Btz çaresız olmaltytz selliği, Schopenhauer felsefesinin bir mave zaten öyleyiz" nifestosu nıteliğinı kazanır. ManifestolaScbopenhauer rın işlevleri bildirimlerde bulunmaktır. Fakat bu romanı yalnızca, içine polisiye A kifPirinçi'ninTürkçedesonçıkan öğeler katışunlmış felsefi bir bildiri olal\ ve 'îkinci Felidae romanı' olarak rak algılanıak da yetersiz kalır, çünkü X JLda adlandınlan son kitabı Francis, Francis'in başından geçen olaylar ve bu polisiye roman geleneğindeki ayncalıklı olayların vardığı sonuç, Schopenhauer yerini, polisiye roman öğelerini ve felsefelsefesini düşünsel boyutundan çıkartır reyi birbirine katıştırarak daha da ilginç ve onun gerçek yaşamdaki bir uygulanıbir konuma yerleştiriyor. Ünlü kedi deını gösterir. Bu yolla okurlar, belki de dektif Francis'in tanınldığı Uk romanı Feenoı 'insan' yaşamlannı sorgulama olalidae'de olduğu gibi, bu romanda da, nağı elde ederler. olaylar hayvanlar çevresinde gelişiyor. Fakat olaylann ötesindeki simgesel anlamlar sorgulandığında, ortaya büyük bir inOn dokuzuncu vüzytlın en önemli Alsanlık komedyası ve eleştirisi çıkıyor. lnman filozoflanndan olan Schopenha san gibi düşünen Francis ve onun öteki uer'in felsefesinin temelinde, büyük bir kedi dostlan, seri cinayetler işleyen türkötümserlik var. Ona göre bu dünya son deşlerini yakalamaya çalışırken, daha çok derece anlamsızdır. Felsefenin işlevi çevinsanların bu dünyada kurduklan sözde remizdeki olgulan anlamlandırmaya ça düzeni ve bunun kötücül amaçlan olmalışmak değil, insanoğlunu bu dünyada yan hayvanlar üzerindeki etkilerini eleşayakta tutmaya çalışmak olmalıdır. Oysa tirmektedirler. Karşıdamlann içinden bü anlamsız bir dünya bütünüyle kötüdür ve yük zorluklarla ve kıvrak bir zekâyla zorbu noktada var olmak da bütünüyle anlama da olsa bir düzene ulaşmayı erek bir lamsızlaşır. norm edinen polisiye roman geleneği, PiSchopenhauer, bu felsefeMiıi ortaya ilk rinçi'nin bu romanında hayvan ve insan attığı yıllarda fazla ilgi görmedı. Fakat yaikilısini yanyana getirerek ve anlatıa roşamının son yıllannua ve özellikle öldüklünü bir kediye yükleyerek, bilinmeyene ten sonra, büyük kıtleler tarafından beulaşma çabası dışında çok değişik bir işnimsendi. Yazdığı felsefi yazılarda çağlev daha yükleniyor: Insanlığın genel ve daşlannın tersine son derece an ve yazınfelsefi bir sorgulamasını yapmak. sal bir tat veren bir dil kullandığı için, yazın dünyası da onun felsefesinden çok etRomandaki kurguyu izlediğünizde, kilendi. Kurmaca dünyalar yaratan roFrancis'in bakjş açısıyla olaylann ilginç mancılar, ister istemez dıinyayı anlamlanbir yorumuna ulaşınz. Bu akıllı kedınin dırmaya çalışırlar ve bunun ezici yükü alyorumlan ise, hiç de yüzeysel olmayan, ünda, Schopenhauer çoğu için tutunacak saglam bir dal olmuştur. Pirinççi'nin kurgusu da bu bağlamda değerlendirilebilir. Başkahramanımız Francis, romanın başında muüu, idealize edilmışbıryaşam sürmektedir. Bekar sahibi Gustav ile ikili bir düzen kurmuşlardır ve her şey yolunda gitmektedir. Kedimiz Francis, içine kıvrdıp keyifle uyuduğu koltuğunda, yaklaşan bahar günlerini düşlemektedir. Kent yaşamını, yani kendi yaşamını sorgular ve kırlarda, doğayla içiçe yaşamanın nasıl olacafiını düşünür. Fakat bu görünürdeki dinginlik elbette aldatıcı ve 'anlamsız'dır. Düzen çok kolay bozulabilir. Francis'in sahibi Gustav, temelli yerleşmesi için, eve kız arkadaşını getirir. Francis büyük bir tehlike altındadır: Huzurlu ev Aktf Plrlnçcl, polslye roman öOetorinl ve felsefeyl birbirine katıştırarak yaşamı sona ermiştir. llglnç bir konuma yeriestlrlyor. Polisiye bir romandan çok, çevremizdeki yaşamı ve insanlığı sorgulayan, çok geniş açılımları olan, çok renldi ve sürükleyici bir kurgu Francis. Î En az kcndisi ka dar güçlü bir erk, Gustav ın kız arkadaşı Francesca (!), kedilerden hoşlanmamaktadır. Francis onun gözünde, rahatsızlık veren kokulu bir tüy yumağıdır. Francesca l çok ileri gider ve "•"™"""""^"^^™ Gustav'ın kedisini kısırlaştırma karan alır ve bu konuda Gustav'ı ikna etmeyi başanr. Yaşam dolu 'findıklan' ile övünen ve onlardan asla vazgeçmeyecek olan Francis, çareyi evden kaçmakta bulur. Fakat onu çok daha büyük tehlikeler beklemektedir. Sıradan bir polisiye roman okuru için, işin can alıcı bölümü belki de bu kacışın sonrasında başlayacaktır. Fakat felsefi açıdan bakıldığında bu kaçış anı, çok ayn anlamlar üstlenir. Schopenhauer felsefesinin çevresi içinde bakıldığında Francis büyuk bir düzensizlik ile karşılaşmıştır. Bu düzensizlikten kaçmakla, çok daha büyük ölçeldi düzensizliklere davetiye çıkanr. Çünkü Schopenhauer felsefesi, böyle bir durumda bir edilgenlik öngörür. Düzensizliği değiştirmeye çalışmak, anlam peşinde kosmaktır ve bu dünya anlamsız olduğundan, bu boşuna anlam arayışı, kişiyi çok daha büyük felaketlere sürükler. Francis'in bu kaçış sonrasında basına gelenler de, bu savı destekler niteliktedir. Burada, yazın tanhinden buna çok paralel bir örnek vermek yerinde olabilir. On dokuzuncu yüzyılın sonlannda ortaya koyduğu yapıtlanyla güçlü Ingiliz romancılan arasına giren Thomas Hardy de, Schopenhauer felsefesinden etkilenen yazınsal kişiliklerden biriydi. Evrim teorisinin ortaya atılması, bilimde ve teknikte yasanan büyük yeniliklerin de etkisiyle, o aönemin aydınlan smırsız bir güce sahip tann inançlarını sorgulamaya başlamışlardı. Evreni yöneten ve hataya açık başka metafizik güçler olduğu düşüncesine varmışlardı. 'Agnostics' olarak anılan bu kişilerden biri olan Thomas Hardy için Schopenhauer'in düzensizliği öngören karamsar felsefesi, romanlarında kullanabileceği saglam bir düşünsel temel oluşturuyordu. En ünlü romanlarından biri olan Tess of D'Urbervilles'de, Tess adındakı genç kızın trajedisi anlatılır. Fakat bu trajedi, genç kızın kendi eseri olarak göstenlir. Çünkü Tess, baijiııa gelen her icötü olayda, olaylann akışını değiştirmeye çalışır ve geçici de olsa bir düzen oluşturup durumunu kurtarma çabası içine girer. Fakat bu tutum, onu her defasında daha büyük belalar getirir. Aynı durum Pirinççi'nin kahramanı kedi Francis için de geçerli. Sınırsız özgürlüğünden yoksun bırakıldığı evinden kaçarak, kendini çok daha büyük belalann içine atmıştır aslında. Kaçışı yağmurlu bir güne denk gelir. Kaza sonucu, 'Dışkı Venediği' olaralc adlandırdığı kanalizasyona düşer. Orada vahsice öldürülmüş bir kedi cesediyle karsılaşır. Daha sonra korkunç kanalizasyon fareleri görür. Onlardan kaçmaya çalışırken, kanalizasyonda yaşayan türdeşlerine rasdar. Önce onlan katil bir grup sanar, fakat onlann da burada kendisi gibi çaresiz olduklannı görür. Bilinmeyen katilden ya da katillerden onlar da son derece korkmaktadırlar. Gözleri görmeyen bu kanalizasyon kedileri, dedektiflik lconusundaki yeteneği ve ünü oralara kadar ulaşmış Francis'den yardım isterler ve onu katili bulmakla görevlendirirler. Francis yeniden yeryüzüne gönderilir. Yeryüzüne çıküğı yer, romanın başında düşünü kurduğu ideal bir kırsal alandır. Ormanlar, cifüîk evleri, çekici dişi kediler... Oysa düzen, yalnızca bir yanılgıdır. Francis önceden düşünü kurduğu bu kırsal alana vardığında, katili ve cinayetleri unutmak, burada dilediğince yaşayıp gönlünü eğlendirmek ister. Fakat bu doğanın, kötülüğü sinsice içinde banndıran bir doğa olduğunu artık anlamıştır. Francis dişi bir kedi ile mutlu bir ilişki yasar önce. Kendini ona katil hakkında sorular sormaktan alamayan Francis, bu ilişkiyi bozar ve dişi kediyle aralan açılır. Francis geldiği yörede bajjka arkadaşlar edinir ve her biri ışlenen seri kedi cinayetleri hakkında ona bazı ipuçlan vcrir. Bu arada ölümlerle vüzleşmeye de devam ederler. Francis için bu ölümlerden en çarpıcı olanı da, kısa bir süre önce mutlu bir ilişki yaşadığı dişi kedi Alraune'nin ölümü olur. Francis, içinde bulunduğu durumu, kızgınlık içinde şöyle değerlendirir. "Hangi biçimde olursa olsun, masumiyet tam kaçıldann, adı çıkmış yalancılann buluşuydu, kötülükse tüm varlığın kesin matematiksel formülü, hakikatin bizzat kendisidir. Mavi gezegen gerçekte kara, barbar bir gezegen, hasta, acımasız ve herkes için tehlikeliydi; biz, baştan çıkancı güzef hayallerle aptala çevrifdiğimiz için bunun pek farkına varamamıştık." Romanın devamında, Schopenhauer felsefesinin gerçek yaşama uygulanışı sürüp gidiyor. Katili bulma çabalan sırasında, Francis daha birçok yozlaşmışhk ve kötülükle karşılaşıyor. Bunların çoğu da onu büyük tehlikelere atıyor. Ormanın arkasından geçen yolda yürürken, uçarcasına giden kırmızı bir araba tarafından ezilme tehlikesı geçiriyor; kendisini bir tavşan sanan acımasız bir avcının hedefi olmaktan lul payı kurtuluyor. Giderek yok olan ormanı korumak için bölgeye gönderilmiş, fakat daha sonra dağtfumış, bir ekibin Diana adlı kadın üyesi ile tanışıyor. Onun umudannı yitirişine ve kendini resme venşine tanık oluyor. Kısacası Francis, tek bir insanın, Francesca'nın elinden kaçmakla, kendini tüm 'homo sapiens'in nasırlaşmış aptallıklan' içinde buluyor. Schopenhauer felsefesine göre bu kaçınılmaz bir son. Francis'in, romanın sonunda katili ya da katilleri bulup bulmadığını belirlemek boyle bir yazıda elbette ki yersiz. Ama bu düzen arayışının onu çok daha traiik olaylarla karşılaştırdığı kesin. Roman boyunca sık sık 'sevgili Schopenhauer 'inden alıntılar yapan Francis, onun felsefesini sonuna delc benimsemiştir. Fakat düzensizlığin bir parçası olarak, yme de düzen peşinde koşmak ve trajedilere davetiye çıkarmak zorundadır. Bu, düzensiz yaratılışlannın birgereği olarak, hem kedilenn hem de insanlann sergileyeceği kaçınılmaz tutumdur. Kendisini ve bu dunyadaki tüm canlılan, "niçin olduğunu bilmeden çalışan kurulmuş saadere' benzeten Francis, alışıldık bir polisiye roman kahramanından çok değişik mesajlar vermektedir gerçekte. Polisiye romanlar çoğunlukla Dİr çözümle biter ve bu çözüm, okuru doyurucu bir nitelik taşır. Bu yolla okurda, kurmaca da olsa, bir düzenin var olduğu izlenimi uyanır ve bu tür doyum sağlanır. Oysa Francis, ta başından beri duzeni sorgulayan bir roman ve katilin ortaya çıkartumasına fazla odak lanmadan, herhangi bir düzenin gerçekleşmeyeceğıni okura çok önceden aktanr. Bu bağlamda, polisiye bir romandan çok, çevremizdeki yaşamı ve insanlığı sorgulayan, çok geniş açılımlan olan, çok renkli ve sürükleyici bir kurgu Francis." FrancisFelidae II / Aktf Pirinçci/ Türkçesi: Özden KaradanaMahmure Kahraman / Güncel Yaymaltk /251 s. KİTAP SAYI 579 Büyük taMkalap SAYFA 10 CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle