22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

sıcak yortunun salıncağında, rahat borcun imlası unuttu. Susuzluk bir sıkıntı derin oysa kuyular. Bağımlı, bir namus protokolüne başkalarının destek olduğu melez lutkulara baş eğeceğine imzayı bastı düşler bızlerse selvilere gülüyoruz, boşu boşuna başlarını yükselttiklerine güneş alevinin diyoruz onları yakacağı yükseklere. Bulutlarsa gelinliklcrini giymiş. Ve haç çıkarıyorum, bana getirdikleri sansürsüz iki sayfa kanatlarının üstünde, iki kanaryayı okumam için. Kanatların üstünde ozgürlük. Ve özgürlüğün rüzgârında, bütün insanlarm kanatları Henüz doğdutn Saaderim evsiz raks ediyor giyotinlerinin önünde son şenlikte. Boyunlara sarılmış bir yılanla. Dudaklarda gülen bir maymunla, azarlarlarken maymunu. Ta ilerde olta iğnesi havaya saplanıyordu Destanlar, topu topu bir sayfa Zevksiz gömleklerdir paraketeler bedensiz çırpınırlar düşlerde. Tarih yazıcıları bckleşir çölde doğranmış parçalarmı toparlamak için. Taparcasma seven, vahalara karşı büyüyen ıssızlığı görüyorlardı. Kangrenleşmiş ayaklarını görüyorlardı 1 gece, cenazelerini kaldırırken çelenksiz. Ürün vermeden eğildi başaklar güneşin tohumları yüzlerini kaçınarak. Hey! Evsiz saatler serseriye dönüşen evsiz yaşama aftıt yakın bir bağ bozumu umarak kuru bağda. Ölü taşların üzerinde '• hangi (Jüğuıı evi. Hortlak evlerde hangi gülümsemenin gölgesi? 'Çocukların gülüşii deprem Rüzgârdan Mezar Taşı Düşerken yaprak yaşamış oldugu ycrlc zamanı kaydeder. Ve ona bahşedilen toprağın öz suyunu. Etraf sonsuz topraktan dala kadar. Rüzgârdan bir ınczar taşı doğum saati, yaşam siiresi, ölüm anı gecelcri ayların hecelediği. Insanlardan kanadın renginde gözlerini dinlcndirenler Koku duyusunu, itk yağmurun sarı sakızında. Rüzgârın sunduğu ışık fidanının şarkısını buvur etmek için kulakJannın kîlidini açanlar için, ışıktır tohum. Elde Var Umut Toplama işlemiylc tadına vardını toplamı da arrıran elde var olan tımudun. Çocukların gülüşlcri kiicük çakıl taşlarıydı kulaklara nışan alan, Labirentlcrsc giilüyordu Kuş gagalarıydı çamur taşıyan, Sevgi'yi, çanıur biçımındc, yarınki anı kurtarmak üzere. Çocukların gülüşleıi deprem uğultusııdur Tanrılara adanmış yemyeşil adaları acılarla su yüzüne çıkaran. Umudun loplamından elde var olanıdır. Güzelligin ateşiyle yaşamın şiirine dökülen bir ışık ölçütüydü oğlum, o ilk ağlaman. Plasentayı yararak okudun bana doğumun anında vekakılıp kaldım. Ve yeniden okudun ve yenidcn ürperdim ve oyuna kakılıp kaldım. kotidorda dörtayak üstünde seninlc oynayıp çekiştiğimizde. Tepem ağaonkinden alçak olduğundan sevgiyle yükselir göklere dek. Çölün ortasında pmarlan bedcn kayıplarıyla öğrendi ve ayaklarını sıkan ayakkabılarla yürümemek iyidir. Resim Çizen Kök Ah! Eller verin bana adınıza çiçek calayun gülün harikasmı, dünya avlusunun büyüsünü. Şehvedi dudaklar verin bana öpeyim çınlçıplak kökteki gerçeği. Kök resim çiziyor, ağaçları bitkileri ve gülüşün fırça vuruşu eğlenceyi ve yortuyu yaprakların kanatlarıyla yemişin gözleri üstüne. Yolu açık olsun, hey düşüncem, uskunan, vıdızın üstünde, Tanrının sevilsin diye yarattığı binlercesi içinde o yalnız olanda, Sevgi'nin insanın çekiciyle, çarmıha gerdiği. Teati Düşüncenin kuşu yedi renklidir yedi tür dam etti Sevgi'nin fundalığı. SAYFA 18 Pandelis Efthimiu/ Şiirler/ Çeviren: Herkül Millas Pandelis Efthimiu günümüz Yunan şairlerinden. Ekim 2001'de Rodos'ta Can Yücel'in Yunanca'ya çevrilen şiir kitabıyla Efthimiu nun Türkçe'ye çevrilen Umut Elde Var Bİr adlı şiir kitabının yayımlanmasıyla Rodos Yazar ve Çevirmenler Merkezi'nde düzenlenecek tören için yapılan bu çevirilerden örnekler sunuyoruz. Fundalıkların tcpclerıne siçradı toprak ve toprak şimdi çıçek şakıyor. Işte üç direkli yaralar ister urtına ister kıyamet yanaşıyorlar bir liınana. Yalıyorum, nasıl yalıyorsa köpek yaralan, ve ıyi oluyorlar. Gagayı daldınyorum keklik demiri sökmek için kanattan Umut ve düş reçinesiyle tıkıyorum delikleri açılacağım denizlere gülerek ani fırtınalara. Bu davranışınla namus lafı cdiyorsun kendinden söz ederek ve karşı çıkıyorsun ölümün kıyısına dek gözyaşlarının bıçaklarıyla, yaşıyorsun. Ekmeftini yiyerek, Lıuğdayı, serçc kuşu gibi Aklında yuva kuraı gökyüzünün kuşları. Keçi gibi hayatını yeniden çiziyorsun testinin yanağında yanağını serinleterek. Ayaga kalkıyorsun, özen gösteriyorsun, yokluyorsun bcdenini çepeçevre bakarak, yoksa kırıldı mı diyc. Karşı Kıyı Yüruyup aşıyoıum boydan boya koridoru. Kafasınin en üst çıtasına ters asılan kuşun neyecanını yaşıyorum Kapıcıklar ve pencereler, bırakın bizi, yağmura çıkalım. Şarkınla sola çevir anahtan kanaryam ve açiyorum küçuk kapını ruhumla, çıkıp gidelim. Akar suyun kıyısmdan hele bir denesem karşı kıyıyı, ama su derin. Ne yagmur ne de bir çeşme. Ayak kiicük, yüküm hafiftır Demir zırhım yok ki ağır olaymı. Bir sığara paketinde beş dize ama dizeler ne demirdirler kabaran nehirlerde ne de karşı kıyılar için kanat. Bir de beni bugüne kök saldıran küçük bitkilerin göğsümdeki göçüsü var Tanrım, evvel zaman içinde kullandığın aynı savaş arabasıyla yol abyorsun. Acılarla ilgili öğrenemediğim yeni bir gramer beni sırufta bıraluyor ama bir Aşk, kozmik hevccanıyla, dondurup mıhbyor beni gelinciğin kızıl akan bir gülümsemesiyle bilginin en temiz sularında ve yanlışa öyle derler ya Nergis çiçeği gibi beni kök saldırıyor her sabah ağaçlara gülümsemem için Allah korusun, kimse görmesinher şeyin içinde tam dolu benmişim sanki. Hastalığın içinde ölümsüzlüğün suyu. Ozgürlük iki kanat üstünde Susuzluk bir sıkıntı kaynağı ve korkunçtur şişe sularının susuzluğu gidermemeleri. Hem pahahlar hem güvensiz bir kaynaktanIsimleri hiç duyulmadan ırmakların genişliğinde kaybolan serin pınarlar aftlar. Kazmalarımız beynimizde paslandı. Bcden havada Gün doğdu. Şarkı söylüyorum, benden geriye kalanla. Hem hızlı hem yüce. Gecenin bütününden de vüce beni yaprak diye vaftiz eden ve yandığı gibi vanan gülün yükselc fırınıyla barışmadan önce. Şarkı söylüyorum, ışık kere alev diye Çarpıp çoğaltılan dudaklarla Alev kere ışık ve işte şarkı. îşte o, sarhoş, düşüncenin marşı Bitkiler selam veriyorlar bana Nemlendiriyor beni sevginin gözleri. Damarlarda uçan kuşları doyuran meyve oluyorum yeniden. Buradayım işte, dilim güneş dolu kışın ağaçlannda sıcaklığı şakıyarak. Buradayım işte, taşı tesviye ederek, su scrperek taşa taş yofirulurken. Genişliğinde Aşkı çiziyorum kanaryalarla yaylarıa. Şarkılarsa oklarıdır yara üstüne yara açan iyileştirmek için yarayı. Her şeyi dağıtan Aşk'ın haykırışuıı çiziyorum kuşkulu buluüarda saklı duranları. Kendi suyuyla sarhoş olan üzümüm ben. Içimde taşıdığım ölümü ateşte yakıyorum çarpınm kıvılcımıyla Alev kere ışıktır hayat. Herkese günaydın. Her şeye günaydın. Henüz doödum. Allah'a şükür. CUMHURİYET KİTAP SAYI 579
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle