23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrinclekiler Siyasal Yazılar/'Yılmaz Guney/Guney Ftlmctlık Yayınları/287s. Ömrünün en üretken olabileceği on iki yılını Türkiye cezaevlerinde geçiren Yılnıaz Güney, hapishaneyi çok yönlü bir okul olarak değerlendirebilen örnek kişilerdendir. O, bu yıllar boyunca derin çelişmeler, sıkıntılar ve yokluklar içindeki kesimlcrin yaşamını şiirsel bir anlatım sıcaklığıyla yansıtmayı başardığı yalnızca iyi romanlarını, hikâyelerini senaryolannı yazmak ve dünyanın en büyük ödüllerini kazanan öliimsüz filmlerini imzalamakla kalmadı. Aynı zamanda, Türkiye devriminin ideolojik, politik ve örgütsel sorunlanna yanıtlar getirmek için kaleme aldığı "Siyasal Yazılar"ının büyük çoğunluğunu da "fiziğinin hapsedildiği, fakat tersine, kafasının olabildiğince özgür olduğu" cezaevlerinde yazdı. O, bir yandan sürekli kendini geliştirirken, bir yandan büyük bir kargaşa içinde bulunan Türkiye devrimci hareketine sağduyusu ve sosyalist bilinciyle müdahale etmeye çalıştı. Ancak günümüz koşullannda kimi yazıları TCK'nin 312. maddesi (Halkı suç işlemeye tahrik) TCK'nin 159. maddesi (Devletin manevi şahsiyetine tahkir) ve TMY'nin 8. maddesine (Bölücülük) göre "suç" oluşturduğundan bir seçme yapmak zorunluluğu doğmuştur. Yine de, büyük bir bölümünü yayımladığımız elimizdeki bu ilk kitabında görülecektir ki onun düşünceleri, moda akımlar tarafından belirlenmiş, gelenekselleşmiş düşünce alışkanlıklarının ve önyargıların, kalıplaşmış formüllerin çemberine sıkışıp kalmamamış; tam tersine her aşamada onları parçalamaya yönelmiştir. Tıpkı kendi bilıncinde, burjuva revizyonist etkilenmelerin olabileceğini ve bunlara karşı sürekli bir mücadele yürütülmesi gerektiğini düşündüğü, öyle davrandığı gibi. Bu özelliği yine onun düşünsel gelişiminin en büyük itici gücü olmuştur. Siyasal düşünceleri belirli bir aşamada donup kalmamış, tersine sürekli bir gelişme göstermiş, çoğu kesimlerin acı yenilgilerden sonra ulaşabildiği değerlendirmelerin pek çoğunu 70'li yıllann sonunda yapabilmiştir. Sen Gâvur musun?/Ferval Kaya/Belge Yayınlan/163 s. "We are all one. Hepimiz muhteşem bir bütünün parçalanyız. Öyle yalnız aynı memleketteki değişik insanlar falan değil, dünyadaki bütün insanlar, bitkiler, ağaçlar, çiçekler, hayvanlar, yıldızlar, gezegenler... Gördüğünüz ve de göremediğiniz her şey! Bu gerçek beni öyle heyecanlandırıyor ki, hazen nefesim kesilecekmiş gibi oluyor. Uzakdoğulu bir bilge diyor ki, aydınlanmış insan, gerçeği görebilen insandır, gerçeği görebilen kişinin artık kimseye kötülüğü dokunamaz, bilir ki başkalarına kötülük yaptığımızda aslında kendimize yapanz! Elimizdeki kitapçıktaki hikâyeler benim dostlarımın, arkadaşlarımın hikâyeleri. Aynen ağızlarından çıktığı gibi. Ben ne bir şey ekledim, ne de çıkardım... Sizlere hediyem..." diyor Feryal Kaya. Hercai GülüşlerM// özenç Çaglar/Aydın Kitabevi/82 s. Ali Özenç Çağlar'ın şiirlerini, öykülerini okurken, iki ayn yakaya ayak basan bir köprünün üstünde yürüdüğünüzü sanıyorsunuz. Bu köprü, bir yakasından büsbütün ayırmış değil sizi; "öbür yakasına" da ulaştırmış değil. Sesler, imgeler, esintiler arasında bir yürüyüşe tanık olduğunuzu düşünüyorsunuz daha çok. Bu sanatsal yürüyüşün özelliklerini araştırdığınızda karşınıza bir dağılış çıkıyor. Ali Özenç Çağlar, gözlerini açtığı, içinden çıktığı dünyanın sanatsal özelliklerine sımsıkı sanlmış. Türk halk şiirinin vazgeçilmez birimleri, sık sık yer alıyor şiirlerinde. Dörtlüklerinde öbeklenmiş uyaklarla sarmalanmış, tek sesli bir ritme CUMHURİYET KİTAP SAYI 572 tutunmuş ornekler hemen dikkatı çekiyor. Aynı zamanda, çağdaş Batı şiirinin serbest çağrışımına, iç müzikaliteye dayanan akışına ayak uydurmuş örnekler de var. Long John Silver/6/ör« Larsson/Doğan Kitapçtlık/Çevtren: Alt Cevat Akkoyunlu/431 s. Robert Louis Stevenson'ın ünlü "Define Adası"nın başkahramanı, gizemli, hilekâr, ama olağanüstü ilgi çekici korsan Long John Silver, ömrünün alacakaranbk yıllarını tek bacaklı ve varlıklı bir ihtiyar olarak, Madagaskar'da geçirmektedir. Başına ödül konmasını ya da Ingiliz Donanması tarafından aranmasını umursamaz; tek derdi, ölümünden sonra unutulacak olmasıdır. Anılarını yazmaya karar verir. Onu korsanlığa iterf dürtü neydi? Darağacı korkusu muP Belki. Ama asıl amacı, yaşadığını hissetmektir. Bu isteğini gerçekleştirmek için tek bir davaya bağlı kalır; kendi davasına. Yerleşik düzenden ve otoriteden nefret eder. ü her zaman mürettebatın yanında, kaptanın karşısında olacaktır. Kendine duyduğu saygıyı yitirmemenin tek yolu bu. Björn Larsson, Long John Silver'la, geleceğin tüm korsan lannın kütüphanelerde yer alacak esprili, sivri dilli ve iyi kurgulanmış bir kitapla, korsanlann hayatını anlatıyor bizlere. Kar Tatili/Emmanuel Carrere/Çeviren: CönülAkgerman/Dog'an Kıtapçtltk/147 s. Kar Tatili küçücük yüreğinde nice korkular, nice bastınlmış arzular banndıran, büyüklerin otoritesi altında ezilmiş , ürkek ve k\l< I AT1I I utangaç bir çocuğun, Nicholas'nın öyküsü. Daha hikâyenin başında küçük Nicholas'nın üzerinde bir tehdidin dolaştığını hissediyoruz, bunu biliyoruz, tıpkı 1395 Nicholas'nın kendi gibi. NicnoFFMINinnİUII las yüreğinin derinliklerinde bunu hep biliyordu zaten. Kar tatili sırasında çocukluk korkulan kâbusa dönüşecek. Tehlikenin nereden ve kimden geleceğini bilmesek de bir şeyler olacağının farkındayız. Asla önüne geçilemeyecek korkunç şeylerin... Kayıp Baglantı/G«/W/ Înal/Telos Yaytnctltk/115 s. Nasıldı/ ateşli yüreğin üstünden yükselen/ genişleyen sonra/ çınlçıplak/ anımsayıştan da öte/ Ey ammsayıştan da öte/ ey sulann hep yürek taşı için/ çırpınır dururdu gövden/ tek bir söz uğruna/ diz çökülen yerde/ alev boyunlu tek başına. Avrupa Birliği ve Türk Çevre Politikası/Dr Sevim Budak/Büke Yayınlart/488 s. Dr. Sevim Budak'ın "Avrupa Topluluğu'nun Çevre Politikası" ve "Türkiye'nin Uyum Sorunu" adlı doktora tezi, 'acquis communautaire'in Türk hukukuna aktarılmasında üç yönlü bir görevi büyük bir başan ile yerine getiriyor. Tezin ifa ettiği görevlerden birincisi, adaylık sürecindeki Türkiye'nin, hukukunu topluluklar hukuku ile uyumlulaştınrken yapacağı değerlendirmeler ve uygulanması gereken yöntemlerle ilgili somut ve bilimsel bir ömek ortaya koymuş olmasıdır. Ikincisi, çağdaş bir çevre düzeninin uygulama araçlannı göstermesidir. Uçüncüsü ise eylem programlarını oluşturma çalışmalanna kılavuzluk edecek açıklamalan özlü bir şekilde yapması dır. Dr. Sevim Budak, bilimsel erkini kanıtlayan elimizdeki eserinde, Türkiye'nin en çok ihtiyaç duyduğu bir konuda, yani çevre politikasında, sadece Türk hukukuna değil, Türk bilimine ve uygar toplum modeline de katkıda bulunmuştıır. i •.. ," Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Yurtiçi Gezİleri (19221938) Cilt VErtugrul Zekai Ökte/Tarihı Araşttrmalar ve Dokümantasyon Merkezlcrt Kurma ve Gelijtırme Vakfı/816 s. Elimizdeki kitap, gecikmiş bir görevi yerine getirmeye çalışıyor. "Atatürk'ü anlamak ve anlatmak" konusunda, kaynağı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kendisi olan bir sorumluluğu yükleniyor. O yüce varlığın davasını, ülküsünü, Ukelerini, hedeflerini milleti içinde, millerle birlikte gerçekleştirdiği inkılâplarını, milletini çağdaşlaşma ve medeni milletler düzeyine çıkarma ve Türkiye Cumhuriyet Devleti'ni uluslararası toplumda ve ilişkilerde hakkı olan onurlu, saygın, güvenilir ve dostluğu aranır bir konuma ulaştırma azim ve kararhlığını, bu yönde durmak bilmeyen çabalarını, kısaca; "Atatürkçü Düşünceyi" ve " Atatürk Gerçeğini" yaşayan ve doğmamış olan Türk çocuklanna anlatmayı amaçlıyor. Elimizdeki kitapta, genellikle cumhuriyetin ilk nesilleri tarafından benimsenmeyen ve gerçekte ihmal edilen bir yöntem kullanılıyor. 17 Ekim 1922 tarihinden 10 Kasım 193 8'e kadar geçen zaman kesitinde "Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Yurtiçi Gezileri" esas ahnarak; Ankara'da kaldığı süreler içinde ve bu geziler sırasında konuşmalannın, demeçlerinin, görüşIerinin, göriişmelerinin, yazdıklannın, çeşidi etkinliklerinin içerisinde ve değişik kesimlerdeki kişilcrle söyleşilerinin özüne, ruhuna ve üslubuna dokunmaksızın bugün konuşulan sözcükler, deyimler ve kavramlarla işlenip genç nesillere sunulması yaklaşım ve yöntemi seçilmiş bulunuyor. Bu yaklaşım ve yöntem üç büyük manevi sorumluluğu (vebali) da bünyesinde taşıyor. Bu sorumluluktan en önemlisi, sonsuzlıık sürecinin 62. yılına giren yüce Atatürk'e, onun aziz ruhuna karşı bulunuyor. lkincisi; milletimizin engin hoşgörüsüne sığınarak onu muhatap ahyor. Uçüncüsü ise; Türk gençüğine doğru ve gerçekleri verme yükümlülüğünden geliyor. Yazar, büyük bir çaba, iyi niyet ve özveriyle giriştiği ve örneği olmayan çalışmalannda görülebilecek hata ve kusurlardan, o aziz ruhun affına; o insanlık tarihine sayısız adalet örneği veren ve yazdıran büyük milletinin anlayışına ve nihayet geleceğin tertemiz, güçlü, erdem sahibi bilge nesillerinin sağduyusuna sığınıyor, bağışlanma diliyor. Siyasal Tarih Sürecinde Sanat ve tküdar/Aydın Şimiek/Ümü Yayınctltk/303 s. "Sanat tarihini sadece sanatçılann ve sanat ürünlerinin tarihi olarak düşünmek son derece yanlış bir tutumdur... Günümüzde sanat ürünleri genel insanlık tarihinin de bel1 gesi, belleği haline gelmişlerdir. Doğrudan hiç kimseyi suçlamıyorlar gibi görünseler de vicdani bir ağırLk yarattıkları muhakkaktır. Sanat bir karşıdık yaratarak, ve genel anlam ve genel işleyişi değiştirir, böylece de karşıtını gericileştirir; kendisini ise sürekli toplumsal yaşam biçimi ve alışkanlıklarının dışına, ileri uzağına fırlatmayı düşünür, yer yer de bunu başanr. Sanat. kendi dinamikleriyle oluşturduğu karşıthğını, olanakların bir sonucu olarak algılarsa, bu sonuca dün ve bugün arasındaki iletiden ulaşır. Bu aynı anda geleneklere de işaret eder. Oysa, sanatın daha öncelikli sorunu, bugünden yanna sanat estetiğinin ve etiğinin nasıl ortaya çıkacağıdır. Bu olsa olsa, sanat ürününün, aklın duruşunu aşarak açığa çıkaracağı olasılıklardadır. Olasdığın gücü her sanatçıda farklı bir zeminde temellense de sanatsal olasılık her türlü ideolojik olguyu ve bilinci reddedebilir. Bu durum sanatın kişisel bir şey olmasındandır ve genel olanlar sağlıklı açıklanamaz" diyor Aydın Şimşek. Bankayı Portakal Gibi Sattun/SaUm Taşçı/Ümit Yaytncılık/287 s. Elimizdeki kitap, Ankara'nın ünlü emlakçisı Salim Taşçı'nm gerçek yaşamındaki kesitlerden oluşuyor. Hepsi de insanımız ve ülkemiz gerçeğini gözler önüne seren andar. ""Emlakçiya peynir siparişi veren albay... Orta m J • SAYFA 21
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle