23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

u 20. İSTANBUL KİTAP FUARI bu iki olguya karşı duyduğum öfkenin eseriydi. Boşalmak istediğimde yazıyomm. Conrau ın bir cümlesini okuyordıım yalunlarda: "Bir kitabın her cümlesi kendi varhğını haklı göstermelidir" diyordu. Benim lutaplarımı haklı çıkarma yöntemim ise sinirli olabilmemde yatıyor. Her neyse, Albert Camus'nün 'Yabancı'sının birinci sırada, Andre Bretton'un 'Nadia'sının ise ellinci sırada olduğu ve bir sürü eksiği olan bu listeyi gördüm. Kendi kendime bu konuda kimsenin bir yorum getirmemesi yazık olur dedim. Ydların rakamları değişecekti, yeni milenyum vs. derken kitaplarla ilgili pek bilanço yapılmadı. Bence 20. yuzyıl yaratıcdık açısından çok önemli bir aönemdi. Her konuda müthiş, sıçramalar yasandı, devrimler, çalkalanmalar; yazında ua her şeyden fazla yenilik yasandı. Kitabın giriş vazısını zaten özümde olan bir karamsarukla bitiriyorum: " 2 1 . yüzyılda hâlâ yazarlann var olmasını tüm kalbimle ümit ediyorum". Bu envanteri yaparken eğlendım, sık sık da bu seçkiye katılmadığımı belirttim. Le Monde gazetesi ve FNÂC yine de okurlara önceden hazırlanmış 300 kitap lık bir liste vermişti. O da olmasa liste Mary Higgins Clark, Paolo Coelho, Stephen Kinglerle dolu olurdu. Dolayısıyla seçim yine bir nebze yönlendirilmis oldu. Edehıyatın gelecejtjhakktndakikaramsarlıfctmzt dile getirdığınız "Bouillon de Culture" adlı televizyon kitapprogramında, sizinlc birlikte davetli oldugunuz Italyan yazar Pietro C.itali "Edebiyat dınlenıyar" diyor, sız de onaylıyordunuz? Tabii artık birçok yeni iletişim aracı var dünyada. Özellikle internet, televiz yon, radyo ve sinema, her şey yazılı olanın önceliğini azaltmış bulunuyor. Genç ler okumaktansa Game Boy, playstation gibi elektronik oyıınların karşısında olmayı veya DVD izlemeyi tercih ediyorlar. Ama başkalan tarafindan tasarlanmış görüntüleri izlemektense, yine de kitap okumak için birçok neden bulunabilir. Ne de olsa kitap okumak demek, kendi görün tülerini kendi tasarlamak demek. Böylece daha fazla emek sarf etmek gerekiyor, zor geliyor ama yine de sonunda ödüllendirilmiş oluyorsunuz. Okumaya devam etmek için birçok neden olmakla birlikte, korkmak için de bir o kadar neden mevcut. Bu nedenle gençleri uyandırarak "Korkmayın, Celine'i, Fitzgerald'ı okuyun, göreceksiniz sizin neslinizden de bahsediyorlar" demek istiyorum Envanter kitabında. Doğru, başlangıçta Tomb Raider oynamaktan daha zor olabilir; ama aynı zamanda iki üç saat video oyunu oynadıktan sonra serscmleşmis hissederken, kitabı bitirince 'yücelmiş' nissedeceksiniz. Kendi kendinize beyninizde dekoru, kostümleri ve müziği yaratmış olacaksınız ve böylelikle çok daha iyi hatırlayacaksınız. Benim gençler için üstedeki ravorilerim Françoise Sagan, Hemingway, Camus tabii (hem kısa hem atmosferi zamansız). Malraux'nun 'lnsanlık Durumu' gibi... Birkaç yıldır 'Flore Ödülü' adı altında bir edebiyat ödülü veriliyor. Nedir bu ödül? Sizin fikriniz mıydi? Evet, 1994 yılında ilk ödülü verdik. Amelie Nothomb, Houellebecq, Virginie Despentes, Ravalec, Guillaume Dustan, Philippe Jaenada gibi Fransız yazınının önemli bir bölümünü oluşturan yeni neslin diğer edebiyat ödüllerinde pek fazla temsiledilmeyen üyelerinin hepsi 'Flore Ödülü' aldılar. Daha klasik ve akadcmik olanlannın ödüllendirilmesine bir kez daha kızgınlık duyup, bir gnıp küstah eleştirmen arkadaşla birlikte Cafe More'da buluş,maya ve bu ödülü hayata geçirmeye karar verdik. Cafe Flore'un patronunıın da hoşuna gitti. Neden Cafe Flore? Ne de olsa dünyanın en meşhur edebiyat kuhvelerinden biri ve her nedense o güne kadar adına bir ödül verilmesi kimsenin aklına gelmemişti. Dolayısıyla biz teklili götürduğümüzde "Neden olmasın, ama bizim ne yapmamız gerekiyor" dediler. Biz de " Yılcıa üç kez bizi yemeğe davet etmeniz gerekir' dedik. Kabul ettiler. Yemek yerken tartışıyoruz. Son toplantımız eylül ayında idi, bu senenin başardı yazarını seçeceğiz. Ödüller Cîoncourt ödülleriyle eş zamanda kasım ayında veriliyor. Bir tür 'antiGoncourt' olarak! Seçim kriterlerimiz genç ve pek tanınmayan birini bulmak ve eserin de biraz rahatsız edici, sarsıcı olması. Ayrıca kitabın Fransızca ve roman tarzınaa olması da gerekiyor. Yani kısacası, okuyuculann dıkkatini hem içerik hem de özde radikal, yıkıcı olan yazarlara çekmek. Özellikle bugünün gerçeklerinden söz eden kişiler önemli, çünkü bana öyle geliyor ki Dugün Fransız edebiyat dünyası biraz gerçeği unutmuş dıımmda. Balzac ve Zola'nın yapuğı gibi güncel dünyadan bahsetmek gerek. Örneğin birçok okuyucu îngiliz veya Amerikalı yazarları yeğliyor, çünkü pnlar kendi ülkelerini eleştirebiliyorlar. Özellikle Amerikalı yazarlar ülkelerini acımasızca eleştiriyorlar. Fransa'da ise herhangi biri en ufak eleştiri getirdiğinde hemen suçlanıyor ve nankör deniyor. Bence çok saçma bir yaklaşım bu, zira Rabelais ile taşıamayı 'icat' eden Iransızlardı. Eskiden bunu yapmayı iyi biliyorduk ama artık unııttuk vehicvi ba^kalarına bıraktık. Bu nedenle artık tepki vermck gereğine inanıyorum. ler'inde olduğu gibi. Bir de 'Kaka Kulühü'nüz vardı sizin? Beni Fransız medyalarına tanıtan ilk girişim bu oldu sanırım. Kaka's (]lub, 1980'lerde Siyasal Bilgiler ükulıında öğrenciyken kurduğum bir öğrenci derneğiydi. Partiler, maskeli balolar düzenliyorduk gece kulüplerinde. Verdiğimiz isim oldukça ilginç olduğundan insanlar beni Kaka's Club Başkanı olarak tanımaya başlamışlardı. 1982'de başlayıp, 1990'da bitti. İlk romanımı da o zaman yazdım. Şimdilerde baba olduğum için daha az olmakla birlikte, eskiden beri gece hayatını çok severim. Gece çıkmak farkh insanlar tanıyabilmek açısından önemli, değişik yasam türlerini gözlemle mek bence gerekli. Ben işim açısından çok önemli şeyler öğrendim bir bara yaslanıp içki içerken. Siyasal Bilgiler'den çok daha yaranı bilgiler biriktirdim. Bir yerde 'Gece Üniversitesi' diyebilirsiniz. Meraklı olmayı, sonı sormayı, ilgilenmeyi öğrendim. tnsanlar kendi özeDerini anlatabiliyorlar gece. Sadece kitaplannızın kazancıyla gerçekten iyi yaşıayabıliyor musunuz? Evet, tabii bir reklamcıya göre daha az kazanıyorıım. Ajans yöneticisi bir reklamcı yılcîa düzenli olarak birkaç milyon frank kazanıyor. Dolayısıyla onlarla veya bir film veya televizyon yıldızıyla kıyasla çok daha duşük bir kazanç, kitap çok satmasına rağmen. Aslında oldukça da sinir bozucu bir durum bu. Bu başarının avantajlarından biri para kazanma kaygısı olmadığından, canımı sıkan şeylere hayır diyebilmek. Büyük bir lüksbu. Örneğin Canal+ I'V kanalında günlük bir eğlence programı sunmam önerilmişti. Kitabın başarısının maddi getirisi sayesinde bu teklifi reddedebildiın. Böylelikle palyaço olmaktan kurtuldum! Bir yerde "tam olarak yazar olmadığtnızdan ötürü bir kompleksıniz" olduğundan söz edıyordunuz? Öncelikle yazar olmanın tanımını bilmiyorum. "Benyazarını" diyenlerden aslında hiç hoşlanmıvorum. Benim yazar olup olmadığımın kararı da bana değil, okurlara, eleştirmenlere ve diğer yazarlara aitbirtespit. 'Meslek' hanesine 'sanatçı' yazanları her zaman gülunç bulmuşumdur. Bunu iddialı bulurken kendimın sanatçı olup olmadığı konıısunda yorum yapamam. Bu nedenle de sorunuza yanıt veremeyeceğim. Adıntzdan ardına 'edebiyat eleştirmeni' yazılmasını mı yeg'lıyormnuz? Eh bu da fena değil, ancak hayatımı kelimelerle kazandığıma göre, 'hayatını kelimelerle kazanır' yerine 'yazar' demek daha kısa olacaktır! TÜYAP kitap fuarını sabırsızlıkla bekliyorum. Büyük zevk alacağım katılmak tan. Genç Türk okurlarına da diyorum ki : Diren ki var olasın!. Diretmıek ise ille de asık suratla değil, mizahla da yapılabilir. Ayrıca Cenova'da meydana gelenler çok önemli. Benim için çok özetleyici bir görüntü var: Çin'de genç bir öğrenci Tian enmen Meydanı'nda bir tankın önüne geçince, tank dunırken, Cenova'da benzer bir araç, bir cip öğrencinin üstünden geçebiliyor. Dolayısıyla, içindebulıınduğu muz sahte demokrasi hakkında çok şey ifade ediyor bu olay. Kaza veya panik sonııcıı bile olsa, iyiye alamet değil. Genç Türkler yeni bir BMW araba alırken ken dilerine şu soruyu sorsunlar isterim "Bu arabayı gerçekten kenclim istediğim için mi, yoksa başka birileri benim onu istememe karar verdikleri için mi alıyonım?". Bir başka deyişje, isteklerimiz ger Sözünü ettı&tmz edebtyatı postnatü çekten bize mi ait, yoksa dileklerimizi sa ralıit olarak tanımlamak mümkün nayiciler mi üretiyor? lşte her gün sormaınız gereken bir soru. Neredevse Bu • Flvct. Natüralizmin kendi de buydu dizm'le kesişen bir nokta bu, arzuları zaten. Meydana gelen olaylan yazmak, kontrol etmenin gereği... Erkeldiğimizi yoksııllııgu, seialeti, haksızlı&ı veya burkanıtlamak için gerçekten büyük bir arajuvaziyi, liiksü, funıışu, Zola'nın 'Na baya ihtiyacımız var mı? • na'sında olduğu veya Hugo'nun 'SetilC U M H U R I Y E T K İ T A P Size derhal bir ilk olarak açıklayayım: filmin adı bir kere "8 Euro" olacak. Romanı görüntülemek zor olacak. Kendüerini ve tüm sevdiklerini öğütmekte olan bir sistemin parçası olan beş, kişinin başkaldınsını anlatacak film. Öldukça karamsar biri olduğum için, bir kıyamet hikâyesi diyebiliriz. Senaryo hazırlık safhasında,, üç kişilik bir ekip halinde yazıyoruz. Önümüzdeki yıl vizyona girmesini bekleniyor. Seguela gibi gerçek kişilerle birlikte gerçek 'marka'ları da kullanmak niyetindeyiz, hukuki bir sorun çıkmaz ise. Marc Maronnier adlt kahramammz diğer kitaplartmzda, örneğin "Aşktn Ömrü Uç Yıl' da beliriyor. Sizin "alterego'nuz" olabilir mi? Evet, öyle denebilir. Her kitapta bir ortak kişi, noktanın olması hoşuma cidiyor." Aşkın Ömrü Üç Yıl" da aslında Kendi boşanma sürecimi anlattığım bir kitap oldu. Maronnier orada da vardı. Yalnız bu kez onu yeniden hayata getirmemiz gerekecek! "Tasfiye ÖncesiSon Envanter" adlt kitabınız da Türkiye'de gkmaya aday. Fransız okurlartnın seçtiği en sevilen 50 kitabt ve yazarlanm yorumladıhmz bu eserin de Türk okuyucuya ilginç geleceğjni söylemek mümkün mü? Haklısınız, üstelik listede hiç Türk yazar da yok maalesef! Üstelik, Fransız okurlar son derece milliyetçi davranmış, üstedeki isimlerin çoğu Fransız yazarlar ve kitaplan. Yabancı yazar olmaması bir eksik, ancak belki meraktan alınabilir ülkenizde. Fransa'yla ilgilenen Türkler, 20. yüzyıl edebiyatına Fransa'da.nasıl bakıl dığını merak belki ederler. Üstelik ben bu listeyi Le Mondc gazetesinde gördüğümdc oldukça sinirlendim. Sinirlenmek yazmam için bir dürtü oluyor. Reklamcılıkla veya bosjanmamla ilgili yazdıklanm, Yapıtlan Hâlâ Güncel, Yazdıklan Hâlâ Geçerli! O Bir Devrimciydi, O Bir Araştırmacı Gazetecîydi! Uğur Mumcu otuz yıl "teröriln milliyeti, dini olmaz"dedı Otuz yıl tam bağımsız laik cumhurıyet ıçın savaşım verdi ve Uğur Mumcu öldürüldü Yaşananlar, Uğur Mumcu'yu doğruluyor, çünkü onun kitaplan "Smkh Dovletln Gunc»«fydi. BugUnU iyi anlamak için Son Yazılar'ından başlayarak ivedilikle şu yapıtlarını okumanızı öneririz: • Kemallzm Sendromu ve Paı Amsrlkan • Örs ve Çeklç • Serbsst Plyasa ve Kemalizm • Ortadoğuda Amerlkan Bllardosu • Petrol Bekçlsl • Askerl Markslzmden Oemokrat Sosyalizme • Tohum ve Toprak • Modern Türban • Laikllk Rutıuna Faülıa • Sahte Atatflrkçilök • Ermeni Mandacılan • Bir Devlet Arıyoruz!.. TERÖRSÜZ ÖZGÜRLÜK için belleğimızi tazelemeli, SUÇLULAR VE GÜÇLÜLER unutmamalı, NAMUSLU 0LMA CESARETİ göstererek Kuvvacılar gibi BAĞIMSIZUK GÜLÜ'ne sahip çıkmalıyız!.. BütünkitaplarımızlaTÖYAP 20. Istanbul Kitap Fuarındayız! Alt Kat, 6.Sokak'ta Buluşalım... Paris Caddesi N0:14 Kavaklıdere 06540 ANKARA Telelon : (0.312) 417 77 20 (Pbx) Faks : (0.312) 417 57 46 Eposla . umag@umag.org.lr www.utnag.org.tr SAYFA 18 S A YI 6 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle