Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20. ISTANBUL KİTAP FUARI Vuann konuklanndan Frederic Beigbeder'le yazarhgı ve kitaplan üzerine. "Diren ki var olasın!.. yorum. Dolayısıyla televizyonda, gazetede veya radyoda oldııgu gibi, veya kitaplarda. O sıfatların başındakiler (provokatör vs) gerçek, zira surdurdüğüm hayatı oldıığu gıbi kabııllenmcmc ve sürckli kendi öz eleştirimi yapma egilimün var. Bugün bu davranısuarip bir şekilde neredeyse 'yasak' Sanki hcr an insanın kendi yaşantı smı onaylayıp, onun harika olduğunu iiade etmemi/ istcniyor. Ben buna karşı çı karak şikayet etmeyi tercih ediyorum. Bu çok yoğıın programda yeni bir ya yın olan Jonas adlı ekolojik, çevreci bir dergı de eklendi. Ayrıca, France Inter rad yosunda haitaük kitap programı yapıyoruz. Hafta içi hergün de Paris Premiere televizyon kanalı lcültür programı 'Rive Droite, Rive Gauche'da (Seine nehrinin sağ yakası, sol yakası) kitap tanıtıyorıım. Yeni sezonda ise yine aynı kanalda 'Kitaplar ve Ben' isimli bir saatlik bir kitap programına başladım. Houellcbecq ve Ame lie Nothomb gibi gençlerin yanısıra, Jean D'ürmesson ve Alain RobbeGrillet gibi 'olgun' yazarları davet ettün. Houellebeccı özellikle önemli bir yazar benim için, rıatta yazarken etkilendiğimi bile söyleyebilirim. Örneğin, şirket içi olaylardan ilk söz eden o oldu. Kafka da tabii bu konuyu işlemişti, bu devasa mekanın büro ları içinde biitün gün makinalardan bah ff Fuarın bu yılki konuklanndan Frederic Beigbeder, 21 Eylül 1965'de Paris'in varsıl banliyölerinden NeuillysurSeine'de, Ingilizce roman çevirileri yapan soylu bir anne ve 'kelle avcısı' işadamı bir babanın iki erkek çocuğundan büyüğü olarak doğdu. Paris'in seçkin liselerinde orta eğitimini tamamladıktan sonra, Ulusal Siyasal Bilgiler Okulu'nu bitirdi. Mezuniyet ertesinde meslek olarak rekJamcılığı seçti ve 10 yıl süresince Young & Rubicam'da reklam sloganları üretti. 25 yaşında ilkkitabı "Memoires cf'un Jeune homme derangeDeli Bir Gencin Anıları" (La Table Ronde yayınları, 1990) yayımlandı. 1990'dan beri oirçok gazete ve dergide kitap eleştirmenliği yapıyor (Elle, Voici, Globe, Figaro Literaire), televizyon ve radyo programlarına katılıyor (Paris Premiere ve France Inter) ve NRV ('Sinirli' anlamında) adlı derginin yayın yönetmenliğini yapıyor ve tabii yazmaya devam ediyor. 2 yaşında bir kız çocuğu var. Diğer kitapları: "Komada TatilVacances dans le coma" (Grasset Yayınevi, 1994), "Aşkın Ömrü Üç YılL'Amour dure trois ans" (Grasset, 1997 ve Cep Kitapları, 2000), "Extasy Etkisinde ÖyküİerNouvelles sous extacy" (Gallimard, 1999 ve Cep Kitabı, 2001), "3900 TL (sonra 4900 TL.)99 Frank" (Grasset, 2000) ve "Tasfiye Öncesi Son EnvanterDernier inventaire avant liquidation" (Grasset, 2001). Beigbeder'le dergimiz için özel olarak gerçekleştirilen söyleşiyi sunuyoruz. DEFNE GURSOY setmişti. Böylelikle çalıştığım reklam ajansının günlük hayatıvl a ilgilenmeye başlayıp, onu yaz dım. Sonuçta, özellikle Fransa'da insanların gerçek hayatlannı anlatan pek yok. Şatolarda dans edenfer pek yok, radyo dinleyip ise giden ve orada bir bilgisayar karşısında nütün günlerini sıkıntı içinde geçiren insanlar çoöunlukta. însanların % cX)'ı ıçın gerçek de bundan ibaret zaten. Insunlar kendi gerçeklerini okumayı gerçekten sevıyor mu? Aslında fazla sevmiyorlar, haklısımz. Doğm, bir baijka dünyayı tanımak için kitap okuyanlar çok. Ama ben bunu yapmadım işte. Yine de 3900 'IVde ve 'A$kın Ömrü Üç Yıldakı kişılerpek 'normal sayılmaz Biiyiik paralar kazanan ve harcayan normun dışında sayılmaz mı? Yine de dekorun içinde kendilerini bulabilirler. ASzınızda "gümüş kaştkla" dog'dug'unuz da bir gerçek? Paris'in burjuva bir banliyösü olan NeuillysurSeine'de oldukça zengin bir ailede doğdum. Babam iş adamı ve annem îngilizce roman tereümanı idi. ijanslıydım,niçaçsusuzkalmadım,peksorunum yoktu. Ama yine de ben ÇOK kiiçükken anne ve babam boşandılar ve haya F rama'mn yeni prnvnkatörü teçıldtniz, aym zamanda televizyon ve radyo animatörü, gazetecı, edebtyat eleştırmenı, dergı edıtörü ve özellıkle de yazarsınız. Bir tek insan için çok. fazla olmadı mı? Evet, çok oldu bir tek adam için. Ama hepsini birleştiren bir şey var. O da yaşadıklarımı kelimelerle iıade etmeye çalışı tın zorluklanyla karşı karşıya kalıverdim. Sık sık ev değiştirdik, erkek kardeşim ve beni annemiz yetiştirdi. Böylece sanatsal bir karakter gelişti mi bilemem ama en azından maddi konforla yetinmemek gibi bir eğilimim gelişti. Tüm yazdığım ki tapları da belki böyle açıklamak mümkün olabilir: ayrıcalıklı bir sınıfa ait olmam gerektiğini düşünmem beklenirken, yine de kendini belli açılardan yoksun his setmek ve özellikle toplumun bizim arzu lamamızı istediği şeyleri istememek gibi bir y ş yaklaşımım oldu. Hayatımın her döy id dbi neminde edebi neminde edebiyat b i b l i i beni büyülemişti. B Başlangıçta b i l i m g ve polisiye roman p y kurgu okurdum, yavaş va yvaş vavaş kendi k d i i y k d i kendimi yeiş i k ( d i k büyük y k l tiştirerek (otodiuakt) b y yazarlara y yö ldi A l d benim aldığım yol ld l neldim. Ama aslında b bir açıdan da oldukça sıradan, yani iyı eğitim gördüm, liseden sonra Siyasal Bilgiler ve biraz da pazarlama okudum. 24 yaşındayken bir reklam ajansında çalı^maya başladım, mantıklı olan da buydu, yani iyi notlar alan gençlerin alması gerekenvoldailerledim. 39OOTL (+ 4900TL) kitabımı yayımlamış olmanın en büyük hazzı bana gerçek anlamda bir özgiirlük hissi vermiş olmasıdır. Ondan önce daha çok benden beklenileni yapıyordum. Reklameılık mesleği büyük bir hayal kırıklığıydı. Hem benim için hem de beni yüzkızartıcı suç işlemekten ötürii işten çıkartma kararı alan işverenim açısından. Benim için de diyorum, zira ben de reklamcılıkta dünyayı değiştirebileceğimize, bu büyük gücü kııllanmak gerektiğine inanıyordum. Çok kısa sürede saflıfiımın farkına vardım ve işlerin hiç de böyle yürümediğini görerek, meslekten ayrıldım. Bugün ise doğruyu savunmaya çalışıp, insanlara "dikkat edin, gözlerinizi dört açın, size aslında saygısız davranan bu meslekten insanlara şüphe ile yaklaşın" denıeye çalışıyorum. 'Direnin!' diyorum kısacası. Ca/eFlore'un Che Guevara'sı olmanızı açtklar mısıntz. Devrimci misiniz? Evet, beni sinirlendiren şeylerden bi ri 'devrim'in yoksullara ait bir şey olarak ayrılmışolması. Ben zenginleraen bahse den kitaplar yazmak istiyorum, çünku güç onların elinde ve zenginlere benze meye çalışmamız özendiriliyor. Sanki mutlu olabilmeniz için bir Ferrari'niz ol ması veya bir mankenle çıkmanız gerekli. Ben ise'J layır, mutluluğu yapan şeyleı bunlar değil' demek istiyorum, bu sizin tüketmeye devam etmeniz için size veri len bir şartlanma sadece. Belki de artık devrimin yukandan gelmesi gerekiyor, ya ni gücün üst basamaklarında gezmiş insaruardan başlaması gerekiyor. Sonuçta NeuillysurSeine'de oturup, ıyi gıyınerek de Che Guevara olunabilir diyorum, hiç de birbirine aykırı değil. Eserlerinız araalığtyla bir mesaj veya muyonunnz olduğu söylcnebilir mı? Mesajı bilemem. Tam hatırlamıyorum ama sanırım Hemingway mesajla ilgili şunu söylüyordu: 'Bir mesajınız varsa kitap yerine telgraf çekin'. Bu nedenle pek cıe politik roman taraftarı sayılmam. Bunlar genelde kötü eskirler. Ancak benim de birtakım inançlarım var ve günümüzde cidden endişelenmemizi gerektiren çok neden var. Dünyanın yok edilmesi olduk ça endişe verici, kuzey ve güney yarımkıı re ülkeleri arasında gittıkçe artan uçu rumlar gibi. Yirminci yüzyılın sonunda artık bazı ideolojilerin sona ermesi ve bel li ütopyaların başarısız olması nedeniyle benim kuşağım tepki doluydu. Bu neden le, yaşıdarım, yani bugün otıı/lu yaşlarını sürenler biraz edepsiz, bıkkın, kinaye li, boyun eğen hatta nihilist davranışlar içindeler. Bana göre gerçekten yazık, cünkü 21. yüzyılda yeni ütopyalar üretebili riz. rız Çünkü insanoğlunıın rüyaya ihtiyacı var: StTropez'de kocaman bir tekne düşü görmek yerine daha iyi bir dünya düşü görmesi de tabii ki dana önemli. Türkiye'de yayınlanan ılk kitabtnız ' K İ T A P SAYFA 16 C U M H U R İ Y E T S AY I 6 11