Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Devlet/ Platon (Ejlutun)/ Çevırenler Sababattın y boğlu, M Alt Cımcoz/ Türktye îş liankası Kültür Yayınlart/ 284 s. MÖ 427347 yılları arasında yaşatnış olan Eflatun düşlediği en iyi devleti, Sokrates'le birlikte, bu kitapta anlatır. Devlet'te iki düşüncenin çatışmasına tanık oluruz: 1) tnsanlar doğuştan iyi ve eşittirler; toplumun kötü düzeni onları bozuyor, güçlüler güçsüzlöri eziyor. Kanunlar güçlülerin elinde güçsüzlere karşı silah oluyor. 2) însanlar doğuştan ne iyi ne de eşittirler. Yalnızca güçlü ve güçsüzler vardır. Güçlünün güçsüzü yönetmesi, doğa gereğidir ve doğrudur. Insan haklı olmaya değil, güçlü olmaya bakmalıdır. Buradan yola çıkarak Devlet'in, bugün "Insani değerler" başlığında ele aldığımız birikimin kaynaklanndan biri olduğunu rahadıkla söyleyebiliriz. Hıristiyanlık ve Müslümanlıktan önce, Doğu'da ve Batı'da kutsal değilse bileen önemli kitap Devlet'ti. Bugüne kadar ortaya atılmış bütün devlet kuramlarının.bütün toplum düzenlerinin Devlet'te ipuçlan, hatta kaynakJarı bulunur. Rönesanstan bu yana politika alanında ne düşünülmüşse, Devlet'te çekirdek olarak vardır. Özede Devlet, insanhğın iliklerine işlemiş bir yapıttır. Yaşadıldanm Dinlediklerim Tarihi ve Toplumsal Anılar/ Burhan Oğuz/ Stmurg Kıtapçıltk ve Yayınaltk/ 768 s Bir tarihçı içın îttihat ve Terakki'den günümüze uzanan siyasi tarıhımizin taşlannı yerinden oynatacak bir panorama... Bir toplumbilimci için kanş kanş taranmış bir Anadolu'nun gündelik yaşamından çıplak ve sımsıcak manzaralar... Bir anı tiryakisi için çok yönlü bir mühendisin, kültür tarihçisi Burhan Oğuz'un dünyasına, ne pahasına olursa olsun gerçeklikten ödün vermeyen bir ruhun derinliklerine son derece eğlenceli ve sürprizlerle dolu bir yolculuk... Yüzlerce fotoğraf ve görsel malzemeyle belgelenen anılar, toplumsal coğrafyamızın son 100 ydını yansıtan çarpıcı bir ayna. Sağlık PsikolojisiHalk Sağlığında Davranış Bilimleri/ Prof Dr Zuhal Baltaş/ Remzı Kttabevi/ 285 s. Bu kitapta, Sağlık Psikolojisi alanında 1970'lerin ortalanndan bu yana teorik ve uygulamalı çalışmalar yapan Prof. Dr. Zuhal Baltaş ile, uluslararası uzmanlann görüşleri yer alıyor.Kitap, psikolojinin . ve tıbbın hızla gelişen ve genişleyen bir disiplini olarak sağlık psikolojisinin klasik ve çağdaş konulanna, güncel sorunlar açısından ışık tutarken, sağlık hizmeti verenlere ve alanlara da "çağdaş sağlık anlayışı" çerçevesinde teorik yaklaşımlardan yola çıkarak, pratik uygulamalarla yol gösteriyor. . ,• • • Bedri Rahmi Eren Eyuboğlu Aşk Mektuplan 19321933/ Yayına Hazırlayan Mehmet Hamdı Eyuboglu/ Türktye tş Bankası Kültür Yaytnlart/ 196 s Paris'te neredeyse ilk görüşte başlayan bu büyük aşk, îstanbul'da, 1975'te Bedri Rahmi'nin, 1988'deErenHanım'ın hayata gözlerini yumdukları ana kadar sürüyor. Önce babasını sonra annesini kaybeden oğul Mehmet Hamdi Eyuboğlu ise duyduğu büyük acıyı, annebabasının hatıralanna sahip çıkarak, onları derleyip, arşivleyip kitaplaştırarak hafifletmeye, annebabasını böylece ölümsüzleştirmeye calışıyor. Önce Bedri Rahmi'nin arşivini derliyor Mehmet Hamdi CUMHURİYET KİTAP SAYI 533 Eyuboğlu, ardından Eren Eyuboğlu'nun. Işte, neredeyse bulunabilen her türlü kâğıda, karta Fransızca ve Rumence yazılan mektuplarada bu arşiv çalışmalan sırasında ulaşıyor. Ancak onları derlemesi pek kolay olmuyor, kimi zaman gözyaşları okumasına engel oluyor kimi zaman yürek acısı. Oğul Eyuboğlu mektuplan yazıldıkları tarihlere göre kitaplaştırmış. Bedri Rahmi ve Eren Eyuboğlu'nun dönem dönem Avrupa veTürkiye'nin değişik yerlerinde buluşmaları mektuplaşmalarını etkilememiş, ParisLondraîstanbulBükreşYaşAnkaraÇerkeş ÇorumIzmir arasındaki duygu ve sanat dolu yazışmaları devam etmiş. Oğul Eyuboğlu, okunurken keyif vermesi, dönemin sanat anlayışının gelişimine ve ilişkinin seyrine okuyucunun daha iyi hâkim olması amacıyla kitaba; mektuplarla birlikte ikilinin birbirlerine yolladıklan resim, kroki, desen ve fotoğrafları da eklemiş. Annesiyle babasının tanışmalannı, birbirlerine âşık olmalarını ve aşklarının hayata gözlerini yumdukları ana dek çoğalarak sürmesini "mucizevi" olarak nitelendiren Mehmet Hamdi Eyuboğlu, ilk kitabı da, bu mııcizeyi başlatan, Bedri Rahmi ile Eren Hanım'ın tanışmalanna vesile olan ressam Cemal Tollu'ya ithaf ediyor. Kader bir cilve de Mehmet Hamdi Eyuboğlu'na yapıyor ve o da karısıyla tıpkı anne ve babası gibi uzun yıllar mektuplaşıyor: "Elma dalından uzağa düşmezmiş." Kim bilir belki günun birinde Mehmet Hamdi Hughette Eyuboğlu'nun aşk mektuplan da okuyucuyla buluşur. Köz/ Ibrahım Baştuğ/ CanYaytnlart/ 63 r "îbrahim Baştuğ'un o kavurucu Köz'ü, şiiri bir tür minimalist yaklaşımla dörtlüklere indirgeyerek 'öz'une götürmeye çalışıyor. Belki de, şairin 'K/öz' diye yazması gereken bir kitap bu! Köz, suretlerin aslını yakan ('Ey aslı yanmış suret.') o gizemli akkor ya da soluğun dağlayan yalazası! Şiiri bir 'dağlama' işlemi ile bedenine yazan bir şair îbrahim Baştuğ. Ve soruyor: 'Kimdi önce yıkan bedeninin kalesini?' Bu dizedeki 'y'kan'ı, 'yakan' diye okumak gerek... Yakıcı rubailer! Ancak Ömer Hayyam'ın testisinden getirilmiş acı şarapla söndürülür bu Köz. Köz ve Söz! Acaba hangisi daha kavurucu? Bu sorunun yanıtını, ancak Köz'ün ateşine ellerini sokma gözüpekliğini gösterenler bilecektir" diyor Hilmi Yavuz kitap arkasında. Yash Mızıka/ Can Bahadtr Yüce/ Can Yayınlart/ 68 s. >ASU MIZIKA "Can Bahadır Yüce, şiirsel rotasını 'yıldız haritası'na bakarak çizen bir şair. 'Her hüzne çizilen yollan' iyi biliyor; şiirin 'ada'larını, 'med cezir'lerini avucunun içi gibi tanıyor. Onu 'dil' adlı bir gemiyle Dünya'ya açılan yaşlı bir kaptan mı sanıyorsunuz?Hiç değil! Can Bahadır Yüce, 1981 doğumlu. Ve birçok bakımdan Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın ilk gençliğini anımsatıyor: Bir askeri okul öğrencisi; ilk şiir kitabı ile rhüthiş bir yetenek! Şiir 'atlas'ında rahatça dolaşıyor. Ancak 'dil'in pusulasını elinde tutan bir şair, 'koptu fırtına... kopsun!' diyebilmek cesaretini gösterebdır: 'koptu fırtına... kopsun, bir çiçeğin teninde/ aramızdan bin gülün sessizliği geçerken'. Fırtınadan kayalıklara çarpan 'şiirsel sözün parçalandığı' bir Dünya'da Yaslı Mızıka'nın ezgilerini duymak, dingin bir yaz denizine bakmanın hazzını veriyor" diyor Hilmi Yavuz arka kapaktaki yazısında. ( ,uı ll.ıhadıı Yürc süz bir toplum haline gelmemizden mi? Peki, ya politikacılanmızın düzeysizliğine, yöneticilerimizin bilgisizliğine ve niteliksizliğine, bürokratımızın korkaklığına, aydınımızın suskunluğuna, ınsanımızın eğitimsizliğine ve cehaletine ne diyelim? Evet, ne kadar acıdır ki, dilimizi yitirmekteyiz. Yabancı dilde eğitim yapan okullarımızın ve üniversitelerimizin sayıları giderek artmakta ve çocuklanmız da, kendi öz dillerini geliştirme olanağını bulamamakta. Çok zengin bir kültüre sahip ama "kültürsüz" bir toplumuz. Topraklarımız üzerinde yüzyıllar boyunca yeşermiş olan çeşitli uygarhkları tanımıyoruz ve benimsemiyoruz. Politikacılanmızın düzeysizliğine ise, basınyayın organları aracılığıyla her gün tanık olmaktayız. Bu tablo, politikaya girmek isteyen nitelikli ve değerli aydınlanmızı ister istemez ürkütmekte. Bürakratımız , işini yitirebilir düşüncesiyle, hiçbir olumsuz gelişme karşısında sesini çıkarmamakta. Aydınımız, hapse gireceği ve işkence göreceği kaygısıyla, suskun kalmayı yeğlemekte. Yirmi birinci yüzyıla girerken, insanımızın büyük bir çoğunluğu eğitimsiz ve cahil. Bu eğitimsizliği ve cehaleti sürdürmek, iktidara gelen hükümetlerin işlerine gelmekte çünkü cahil kitleleri yönetmek, okumuş ve aydın kitleleri yönetmekten daima çok kolay olmuştur. Sevgiyi, saygıyı ve hoşgörüyü unutan bir toplum oluyoruz. Yabancıları seviyor ve sayıyor; ancak, birbirimizi bir türlü sevip saymıyoruz. Kendi öz değerlerimize sahip çıkmayıp, başka ülkelerin halklanna benzemek istiyoruz ve Türk olmaktan âdeta utanç duyuyoruz. O imrendiğimiz ve kendimizden çok üstün gördüğümüz insanların ülkelerinde yaşayabilmek için, canlanmızı bile vermeye hazınz" diyen Doç. Dr. Hüner Tuncer, bu kitabında, ülkemizin başına 'bela' kesilen ve her geçen gün sayılan giderek artan bellibaşlı sorunlar dan bazılarını irdelemeye ve bunlara çözüm yolları önermeye çahşıyor. Penbe Donlu Köstebek/ Yılmaz Karakoyunlu/ Ümtt Yaytnalık/ 240 s. Penbe Donlu Köstebek, Yılmaz Karakoyunlu'nun politik yazılarını içeriyor. Bu yazılar, tartışmayı inadaşma sanan bir anlayışın ürünleri değil... Mitolojiden süzülüp gelen bir üslubun sergilenmesi. Karakoyunlu, bu kitabı için şöyle diyor: "Penbe Donlu Köstebek'te Proteus devlet kavramının siyaseti üzerine çeşidemeler yaptım. Okuyanlar benim tespitlerimden farklı bir siyaset anlayışı görebilir ve tartışabilirler. Kimi Prokrustes'i, kimileri de Proteus'u kendilerine daha yatkın ve yakın bulabih'rler." Mitolojinin derinliklerinden gelerek tslam felsefesini de çağdaş yorumlarla geçip, günümüzü aydınlatan yazılan içeren Penbe Donlu Köstebek, zevkle okuyacağınıza inandığımız bir yapıt. Unutulmaz Şürler (Antoloji)/ Günel Alttnta}/ Seçme Kıtaplar/711 s. 6O'lı, 70'li ydlann adı ve sözü hâlâ edilen edebiyat dergisi Soyut'un yöneticisi şair ve aforizmacı Günel Altıntaş'ın hazırladığı bu antoloji halk şiirinden divan şiirine, yenilikçi şürimizden çeviri şiirlere kadar açılan bir pergelin çizdiği alan içinde kalan ürunlerin en güzellerini bir araya getiriyor. Amacı; Şiir sevmediğini söyleyenlere bile, şiir sevdiğini kanıtlamak. Yorucu bir çalışma sonunda, bir şair zevkıyle seçilmiş, kimilerini tekrar tekrar okuyup ezberleyeceğiniz, eşinize dostunuza armağan olarak götürebileceğiniz bir şür hazinesi. Şair BalıUnutulmaz Şür ReçeteIeri (Antoloji)/ GünelAlttntaş/ Seçme Kıtaplar/ 208 s. Şairlik de, bir yanıyla, zanaat. Ve her zanaat gibi, onun da, pırleri, ustalan, kalfalan, öğrenilecek ve öğretilecek yanları var. Düzyazılanyla, sohbederiyle, şiirleriyle, öğrenmeye hevesli gençlere bu altın bileziğı takmaya çalışan, onlan ' Çözemediklerimiz Sorunlar ve Çözüm Onerileri/ Hüner Tuncer/ Ütnit Yaytncıltk/ 142 s "Üzerinde konuşulacak ve yazılacak o kadar çok sorun var ki ülkemizde. Güzel ve zengin dilimizi yitirmekte olduğumuzdan mı söz edeyim yoksa kültür SAYFA 21