04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HASAN BÜLENT KAHRAMAN ttilâ llhan şiirinın çözümlenmesi birkaç nedenden ötürü güç. Öncelikle bu şiir, bütün önemli ve büyük şiir atıhmları gibi birkaç katmandan oluşuyor. Aynca Ilnan 50 yılı artık aşkın bir süredir şiir yazıyor. Bunca uzun bir sürenin şiire ve Iflıan'a ait entellektüel dünyaya getirdiği, taşıdığı bir dizi oluşum var. Dolayısıyla da tlhan'ın şiiri, ana gövdesindeki temel izlekleri ve özellikleri koruvarak ve hatta onlan koruma savaşı (bu konuları tartışan iki kitabına GerçekalikSavaşı ve 2. YeniSavaşt adını verdığini anımsayalım) vererek birkaç döneme açılmıstır. Her dönem kendi içinde ele alınmalı ve çevresiyle birlikte irdelenmelidir. Gene de bu şiiri, daha önce yaptığım bir değerlendirmenin ışığında, kıtaplannın yayın tarihlerini göz önünde bulundurarâk üç döneme ayırmak suretiyle çözümlemek olanaklı görünüyor bana: 194M954arası 19541968 arası 1968 sonrası... Belki 1968 sonrasını da kendi içinde bölümlemek gerekir ama bir genel çerçeve oluşturma amacıyla bu aynştırma yeterlidir. Daha önceki değinmelerimde bu açılımlan özellikle toplumcu şiir ve ondan kopuş yönünden ele almıştım. Avnı kanava Korunmalıdır. Bununla birlikte, bence Attilâ llhan şiirinin Türk şiir tarihi içindeki çok önemli ve her dönemde çevresini etkilemiş yerini daha çok modernizm kavramıyla birlikte düşünmek gerekir. A Attilâ llhan şiirinin modernist bovutu üzerine örnek olarak kullanır. Bu yaklaşırnını çok daha sonraları da sürdürür. Örneğin üçüncü kitabında "Fabrika Durağı" şiirini çözümlerken "savundulum ftkmerle yazdığtm sitrjerin çeliştiğisaldınsına uğruyorum ya, fabrika durağt'yla bu saldmlara bir çesit cex>ap veriyorum.." der. Bu tavır ileride de sürer ve aynı kitapta yer alan "Aa Niftni' bölümünün başında llhan bir kez daha aynı konuya döner: "Hayattmtn hiçbir aşamastndahalktan, halkınsorunlartndan koptugum söylenemez Örnek mt alın YağmurKaçağt'mn aa nınnt bölümünu, Bu tavır ikl nedenden ötürü önemlidir: llkin Attilâ tlhan'ın toplumcu şiir geleneğinden daha 1954 öncesinde koptuğunu gösterir ki, o tarih aslında 1945 sonrasıdır. Paris'e ilk kez 1950'de gittiği ve orada kendisini derinden sarsan bir ilişkiler ağına girdiği anımsamrsa bu atılımın çok erken Dİr tarihte ve tümüyle özgün bir duyarlılıkla geliştiği anlaşdabilir. Çpk kez sanıldığı gibi, "flhan, 'kent' şiirini Paris'teyazmaya başlamamıştır. Duvar m ilk olarak 1948'deyayınlandığıdüşünülürse yeni açılımın kitap ortaya çıktığında başlamış olduğu rahatlıkla ileri sürülebilir. İkinci nokta ise şu: Örneğin 'îbrahim'in Yıldızı gibi şiirlerde görüldüğü gibi toplumcu lionulart' içeren şiire dondüğü yerlerde mutlaka halk şiirine dönük bir sesi ortaya çıkarmaya çaLşır ki, daha ileride, 1968 sonrasında yazacağı şiirlerde bunu tümüyle aşacak ve tersine, bu kez divan şiirinin özelliklerini dönüştürmeye ve yeniden üretmeye çalışacaktır. Fakat, her iki çaba da şunu ortaya koyuyor: Attilâ llhan, biraz Nâzım Hikmet'te de olduğu üzere, yerli denebilecek, sorunlar çevresinde dolaşırken daha geleneksel bir tavrı pekiştirmeye, daha kozmik bir sorunsalın şiirini üretirken de tümüyle özgün bir yapıya eğilim göstermektedir. Bunu, Türk şiirindeki modernizmin gelişim sürekliliği içinde sonradan başka şairler tarafından da kullanılan bir durum ve bir özellik olarak saptamak gereklidir. Şundan ötürü... 1950'li ydlarda Attilâ llhan şiiri ölçüsünde etki uyandıran, şiirsel düin neredeyse tümüyle yeniden üretilmesine dayanan bir şiir bile henüz kendi içsel sorunlanyla başbaşa kalamamaktauır. Şair sürekli bir eleştirinin odağına çağnlmaktadır. Kuskusuz, şairin özgün kimliği buna karşı curenebilmesini saölamıştır. Kendi iç gereksinimlerinin de doğurduğu gelenek arayışında bir farkhlığı oluşturmaya çalışmıştır ama, bunu dahi yoğun tartışmalara sürüklenmek pahasına yapmıstır. Çok ilginçtir: Attilâ ilhan'ın Gerçekçtltk Savaşt ve 2. Yenı Savaşı adını verdiği kitaplannda topladığı yazılar tam da bu noktada, şiirsel modernizmin karşılaştığı sorunlar açısından veniden irdelenmelidir. Çünkü, her iki kitapta da Attilâ llhan bu amaca dönük oluşumlan tartışmakta, dipte bir edebivat sorunsalı üstünde konaklamakta falcat tüm perspektifıni toplumsal/toplumbilimsel bir çerçeve içinde kurmaktadır. O dönemde edebiyatın kendi içselliğiyle bağımsız kaldığını söylemek güctür. Hatta, bu arada Attilâ İlhan'ın kendisine dönük eleştiriyi kendi dışındaki çemberlere (farklı güdüleri unutmamak kaydıyla) yönelttiği de söylenebilir. llhan da 1. ve 2. Yeni'yi toplumsalla/toplumculukla kurdukları ya da kurmadıklan ilişki yönünde ele almıştır. 'ürperts' diye nitelendirilir ve ondan korkulur. Yapılan, modernizmin ya da modernist çabalann 'a contrarıo"\anyh tersinden okunmayla bulunmasıdır. Tanpınar, Dede Efendi'yi incelerken, de, Yahya Kemal'e bakarken de bir kentte gezinirken de, Cemal Tollu'yu, Nuri îyem'i seyrederken de, hatta Paris'te dolaşırken de hep yitirilenlerin pesindedir, hep bir havıflanmanın ötesinden bakmaktadır olup bitene. Bütün bu algılama zinciri ilk kez Nâzım Hikmet'fe kırılmıştır; biliyoruz. Onun, mekaniği öne çıkaran, nesnelliği benimseyen, geleceği hedefleyen şiiri büyük patlamalannı yaptıktan sonra geriye çekilir. Son derecede çarpıcı olan bu geüşme o poetikada dahi kendisini gösterir. Nâzım da şiirini sonuna kadar başlangıçtaki çizgisinde tutmaz. Hapiste geçirdiği uzun yular içinde geriye dönüşler yapar. 'Geriye döner' demiyorum.) Şiirinin DÜyük eksenini aynı tutmakla birlikte bir biresim arayısını öne çıkarmaya çalışır. Halk şiirine, divan şiirine yeniaen kucak açar. Şiirini zaman içinde de modernizmin öteki araçlanndan (sinema, radyo, sanayileşme) koparmasa bile daha duygusal bir tabana oturur. Attilâ llhan şiirinin modernist çerçeve içinde öne çıkısı buradadır. Şiirin bunca etkin oluşunu da,gene bu bağlamda araş3a armak gerekir. IV Attilâ llhan şiiri, çok genel bir değerlendirmeyle, Apolinaire şiirinin temellendirmeye çalıştığı ögeleri Türkçe'de yeniden kurmayı deneyen bir şiir olarak belirir, 19501970 arasmda. Çok yoğun imgelerle vurgulanan bir şiir çok güclü benzetmeler, düzdeğişmeler, eğretilemelerle şiirsel dilin tüm ögelerini büyük bir yetkinlikle kullanır. Biçimsel planda ortaya çıkan bu görüntü arka planda da güçlü bir bireylik duyumuyla butünleşir. Aslında yalnızlık, şehir kaçakçılığı, yolculuk gibi 'egzotik' konulara oturan bu şiir kuskusuz bir kozmik gerçekliği kucaklamaya çalışmaktadır ama, bütün bu oluşumun tanımlanabileceği bir tek anahtarkavram vardır: Modern birey duyumu. Modernliğin getirdiği bütün oluşumlar ve olgular 1950 lerin toplumunda .g. yaşayan insan için büyük bir yabancılaşmanın fay hattıdır. Attilâ ın Bu bağlamda ortaya çıkan tartışmalarda, modernizm kavramına hiç değinilmez. Bu nokta gerçekten önemüdir. Çünkü, Türk bilinci modernizmi hemen hiçbir zaman yazınsal da olabilecek bir gerçeklik diye algılamamıştır. Modernizmin bir ideoloji olduğu ise hiç mi hiç düşünülmemiştir. Tümüyle bir toplumcu proje, bir dönüştürüm amaçh girişim olarak görülmüş ve tanınmıştır modernizm. Nihayet edebiyattaki modernizm ise gelenekten kopuş diye anlaşılmış bu nedenle de geçmişe dönük her türden değerlendirme 'gericilık' diye damgalanmıştır. Bu yelpaze Yahya Kemal'den Tanpınar'a kadar uzanan bir genişliktedir ve son olarak da Attilâ llhan ı tartışmalann odağına oturtur. Dısandan, deyim yerindeyse üçüncü şahıslar açısından, bakılınca görülen bu durum, içeriden yapılan değerlendirmelerde de değişmez. Şairler ya da daha geniş bir tanımlamayla edebiyatçılar da tartışmalarını modernizm diye koymazlar. Ayrıca, dilin Batı'da daha 19. yüzyılın ikinci yansında görüldüğü üzere bir Baudelaire üretememiş olması, hemen hiç kimsenin yaşanan atıhmları, çabaları örneğin onun vaptığı gibi net bir biçimde 'modernltk' başlığı altında tanımlayamaması bu sonucu ortaya çıkarmıştır. Bilindiği gibi Baudelaire, Manet'yi inceiediği yazısının başlığını 'Modern Yaşamın Ressamı koymuştur. Oysa, bizde Tanpınar'ın yazılannda bile görülen bunun tersidir: Modernizm hep bir bü II Şiir, içinde üretildigi dönemin temel duyarlılığından doğallıkla etkilenir. Bu, Attilâ ilhan için de böyle olmuştur. Şairin duyarlılığı, kişisel yeteneği, şiirde yapmak istedikleri ve daha ilk günlerinden başlayarak ortaya koyduklan kendisine bir özgünlük çizgisi sağlasa da, 194050 arasının şiiri daha çok Nâzım Hikmetçi bir duyarhlıkla befirlenir. Ashnda orada da biraz kuşkulu davranmakta yarar var. Çünkü, Duvar, belki adıyla dahi oraya bir göndermede bulunmaktadır ama özellikle halk şiiri duarlılığına yaslanmasıyla 1940 şairlerinin ikinci öbeğine bir yanıt gibidir. Bunda, şairin yaşının henüz oldukça genç olması ve şiir kaynaklanna yeterince yönelememesinin payı büyük tiir. Gene de birçok yerde söylendiği gibi farklı bir duyarlılık oluşturma, bunu da kent tabanına yaslanarak yapma tutkusu göze çarpmaktadır. 194050 arası siirin bu temel izleğini oluşturan kaynaklardan birisi bana kalırsa Abbas Yolcu kitabının dili ve anlatımıdır. Orada îlhan'ın sonradan kesinkes terk edeceği bir üslup geliştirilmiştir ki, bu, o dönemdeki ve sonrakı temel bakış açdannı göstermesi yönünden önemlidir. Bununla birlikte gene çok ilginç denebilecek bir saptamayı bizzat flhan'ın kendisi yapar ve Sisler Bulvarinda yer alan 'Şahane Seneri' şiirinin yazılma koşullarını anlatırken, şiirin, ilk Abbas Yolcu yazılarının Varlık dergisine gönderildiği sıralarda oluşturulduğunu söyler. Bu ilginç bir iç içe geçişi göstermektedir. Niteium, gene aynı kitabın sonunda yer alan 'meraklısı ıçtn nokta' bölümünde, şair, kitabın toplumcu şiirlerini savunur. Hatta daha da ileri giderek denediği halk şiirine yaslanma edimini öne çıkarır: "Kitap, memleket gerçeklerinı toplumcu açtdan hem de halk şııri deyışiyle pekâlâ ele alıyordu ama, o dönemin eleştiricileri ozanı karalamak için bunu ısrarla görmezden geldi.." Burada ilginç olan, birkaç saür ötede söyledikleridir. llhan, o tarihlerde "rthttm orospulannı, büyük sehır kaçaklartnı, gece otellerini" söz konusu ettiği için kendısini toplumcu şair saymayanlara bir kez daha yanıt verir. Adeta, bu şiirlerini öteki şürlerinin meşrulaştırılması için bir CUMHURİYET KİTAP SAYI 558 SAYFA 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle