03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

• sal çerçeve içinde, hem geçmişin hem de günümüzün verüerini inceliyor. Gerektikçe yabancı uygulatnalara da bakıyor. Ancak ilgisinin odak noktası, hepimizin 'ortak yazgısı' olan bugünün Türkiyesi. Muhasebe Dairesi / David Dabydeen / Çeviren: Sinem Yaztaoğlu / îmge Kitabevi / 230 s. 1838 yüında, Ban Hint Adalan'nda kölelik resmen kaldınlınca Afrikalı köleler özgür bırakıldı. Ucuz işgücü arayan IngÜizler on binlerce Hintliyi bölgeye göç etmeye zorladılar. Vaat edilmiş, bereketli topraklar, çabuk zengin olma masal ve hayalleriyle yoksul insanlan kültürlerinden, yurtlanndan koparddar. "Bereketli Topraklar" îngiliz Guyanası'ydı. Ama talihsiz göçmenler zenginlik ve refah bulacaklanna köle olarak satıldılar. David Dabydeen şiirsel bir üslupla yazdığı yapıtında, küçük bir Hint köyünde büyüyüp evlenen Rohini ve Vidia'nın yaşamlarını izleyerek, acımasız yoksulluğun onlan nasil şiddetin, boş inançların ve umutsuzluğun pençesine düşürdüğünü, yepyeni koşullar içinde yaşamayı nasıl yeniden öğrendiklerini anlatıyor. Kentler, Kapitaliztn ve Uygarlık / R.]. Holton / Çeviren: Ruşen Keleş / îmge Kitabevi / 207 s. 'Kentler, Kapitalizm ve Uygarlık' Batı uygarlığımn niteliği ve farklılığına ilişkin genel tarih araştırmalarına yeniden bir bakıştır. R.J. Holton, kentlerin ve kenderdeki toplumsal sınıflann, uygarhğın ilerlef > ÜSİAf ırfıfe • mesindeki başhca öğeyi ve Batı kapitalizminin asıl itici gücünü oluşturduğu yolundaki yaygın görüşe karşı çıkıyor. Bu incelemede, toplumbilim, tarih ve arkeoloji disiplinlerini birbırınden ayıran geleneksel bölünmeler arasında bir köprü kuruluyor ve Ban'nın gelişmesinin kentsel yonimundaki kuramsal ve görgül sakatlıklar gün ışığına çıkarılıyor. Yazar, kentlerin ve kentlerde yaşayanlann özerk kurumlar olmadığını ve kapitalizme geçişin yalnız başına burjuvazinin ilerlemesi çerçevesinde değerlendirilemeyeceğini öne sürüyor. Uygarlık kavramı ile kentlilik ve kentsel politika arasında nerhangi bir zorunlu bağ olmadığını genel olarak kanıdama amacında olan bu incelem.. ve toplumsal iyileşme düşüncesi içindeki yeri üzerinde de durulmaktadır. Yazar, toplumsal ve ahlaki yeniden yapılanma dilinde, kentsel kavramlann geniş ölçüde kullanılmasının kültürel yönden güçlü, fakat çözümleme ve siyaset açılanndan yanılucı olduğu; çağımızın toplumsal ilerlemesi yeni bir ahlaki topluluk olarak kent devleti yeniden yaratma girişimleri ile yardımcı olunamayacağı görüşündedir. Uygarlığın Doğuşu / Charles Keith Maisels / Çeviren: Alâedttin Şenel/ Îmge Kitabevi / 639 s. Charles Keith Maisels kitabında denebilir ki insanlık tarihinin bel kemiğini oluşturan, "avcılık ve toplayıcılıktan tanma, oradan kendere ve devlete geçiş" evrelerini Mezopotamya'da gerçekleşen bu geçiş dönemini incelemekte. Bunu zengin bir görsel malzeme (65 şekil, 22 harita, 14 çizelge) desteğiyle yaparken tarıma, kendere, devlete geçişle ilgili kuraklık, fetih, tabakalaşma, sulama, nüfus gibi görüşlere meydan okumakla kalmayıp, bunlann yerine ekoloji, yüksek taban suvu, nüveleşme, yatay ilişkilerden dikey ilişkilere geçiş, konik klan yapısı gibi özgün açıklamalar ileri sürmekte. Uygarlığın Yakındoğu'da doğuşunun taslağını, ekolojinin, tanhin, arkeolojinin ve etnoğrafyanın verilerini çapraz denetimden geçirerek çizmektedir. Bunu o derece başanyla kotarmaktadır ki, Londra Arkeoloji Enstitüsü Başkanı David R. Harris, "hem bilginlere, hem konunun uzmanı olmayanlara seslenebilen" yapmnın, alanında bir tour de force (güç gösterisi) olduğunu rahadıkla yazabilmektedir. Yapıtın sonundaki 46 sayfalık (1000'in üzerinde) kaynakça, çalışmanın gücünü göstermesinin yanı sıra, insanlık tarihiyle ilgili araştırma yapmak isteyenlerin yararlanabüeceği zengin bir hazine niteliği taşımakta. Postmodernizm /Gencay Şaylan /îmge Kitabevi /269 s. "Post"lu tamlamalar son yirmi beş yulık dönemde' dünyanın entelektüel gündemine büyük bir ağırlıkla SAYFA 22 girdiler, bu kavramlar üzerine oturan tartışmalar olağanüstü popülarite kazandı. Postmodernizmin özellikle yerleşik ve egemen bilim anlayışını sorgulaması, hatta daha da ileri giderek doğruluk temsili iddiasında bulunacak bir bilim anlayışının olanaksızlığını öne sürmesi, şiddetli tepki ve karşı çıkışlara neden oldu. Lnsanı, toplumu ve toplumun tarihini teleolojik bir çerçevede açıklamaya yönelen ve böyle bir açıklamanın mümkün olduğunu varsayan bakışlann, postmodern kritiğe karşı çıkmalan doğaldı. Bunun dışında, genel olarak sol ve özellikle Marksist düşün dünyasında da tepkiyle karşılanan, postmodernizme sağ olarak nitelenebilecek düşün dünyasında, aynı şiddet ve yoğunlukta bir karşı çıkış gözlenmemiştir. Postmodern söylem içinde yeni liberal ya da yeni sağ tezlerle örtüşen geniş bir alarun belirmiş olması, sözü edilen göreli yumuşak tepkilere yol açmışnr. Aynca liberal ya da sağ söylem kendisine karşı yüz elli yıldır epistemolojik bir üstünlük kazanmış Marksist söyleme yönelik eleştirilerden hoşnut kalmış da gözükmektedir. Elimizdeki kitap, postmodern eleştirinin önemli, ciddiye alınması gereken ve hakhlık payı yüksek bir eleştiriyi dile getirdıği kabulüne dayanarak, söylemin en belırgin, en önemli eleştirisine karşı çıkıyor, kuramın yapılabilirliğini tartışıyor. içinde yaşadığımız hızh ve köklü değişimlere, karşı karşıya kabnanlkrizlere, özellikle temsili demokrasinin krizine, çok önemsenmesi gereken açılım ve eleştiriler getiren postmodernizmin, içinde yaşanılan dönemi kavramak açısından, özellikle Derrida, Foucault ve Baudrillard gibi düşünürler tarafından çok önemli katkılar sağladığını savunuyor. Cadı Ağacı / Ayla Kutlu / Bilgi Yaytnevi / 223 s. 1980'li yıllarda geleni kabullenen, olaylarla karşılaştığı zaman yaşamına yön vermeye çalışmış ve görünürde özgür, güzel, güçlü, toplumsal yeri bulunan, mesleğinde uzmanlaşmış bir kadının yanlışlarla dolu ve gitgide kayganlaştığını ve inişe geçtiğini fark ettiği yaşamının hikâyesi Cadı Ağacı. Günün birinde o da herkes gibi 1 yaşadıklannın hesabını verme konumuna gelir. Çatal bir yol ağzındadır, ya eskisi gibi yaşayacak, bozulmayı sürdürecektir, ya da... Yaptıklannı, yaşadıklarım, bu sırada özünü aldatmalannı yarcılama anına ulaştığı zaman bir aynanın karşısında bulur kendini. Sorgulama başlamıştır: Insan değerleri, duyguları, özlemleri ve kazanımlarıyla yaptıklan arasındaki tutarsızlıkları hatırlarken Doktor Nilüfer hayatında hiç yapmadığı bir şey yapacak, özünü ön plana geçirmeyecek, kendini savunmaya kaymayacak ve gerçekleri insafsızca irdeleyecektir. Cadı Ağacı'nın yeni baskısı elimizdeki. tçime Gir Ama Sigaram Söndürme / Cezmi Ersöz 7 Gendaş Kültür Yaymlart /151 s. Cezmi Ersöz, genç kuşaklar tarafından en çok okunan yazarlardan biri. Her kıtabı baskı üzerine baskı yapıyor. Kısa sürede üçüncü baskısına ulaşan bu kitabında da yine ilginç öykü ve konularla geliyor okurlannın önüne Cezmi Ersöz. Vezirin Adaleti / Christian ]acq / Çevtren: Aysel Bora / Doğan Kitap /349s. Son hesaplaşma saati gelip çatmıştır. Mısır Veziri Pazer ve kansı Krallık Başhekimi Neferet, Yüce Ramses'i devirmeye ve mutlak gücü el geçirmeye çalışan Maliye Bakanı BelTran'la karşı karşıya gelirler. Bakan öyle sağlam bir istihbarat ağı örmüştür ki durum umutsuz gibi görünmektedir. BelTran, her şeyi altüst ederek ekonomiyi çıkar ilişkilerine dayandırmaya ve Mısır uygarlığının temeli olan değerleri yıkmaya kararlıdır. Manevi üstatlarının katilini bulmaya ve sonuna kadar savasmaya kararlı olan Vezir Pazer ve eşi, BelTran'ın kıskacını gevşetmeye çalışırlar, ama yandaşları azdır. Esrarengiz "Gölgelerin Yutucusu" boşa giden birçok girişimden sonra Pazer'i ortadan kaldırmayı başarabilecek mi? Komplonun karanlık larda saklanan gerçek ruhu kim? Mısır'ın ayakta kalma kavgasından ihanet mi, cinayet mi, yoksa vezirin yasalan mı galip çıkacak? Klasik edebiyat, felsefe ve arkeoloji eğitimi almış Christian Jacq üçlemesinin son kitabı elimizdeki. Tolika Bacikam Al Beni / Yorgo Andreadh / Çeviren. Tanj'u Izbek / Belge Yaymlan / 101 s. "Hüseyin arkaya doğru döndü. O kaba ellerini uzatu ve Tolika'yı elbisesinden yakalayıp, yola attı. Arkasmdan Hüseyin atı ardı arkası kesilmeyen kırbaç darbeleriyle kamçıladı. Ve araba şimdi çok daha hızlı koşmaya başladı. Ben küçük kız kardeşimi Hüseyin'in savurduğu yerde, toprağın üstünde yığılmış vaziyette gördüm. Tolika gecikmeden, aceleyle nemen kalktı, kırık, dökük arabanın peşinden koşmaya başladı. Aynı zamanda ağlayarak çığlık çığlığa feryat ediyordu. 'Bacikam al beni, bacikam al beni / kız kardeşciğim al beni yanına...' "Çok küçük bir bölümünü aktardığımız 'Tolika' yüzlerce yıl birlikte yaşamış insanlarm hüzünlü ayrıhşlannı aktarıyor bize. Belge Yayınlan'nın "Mare Nostrum" dizisinin diğer kitapları gibi coşkuyla ama hüzünlenerek okuyacağınız bir kitap. tslâtn ve Osmanlı Dünyasında Yahudiler / Eva Groepler / Çeviren: Süheyla Kaya / Belge Yaymlan /104 s. Eva Groepler'in daha önce dilimizde de yayımlanan 'AntiSemitizm' adlı kitabı büyük ilgi uyandırmıştı. Yazar bu elimizdeki kitabında ise, Yahudi halkının Islâm ve Osmanlı dünyasındaki tarihsel konumunu aktarıyor. Kitaba aynca 1915 yılında yayımlanan 'Türk Doğusunda Yahudiler' adlı broşürü, o dönemin Almanyası'ndan konuya bir yaklaşımı yansıtmak için eklemiş yayınevi. Moise Franco'nun 1897 yılmda yayımlanan belgesel kitabından alınan sayfalar ise geçen yüzyıl Osmanlı dünyasındaki günlük yaşamdan ve Yahudilere yönelik kimi baskılardan ömekler sunuyor. Neşe Ozan'ın incelemesi ise Cumhuriyet döneminin ilk başlannda karşılaşılan sorunlara ışık tutuyor. Homo Semioticus / Mebmet Ri/at / Kaf Yayınaltk / 103 s. Homo Semioticus, okuyan, adlandıran, anlamlandıran ve bütün bu işlemleri bir 'oyun' oynayarak, yani hem haz duyarak hem de vaaz vermeye çalışarak yapan insandır. Homo Semioticus dünyayı okur. Bütün duyu, duygu ve belleğiyle okur. Dünya onun için hem sonlu bir 'metin'dir, hem de birbiriyle ilişkili, sonsuza açılabilen bir 'metinler toplamı'dır. Bir başka deyişle, dunya ve ınsanlar, homo semioticus için hem üretümiş yapılardır hem de sonsuza açılabilecek üretim kaynaklandır. Mehmet Rifat'ın "insanla insan, dünya ile insan" arasındaki ilişkileri yöntemli bir bakışla ve haz duyarak kavramaya çalışanlar için kaleme aldığı Homo Semioticus, yine Kaf Yayıncılık'tan çıkan Gösterge Eleştirisi adlı kitabının "düşünsel temelleri"ni içeriyor ve Anlamlandıran insan için kuramsal bir yorumlama modeli sunuyor. Okuyan Gençliğe Mektuplar / Ahmet Cemal / Kaf Yayınaltk /79 s. Okuyan Gençliğe Mektuplar, ilk ANMT CTMAl şekliyle bundan birkaç ay önce Ahmet Cemal'in Cumhuriyet gazetesindeki "Odak Noktası" adlı köşesinde yayımlanmış ve yoğun bir ilginin odak noktası olmuştu. Cumnuriyet'in kuruluş yıllanndaki ilke ve ideallere yürekten bağb, ancak bu ilke ve ideallerin özellikle son yirmi yüda nasıl hızla "ucuzlaştınldığına" tanıklık eden bir aydınm "yetişkinlere" karşı bugünün gençliğine yolladığı ve birer büdirge niteliğindeki 6 mektuptan oluşuyor Okuyan Gençliğe Mektuplar. Ahmet Cemal, laiklik ve demokrasiden, bağımsızlık, seçim yapmak ve yalnızlığa, genç bireyin ve toplumun hep kendi özgün kültürel çıkışını yapmasının yollarına ışık düşürüyor... CUMHURİYET KİTAP SAYI 518
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle