Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EVAT CAPAN Bayrak taşıyıcı: Ben yorum yapmayacağım Alçak gönüÛüyüm ve susarım Zaten konuşma hakkım da yok benim Uğur taşı: Ben insanlara uğur getiririm Çünkü bu benim mesleğim Öbür üçü (başlannı sallayarak): Ne güzel zihniyet! Doğumunun yüzüncü öü ii yıldönümiinde Jacques Prevert'den bir secki Jacaues Prevert (19001977): tkinci Dünya Savaşı sonrasında gerçeküstücülerin izinae giden çağdaş Fransız şairleri arasında en popüler olanı Prevert'dir. 1946'da yayımladığı Sözler (Paroles) aalı yapıtındaki ilk şiirleri nesnel betimlemelerden oluşan gerçekçi Paris tablolarını içerir. Aslında satirik şiirlerdir bunlar, çünkü çizdiği portreler birer karikatürden ibarettir. Son bölümdeki şiirler, daha öznel bir sanat girişimini yansıtırlar. Bu şiirlerinde Prevert gerçeği tümüyle sihirli bir fanus içinde toplayıp vermeye çalışmıştır. Bu özellik onun dizelerine kozmik bir boyut kazandırmaktachr. İlk ve son dönem şiirleri arasında yer alan savaş şiirleri ise hep birbirine benzer. Her zaman kilise ve savaş karşıtı olan Prevert bu iki kavramın insanın mutluluğuna engel oluşturduğuna inanır ve her türlü baskıya başkaldırır. Ancak bunu yaparken doğaya ve çevresindeki bütün varlıklara sevecenlikle, biraz da eğlenerek bakmasını bilmiştir. Günlük konuşma dili ve son derece yalın bir anlatımla yazdığı dizelerinde güncel yaşamdan mekanik ve tekdüze kesitler aktaran Prevert insanı derinlemesine düşüncfüren ve acıyla gülümseten bir şairdir aynı zamanda. BİRÇOK tNSAN GÖRDÜM... Birini gördüm diğerinin şapkasının üstüne oturmuş. Solgundu Titriyordu Bir şeyler bekliyordu... Herhangi bir şey... Savaş... Dünyanın sonu... Bir hareket yapmak ya da konuşmak kesinlikle olanaksızdı onun için Ya öbürü Şapkasını arayan öbürü daha da solgundu O da titriyordu Ve durmadan yineliyordu Şapkam... Şapkam... Ve ağlamak istiyordu. Birini gördüm gazete okuyordu Bir başkası bayrağı selamlıyordu Biri siyahlar giymiştı Cep saati vardı Bir saat zinciri Bir cüzdanı Bir şeref madalyası Bir de kelebek gözlüğü Birini gördüm çocuğunu elinden çekiyordu Vebağırıyordu... Birini gördüm bir köpekle birlikte Birini gördüm şişli bastonu elinde Birini gördüm ağhyordu Birini gördüm küiseden içeri giriyordu Birini gördüm dışarı çıkıyordu. Jacgues Prevert / Şiirler / Çeviren: Tuna Ertem ALICANTEŞARABI Masanın üstünde bir portakal Elbisen halının üstünde Sen yatağımda En tatlı an şu an Gecenin serinliği Hayatımın ateşi. GUNLERDEN PAZAR Gobelins bulvannda sıra sıra ağaçlar arasında Mermer bir heykel tutmuş elimden götürüyor beni Bugün günlerden pazar dopdolu sinemalar Daılarda tünemiş kuşlar insanlara bakıyor Ve heykel öperken beni kimseler görmüyor Yalnızca kör bir çocuk bizi parmağıyla gösteriyor. BAHÇE Binlerce binlerce yıl Yetmezdi Söylemeye Senin beni öptüğün Benim seni öptüğüm Sonsuzluk ânını Bir sabah kış güneşinde Montsouris parkında Paris 'te Paris'te Toprak üzerinde Bir gezegen olan yeryüzünde. GÜZEL MEVSİM Kaybolmuş donmuş karnı aç Yapayalmz meteliksiz On altı vaşlannda bir kız Ayakta hareketsiz Yer Concorde meydanı On beş Ağustos öğle sıcağı. AtLE TABLOSU Anne örgü örüyor Oğul savaşıyor Anne bunu doğal sayıyor Ya baba, o ne yapıyor? Baba çalışıyor Karısı örgü örüyor Oğlu savaşıyor O çalışıyor Bunu pek doğal buluyor Ya oğul, oğul nasıl buluyor? O hiçbir şey anlamıyor, kesinlikle hiçbir şey. Annesi örgü örüyor, babası çalışıyor O savaşıyor. Savaşı bitirince o da babasıyla çalışacak Savaş sürüyor, anne örgüsünü sürdürüyor, Baba sürdürüyor çalışmasını Oğul savaşta öldürüldü. O artık bir şey sürdürmüyor. Baba ile anne mezarlığa gidiyor, Baba ile anne bunu doğal buluyor. Yaşam sürüyor. Yaşam, örgü, savaş ve işle birlikte sürüyor. Iş, savaş, örgü, savaş KONUŞMA Cüzdan: Ben yadsınamayacak ölçüde yararhyım bu bir gerçek Şemsiyelik: Doğru ama şunıı da kabul etmek gerek Eğer ben olmasaydım ıcad etmek zorunda kalacaklardı SAYFA 18 Iş, iş, iş. Mezarlık ve yaşam. CUMHURIYET KİTAP SAYI 518