Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Thomas Mann'ın "Büyülü Dağ"ı Pröf. Dr. Gürsel Aytaçın çevirisiyle dilimizde Romanın ulu doruöu iç dünyasında pek az ycr tutsa da), düzen düşkünlüğü ve özgürlük kavramını kişisel bir yaşantiya dönüştürme coşkusundan yoksunluğu ile tipik Alman yurttaş.1 Hans Castorp. Atipiklik Hans'ın ölümle pek erken tanısjmasıyla başjar. Anne babayı çocukfukta, onu yetiştiren büyük babayı ergenlikte yitirir Hans. Büyükbabanın gömü töreni için özene bezene süslenmiş cesedi, Hans'a hayatın tüm anlamı, ulaşabilecek en çekici arnaç gibi görünür. Sanki aslolan yaşantıölümdür! Sevilmiş ama okşanmamış bir çocukluktan gelir llans. Sevgisizliğin acılığına ve acı masızlığına uzaktır. Tcrsine ijcfkatlidir ve ana kucağının sıcağından yoksun ama korunmuş çocukluğıı onu alabildigine incinebilir kılmıştır. "Hayatın" kırıîean çocuğudur"o... Dokunma vedokunulrna yoksunluğu romana baştan sona sinmistir. Tüm yaşantılar zihinseldir, hastalık dışında. tnsanı hayata kenetleyen o pek somut göbek bağını dokunmayı Hans anımsayamadığı uzak bir gcçmiştc yitirmiş, bu bağa özlemini bile çekemeyecek dcnli uzak büyümüştür. (Hans kcndi gövdesine, cinsellik bağlamında öylesine yabancı ve iç dünyasında öylesine tutuktur ki, sanatoryumda platonik bir sevdayla vurulacağı Rus kadı nına duygularını ana dilinde açıklayamaz, Transızca konuşur.) Hans Castorp tedavi gören bir yakınını sizli bizli konuştuğu kuzeni Joachim'i ziyaret etmek üzerc gelir Isviçre Alplerindeki sanator Thomas Mann yarattığı kişiliklere sağlamca ilmeklendirir yapıtının uçucu içeriğini. Ve okur, insan gerçeğine bir adım daha yaklaşmış olur. "Büyülü Dağ" metninin derin katmanlarıyla yüzeysel biçimi, başka bir deyişle felsefi ve simgesel öz ile karakterler ve ilişkiler birbirinden hiç kopmaz. ERENDİZ ATASÜ 1 912 yılında Thomas Mann, tsviçre Alplerinde Davos'a yakın bir sanatoryumda tedavi gören karısıyla birkaç hafta kalır. Tübcrküloz sağaltımının soğuk ve an dağ havasından medet umdıığıı dönemdir. Soğuk Thomas Mann'a iyigelmez, ateşlenir. Muayenede ciğerindc küçük bir odak bulunur. Hekimler birkaç aylık sanatoryum kürü önerirler. Thomas Mann ikilemle yüz yüzedir. Konuk diye bulunduğu ortamda hastaya mı dönüşecektir? Kısa kürler için gelip yıllarca sanatoryuma mahkum kalrnış insanlar tanımıştır, dağın eteğindeki sıradan yaşamdan sonsuzca kopmuş insanlar... Mann ölümün ve onun elçisi hastalığın baştan çıkarıcılığını sczmcktcdir. Sağlığını riskc atıp, her zamanki yaşantı sının iplikçiklerinc tutunsa mıdır? Mann dağı terk eder, yaşama döner. Bu ikilimden dünya edebiyatının bir ulu başyapıtı, "Büyülü Dağ" doğacaktır. Vercm, dağ ve sanatoryum birer dev metafora dönüşüp, Thomas Mann için, insan varoluşu, yaşamölüm karmaşası, uygarlıklar ve çöküşleri üstüne tüm düşüncelcrini, duyarlıklarını dile getirme fırsatını yaratmıştır. Karısının hastalığı ve araştırmacı zifıni verem üstüne geniş kapsamlı bir incelemeye yönlendirmiştir onu. Mann tıp biliminin röntgenden döncmin gözde akımı psikanalize dek hastaya sunabileceği tüm olanakları bir yönüyle ansiklopedi genişliğindeki romanında irdeler. Biraz uzalc ve hafifçe alaycıdır. Büyülü Dağ'ın o benzersiz alaşımını oluşturan hiçbir izlelde tam anlamıyla özdeşjeşmez. O iflah olmaz bir kuşkucudur! vuma. Ve orda büyülenip kalır!.. Tıpkı T. Mann gibi, soğuk nedeniyle ateşlenmiş ve ciğerindeki minik odak, gövdenin derin gizlerini çözen röntgen makinesine yakalanmıştır. Ona bir tedavi kürü önerilir. Hans'ın kararının yukarda özetlenen karakter gelişiminin ışığında, Thomas Mann'inkine ters yönlenişi bizi hiç şasırtmaz. Hans birkaç haftalığına konuk geldiği sanatoryumda yedi yıl kalacaktır!.. Koca bir zaman dilimi... Zaman... Zaman nedir ki?.. Cıöreceliği, amansızlığı, ellerimizde yitiverişiyle zaman.. Bitimsiz zaman... Büyülü Dağ hiç kuşkusuz zaman üstüne dünya dilleriyle zamana kazılmış en giizel anıtlardan biridir. Roman zamanın tartışıldığı koca bir bölüm içerir: "Kıyıda gezınti" (cilt 2, s. 225 Ingilizce çeviride "Zaman akyanusunurı kıyısmda") Bizler insanlar için, zamana belirgin bir biçim veren, kendi ölümlülüğümüz müdür? Herhalde. Ve bir o kadar da bir başka etmen, toplumsal etkinlik. ilişkiler ve devingenlik kısıtlandı mı, zamanın bölümleri yitmekte, yaşamın akışı nabzını uzay kürelerinin döngüsel ritmine uydurmaktadır, yani mevsimlere. Oysa mcvsimler, yeryüzünün haritası belli bölgelerinde yaşayan ölümlülcr içindir. Ulu dağların tanrısal doruklarınua mevsimler iç içe geçer, büyüyc kiiçüle, koyulaşa açıla ama nep iç içe cevrilen döngüler gibi... Ağustosta tipi bozbulanıksavururevreni.ocaktakızgın güncij yakar teni. Bitimsiz bir "şimdi"... an'ın sonsuzla çakışması... lşte böyle bir iklimde, günün birinde, ormanda yolunu yitiren Hans Castorp sonsuzlukca süren bir an boyu belki bir düş boyunca "insan"ın derinliğinin içindeki o zaman dışı özle, soya, biyoloİİK türe ait bilinçaltıyla tanışacaktır. tklimin ve coğraiyanın esrikliğinde varlığının en dip katmanlarına kadar ulaşacaktır dalgın bilinci. Kar tancciklcrinin bütün ayrımları sildiği, Hans'ın varlığının doğayla bir ve aynı oldıığunu hissettiği, ölüm korkusunun yitip gittiği, bu uygarlık dışı an'da, bireysel yaşantısının sınırlarını asıp taşan sezgisel bir deneyim birikimine kavuşur bitkin gövdesi. Hiç görmediği mavi güneşli Akdeniz'i anımsamaktadır, tarihi anımsamaktadır. Düş müdür, sanrı mıdır, anımsayış mı? Cövdesinin hücre çekirdeklerinde yığüı yeryüzü tozu... canlanmıştır sankı... Mann'ın kahramanının bilincini ko lektif bilinçaltıyla buluşturduğu "Kar" bölümü (Cilt 2, s. 14477) romanın en şiirsel ve en etkileyici bölümleri arasındadır. Üst düzey bir entelektuel olan Mann, döneminin bilimsel buluşlarını, kavramlarını ve kuramlannı, onlarla inceden inceye dalga geçse de, özümsemis bir büyük dehadır. Türün ve bireyin bilinçaltı, Mann'ın yaratısında yerli yerini bulur. Psikanalize bıyık altından gülse de, bilinçaltı rastlantılarının bireyin aşk nesnesine yönelişindeki belirleyiciliğini romanın kurgusuna ustaca yerleştirmiştir: I lans daha sonra delice bir platonik sevdayla bağlanacağı Rus hasta Bayan Clavdia Chauchat'dan önceleri peK hoşlanmaz. Kadının davranışları erkeğin incelmiş burjuva beğenibine pek de uymamaktadır. Sevdayı başlatan bir düştür, Clavdia'nın yüz çizgileri, çekik Tatar gözleri, Hans'ın çoktan unutulmuş bir anısına çağrışım yollamaktadır. Anımsama düşte gerçekleşir. Clavdıa, I Ians'ın ilk gençlik çağında platonik bir cşcinscl aşk duyduğu oğlana benzemektedir. Hans'ın gönül yazgısı çizilmiştir. Thomas Mann bilimsel determinizmin farkında olduğu kadar hayatın ele avuca sığmazlığının, öngörülemezliğinin odaklandığı garip rastlantılara da duyarlıdır. Işte uysal Hans'la, hırslı kuzenijoachim'in kaderleri arasındaki çe lişki... Değinildiği üzcre Hans sanatoryumda yedi yıl kalır. Birinci Dünya Savaşı genç adamı yurt savunmasına çağırmasa, herhalde gövdesi kendiliğinuen sönene dek sanatoryumdaki gölge yaşantısını sürdürecektir Hans cığımız! Oysa Thomas Mann'ın etkin tutumunu benimseyen Joachim dağın eteğine dönmeye arzulu ve kararlıdır. Joachim ve Hans Büyülü Dağ'ın tıpkı insan gövdesi gibi ayrıntılarda çeşitlemelerin zenginliğiyle bezenmiş ve işlevselleşmiş, ancak bütünsel biçimde hayli yalın, görkemli ve güçlü kurgusunu taşıyan karşıtlıklar çiftlcrindcn birini oluşturmaktadırlar.. Haıib sivil,Joachim asker; I lans koşullanyla barışıktan öte edilgen, Joachim sorgulayıcı ve başkaldırıcı (elbette askcri otorik ı \c değil, varlığını bu otoritemn buyruğuna adamaktan onu alıkoyan duruma karşıdır Joachim'in başkaldırısı!) Ne nazindir ki başarısızlığa uğrayacak, gövdesi dış dünyanın lcoşullarına dayanamayan Joachim dönüp geldiği sanatoryumda, savaşa katılamadan, ıstıraplı bir ölme sürecinin eline ttıtsak düşecektir. Joachim militaristleşmiş burjuvazinin askcr kanadına, Hans isc bu Mnıfın devrimci atılımını yitirdıkten sonra rahat düşkünlüğüiK' ve eylemsizliğe gömülmüş MVII kanadına göndcrmeleruir. Havatın garip cılvelerinden biridir savaşmanın K İ T A P BHInçaltı rastlantılar Olüm gerçegl Ikinci Dünya Savaşı'na ve Nazi kıyıcılığına dek, "sağ" denilebilecek bir siyasal tutum benimsemiş Mann'ın yapıtlarını "Buddenbrook Ailesi" başta olmak iizere burjuva düzeninin yaman birer eleştirisine dönüştüren belki de onun sorumlu vicdanının içtenlikli kuşkularıdır. Belki de » * varoluş dramınm o amansız ve kınlgan odağı ölüm gerçeği yörüngesinde mıknatısîanan sezgileri ve duyarlıklan... Büyülü Dağ'ın başkişisi Thomas Mann'ın ikilemiyle yüz yüzedir: Tedavinin tutuklayıcılığı mı seçilmelidir, riski gözc alıp her zamanki yaşam mı sürdürülmelidir? Ba^kişi, Thomas Mann'ın sınıfının tipik ve atipik özelliklerini taşıyan genç bir Alman burjuvadır: Mühendis Hans Castorp. Eğitimi, yetıştirilişı, yaşam alışkanlıklarıyla tipik burjuva, akılcılığa, bilime, öğrenmeye yatkınlığıyla tipik Avrupalı aydınlanmış birey, yardımseverliği ve erdenliği ile örnek Hıristiyan (dinsellik SAYFA 8 C U M H U R İ Y E T S AYI 4 9 8