Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
0 K U R L A RA 1962 doğumlu vc Banglades'li bir tıp doktoru olan Teslime Nesrin, yazılan nedeniyle aştrı dinciler tarafından hakkında ölümfermanı çıkarılmış ve çok zor koşullarda ülkesinden, yakınlanndan aynlmak zorunda bırakılmıs bir yazar. Nesrin, yasadığı çok zor koşullara karşın insan hakları savunuculuğundan bir kinci Adım (Telos Yayınları, 1999), Tahir Abacı'dan okuan olsun vazgeçmemis duğum ilk kitap. Tahir Abacı, bu davranısıyla da eskilerin deyişiyle, "velut" bir yayaygtn bir üne zar; yayımlanmaya hazır bir şiir, bir kavuşmuştu. hikâye kitabı, dört roman, iiç inccGeçtiğimiz aylarda leme kitabı olduğunu tkincı Teslime Nesrin imzasını Adtm'm kapağından öğreniyoruz. Ben, sadece, gazetelerde yayımlatasıyan ve iki bölümden nan yazılarını Dİliyorum; o yaztları oîuşan bir kitap ilgiyle okuduğumu da belirteyim. yayımlandı Türkiye'de: IkınciAdım, Yaşar Kemal'in bir Bir Kadın Yazgısı sözünü anımsattı bana; ünlü üçlüsü (L'alternative Un (Orta Direk, Yer Demir Gük Bakır, ölmez destin de Femme). Otu) için, "Bu üçlü benim yaşantım ve tanıkIıöımdır." demişti; îkincı Adtm'm da Tahir Kitaba adını veren ilk Abacı'nın "yaşantısı vc tanıklığı" olduğu belbölümdc, ailesinin li: Tahir Abacı, 1951'de doğmuş; romandaseçtiği erkekle ki olaylar 1969'da geçiyor. Roman kişilerinin evlenmeye zorlanan bir çoğu da liseyi bitirmiş, üniversite giriş sınakadının öyküsü yer vına hazırlanan gençler, Tahir Abacı'nın yaaltyor. Giderek korkunç, şıtları. Arada birkaç "cski tiifek". acımasız, çözütnlenmesi ikinci Adım'da, ilk dikkati çckcn, roman kişilerinin bollıığu; bunlara roman kişileri olanaksız sorunlar yumağına dönüsen acıklı demek de güç, çünkü sadece bir cümlcde adı He var; aşagı yukarı clli kadar roman bir evlilik oyunu kışisi! Roman kişisi dİyebilecekJerimiztn saanlattyor "Bir Kadın yısı fazla değil: Semih, Oktay, Ahmet, Çetin... Yazgısı". Kitabın ikinci Sonra Oktay'ın "burjuva" babası, Oktay'ın bölümü "Seçenek" sözlüsü, Oktay'ın kız kardeşi... Roman tx>yunca "değişim" yaşayan tek kişi, burjuva başlığını tasıyor. Bu çpcuğu Oktay. Bir başka burjuva çocuğu, bölümde iki kız kardes Ümit, "Doğrusu kafam karmakarışık." dibirbirlerine yazdıklan yor, "Ne demek babaparasıyla dcvrimcilik. mektuplarda hem kendi Benkararımıverdim.Istanbul'adönünce..." yasam biçimlerini diyor ve 61,. sayfada romandan çıkıpgidiyor. anlatmaya çahşıyorlar, (Oktay ve Ümit deyince bir ayraç gerekii oldu. Paul Nizan'ın Faat adlı romanı, hem de kendiferini 1970'lerde, Özdemir tnce'nin çevirisiyle yasorguluyorlar. Öyküde, yımlanmıştı. ikinci Adım, Fesat'ı anımsattı görünüsteki hoşgörüsü bana ama Fesat, elbette başka toprakların, zamanîa önyargıya başka insanlann romanı. O romanda "sınıdönüsmüş bir de koca fının kendisine hazırladı^ı duruma başkalvar. Nesrin'in aşın dırmagereksinmesini" duyan Laforgue, "neye tutunacağını, kime bağlanacağını gerçekdinciler tarafından ten bilmeyen" Rosenthafgibi zengin çocukölüme mahkum larının ve üç arkadaşlarının, "tenlikeli çağ edilmesinin gerekçesi dediğimiz yirmiyirmi bcş yaşlarında beş deolan bu yapıtlar şcriat likanlının" "devrimcilik" serüvenleriniokuyasalan aftındaki muştuk. Roman kahkadının durumunu da ramanlarından bir tüm çıplaklığı ile gö'zler yazarın, Regnicr'nin i>aptaması: "Canları önüne seriyor. llgiyle sıkılıyor delikanlılaokuyacaksınız Nesrin in rın!" Sonu(,? kitabını. "Gülüncüz ," dedi Bol kitaplı günlerl... Laforgue. "Tıpkı Hl NACI İkinci Adım öini ekledi.") ikinci Adtm'da iki burjuva çocuğu var, biri romanın sonunda örnek bir davranış sergiliyor, öbürü çabuk bıkıyor bu işlerden. Tahir Abacı, romanının başında, dört roman kişisini tanıtıyor. Semih Viran: Lise bitirme sınavlannda iki dersten bütünlcmcye kalmış. Şiir yazıyor. Bir yerel gazetenin "Genel Sanat Yönetmeni". Oktay Şenlik: Babası mühendis. "Şehrin zenginleri arasında". Romanlardan çok toplumsal incelemeler ilgisini çekiyor. Türkiye Işçi Partisi'ne gidip gelmeye başlamış. Ahmet 2or: Geçen yaz bir çiftlikte gündelikçi olarak çalışmış. Şehirde, bir evde oturuyor; evin son ild aylık kirasını ödevemediöi için, ev sahibi odaya gelen elektrik hattını kesmiş. Güç koşullarda öğrenciliğini sürdürüyor. Çetin Sine: Babası, Köy Enstitüsü çücışlı ilkokul öğretmeni. Çetin Sinc, hikâye yazıyor. (Hikâye yazanlardan biri de Kemal Yaşamış: "Incir bahçelerinde, kuruycmiş atölyelerinde çalışmıştı. Yazdığı Orhan Kemal'vari hikâyeler o yüzden ilgiyle okunuyordu.") Recep Usta'nın diikkânı, bir toplanma merkezi gibi. On beş kişi bu daracık yere sığabiliyor. "Çoğu parti üyesiydi. Birkaçı da işçiydi.' Recep Usta, Parti'nin il örgütünü kuranlardan. "Eski tarihlerde tzmir'de çalışmıs, parti ve scndika hareketlerine katılmış, birkaç kez tutuklanmıştı." Romanın 17. sayfasında "demokratik devrim" tartışması başlıyor ve roman boyunca sürüyor. Biraz yaşlılar, 1960'ların bu tartışmayla geçtiğini anımsarlar. Tahir Abacı, Anadolu'daki yerel gazete gerçeğini ayrıntılarıyla biliyor ve çok iyi anlatıyor. (Bana, 1940'ıarda, Yeşılgireson ve Karadenız Postası'nda yazdığım günleri anımsatıyor.) Tahir Abacı, Ümit'teki değişimigösterirken, "Güzün istanbul'a dönüldü. Partiye gidildi, fikir kulüplerine, çoğu kişinin oralardan çıkıp mevhanelcre gitmekte sakınca görmedıkleri anfaşıknca rahatladılar.' Ant' dergisiyle 'Yeni Dergi' iç içe gezdirildi." diyor. (Ben de "Hcy gidi 'Ant' günleri! Hey gidi 'Yeni Dergi' günleri!" deyip, hüzünleniyorum!) Tahir Abacı, öğretmen Namık Yergezer'in "köy romanı "ndan söz edcrken, eleştirisinde haklı: "Birköy vardı. Bir dc ağa. Bir gün köye genç bir öğretmen atanıyordu. Ağa, öğretmeni kandırmaya uğraşıyordu. Fakat öğretmen bilinçliydi. Yirmi yıl önce kapatılan köy enstitülerinin geleneğini sürdürerek köylülerle hemen kaynasıyor ve onları bilinçlendiriyordu. J TURHAN GÜNAY Imtiyaz sahlbi: Betin Nadl o Basan ve vayan: Yeni Cün Haber AJansı Basın ve Yayıncılık A.$. o Cenei Yayın Yönetmenl: ortian Erincocenet Yayın Koordlnatörü: Hlkmet Çetlnkaya oYazılşleri Müdürü: Ibrahlm Yıldız osorumlu Müdür Flkret llkiz o Yayın Yönetmenl: Tuıtıan Cünay o Craflk Yönetmen: Dllek llkoruro Reklam: Medya C IUTAP Raranoyaklar gibiyiz. le seriivcnl'Ve komiser Massart'ın X CUMHURİYET Komünist Partisi'ne giren Pluvinage'a söyledikleri: "Canları istediği zaman sınıflarının bağnna kolayca dönebüme şansına sahip olan banker ve sanayici oğullan için hiçbir önemli etkisi ofmayan bu tür cğlencelerin, serveti ve desteği olmayan bir küçük burjuva için tenlikeli sonuçlar dogurabilece485 Ağa da öğrctmene olmadık kötülükler ediordu. Romanın sonunda ayaklanan köylüler ağayı tırpanlarla öldürüp öğretmenı omuzlara alıyorlardı. Fakat öğretmen köylülerin omuzlarından aşağı sarkıp bu omuza alrna işinin doğru olmadığını anlatmaya çalışıyordu." Gençlerin aşk serüvenleri... Semih'in Ankara'daki "şair takımından yediği kazık. Aynı kazığı bir de "şair"in "şair kansı"ndan yemesi... Semih'in ilk cinscl deneyimi... Ve Semih'in üniversiteyi giriş sınavını kazanamayışı: "Semih Viran, bir ay içinde yorulmuş ve yaşlanmıştı." Ankara'dan döndükten sonra, Hayri Hayırlı adlı bir müteahhidin yanında çalışmaya başlamıştı. Semih'in esas görevı, münendisle taşeronun hırsızlıklarını önlemek; natron, bunlara, "Hırsızsıniz ulan! Hepiniz nırsızsınız!" diye bağırıyor, onlar susu^or, patron Semih'e, "Söyjesene yavrum, çaıyor değil mi bu ibneler?" diyor, üsteli^or, 'Yavrum! Biz seni buraya niye aldık? Çalıyor değil mi bunlar, söylesene!" Ve Semih, "Evet çalıyorlar!" diyor. Ama akşamüstü, boşalan ofiste, kararan aksama kederle bakarlcen, "cep defterine içli dızeler düşmek artık içinden gclmiyordu. Masada dikİlen şişeyi hırsla dibinden kavradı, son kalan birkaç yudumu içip çıktı." Universiteye girme umutları yok olan Semih, yaşadığı çalışma koşulları içinde, belli lci şiirden uzaklaşacak. Arkadaşları, "Semih Viran'ın hemen hemen hiçbir fakülteye giremeyecek kadar düşük puan aldığını öğrenmiş, üzülmüşlerdi." Gençlerin eylemleri... "Bu görüntüyle mutlu olmuş, geleceğin yakına geldiğine inanmıştı Çetin Sine.' Gözaltına alınan üç devrimci. "Grubun çoğunluğu, dışandan ge lenlerden, üniversitelilerdcn oluşuyordu. Köylüler ise, mitingten sonra, öğle üzeri kalkan köy otobüslerine binip köylerine dönmüşlerdi." iki polis cipi gelir: "Gözaltı herkesi çok mutlu etmişti, literatüre uygun çile saatleri. (...) Pencercsiz, kapısımetal nezarethanede on yedi kişiydiler.' Oktay Şenlik'i, babası, torpil yaparak tahliye ettirmeye çalışır; Oktay, bunu reddeder: "Babasına kızgındı, biraz da minnetle doluydu; 'Madem öyle atın içeri' dediğini kulaklanyla duymuştu. Yine de soruları geçiştirdi, bu kadarı da yetmişti utancın sürmesine. Oysa nezarethanede daha büyük bir kabul görüyordu şimdi." Evet, Oktay olumlu bir ueğişim içinde. Roman, hem 1960'ların siyasal tartışmalarını yansıtıyor, birçok sorunu ycniden düşünmeye çağırıyor, hem de gençlerin iyi niyetli çabalarını ve yenilgiyi gözler önüne seriyor: "Işçi Partisi ise sadece iki milletvekili çıkarabilmışti." Yıl, 1969. Tahir Abacı, 1960'lara sevecen fakat eleştirel bir gözle bakıyor; o dönemi yaşamamış olanlara çok şey öğretebilir Ikinct Adım. ikinci Adım, aynca romana sindirilmiş bir hüznü de duyuruyor. Tahir Abacı, Türkçe'yi ustalıkla kullanı yor; romanı okumaya başlayınca elinizdcn bırakamıyorsunuz. Gene de not ettiğim bazı yanlışlara değineyim: "Kapıyı açan kısa boylu bir genç onun önden giren konuklarla birlikte oluuğunu sandığından kanıksamamıştı." (s. 77) "Kanıksamamıştrnın ne yeri var bu cümlede! "...kuşlar mutlulukla guruldadılar."(s. 84) "Guruldamak", l'ürkçeSozlük'e göre, "(Sindirim yollarından bir sıvı geçerken) gur gur diye ses çıkarmak." dcmek. Gene aynı sayfada, bunca sayfanın "Semih"i, "Sedat" oluvermiş! 93. sayfada, "beyaz, uzun etekli bluz" deniyor. ""uzun etekli bluz" diye bir giysi yok! Tahir Abacı'nın romanını keyiile okuyabileceğinizden, geçmiş bir döneme yararlı (vc eleştirel) bir yolculuk yapacağınızdan emin olabilirsiniz. • l r, Okurlara: Dcniztn Çağırışı eleştirisini yazarken, bu çoktan tükenmiş kitabı okurların bulamayacaklarını düşünerek, bol bol alıntı yapmıştım. Ahmet Küflü, Bilgi Yayınevi'nin 1972'de yayımladığı romanı gönderdi; roman, 27 yıldır tükenmemiş. Meraklı okur, Denızıtı Çağıri}i'm Bilgi Yayınevi'nden sağlayabilir. EN. K İ T A P SAYI SAYFA 3