29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Bilimkurgu'da Frank Herbert farkı Dunc serisiyle bilimkurgu okurları içinde haklı bir ün cdinen Frank Herbert, belki elimizdeki bu kitabıyla genetik biliminin her tür spekülasyona açık klonlama dencylerine karşı, hesapta olmayan olası gelişme ve sonuçları konusunda insanları uyarmak istiyor. MUSTAFA YELKENLİ lonlama ya da canlı kopyalama çok öteden beri bilimkurgu yazarlarının en uçuk düşlerinden biriydi. Bıı tür romanlarda, genelliklc dünyayı fdakete sürüklcmiş olan karizmatik liderlerin ideolojilerini taşıyan sempatizanlarının ycniden o kişinin bir benzerini yaratmalarının çabaları anlatilırdı. Kötülüğe koşullanmış, dünyaya egemen olmak isteyen diktatörlüğe heveslilerin clinde "asrın buluşu" olarak insanlığı tehdit ederdi. Ucuz bilimkur gu örneklerinde pek sıkça rastlanırdıbu temaya. Bunun cn güzel örneğini de filmi de çevrilen Ira Lcvin'in Vahşet Çocukları (The Boys from Brazil) adlı romanıydı. Bu romanın konusu geride kalan bir avuç Nazinin Hitler'in ölü hiicresinden yararlanarak yeni Hitlerler yaratmaktı. Uçuk bir düş olarak görülen bu olgıı 1997 yilında sevimli koyun Dolly ile gerçeldeşti bile. Daha önce 1996 yılında genetik meyve ve sebzeler iizerine başlayan deneyler, genlerdeki şifrelerin çözülmesiyle hızlandı. Koyun kopyalamayla ycni bir sürece giren bu deneyler sonucunda 1997 yılında fare gövdesinden insan kulağı yetistirildi. Laboratuvarda kalp, böbrek, damar, sinir, kıkırdak yetiştirmeye kadar vardı. Ve nihayet 1998 yılında insan kopyalamanın önünde hiçbir engel kalmadığı açıklandı. Görevimiz: Uzav Bosluatı K Ira Lcvin'in dudalc bükülerek okunan Vahşet Çocuklan adlı romanı 2()00'c iki kala bilimkurgu romanı olınaktan çıktı, gerçek oldu. Ancak sorun sadece bu kadarla sınırlı değil. Bilimkurgu, uçuk ve gerçekleşmesi olanaksız olan öngörülcrinin gerçcldeşmesiyle sınırlanmaz. Gerçekleşcn her olgunun neden olabilece ği sorunları da tartışir, tartışılmasına olanak sağlar, uyarı misyonuyla gereken olası önlemlerin alınmasına da katkıda bulunur. Sorun bundan sonra ne olacağıdır. Bu konuda ünlü fizikçi Stephen Hawking şok açıklamalarda bulunmaktadır. Gençliğin 2000'li yıllarda kontrolden çıkacağını ve bize benzemeyen yaratıkların olacağını, bunun engellenmesinin de mümkün olamayacağını söylemektedir. 2000'li yıllarda genetik biliminin akıl almaz bir boyut alacağını belirterek insanın genetik değişime uğratılması için hiçbir engel kalmamıştır der. " Yeraltın daki laboratuvarlardan birinde Frankenstein gibi bir yaratıgın ortaya çıkması hiç kimseyi şaşırtmasın. Dünyanın herhangi bir yerindcki özel bir klinikte genetik olarak değişime uğratılmış bir insanın yaratılması an mcsclcsidir. (...) Televizyonda Uzay Yolu dizisinde sey rettiğimiz insanımsı varlıklar bence geleccgi yansıtmıyor. Gcnetik mühenuisliği insan fizyolojisini kökten değiştirmeye talip. Genetik olarak değişikliğe uğratılmış insanın dışında tamamen insan dışı yaratıklar da olacak." (Sabah gazetesi, 14 Mart 1999) Gen bilimciliğinin insanı ürperten olası Frankensteinler yaratması birçok bilim adamını endişeye sevk ederken, iyimserler ortalarda pek görünmüyor nedense. Dinamit bulunurken de birçok bilim adaını endişelenmişti; atom parçalanırken de... Ama korkunun biSAYFA 16 Btze banzemeyen yaratıklar limsel gelışjnelcn cngelleme gücü yok ne yazık ki. Öyle ya da böyle, bilimsel gelişmeler, ıımıılmayan sonuçlara neden olma olasılığına kanji yine de insanhğın hizmetinde olacaktır her zamanki gıbi. Frank Herbert kopya insanların çok zor göıevlerde, tehlikeli deneylerde kullanıIabileceğinin romanını yazarak içimizi lerah tutınamızı salık veriyor. Bırer denck olarak kullanılan bu yapay insanların, insanlığa katkıları hiç umulmadık bir şekilde sonlanırsa? Ya da, klonlanmış sahte insanlar da bizinı gibiyseler? Sonu yok olmakla bitccek bir aöreve koşullandırılmış olsalar bile korku, saygı, endişe, sevgi, aşk gibi insansı yönleri taşıyorlarsa? Tıpkı Philip K. Dick'in ünlü Bıçak Sırtı (Do Androits Dream of ElecrricShcep?) ronıanındaki insansı özellikler kazanmış ama yine de öldürülmeleri gerekli görülen andronitler gibi. Veya başka bir açıdan bakılırsa, Ray Bradbury'nin robotları öldürmenin einayct suçuvla yargılanmasını gerektiren öykülerindeki gibi bir önlemi gercktireeek rni? Tehlikeli işlerde görevlendirilecek olan klon insanlar da yargı yoluyla insan olma hakkını kazansalar... Tıpkı Asimov'un robotunun insan olma hakkını yargı yoluyla kazanınası gibi. () zaman başka bir sorun daha insanları mesgul etmcz mi? Klon insanlara yönelik ırkçı bir dalganın gelişmesi ve insanların bu sorunla noğuşup durması gibi... I'raıık Herbert Görevimiz: Uzay Boşluğu (Destination: Void) adlı romanında bir projenin gerçekleştirilmesi için klonlanmış insanların kullanıldıgı bir uzay gemisinin çok uzun yıllar sürecek bir yolculuğunu anlatır. Klonlama ile edinilen 3600 klondan seçilen klon gemisi her seferinde infilak ederek yok olur. Ama tüm bu başarısız deneyler her seferinde yeni deneylere davetiye çıkarır. Ne dc olsa ölenler insan değil, bir tür insanların kopyaları. Yanay insanların görevi Güneş Sistemi'nuen çıkana dek ge miyi gözlemek ve Tau Ceti yıldızına ya 200 yd siirecak yolcuhıK pılacak olan ve 200 yıl sürecek yolculuk boyunea gemiyi Organik Akıl Merkezi'ne bağlanıaktır. Uzay gemisi on altı eş merkezli bölmeli ve bir mil uzunluğunda yumurta şeklindedir. içinde yabancı bir çevrede insanlar için yaşamı mümkün kılacak şeklinde düzenlenmiş birçok malzeme vardır. Kopya tanklarında iki Lin tane yetişkin insan, bin tane insan ve altı binden fazla hayvan embriyosıınu içercn tam bir ekoloji sistcm bulunmaktadır. Yolculukla amaçlanan şey, uzun yılları gerektiren yolculuğun başarıya uıaştınlnıası değildir. En önemlisi yapay bir bilirıç oluşturmaktır. Tau Ceti'de yaşanabilir bir gezegenin bulunduğu sanılarak orayı incelemek üzere gönderilen, insanların yaşamı tehlikede olabilir endişesiyle kopya insanlar gönderilir. Bickel, Tim ve Flattery'den oluşan bir ekibin yönettiği gemi tamamen bilgisayara bağlıdır. Gemideki tüm alıcılar Dİİgisayar tarafından komuta merkezindeki ekranlara yansıtılmaktadır. Gemide bulunan klon tanklarında yaşayan her canlının bilgisayarla bağlantıh ayrı bir yaşam sistemleri programı var. Geminin seyri, mürettebatın yaşam sistemleri, kalkanlar, güvenlik devreleri, gemi bütünlüğü bilgisayar tarafından yonetilir. Dolayısıyla her şey Organik Akıl Merkezi'nin kontrolüne bağlıdır. Gemiyi yönlendiren bilgisayar programlarda herhangi bir değişiklik yapınca vcya istenmeyen sonuçlarla karşılaşma olasılığı artınca gemi infilak etmekte, program dışı bir gelişmeyc izin verümemektedir. Bu nedenle daha önce altı gemideki beyinlcrin tümü iflas ettiğinden yok olmuşlardı. Programın her gelişim aşaması kontrollü olmasına rağmen nedeni bilinemeyen bir şeylcr aksaklığa neden olmaktadır. Uzay gemisinin yolculuğu geriye dönüşü olmayan bir yolculuktur. Ekipte en doğru bilgiyle donatılan ama, sadece biknesi gerektiği kadarını bilen, bir tür sistejıin sigortası sayılan napaz/bilim adamı Flattery'nin proje hakkında daha çok bilgi sahıbi olmasına rağmen, dörduncü bir kişiye daha gereksinim duyulur. Bir kadına... Klon tanklarında nazır bekleyen Prudence, geniş bir bakış açısına sahip vc güvenilir önsezileri var. Farklı dallarda uzman olan klonlara verilen özel emirler ve sınırlı bilgiler nedeniyle bunların birbirle ri hakkında kuşkular taşıması da doğal olmaktadır. Frank Herbert diğer romanlarında olduğu gibi işin felsefi yöniinü de ihmal etmcdcn "yapay bilinç" olgusunu tartışır roman kahramanlarıyla. Yapay bir rahimde büyütülcn klonların benzer bir uygulamasını Philip K. Dick'in Dr. Gelecck adlı romanında görüyoruz. Ancak burada insan kopyalama değil. Yetenekli ve güçlü zigotları doğuma hazır halde bekletilmcktedir. Frank Herbert'in klonları ise içgüdüleri kontrol altında tutulan ve Organik Akıl Merkezi tarafından yönetilen protoplazmanın parçalarıdır. Yapay bir bilinç oluşturma göreviyle koşullandırılan klonlar, kendi gerçekliklerini sorgularlarken, insandan hiç farklılıkları olmadıklarının da büncindedirler. Görevleri tamanılandığında kendi misyonlan da bitccek. Ancak görevin başanlması onlann sonunu getirmeyecek. Nitekim Tau Ceti'ye ulaştıklarında gemideki scs çözümleyicisi klon tanklarındaki diğerlerini uyandırdıktan sonra kcndisine nasıl tapınacaklarına karar verilmesini isteyecektir. Kim bilir, belki de yazar doğa dışı bir yaratımın eninde sonunda kendi yaratıcılarına hükmedeceği mesajını vermek istemiştir. Dune serisiyle bilimkurgu okurları içinde haklı bir ün edinen Herbert, belki bu kitabıyla genetik biliminin her tür spekülasyona açık klonlama deneylerine karşı, hesapta olmayan olası gelişme ve sonuçları konusunda insanları uyarmak istemiştir. Son günlerde piyasaya çıkan bilimkurgu yapıtlarından farldı ve bir o kadar da bilimin gündemine denk düşen hir romanla karşı karşıya okur. • bert/ Türkçesi: Ozlcttı ılyas/ Sarmul Yayınlart/ 3X0 ç Görevimiz: Uzay Boşluğu/ Frank f ler PAN YAYINCILIK Adam Kitabevi'nde 79 Haziran 1999 Müziği konuşabileceğiniz konuklarıyla... 7 Haziran 1999 Pazartesi 18.00 Fırat Kızıltuğ (lavta) Yeni yayımlanan "Çocuklarla Müzik" kitabı üzerine Musıki ve Edebiyat Söyleşisi 8 Haziran 1999 Salı 18.00 Hakan Aydınhk (ud) Saz Eserleri 9 Haziran 1999 Çarşamba 15.00 Seba Baştuğ Şen Yeni yayımlanan "Piyano Tekniğinin Biyomekanik Temeli" (Piyano Çalmadan Doğan Rahatsızlık ve Sakatlıkları Önleme Yolu) kitabı üzerine Söyleşi Yapay MMnç 17.0019.00 İnce Saz Cengiz Onural (gitar) Murat Aydemir (tanbur) Derya Türkan (kemençe) Müzikli Söyleşi CUMHURİYET KİTAP SAYI 485
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle