23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler •*&<< (:r. *! •!: k.*m^ ( < Amf ,'f,^^r i » \f "" Paris Düşerken/llya Ehrenburg/Çevirenler: Attila Tokallı vc Erdogan Tokatlı/Can Yayınlan/Cilt I + Ctlt II 626 s. Sovyet döneminin en büyük yazarlarından biri olan Ilya Ehrenburg (18911967), "Paris Düşerken" adlı romanını bitirdiğinde (1941) elli yaşındaydı. Bu roman, yazdıkları arasında en beğcnilen, en başarılı yapıtı oldu. Ilya Ehrenbıırg, bu romanında, Fransa'nın çürüyüp kokuşmuş yüksek sosyetesini vc vatan satıcılarıyla dolu Parlamcnto ortamını parlak bir anlatımla gözler önünc screrken, bir yandan da Fransız Ulusal Direniş Hareketi'nin, o adı sanı bilinmez kahramanları tarafından nasıl oluşturulup nasıl örgütlendiğini çarpıcı sahnelerle dile gctirir. 1947'de yazdığı "Fırtına" ve daha sonra yazıp ancak 1952'de yayımladığı "Dokuzııncu Dalga" adlı romanlarında insanlık tarihinin korkunç savaşlarla boğuştuğu o acılı günleri büyük bir ustalıkla anlatır. İki kardcşin, Attila Tokatlı ve Erdoğan Tokath'nın birliktc çevirdikleri "Paris Düşürken" adlı bu dev romanı iki cilt olarak sunuyoruz. Orta(daki) Asya Ülkeleri/Mm/ö/â Balhay/Cumhuriyet Kitaplan/2% s. "Orta Asya coğrafyasının pek çok yerinde, Âtatürk'ün 29 Ekim 1933'te Çankaya Köşkü'ndeki bir kabulde söylediği şu sözlerin yo£un dağıtıma hazır çoğaltılmasıyla tarşılaştım: "Bugün Sovyetlcr Birliği, dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse bugünden kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, tıpkı Avusturya Macaristan gibi parçalanabilir, ufalabilir. Bugün elinde sımsıkı ttıttuğu milletler avuçlanndan kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeyc ulaşabilir. İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmclidir... Bizim bu dostluğumuz idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevi köprülerini sağlam tutarak. Dil bir köprüdür... tnanç bir köprüdür... Tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Onlann bize yaklaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekli." Tarihsel öngörü diye buna denir. 199O'lı yıllara bakınca, Türkiye'nin bu süreci çok "noksanlı" karşıladığı dikkati çekiyor. Moğolistan'dan başlayıp Batum'da noktaladığım ürta Asya gezisini tanımlayacak satır başları şunlar olabilir: 9O'lı yıllann değişimi... Gcleneklerin kahcılığı... Geleceğin parlaklığı vc bclirsizliği... Türk dillerinin zenginliği... Tnsan ilişkilcrinin sıcaklığı... Hazar Denizi'ni birliktc geçtiğimiz, Azeri Ranıiz Bey, Türkleri hoş şivesiylc ayncn şöyle anlattı: "Türkler bir gözünü açtı, ok attı. Oteki gözünü açtı, kılıç çekti. Şöyle silkelendi, ata bindi. Şimdi yatıyorık, yatanda..." Sözü uzatmayalım, ayrıntılar içeride" diyor Mustafa Balbay. Belgelerle Türk Eczacdığı ll/Gülnur vc Mcrt Sandai rı/Dr. Ne;at E Eczaabaşı Vakjı Yayınt/271 ı. Türk Eczacılığının yüz yılı aşkın bir döncmdeki durıımunıı, özelliklcrini, gelişimini belgeleyen bu kapsamlı çalışma, Gülnıır ve Mcrt Sandalcı'nm on yıldan fazla bir süre içinde oluşturdukları kolcksiyonun ürünii. Eczacılık Mektebi'nin ilk mezıınlarını verdigi 1840 yılından, Türkiye Eczacılar Almanağı'nın yayımlatıdığı 1949 yılına uzanan dönemde Türk cczaulığıııa ilişkin çok çeşitli belge ve objelcri bir araya getiren "Belgelerle Türk CUMHURİYET KİTAP SAYI 483 EczacılıgVnın ilk cildinde antiyeler, kartpostallar, mektup zarfları, posta havaleleri, rcçcte iade zarfları ve telegraflar sunıılmuştu. Yapıtın bu ikinci cildinde 1 Türkiye cczahanclcrindc hazırlanmış çok ilginç reçcte ömeklerinden yola çıktlarak, eczacılık tarihimi: • zın " karanlıkta kalmıs birçok yönüne ışık tutulmakta. 75 Yılda Köylerden Şehirlere/Tön^) Vak/t Yayınlart/359s. 1920'lerin ünlü özdeyisi: "Köylü memlekctin cfcndisidir"; popülist bir söylenıden ve ülke nüfusunun yüzde 80'ini meydana getiren köylü kitlelerinc paternalist bir selamdan mı ibaretti? Kuşkusuz daha fazla, daha anlamlı birşey: Bir emir, bir istem ve bir özlemdi. Yorgun, yoksul, kendi içine kapalı milyonlara; "uyanın, silkinin, olmanız gercken yere yüksclin" çagrısı yapılıyordu. Sonraki yıllarda köylü ıııcnılcketin efendisi olamasa da, özellikle îy^O'lerden sonra, popülist politikaların oy deposu olarak ön plana geçti. 1970'lere gelene kadar, ülke nüfusunun çoğunluğunıı oluşturmayı sürdüren, 1990'larda kentsel niifusa oranla gcrileyen tarımcı köylü nüfus, tarım kesimi vc kırlar; 1980'lerc gelene kadar her dönemdc, hem siyasal hareketlerin, hem ekonomi politikalarının, hem sosyal bilimlcrin gündeminde baş köijelerdc kaldı. "75 Yılda Köylerden Şehirlere" kitabı, 75 yıl boyunca kırsal Türkiye'yi, köyü, köylüyü, Cumhuriyet'in kurucıı kadrolanndan günümüze tarım ve köylü politikalarını vc günccl sonuçlarıyla da öncm kazanan göç olgusunu çcşitli yönleriyle sergilcmeyi, hatırlatmayı amaçlıyor. 75 Yılda Köylerden Şehirlere, 1990'lar Türkiye'sinde gündemin arka sı ralarına atılmaya "göç" dalgalarıyla cevap veren bir kesimin 75 yıllık macerası. Küreselleşme ve Türkiye/Nazım Güvenç/BDS Yayttıları/327 r . Elimizdeki kitapta, küreselleşmc •""'*" olgusu hem 1980'lerden itibaren zirvedeki bir dinamik, hem de dünyada ve Türkiye'de son 500 KÜRBSBU.EŞME yıldır gitgide gelişerek gelen bir VE siireç olarak incelenmiş. KuramTÜRKİYÎ sal çözümlemelcr hcp yaşamın içinden ve en günccl somut uygulamalarla bcslenerek, örneklendirilcrek sentezlcre varılmış. Neredeyse 100 yıllık emperyalizm kuramı küreselleşme ışığında yenilenmiş; Türkiye'nin 1492'den bu yanaki gelişimi yeni bir bakışla değerlendirilmiş. Hayat Bir Emrin Var Mt?/Ceztnı Ersöz/Gendaş Yayınları/190 s Yazar Hulki Aktunç Cezmi Ersöz hakkında şöyle demiş: "Nerede bir Cezmi Ersöz yazısı, şiiri görsem, önce onıı okumak isterim. Neden? Nedenini de hem bilirim, hem bilmem. Bilirim: Varlıgı, bitimsiz muhalefettir onun. Bilirim: Bir kaşiitir o. Bilirim: Bir "kendinde üslup'turo. Bilirim: Yunus'un genleri vardır onda. Bilmem de: Benim sözcüklerle tanımlamaya kalkıştıgım Cezmi Ersöz yazısı, o sözcüklerin dışına taşar sürekli. Bilmem: Bildigimi sandığım anda, vaha avlayacaktır beni... Yaşamı ve ögrenmeyi scçtig'im için bilmem. Soruyor: "Hayat, Bir F.mrin Var mı?"" Büyük, Küçük ve tnsan Zihn'ı/Rogcr Pctınnc/Çci'i rcıı (,cnk Ttirhman/Sarınal Yciyınlart/2! i i "Buyük, Küçük ve Insan Zihni", Peıırose'un 21. yüzyıl kuramsal üziğine bakışına kolay anlaşılabilir, aydınlatıcı ve yeni düşünce yolları yaratan bir giriş. Kitap, Penrose'un evrenin büyük ölçekli fiziği, kuantumu küçük ölçekli fiziği ve zihnin fiziğine ilişkin büyük yankılar uyandıran düşüncelerinin elcştirel olarak tattışılması ve irdclenmesini içermekte. Bu biıyülf •• • yapıtında Penrose, beynin çalışması ve insan zihninin doğasını hüçuh anlamakta yararlı olacağına inan ue insan zıtını dığı yeni radikal kavramlar geliştirmcktedir. Bu görüşler daha sonra kitapta farklı alanlardan üç farklı uzman tarafından tartışma masasına yatırılmaktadır: Kuramsal fizikçi ve kosmolojist Stephen Havvking, bilim felsefecileri Abner Shimony ve Nancy Carrwright... Sarıkamış/r:Vw. Kur. Yarhay Köprülülü Şeri/(llden)/'\'ürkiye tş Bankau Kültür Yayınları/2^9 s. "Burdan o dağlara baktığımızda, üzerine kar düşmüş çalılıklar görürdük. O çalılıkların, kurda kuşa yem olmuş askerlerimizin kemikIeri olduğunu oraya gidince anladık." Vaktiyle Sarıkamışlı bir ihtiyarın söylediği bu sözler, tarihimizde Sarıkamış Harekatı olarak bilinen facianın boyutlarını özlü bir biçimde yansıtıyor. Sarıkamış olayı Birinci Dünya Savaşı'nda yaşanmış, tam 90.000 insanımızın ölümüyle sonuçlanmış trajik bir serüvendi. Bu serüveni bilgisiz vc hırslı insanlar yarattı. Olayın içinde yaşayan Kurmay Yarbay Köprülülü Şerif Bey'in kitaplaştırdığı anılarını ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz. Elcştiriye Kısa Onsöz/jean Paulhan/Çeviren: Uğur Güven/Dokuz Eylül Yayınlart/61 v. Jean Paulhan eleştiri üzerine şöyle diyor: "Eleştirmenlerin ycrgisi güJEAN MUUUN nümüzdc çok daha fazla katkıda ELEŞTIRİYE bulunuyor yapıta. Eğer Marquis KISAÖNSÖZ de Sade, Baudelaire, Rimbaud, Lautreamont, Mallarme şaşırtıcı bir * '<£:••• '•A canlılıkla bize ulaşıyorsa, bu Jules Janin, Brunetiere, Maurras, France, Fagııet, Gourmont gibi cleştirmenlerin kimi karalama vc aşağılamaları sayesindedir. Olumsuz eleştiri, yazarı alkolün meyveyi koruduğundan çok daha iyi korumaktadır." Jean Paulhan'ın ünlü yapıtı ilk kez Türkçe'de. Günce ll/Henn Frederıc Atntel/Çeviren: M Mukadder Yakupoglu/Mor Yaytnlart/241 s. İlk cildi bir yıl kadar önce yayımla nan Amiel'in güncesinin bu elimizdeki ikinci cildi 1 Haziran 1866 ile 31 aralık 1866 tarihleri arasını kapsıyor. tlginç bir düşünürün yaşamından günleri izlcmek onunla birlikteymişsiniz duygusu veriyor insana. Kitabı yinc M. Mukadder Yakupoğlu dilimize aktarmış. Lanetli Pay/George Bataille/Çeviren: M. Mukadder Yakupoğlu/Mor Yaytnlart/217 s. George BataiUe 1933 yılında yazdığı "Harcama Kavramı" adlı makalesinden sonra ekonomi üzerinde yaptığı yoğun çaiışmalarım 1949 yılında yayımlanan "Lanetli Pay"la doruk noktasına ulaştırmıştır Lanetli Pay, Bataille'ın doğa, insan, ekonomi ve tarih felsefelerini sistematik bir bütünlük içinde verdiği tek yapıtıdır. "Savaşın kaçınılmaz oldıığuna inanmayı engelleycn şey, Clausewitz'in formülünü tcrsine çcvirirsek, ekonominin, bugünkü koşullarda sa vaşı başka yöntemlerlc sürdüreceği düşüncesidir." (îeorge Bataille bu sözleriyle insan doğasındaki saldır ganlığın ekonominin devinimi içine nasıl yerleştiğini çarpıcı bir biçimde göstermektedir. Bir Danışmanın Güncelleri: Sobe/Kenan Ödemiş Beysoyl/ı/Kendı Yayını/246 \ "Konuşmak, yazmak ve bunları herhangi bir şekilde yayımlamak Anayasal haklarımız içerisinde tariflendi • SAYFA 21
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle