Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AT CAPAN Kış uykumuzu delip geçen kınından çıkmış imge. ESTETtK Somutta değil, Açık alanlarda aranmalı gerçek: Iki duvar arasında uzanan Sahil örneğin. Sessizlikten sessizliği yırtan Denizsesi. VENEDtK Kapıların yanında silikleşen sabah Cjecenin yükünü sırtlanıyor, Evler, sıkışık küpler halindc toplanıyor. Kıyıyı kuşatan saraydan Cıcmiye binmek üzere, fakat duralıyor. Elbisesı, sessizliğe uzanan Bir ses perdesi. Köprünün altında, Yansıyan arkın içine aldığı, Siliyor duvarları, suyu ve ufku, Bir ışık tüneli. llerliyor boşlukta, Kendi görüntüsünde yüzen bir gondol korteji. JULÎETİN BAHÇESİ "J'ai connu un petiteftlle quiquittait son jardin Bruyamment, puh s'en revenait a pas du loup pour 'voir Comment il etait quand elle n'etait pas la" Sartre Sessizce... soluk alıp verişten daha sessizdi ş,imdi, ayrılıp gidcn yankısının ardında bahçenin öfkelendiğini duytıyordu: ondan haberi olmayan çiçekler, öylesine büyüyorlardı ki: taşlar sertlİKİerini kamburlaştırıyorlardı onun oradaki yokluğuna karşı: içe işleyen kokular geliyordu, gül, elma ve çürümüş yaprak, toprak kokusu hepsinin altında, onun olmadığı yere: korkularını uyandırırdı yalmzca, onun bu isteldi ölümüne aldırmayan ve kokular gönderen böylesi varlıklar: ve böylece aceleyle bahçesine geri döndü sonra, yeni bulunmuş gereksinimi tüm Cennetin ölçüsü. "Bir yalandan çıkan ben, yalnızca El kitabı, reklam ve politjkayım. Charles Tomlinson 1927 yılında doğdu. "Nesnelere kendi yaşamlarını" vermeyi amaçlayan şiirleri genelde, doğa manzaralarına, deneyimlere ve olaylara verilen imgeci, görsel yanıtlardır. Yapitlarında karşılaştığımız özgünlüğün bir kaynağı, IspanyolAmerikan yazarların etkisinde aranabilir. Octavia Paz ile bir sone dizisi üzerinde çalışmış; onun ve Antonio Machado'nun yapıtlarını Çeviriler (1983) adlı kitapta toplamıştır. Ona göre şiirdeki boşluk olasılığı simgeler ve benlik bu olasılığa biraz da kendini unutarak sarılır. Bunu yaparken kişiliğin baskıcı ve yabanıl istekleri bir kenara bırakılır. AKDENİZ I Mimarinin Müzikaller oynadığı Bu üzüm ülkesindc, Kamçılanıyor duygular en az sözle, Ya da şaşırtılıyor konu ve izleyici Alışılmadık bir resmiyetle. Bir de deniz var. II Deniz, 'Buruşmuş' ya da 'dalgalı', ya da Azgın ve yırtıcı, dönüyor kendi çevresinde, Gok görültülü yağmurlar içinde. Kırık, gürleyen köpüklerden bir gök kubbe, Biçimsiz acılarıyla, Kayaları ikiye ayıran ve yabanıl deniz Yarı yolda, yanan renkli ışık yolunu aşıyor. III Bu üzüm ülkesi aynı zamanda, Trenlerin, uçakların ve gazhanelerin ülkesi. Unutulmayan acı "Tramvay ve saray". Ne el kitabının, ne de düş gücünün, hoş, görmediği Bir düşünce. El kitabı biraz yalan söylüyor: "Rahat bir otobüsle yirmi dakika uzaklıkta", "sıra sıra selviler ve birbiri ardınca gelen eşsiz güzellikler." Düş gücü yalan söylemcz. Tugiayı ısırıyor; Ve şöyle söylüyor; "Bu çelikçeliği tadacağım. Bir yalandan çıkan ben, yalmzca El kitabı, reklam ve politikayım." Dcmiryolu rayları boyunca deni/ tıırlan. Aynı zamanda dcnizi dc tanınılıyor, kabul etmek bunu. YANSIMALAR Saydam gölgeler gıbı.Bulamklaşıynrlar, Uzaklaşan renklerin yolunu kescn Ince buzuıı aynusıyla; ve Cîergın yara i/lcnyle kurşunilc^mi^ bir deıi gıbi, SAYFA 18 Charles Tomlinson/ Şiirler/ Çeviren: Gökçen Ezber Bcyazlayıp çatlayan kabuk, bu biçimsizliklerden Belirsiz bir imge çalıyor. Bir a ayna yalan söylüyor ve Aynı suçu, suskunluk içinde, Sanatla bile işleyebiliyor: 'Abartmıyorum lıiçbir şeyi, Çünkü yansımalar gördüklerinizin ancak yarısıDuygularınızdan söz etmezler." Alışkanlık gibi, Kördür doğa. Güvenmeyin onlara. Ayna olmadığımızdan, Bizler özgürüz bu yerleşimi sorgulamaya ve Düzenlemeye yansıttıklanmız, Scçtiklerimizdir. Gönül borcu duyuyoruz, Boyun eğmesek de, köprünün kendısi gibi, Algıladığımızda acıyla, durgun suyun karanlığını dolduran Bir köpriiyü, sevincimiz borcumuzu gösterirIçinden seçim yaptığımız doğaya, Ve, o dolufuğu yeniden çevreleyerek alışkanlığa, CUMHURİYET KİTAP SAYI 483