20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ankara Rüzgannı derleylp hazıriayaniardan Ail Cenglzkan (solda) ve Hüseyin Ataöas Munzam olunmak is/er rây ı resulpeygamber Hâyı hu ıle âhır makiud oldu zâhtr Beylıvelıyyü 'lekrem elhacabd ı ekber Ey pâdişabı fehhâmı sultan llaa Bayram Rumeli pâyı ikrâm abdı çâker" Nasıl açıklanır, neyle açıklanır bilmiyoruz ama, günümüzden yüz yıl kadar öncc yazılmış olan bu şiirin ikinci dizesinde, Ankara'nın bır gün îstanbul ile hemscr (başabaş) geleceğinin söylenmesi ilginç değil mi? Evet bıı dize, "kcrâmct sayılaeak şait âne kehânetlerdendir." tstanbul'un yanında, Cemal Sııreya'yı sevgiyle anarak söylcyclim, bugün bir "iyi kalpli üvey ana"dır yine de Ankara. Çünkü Ankara, Cumhuriyet Türkiye'sinin başkentidir ama rantiyenin başkenri tstanbul'dur. Sevgili Metin AJtıok da bir konuşmasında; Ankara'yı esirgeyıci vc bağışlayıcı, sevgi dolu bir Anadolu anasına benzetmişti. Cumhuriyet ülküsüne yakışan nc güzel bir niteleme... Yine Cemal Süreya, bir şiirinde şöyle seslenir şairlere: Şaır arkadaş, bir derdin mı var Bır jeyler çıkarmak mı istiyorsun derdınden Ankara ya gitmelisin." Şairlerin, dertlerinden bir şeyler çıkarmak için çağnldığı Ankara ile şiir arasmda, ötcki büyük metropolitan kentlerlc şiir arasındaki gibi bir ilişkı kurulabildi mi, kurulabilir mi.'' Orneğin bir Paris ve şiir, bir Petersburg ve şiir, bır Moskova ile şiir, bır Roma ile şiir, hatta küçük Balkan kentleri ki, kentleşmeleıi adlarını andığımız yerlerden daha sonraki yüzyıllarda olmuştur. Örneğin bir Sofya ile şi ır arasındakı, bir Budapeşte ile şiir arasındaki bağlantı Ankara ile şiir arasında var mıdır? Bir kenti kent yapan olgulardan birisi de kendi estetik bütünlüğüdür. Bunun için de kent; şiirsel anlatımı ile yani coğrafyası ıle tarihi ile mimarisı ile, toplumsalkolektil vaşama biçimi ileduyarlığı ile belki de rııhu ıle kent olabiliyor ancak. Roma'da yaşayan insanların, Londra'da yaşayan insanfarın ortak davranış biçimleri var. Değişmeyen mekânları var, aynı CUMHURİYET KİTAP SAYI 4 7 2 Ankara, lyi kalpll üvey ana yerde duran sokak fenerleri var, parklardaki havuzları var... Sürekli kentleşme sıireci içınde, kırsal kcsimlerden sürekli göç alan, rantı hızla yükselen, bu nedenle de sürekli yıkılıp yapılan, bundan da hızlı olarak gecekondulaşan; modern anlamda, gerçek anlamda çağdaşlaşamamış, toplu vaşama biçimi ya da mekânsal özgünlükleri tek başına kent olmaya yeterîi mi Ankara'nın? Sanırız değil. Bu nedenle, 1930'lardabaşlatılançalışmalarsonucunda, 1950'lerde kent kimliğini kazanma sürecınc giren Ankara'nın edcbiyata vc şiire yoğun ularak yansıması, dana önce de belı rttığimız gıbi Kurtuluş Savası nedeniyletlir. Bu yüzden, kentleşme bakımından garip gorunse de Cumhuriyet döneminin bütün yenilikçi şiireylem leri Ankara çıkışlıdır.Bu eğılimlerin hep Ankara'yı başkcnt kılmasına karşın, Ankara'nın o oranda yine de şiire yansıdıöı söylenemez. Bir şiire başkent olabilccck bir şiirin yüreğine sı/.abilecek, girebilecek mekân o/elliğine ancak son zamanlarda sahip olmaya başladı, denebilirbel kü... Bir çırkınlik abıdesi olan o Kızılay rant binası Ankara'nın göbegine oturtulduktan sonı.ı "detıebılır" mı1 Evet, Ankara daha çok Ulusal Kurtuluş Savaşı geleneğine, Kuvayı Milliye geleneğine gönderme yapılarak anlatılmış tır. Yine de gerek Kurtuluş Savaşı döneminde gcrek daha sonraki dönemlerde ne yazık ki romana, oykiiyc, anılara yansıdığı kadar şiirlere yansımamışttr. Daha çok 1930lardan sonra Nâzım Hıkmet'in "Kuvayı Milliye Des.tanı"nda, "Memleketimuen Insan Manzaraları"nda, daha sonra Attilâ llhan'ın ve Ceyhun Atuf Kansu'nun şiirlerinde, yoğun göç almaya başladığı 1960'lardan sonra ise llhan Berk'in özellikle de carpık kentleşme ve gecekondulaşma olgusu ile (îülten Akın'ın "Seyran Destanı" ıle genç kuşaktan daha başka şairlerin şıırlerıne yansımıştır. Bir bürokrasi kenti olarak da ör neğin Cemal Süreya'nın şiirine sızmıştır. Ankara'nın Ulusal Kurtuluş geleneğine, Kuvayı Milliye geleneğine yansıması da hep simgesel özelliklerdir. Bir kent dokusu olgusu olarak şiire girmesi çok yenidir. Kurtuluş Savaşı'na başkentlik yanacak bir mekân bütunlüöü, bir direniş kültürü bağlamında anlatılmamıştır. Ankara'nın simgesel niteliğinin dışında, 1940'lara kadar şiire pek girmediğinı gorüyoruz. Oysa Bursa vardır; 1 lalit Fanri Ozansoy'da, Ahmet Hamdi Tanpınar'da, Ömer Bedrettin Uşaklı'da, tstanbul pek çok Divan şairinde, Yahya Kemal'de, Ziya üsman baba'da, îstanbullu olan veolmayan daha pek çok şairin şiirine girmiştir. Hatta gerçek anlamda kent otmayan daha başka "taşra kenti" diyebilecegimiz yerler de şiire konu olmuştur. "Kızı deniz kızı" olan Izmir şiire girmiş tir doğal olarak. "Köprüde kadınlar bir hoş / Etekleri rüzgârla kardeş / Gözlerindc balıklar sarhoş" olan Îstanbul, yüzyıllar öncesinden şiirlere girmiştir hakkıyla. Demek ki bir ycr, bir kent her şeyuen önce yarattığı kültürel imge ve insan ilişkilcri ile şiire giriyor. Yukanda verdiğimiz örneklerden anlaşdacağı gibi Ankara da yakın yüzyıllarda dokuma (soO ve tarım (üzümşarap) kültürü ile şiire girmiş... Öte yandan yeri değişmeyen bir sokak feneri kent mimarisi açısından önemlid ir, ama altında öpüşen bir çift, yani içinde insan yoksa pek bir anfam taşımaz... lşte Ankara da gerçek anlamda firezya ve kravat yanında insanıyla, insan ilişkileri ile yenileyin şiirlere yansımayaya başladı. Önce yalnızfıklarıyla, kır çiçekleriyle, kızıllıklar içinde batan güneşiyle ve tüm bunların ayrımına varanlanyla... Şair doğduğu, büyüdüğü, yaşadığı yerle, o yerin çefişkileriyle, uyumfuluklarıyla iç içedir. Her şeyden önce yaşadığı yer olarak, Ankara'yı dişiyle tırnağıyla kazıyarak taşıyor şairler şiire bugün... Ankara'nın doğal bir kentsel gelişimi, birikimi yok diye doğal bir şiir kenti değildir diye üzülmenin anlamı yok artık. O, "bir balkondan sokağın görünüşü" olarak ya da "başak ve asma" bağlamında bir özlem olarak ağıyor şiire. Ankara kurtuluşun, bağımsızhğın, özgürlük bilincinin, cumhuriyet ülküsünün simgesi bağlamında ağırlıklı olarak yansıdı şiirlere. Şimdi de olumluolumsuz olgularıyla, insan ilişkilerinin insanlık hallerinin görünümü olarak yansıyor... Sekscn dört modern Tiirk şairinden derlenen "Ankara Rüzgân" ile Ankara üzerine oluşan siir birikimini sizlere yansıtmayı başarabildiysek ne mutlu.» Ankara Rüzgân / Kültür Bakanltğı Yayınlart / Hüseyin AtabaşAli Cengizkan / 221 s. Attilâ llhan YENGECIN KISKACI Kuvayı KNIlye geleneği Şllrleri, romanlan, deneme anılanyla Türk Edeblyatının duayenlerinden olan Attilâ llhan'ın llk öykü kltabı Yengecln Kıskacı; ğörselllğl hikâye ve romanın metnine taşımayı terclh eden bir yazann kırk ytllık serüvenldir. BUTUN KİTABEVLERİNDE BİLOİ KİTABEVt Sakarya Caddeal. 8/A. VBnifvhlr ANKARA Tal 312 434 41 06/07 F*X 312 433 1936 BİLGİ DAĞITIM Narlıbahçe Sukak, 17/1 Cağaloğlu İSTANBUL Tel 212 572 5201 Fax 212 5274119 • BİLGİ YAYINEVİ Mefrutlyet Caddcsl. 46 / A Yenlşehlr 06420 / ANKARA Tal . (0312) 431 81 22 434 49 98 Faks ' (0312) 431 77 58 wwwbllglyaylnevl.com.tr * emall. lnfo@bllglyaylnevl com tr SAYFA 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle