25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ali Akay sanat kuramına taşıdığı sosyolojik bakışı, küratörlük yaparak uygulamah olarak da gerçekleştiriyor epeydir. Akay 'Sanatın Sosyolojik Gözü'nde siyası vc sosyolojik olan yazılarıyla, sergilerin yazılarını yan yana, arka arkaya getiriyor. Şöyle diyor Ali Akay: "Bu birliktelik beraberinde dayanışmayı, geçişkenliği ve eklemlenmeyi vücuda getirmektedir. Bir ae sanatın bir adı olarak adlandırdığim sosyolojiyi." Akay'ın bu ilginç kitabını Ayşegül Güçnan değerlendirdi. AYŞEGÜL GÜÇHAN Yayınların sevındirıci ölçüde çoğaldığı binyılın soıı günlerinde hem sanatın profesyonellerini, hem de öğrenci kesimini sevindiren yayınlarda da bir artış gözlemleniyor. Bir yandan yayınevleri yayın yelpazelerinc sanatla ilgili yayınları da katarken, diğer yandan gördüğü ilgi üzerine basımları rükenen yapıtlar yeniden yayınlanıyor. Bağlam Yayınları da ıızun bir süredir yayın yelpazesine çağdaş düşünce ve sanatı katmasıyla seçilen bir yayınevi olarak önemli bir işlev, hatta bir misyon üstlenmiş görünüyor. Yavınevi'nin son kitaplarından biri, îstanbul Kitan Fuarı'na yetistirdiği Sanatın Gözü. Ali Akay'in çağdaş düşünce ve sanat üzerine inccleme, deneme ve elestirilerini topladığı çalışma, kendisinin de Önsöz'de belirttiği gibi salt disiplinlerarasılıkla açıklanabilecek bir birlikteliği örneklemiyor. Ali Akay'ın yayınları anımsandığında(l), yayınlanan tümünün de, yazarın kendisinin de vurguladı^ı gibi, 9O'lı yılların başıhdan bu yana sanat ve sosyoloji birliktelig'ini belirleyen içerikler olduğıı görülecektir(2). Sanat kuramına taşıdıgı sosyolojik bakısı uygulamalı olarak da gerçekleştiren Ali Akay, sanat pratiğinde bir süredir küratör olarak da yer alıyor. Sanat eleştirisi, kuramsal yazılar, çeşitli kurumlarda sanat programları ve üniversitede sanat ve sosyoloji derslerinin Ali Akay, sanat pratiğinde bir süredir küratör olarak da yer alıyor. Sanat eleştirisi, kuramsal yazılar, çeşitli kurumlarda sanat programları ve üniversitede sanat ve sosyoloji derslerinin Ali Akay'ın etkinlik izlencesini oluşturduğu göz önüne alındığında, "sanatın kendi pratiği üe sosyolojinin de daha önce içinden çıktığı felsefe arasında kurulan köprü ve bağlar (...) Liberal sanatlara denk düşen bir uygulamayı vücuda getirmektedir" ifadesi açıklık kazanıyor ve Sanatın Sosyolojik Gözü'nün de ana eksenini oluşturduğıınıı imliyor( î). Akay, ilk yayınlarından bugüne degin hemen tüm yazılarında egemen tema olan disiplinlererası yatay geçişliliğe, bu çalışmasında daha fazla açıklık getirerek, sanat ve sosyolojinin ilişkiler ağındaki bileşkelerin ne ayrı ayrı disiplinferi, ne de disiplinlerarasılıgı ortaya koyduğunu; "disiplinleraşırı" olarak adlandırdıgı bu deneyimin, kartezyeıı döneııı öncesi, premodern döneme ait olan bir eğitim ve araştırma pratiği ile entellektüelligi sorguladiğını ifade ediyor(4). 1990'Jı yıllarda deöişeıı çelıresinin "merkez ve çevre" ilişkıleri çerçevesine sokması ve sosyolojinin hızla sanatın nesnesi olma olgulanmn altını çizen Akay, Sylvaire Lautranı>ernin Semiotexte dergisini kurduğunda ayrımsadığı gibi, Deleuze ve Guattari'yi izleyenlerin SAYFA 16 Ali Akay'dan biryazılar toplamı Sanatın Sosyolojik Gozu LJ Ali Akay sosyal bilimlcrden çok sanat alanında çalışanlar olduğunıı bir kez daha anımsatıyor(5). Çalışmanın önsözü uzerinde bu denli ayrıntılı durulmasının nedeni, kuramının hangi temeller uzerinde yükseldiğini ve yazarın hangi analojilerle bu yönü belirlediöinin bilinmesinin salt kitabın değil, "Ali Akay"in "okunması" sırasında okurlara bir okuma ekseni sağlayacağı düşüncesidir. vurgularını gözden geçirmekte yarar var. Bilimler ve Sanat Kitabın ilk bölümünde yer alan yazılar, Akay'ın önsözde ayrıntılı bir biçimde betimledigi disiplinleraşırılığı örnekleyen içerikler. Bölümün giriş yazısı, kitanın tematiği olan disiplinlerarasılık ve disiplinleraşırılığı açımlayan ve salt sanatla sosyoloji değil, sanatla doöa bilimleri arasındaki geçişjilik uzerinde yoğunlaşan bir çalışma. Bir sanatsever olan Louis Pasteur'ün, Napoleon 111 tarafından 1860 yılında Akademi'de ders vermek üzere Bilim ve Sanat kürsüsüne nrofesör olarak atanması örneöiyle başlayan çalışma, bilimsanat ilişlcilerinde bir kilometre taşı olan ve tüm bir sanatı hem biçim hem de içerik açısından dönüşiime uğratan fotoğraf makinesinin bulunuşuntı, 1830 yılında sorulan bir soruylaC'Baylar, bu fotoğraf sanatların işine yarar mı yaramaz mı?") güncelleştirerek sürüyor(6). Almanya'da Roentgen'in kendi adını taşıyan ışınları bulmasıyla nıüzecilik ve sanat tarihinde sanatçının geçirdiği evreler gözler önüne serilmekte ve yapıtın "yaşı" bilinısel yöntemlerle bulunmaktadır(7). bir yandan fotografik teknikler, bir yandan da röntgen ışınlarının kullanıldığı bilimsel yönremler sayesinde yaıtın, çıplak gözle seçilemeyen ayrıntıırı Van Hyck'ta oldııöu gibi doğa bilimlerinin olduöu denli, hermenötik'in de nesnesi olabilmektedir(8). Claude LeviSrrauss'un çoğıı yabanıl hakların el sanatları arasındaki benzerliklerde psikolojik ve yapısal benzerlikler bııluşunu ve bu sanatların toplumsal örgütlenmeye tekabül edişini sorunsallaştıran(9) Ali Akay, sanat ve sosyoloji ara Kesltlerarası ilişkiler ve Bir Dekonstpuksiyon Akay'ın çalışmasını "okuma" edimi, okura oldııkça ilginç bir deneyim yaşatıyor. Kitap, ele^tiri, resim, enstalasyon ya da film; ner okuma ediminde ikili karşıtlıklar bularak çalışan bu satırların yazarı gibi bir yapısalcı için Sanatın Sosyolojik Gözü'nün okunması sürecinde üçüncü terimle "kendiliğinden" karşılaşmak biraz da sarsıcı bir deneyim oldu. Bu eleştirinin amacı, bu deneyiminin paylaşılması istemidir. Çalnjmayı okuma edimine, yapıtın kesitlerini tanımakla başlanabilir. Bunun için, yapıtın öneelikle iki kesitte okunabileceği görülmektedir: Birinci kesit bilimler, ağırlıklı olarak sosyoloji üzerine içerikler; ikiııci kesit ise sanatsal denemlere ilişkin içerikler. Çalışmanın izncesi, sosyoloji / sanat arasındaki eklemlenmeler üzerine kıırulu görünüyor. Kitabın üç bölümde toplanan yazıları her bir etkinlik alanına ayrılmış olma yıp, her bölıim her iki kesitin konusu olan sanat ve sosyolojiye yer ayırıyor. Bu nokta ayrımsandığı anda yazarın yapısökücü yazma biçemi de ilk ipuçlarını veımeve başlıyor. Bu biçemi algılamayı kolayfaştırmak için de kitabın bölümlerinin sındaki ilişkileri daha güncel örnekleıle pekiştiriyor. Bu örnekler bir yandan düşünürün yeni konumu uzerinde yoğnulaşırken (jacqııes Derrida'nın 26 Flkim 1990 21 Ocak 1W1 tarilıleri arasında gerçekleştirdiği "Körün Bellekleri" adlı sergi ile Julia Kristeva'nın "ljirencliğin Kudretleri" kitabından yola çıkılarak ;erçekleştirilen " Amerikan Sanatında tt.i ve Arzu" adlı sergi), diğer yandan di siplinlerarası geçişlilikte sanatçının duşıiniirden etkilenirken, ayııı anda düşünürii de etkiledi^i ve artık sorunun kimin kimi etkilediği dcgil, "etkileşinı" oldııgu ortaya konuvor( 10). yazar, kitabın yönünü belirledigi söylenebilecek olan yazıda Zeynep Sa yın'dan yaptıgı alıntıyla (Defter Dergisi, Sayı 32, Kış 1998) yazınsal yapıtların kurmaca olııp olmadığını yeniden sorguluyor ve Greenblatt'ın, yazarın kendisinin de katıldığını düşündüren ifadesinin bir kez daha altını çiziyor. Greenblatt aslında Foucault, Barthes, Blanchot ve Deleuze'den yola çıkarak metnin yazarının yazarın kendisi olmaktan çok, içinde bulunduğu toplumsallık ve dil olduğunu ileri sürmektedir(ll). Akay, verdi^i örneklere dayanarak, güniimüzde disiplinlerarasılık teriminin disiplinlerin arasındaki "sızma" ve "sirayet"i açıklamaya yetmediğini ve "disiplinleraşırılık" terimini yeğlediğini vurgulayarak bilginin göçebe karakterine dikkat eekiyor(12). Birinci bölümün birçok kez okunma sı gereken ve güncelliğini sürekli koruyacağını düşündüren yazısı "Sanatın Pratiğini Siyasete Geçirebilmek", yazarın disiplinleraşırılık tezini güçlendiren ince likli ve bir tür öneri niteliğinde bir çalışma olduğu için deginilmeden geçilemeyecek bir yazı. Çağdaş sanatın karakteristilderinin altını cizen çalışmada, "bakan göz"ün "dışandalık" konumunu terk ederek yapıta katılışı, yapıtı dönüştürüşü Duchamp'ın Mona Lisa örneği bağlamıyla tartışılmaya baslanıyor ve happening ile birlikte gündelik yaşamla sanat arasındaki sınırlann silinip yaşamın gereçeg'inin sanata aktarılması olgusu yine dışarıdan bakan gözün içeri çağrılması olarak yorumlanıyor. Delacroix'dan Van Gogh'ya önemli örneklerle gündelik yaşamın bakışının yapıta yerleşmesiyle gazetecilik arasında da analojiler ku ran Akay, bir devrimler ve dönüşümler çagı olan ondokuzuncu yüzytlda bu ol gunun siyasette başarılamadığını ve Fransız ihtilali ile dışlanan üçüncülerin (Tiers) parlamentoya girdiğini, fakat "di gerlerini" temsil ederek "onlar adına" konuştuğunu, böylelikle de içeri alınanların yeni dışlama mekanizmaları kurarak dıştan bakanların yorumlama şansının azaldıgını vurguluyor(13). Bu noktadan hareketle sanatın siyasete oranla daha canlı ve demokratik konumuna dikkat çeken yazar, politikacıları ve yönetici kadroları farklı ve "içten" bir bakış edinebilmeleri için olsa gerek çagdaş sanat pratiklerine biraz daha yakından bakma ya çağırıyor(14). E Türkîye'de Çağdaş Sanat Okur Akay'ın siyaseti sanatla olan ilişkileri çerçevesinde yerileme önerileri uzerinde yoğunlaştığı sırada, 199()'lı yıl larda Türkiye'de sanat ortamında yeni yapılanmalar üzerine bir toplu bakışla karyşılaşıyor. Devletin elini uzatmadığı noktada özel sektörün reklam amaçlı bi le olsa sanata mali destek oluşıı, Uluslararası Plastik Sanatlar Derneüi'nin siyasal içerikli denebilecek sanat Kurulrayla rı, ca^daş sanatla üğraşanların sosyolojik felsefi siyasi içerikli sergiler gerçekleş tirme olguları, uluslararası organizasyonlar (lstanbul Bienalleri), çağdaş sanat merkezlerinin kuruluşu ve bu merkezlerin faaliyetlerinde jüri rejitni gibi konuC U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 514 E E
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle