Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
•Vitrin Küçük Şeylerin Tanrısı/ Arundhati Roy/ Çeviren: îlknur Özdemır/ Can Yayınları/ 162 v Arundhati Roy, Ingiltere'nin en saygın edebiyat ödülü olan Booker Ödülü'nü 1997 yılında "Küçük Şeylerin Tanrısı" adlı romanıyla aldı. Lirik bir dille, şiirsi bir anlatımla, bir sözbüyücüsü gibi kullandığı sözcüklerle, yasak bir aşkın çökerttiği bir ailenin soluk kesen dramını anlattı. Varlıklı bir Hindu ailesinin güzel kızı Ammu, ailesinin yanında çalışan bir işçiye âşık olur. Önüne geçilmez, kural tanımaz, tutkulu bir aşkla bağlanırlar birbirlerine. Oysa genç adam Dokunulmazlar sınıhndandır, toplumun en alt kademesinden. Sonu olmadığını bildikleri bu aşkta Küçük Şeylerle yetinirlcr, gclcccği düşünemezler. Genç kadının ayrıldığı kocasmdan olan biri kız biri erkek ikiz çocukları bu aşkın doğal tanıklarıdır. Olaylar, birbirinden ayrılmayan bu çift yumurta ikizlerinin çevresinde döner; kızın gözüyle anlatılır. Arundhati Roy, geriye dönüşlerle örüyor kurgusunu ve beklenmedik, dehşet verici sona ulaştırıyor. 196O'lı yılların sonunda, Hindistan'ın güneyinde geçen bu öyküde, arka planda tngiltere'den bağımsızlığmı yeni kazanmış, siyasal çalkantılar içindeki bir Hindistan'ın güneyinde geçen bu öyküde, arka planda Ingiltcre'dcn bağımsızlığını yeni kazanmış, siyasal çalkantılar içindeki bir Hindistan'ı, kast sisteminin ürkütücü koşullarını vc toplumsal tabuları buluyoruz. Araştırma Raporu Önde Gelen STK'lar/ Aydtn Gönel/ Türkiye Ekonomık ve l'oplumsal Tarıh Vak.fi/ 105 s + Tablolar Sivil Toplum Kuruluşlan Bilgi Merkezi tarafından hazırlanan ve. Türkiye'deki önde gelen sivil toplum kuruluşlarının aynntılı analizini içeren bu çalışma, Tarih Vakfı'nın yürütücülüğündegerçekleştirilen daha geniş kapsamlı Sivil Toplum Kuruluşlan Bilgi Bankası ve lleteşim Merkezi projesinin üçüncü ayağını oluşturuyor. ilk çalışma, Mayıs 1996'da Istanbul'da toplanan Habitat II Konferansı'na katılan yerli ve yabancı STK'lara yardımcı olabilmek amacıyla Sivil Toplum KuruluşlarıRehberi'nin yayımlanmasıydı. Bu rchberin içinde yer alan kısa bir bölümde rehberdeki STK'lara istatistiki değerlendirmeler yapılmaktaydı. Ayrıca STK Bilgi Merkezi, konferansa dahil olan kuruluşlardan isteyenlere, gereksindikleri daha aynntılı bilgileri çeşitli kanallardan ulaştırdı. STK Bilgi Merkezi bilgi toplama işine konferans sonrasında da devam etti. Daha sonra Öcak 1997'de Friedrich Ebert Vakfı'nın mali desteğiyle, bu kez rehberde yer almış ve almamış kuruluşlar arasından seçilen önde gelenleri kapsayan bir gruba yönelik nicel bir analize başlandı. Bu araştırma, rehberin başmda yer alan "Anket Sonuçlarına İlişkin lstatistikler" başlığı altında sunulan bölümün daha genişletilmiş bir şekli olarak dcğerlendirilebilir. Üç Sempozyum Sivil Toplum Kuruluşları/ / ürkiye Ekonumik ve Toplumsal Tarıh Vak.fi/ 106 \. "Üç Sempozyum Sivil Toplum Kuruluşlan", sivil toplum diye adlandırılan olgunun Türkiye'deki belli başlı kimi aktörlerinin kendi kabuklarından çıkıp birbirlerini yakından tanıma adımlarını sergiliyor. Sivil toplum kuruluşlarının, bu kuruluşlarda yer alan yurttaşların siyasal eğilimleriCUMHURİYET KİTAP SAYI 425 ıler nin ötesine geçip, birbirlerini ayıran dcgll, birleşti ren özellikleri keşfetme çabalarını önünüze getiriyor. 1994'ten başlayan süreçte belli başlı sivil toplum kuruluşlarının ortaklaşa düzenledikleri üç scmpozyuma sunulan tebligleri içeriyor. llki, 1617 Aralık 1994 tarihinde düzenlenen, sivil toplum kuruluşlarının gelişiminin, dcvlet, yerel yönetim ve özel sektörle ilişkilerinin demokrasi ve katılım sorununun ele alındığı Türkiye'de Sivil Toplum Kuruluşlan Sempozyumu. Ikincisi, 2324 Haziran 1995 tarihinde düzenlenen sivil toplum kuruluşlarının yurtdışı ilişkilerini ve aralarındaki iletişim ve işbirliğini ele alan ve bu alandaki deneyimlerin aktarıldığı Küçülen Dünyarnızda Büyüyen Sivil Toplum Sempozyumu. Uçüncüsü ise 789 Aralıkl995 tarihinde düzenlenen Sivil Toplum Kuruluşlan Arasındaki iletişim Sorunları ve Çözümleri Sempozyumu. Giinizi/ Adil tzci/ Hera Yayınları/ 76 s. 16 Şubatl954'teNiğdedoğumlu olan Adil Izci.. 1980'den bu yana Robert Kolej'de Türk Dili ve Edebiyatı Oğretmeni. Şiirleri; Çağdaş Türk Dili, Gösteri, Yine Hişt, Kiraz, Nar, Po etik'us, Şiirlik, Şiir Oku, Şiir Olkcsi, Şiir Atı gibi dergilerde yayımlandı. Günizi, şairin ilk kitabı. Anlambilim/ Irene Tamba Mecz/ Çeviren Necmettın Sevıl/ Hetişim Yayınları/\ 44 \ Anlambilim'de I. TambaMecz, anlambilim sözcügünün M.Breal'ce ilk kez kullanıldığı 1883'ten Anlambilim bu yana bu dal içindeki kuramsal çalışmaların aldığı yönelimleri anlam ve anlamlama sorunlarıyla ilintilendirerek özlü bir anlatımla ortaya koymaktadır: 1931'lere değin uzanan evrimci dönem, anlambilimsel görüngülerin evrim yasalarını ele alır. 1931 ile 1966 arasındaki karma dönemde, çalışmalar sözcüklerin tarihi ve sözlüğün yapılaştırılması konularında yoğunlaşmıştır ve 1966'dan sonraki dilbilimsel örnekler dönemi, tümcc ve tümce ötesi boyutta sözdizimsel bileşenle anlamsal bileşenin bütünleyici tarihini bu üç evrede kavramlaştıran 1. TambaMecz'in yapıtı, gösterge kuramı ve adlandırma konulan çerçevesinde dilbilim alanında tanık olunan başlıca doğrultuları mantıksal ve felsefi bakış açılarından da irdeleyerek, i>udoğrultuların belirgin yanlarına açıklık kazandıran eşanlamlılık, altanlamhlık/üstanlamlılık, karşıtanlamlılık gibi sözlüksel yapılann yanı sıra anlamı kesitlemede başvurulan alan kavramını, tümcenin anlamsal yapılarıyla birlikte tümceyi aşan anlam birim lerinin işleyiş düzeneklerini "sözcelem kııramlan" çerçevesinde toplu bir bakış açısıyla okurlara sun makta, kanıtlama dilbilimi, mantıksal edimbilim ve dilbilimsel edimbilim arasındaki sınırlar konusunda yeni bakış açüarı getirmektedir. Anlambilim, bu alana ycnı ilgi duyanlara gereken temcl bilgileri sunarken uzmanların karşısına farklı düşünce alanları açmakta. YiilbiMm/ jean Perrnt/ Çeviren/ Emel Ergun/ lleti$ım Yayınları/ 121 s. Dile ilişkin çalışmalar yüzydlardan bu yana sürdürülmektedir. Ancak, dilleri bilimsel yöntcmlerle inceleyen dilbilim XX. yy'da tiim insan bilimlerine örnek oluşturmuş, bilimsellik ölçütlerini belirlemiştir. J. Perrot, Dilbilim'de, söz konusu bilimin gerçek konusunu ve yöntemsel ilkelerini titizlikle belirtmekte. Dilbilimcinin belgelere ulaşmak için ne tür güçDilbilim lükleri aştığından söz eden yazar soruşturu tekniklerinc de değiniyor. Kitabın Betimsel Dilbilime ayrılan bölümünde Perrot, dil bctimlemelerinin geçirdigi evrimi YunanRoma Eskil döncminin dilbilgisi uzmanlarının çalışmalanndan başlayıp günümüz betimsel çalışmalarına değin bulundumlmasıyla betimlencbilecegini ileri süren yazar "ulusal dil", araç dil" gibi kavramları da tanımlıyor. Yapıtında XIX. yy dilbilime geniş bir yer veren Perrot, Tarihsel Dilbilim'in sınırlannı belirleyip karşılaştırmalı yöntemin dil sınıflandırmasına ne oranda katkıda bulunduğunu vurguluyor. Yapıtta ayrıca Karşılaştırmalı Dilbilim'in gelişimini sağlayan F. Bopp, R. Rask, Fr. Schlegel, Schleicher gibi dilbilimcilerin çalışmalan ve dilsel akrabalık konusundaki düşünceleri özlü bir biçimde sergileniyor. Yapıtın son bölümünde genel dilbilimin hangi özellikleriyle genel dilbilgisinden aynldığını belirten Perrot, bu bilimin XVII. yy PortRoyal dilbilgisinden çağcıl döneme değin geçirdiği evrimleri belirliyor. XVIII. yy'da Condillac görgücülüğünü benimseyen uzmanların çalışmalarına, olgulann gözleminin önem kazandıgı XIX. yy'da R. Rask'ın öncüsü olduğu genel dilbilim çahşmalanna yer verilmiş. Kitapta son olarak, yapısal dilbilimin kurucusu F. de Saussure'ün dil olgusuna ilişkin gözlemleri ve dilbilime kazandırdığı yöntemsel ilkeler yer almakta: Dil/söz, eşsüremli dilbilim/artsüremli dilbilim ayrımları, dilsel göstcrgenin nedensizliği. Osmaniyeli Mektuplar/ O. Nuri Poyrazoğlu/ Ürürt Yayınları/ 119 s. O. Nuri Poyrazoğlu, değişik meslek ve sanat dergilerinde eğitim, eğitim yönetimi, dil ve sanat konularında yazılar yazmakta; kitap de ğcrlcndirmeleri yapmaktadır. Bu kez de mektuplara dayanarak yap tığı bir incelemeyle karşımıza çıkan yazar; yakın arkadaşı Öğretmen Coşkun Scyhanh'yla 30 yıl süreyle mektuplaştığını, böylece elinde 500 sayfalık bir mektuplar dosyası oluştuğunu belirttikten sonra şöyle diyor: "Bu mektuplar, özel oluşunun ötesinde Osmaniye ve yöresine özgü, kolay kolay derlenemeyecek halkbilimsel ve dilbilimsel 'malzemeler' de içermektcdir. Nelcr var bu malzemelerin içinde? Neler yok ki... Yer yer alaylı, kimi kez iğ neleyici bir dille yazılmış Osmaniye ve yöresiyle ilgili yerel sözcükler, deyimler, kalıplaşmış söyleşiler var. Fıkralar, ağıtlar, şiirler, destan parçaları var. Osmaniye ve çevresinin değişik mevsimlerde görünümleri var. Kısacası otuyla çöpüyle, kurduyla kuşuyla, Türkmcniyle yörügüyle, köylüsüyle kentlisiyle tüm Osmaniye, tüm Çukurova var." ^7^Q^9B Eski Tüfekler/ Menis Kumandareas/ Çeviren • Ahmet Yorulmaz/ Belge Yayınları/ 136 i. Menis Kumandareas (1932) Yunanistan'ın 60 kuşağı yazarlarından dır. I lukuk ve edebiyat öğreniminden sonra yazmaya başladı. Başlıca yapıtları: "Motosikletler", "Pupa Yelken", "Zavallılar", "Cam Sanayii", "Madam Kula", "Berber Dükkânı", "Serafim ve Ileruveym"... 1967'de Devlet Öykü Ödülü'nü aldı. 1975'ten 85'e dek, Yunanistan gibi küçük bir ülkede.on kez basılan bu romanın asıl adı "Cam Sanayii"dir. Eski soltu bir karıkocanın, özellikle alımlı Beba Tanti'nin romanıdır bu. Romanın içeriğiyle ülkemizin geçmişte kalan olayları benzer yapıda.Yayınevi kitabı "Eski Tüfekler"adıyla yayımlamış. Gurbetteki Dünya/ Orhan Karul/ Türkiye Ara$tırmalar Merkezi/ 127 s. SAYFA 17