Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Prof. Dr. ZEYNEP DAVRAN rda Denkel'in yazılarının ıkı cıltte toplanması çok i.sabetli biı karar. Biriııcı kitapta bir araya getirilnıış yaztlar duşunce ve felsctc tarihi, fclscrceğitimi, lelsefetun neolduğu (me tafelsefe), kültür, felsefe dili gibi meslekten lelsefeciler kadar gcnel okuru da ıl gilendiren konuları kapsıyor, özellikle Cilt I, Bölüm l'de yeıalan makaleler bu türden. I ler ıkı cıltte de yazılar tarih sırası izlenmeden konulara göre bölümlere ustaca ayrılmış. Ne var ki, cilt kapaklarının aynı olması okuyucuyu şaşırtabilir, iki ayrı cilt bulunduğu belırgin değil. A Düşünceler ve Gerekceler Boğaziçi Ünivcrsitesi Felscfc Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Arda Denkel'in onsekiz yıllık bir sürc içinde çeşitli Türkçe kitap ve dergilerde çıkan makaleleri Göçebe Yayınları tarafından iki cilt olarak yayımlandı. lik yapılır, teknik terimlerin kullanılması daha sonraya bırakılabilir. Felsefe eğitiminde de bu yol izlenmelidir Denkel'e göre Felsefe ile bilim arasındaki ilişki nedir, felsefe bilimler üstü, ya da bilimleraltı bir alan mıdır? Fels.efeyi bilimle karşı laştırarak ne olduğunu saptamaya çalışmak felsefeciler arasında sık görülcn yaklaşım. Genelde idealistlere göre felsefe, bilımlerin üstünde bir etkinliktir) 'bir kavramsal üst yapıdır'. "Böyle bir anlayışa göre bilim dalları, tıpkı ulu bir ağacın eövdesinden filizlenen dallar gibi felsefeden kaynaklanıp, yine ondan temel buluyorlar." (Cilt 1, s. 16). Pozitivistler ise felsefeyi biraz da hor görerek yazarın sözcükleriyle ona bir 'bilimimsi muamelesi' y apıyor. Felsefeyi bilim, edebiyat vc dinden ayıran bir ölçüt olarak ele aldıkları konular da ışimize yarayacaktır, çünkü aynı konu diyelinı ki 'zaman'ın ne olduğu, Newton, Kant, Tlıomas Mann gibi büyük ve yetkin düşiınurlerce ele alınmış olsa da, aralarında yalnızca birinin, Kant'ın filozof olmasını değiştirmez. Bu saptama aynı kişinin hem bilim adamı, hem de felsefeci olabileceöi olasılığını da ortadan kaldırmıyor. Aristoteles, Descartes böyle kişilerdi. Yazara göre, felsefeyi aiğer uğraşlardan ayıran, "savlarınm doğruluğunu gerekçelendiriş biçimidir." (Cilt 1, s. 20) Arda Denkel Tiırkçe felsefe dilinin yeni yerıi olu^tufiunu da belirtmekte, Prof. Bedia Akarsu nun Felsefe Terimleri Sözlügü'nün felsefe terimlerinin benimsenip kııllanılmasında çok yararlı olduğunu vurgulamasından sonra bu yönde yapılacak daha çok iş olduğunu, 'örneğin bir cşanlamh sözcükler sözcüğü, ya da Ingilizcedeki 'Thesaurus' türii sözcüklerin geliştirilebilecekleri düzey, çok uzak bir geleceğe bırakılmamalıdır' divor. (Cilt l,b.37) Yazar, felsefe hangi ortamlarda gelişir sorusunu da ele almış, özellikle giinü müz Türkiye'sinde felsefi duşüneenin gelişmesi için nelerin gerektiğini de irde Iemiştir. "Düşünce geleneğinin oluşması için zorunlu kosullann en başında kentsellik ve düşünceye uygun bir külttir temeli gelir. Eskisi ölçüsünde iyimser olamayışımın nedeni birbirleriyle doğrudan ilişkili olan bu iki niteliği toplumumuzun son yıllarında artan bir hızla yitirmekte oluşu. Kanımca, özellikle büyük kentlerimizde en keskin bir biçimde gerçekleşen kırkent kültür değer çatışması, en azından kısa dönemde, kent kültürünün yenilgisiyle sonuçlanıyor." (Ciltl, s. 4J) Kuftür VB EVPMSBHIC 1992 yılında yazılan 'Kültür ve I',vren sellik' makalesi de Türk telselesi ve eğitimi hakkında önemli saptamalar içeriyor. "21. Yüzyıla yaklaştığımız şu aşamada, devletimizin resmi amaçlarından biri olan 'çağdaş uygarlık düzcyı' denilen o şeye ulaşmak yönünde hâlâ alınacak oldukça uzun bir yol bulunuyor. Büyük çoğunluğumuz Türkiye'nin çağdaş dunya sanatı, bilim ve düşünce gelişimi ıçindeki yerinin büyümesini, önem kazanmasını istiyoruz. lstiyoruz ama, uluslararası sanat etkinliklerine, bilimsel yayın, buluş ve yeniliklere yaptığımız özgün katkı, nüfusumuza oranla çok küçük, kimi alanlardaysa (örneğin düşüncede) henüz yok denecek kadar düşük kalıyor" (Cilt 1, s. 52) Evrensel bilime açılmanın ön koşullarından birı de evrensel bir dil de bilim etkinliği gösterebilmc. Bu saptamayı yapan Prof. Denkel son yılLırda sık tartışıtan 'yüksek eğitimde yabancı dil' sorununa parınak basıyor. Kendısı de tngılizre eğitim yapan bir üniversite mensubu olan Denkel'in bu ve benzer konulardakı düşüncelerini yakından ve iyi bilmesem birdi/.gi hatasını farkctmeyecek, görüşiıne katılmadığımı belki de scrtçe bir dille eleştirecektim. 61. sayfa, ikinci paragrafraki "Ulkedekı bütıın yuksek öğrenim ve bilimin yabancı dille vapılmasını öneriyorum" cümlesmdeki 'oneriyorum' sözeügü 'önermiyorum' olarak düzeltilmelıdir Yeri gelmışken hcmen dikkat çekeyim, ne yazık ki iki kitapta da bu türden yanlışlar orada düzeltılir. İkinci Boluııı ı.se oldukça yakın bir tarihte, 1994 yılında yazılan 'Felsefe Tarihi' başlıklı nır makaleyle başbyoı. "Benım görüşiıme göre hlolojı çalışmasına ek olarak felsefe tarihçiliği, ele alınarı eski tilozofların uslamlamalarının yenıdcn kurulması, bıınu yaparken de kuıamların hangi sonınları hangi gerekçelexle çözmeye çabaladıklarının ortâya çıkarılnıası işidiı. I'elsele tanhçısı, kendısıni dizgcsinı kavramavı amaçladığı lilo/ofun yerine koyarak, «nu yönlendırmiş olan sorunları saptayıp, hangi başka filozoHarın savlarıni hangi gerekçelerle çürütürken, nasıl bir çö/ümıi nasıl bir uslamlama üzerindcyapılandırdığını biı hipotezler butunü bıçımınde •yenıden kurmak durumunda. Bir başka deyışle, kendisini o filozofun yerine kpyup, onun kurannna ilişkin bir kuram üretmek durumundadır. Böyle bir çalışmanın amacı, eski filozorun dizgesini onun metninin yol göstericiliğinde ve eski çağın tartışma ortamının koşul ve verileriyle sınırlıymib gibi, bir kez daha, tüm uslamsal yapısıyla yeni baştan oluşturmaktır. Felsefe tarininde "yorum" derken işte bu "yeniden kurma" çabası • CUMHURİYET KİTAP SAYI 418 Arda Denkel'in makaleleri birarada Felsetnin niteliğini düşünmek llginçtir, meta ielbere yapmayı, felsefe nin neliği üzerindc düşünmeyi pek de sevmediğini zaman zaman alenen dile getiren Denkel, yıllar boyu bu konuda epey kafa yormuş! Yazarın felsefeden ne anladığını, felsefeyi kimi diğer uğraşlardan örneğin bilim, edebiyat, din, nasıl ayırdığını felsefe eğitiminin nasıl olması gerektiğini düşündüğünü alıntıların da yardımıyla özetlemeye çalışacağım." 'Felsefe nedir' gibi bir sorunun yanıt olarak çağırdığı, konu, gcnellik ve amaç gibi durgun nitelikleraracılığıylayapılmaya çalışılan ayrımları değü konuyla ilk karşılaşan kişiler, konuyu meslek edinmiş olanlar yönünden bile, açık seçik ve inandırıcı olmaktan uzaktır.' (Cilt 1. s. 12). Yani, felsefe tarihinden sayıları kabarık ilginç sorunlardan biri ele alınır, bir felsefe etkinliği olarak bu konu üzerinde düşünülür, bir anlamda felsefi etkin Arda Denkel, felsefe hangi ortamlarda gelişir sorusunu da ele almış, özellikle günümüz Türkiye 'sinde felsefi düşüncenin gelişmesi için nelerin gerektiğini de irdelemiştir. "Düşünce geleneğinin oluşması için zorunlu kosullann en başında kentsellik ve düşünceye uygun bir kültür temeli gelir. Eskisi ölçüsünde iyimser olunıayısımm nedeni birbirleriyle doğrudan ilişkili olan bu iki niteliği toplumumuzun son yıllannda artan bir hızla yitirmekte oluşu. Kanımca, özellikle büyük kentlerintizde en keskin bir biçimde gerçekleşen kırkent kültür değer çatışması, en azından kısa dönemde, kent kültürünün yenilgisiyle sonuçlanıyor." SAYFA 12 Bir kuram üretmek