Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
O K U R L A R A Gülseli Inal htanbul Üniversüesi îngiliz Dili ve Edebiyatı bölümündc iki yıl okuduktan sonra aynı fakültenin FelsefeSosyoloji bölümünden mezun oldu. Bir yıl süreyle Ingilizce ve Türhçe hocalığı yaptıktan sonra günlük bir gazctenin sanat sayfasına yaztlar yazmaya başladı. 7980 yılından bıı yana şiirleri ve denemeleri dergilerde yayımlamyor. înal'tn ilk kitahının yayım tarihi 1985. Son kitabmın yayım tarihi ise 1996. uzun yıllardır resim sanattnın tcorisi üzerinde çalısan tnal,Ça$aaş Türk Ressamlarıyla ilgili monografik çalısmalar "Yaşadıgımız" ve dil kavnısı M emet Fuat'ın Yaşadıgımız (Birinci baskı, 195 I, "hikâyelcr"; ikinci baskı, 1998, "roman") adlı romanı, bende anısı olan cserlerdendir. 1951de, iştcn çıkanlmış, Cîiresun'a, baba evine sı^ın mıştım. Bir gün ()rhan Çulfaz'Ia Cîazi Caddesi'nde yürürkcn I.ütfi Bey'in kitap dükkâ nının vitrininde Mcmet Fııat'ın Yaşadığımız'ını gordüm... Kapakta Nuıi lyem'in bir deseni: Llleriyle yüzıinii kapatmış bir genç kız. Kitabın Hvatı 150 kuruş. Bende metelik yok. Vitrindekı kitaba bakışımı yakalamış olmalı ki Orhan, iki gıın sonra, elinde Yaşadığımız'la geldi; "Ben okudıım, kirap scndc kalabılir." dedi. Hey koca Orhan... Yaşadıgımız bende hayranlık ııyandırmıştı. 1956'da yayımlanan ilk kitabım Insan Tükenmez'de, kitaba adını veren yazıda (() ya zı, anımsadığım kadarıyla, 1954'tc yayımlanmıştı.), "Edebıyatımızın bugün i«,inde bulunduğu sıkıntılı, bczgin havadan kıırtulması için yazarlarımızın yeni gerçekleıe, ye^ ni insanlara doğru açılmalan gcrck, diyorum." dodiktcn sonra birtakım ıonıancılarımızın, hikâyccilerimızin, şaırlerimizin adlarını sayıyor, onların "yeni insanlara doğru açılmaları"nı istiyordum Adını ilk andığım yazar Mcmct Fuat'tı: "Mcmct l'uat'm o gü zel kitabındaki, Yaşadığımız'dakı, tıbbiycli Bülent yerinc, örncğin tıbbiycli Nihat..." ("Tıbbiyeli Nihat ",ogiinlerdehapisteyatan tıbbiycli Nihat Sargın'dı.) Yaşadıgımız için bir ekbtiri yazmak istemiştim ama ncdcnse bir tıirlu yazamamiijtım. Yaşadığımız'ın yayımlandıgı günlerdc Attilâ llhan'ın Anka^ ra'da yayımlanan Kaynak dcrgisindc çıkan bir cleştirisini anıınsıyorum; aradan yarım yüzyıla yakın zaman geçti, o eleştiriden anımsadığım tek şey Attilâ'nın Yaşadığımız'daki nir gcnç kızın adına takılmasıydı: Câna. Attilâ, "Ne isim!" diyordu, bense bayılıyordum "Câna" adına. (Memet Fııat, ikinei baskıda, Câna'yı Cansen yapmış! Memet Fuat'ın değiştirdıği başka adlar da var.) Yaşadığımız,birinci vc ikinci baskılann arka kapağında yazıldıöı gibi, "Frenköy ile Suadiye arasında biiyiik, giizel bir bahçede dört yaz gecesini anlatıyor. Kişileri her gün çcvrcmizde gördüğümüz sıradan insanlar, konusu da oinsanların sıradan yaşamları..." Bu kadar dcğil tabii: Yaşadıgımız a cklcnen iki hikâye dolayısıyla ecıebiyat tartışmaları, bu hikâyekrde tartışılan toplumsaı sorunlar... Birinci baskının arka kapağında, "Temiz bir Tiirkçe ile yazılmi!; olan escr..." dcniyordu. 47 yıl sonra yapılan ikinci baskıda Memet Fııat kitabın Türkçcsini baştan sona deği^tirmiş. Yaşadığımız'da neler anlatıyor Memet Fuat? Obürhikâyelerden hemen ayrılan, hemen kcndini belli eden iki özyaşam nikâyesi: " Yazılamayan Bir Oykünün Oyküsü", Mcmct F'uat'ın tonlumsal sorunlar üzerine düşüneelcrini dile gctiriyor. Memet Fuat, yalnızca metnin Türkçesi'ni değil, anne ile oğulun yaşlarını da "tashih" ediyor: Birinci baskıdaki "Bu eve on yedı yaşında gelın gclmıij ..", ikinci baskıda "Bu eve on altı yasında gelin gclmiş..." olmıış. Birinci baskıdaki "Henüz on iiç yaşındaydım...", ikinci baskıda "DaSAYI 463 f erçeUlestirdi. Üfku arlık, Güngör Taner, 7 Ertuğrul Ates ve Kezban Arca Batıbeki kitaplannı reümledi. Şiirleri birçok yabancı dile çevirilen Gülseli Inal şimdilerde şiir vc resim çalışmalarım birlikte yürütüyor. Gülseli ınal'ı tanıtmaya çalıştık dcrgimizin sayfalarında. Acısıyla tatlıstyla bir yılı daha geriae bırakıyoruz. 1998 yılı yayın yasamınnz açısından oldukça vcrimli geçti. Kitapta niteli&in yanı sıra nicelihsel bir gelişme de yaşadtk. Bu sevindirici durumun yanı sıra yazınımızın önemli adlannı da yüirdik. 1998 yılında aramızdan ayrılan yazarlarımızın hepsini sayvıyla anıyoruz. Onümüzdeki yılın yayın yaşamımızda yeni atılımlara gebc olmasınt dileyerek tüm okurlanmızın yeni yılını kutlanz. Bol kitaplı bir yeni yıl!.. TÜRHAN GÜNAY Imtiyaz Sahibl: Berin Nadi OBasan ve Yayan: Yeni Gün Haber A)ansı Basın ve Yayıncılık A.$. O Cenel Yayın Yönetmeni: ortian Erinc cenel Yayın Koordinatörü: Hikmet çetinkaya oYazılslerlMüdürü: Ibrahim Yıldız' Sorumlu Mudür Fikret llkiz Yayın Yönetmeni: Turhan Cünay crafik Yönetmen: Dilekllkorur Reklam: Medya c CUMHURİYET KİTAIP ha on iki vaşmdaydım." olmuş. Birinci baskıda bir ılefa "üvcy babam" cîerkcn, ikinci baskıda, öz babası ile üvey babası karıştırılmasın diye, iki "babam"ı "üvey babam" yapmış. Memet Fuat, bu hikâyesinde toplumsal sorunlara da deöiniyor: "Sokak çocuklaıına acınması için hikâye yazmak küçüklü ğune bir daha düşmeyeceğim. Onların hayatını, ne sebeple olursa olsun, sıcak odala rında, dolu mideyle anlatmaya kalkanlar sefaletlerini bile istismar etmek isteyenlerdir. Onlar kendi hikâyelerini kcndilcri yazacaklar ve biz o hikâyeleri okumaya bile cesaret cdcmevcceğİ7." Bu alıntı, birinci baskıdan; ikinci baskıda, "dolu mideyle" "tok karnına olmuş"; "ve biz o hikâyeleri okumaya bile cesaret edemeyeceğiz." çıkarılmış. Bir düzyazı şiir gibi okıınabilecek o unutulnıaz "Pastoral"dan daha sonra söz edeceğim Yaşadığımız'da sayısız roman kisjsi var: Adnan Beyi sayma/.sak, hep sıradan kişiler bıınlar. Yaşadığımız'ı başarılı yapan, Memet Fuat'ın 1951 yılında bulduğu yeni biçim: Romanla ilmtisi olmayan iki özyaşam hikâyesini romanına alması, bu hikâyeler üzerinde tarrışılması... " Ve ertesi gece" başlıklı son bölümün kalemle yazılmamış da kame ra ile çekilmiş gibi verilmesi. (Birinci baskıda bu bölüm l'den 7'ye numaralanmıştı.) Bunlar, Memet Fuat'ın 25 yaşında romana getirdiği yenilikler. Roman kişilerinin hemen hepsi, günlük yaşamın içinden gelcn, sıradan sorunları olan, sıradan insanlar. Bir de gerçeklik duygusunu pekiştiren ayrıntılar: "Oturdukları bahçe kanepesini, ayafiıyla duvarı iterek one arkaya salladı." Efinde tabaklarla kapıdan çıkan Samim'e arkasından annesinin seslenmesi: "(îclırken, tezgâhın üstündc bir bez var, onu da getir." Biitün bunları yazdıktan sonra Yaşadığımız'ın ikinci baskısını birinci baskıyı sevdiğim kadar sevemediğimi belirtmek zorunda yım. Bunun nedeni geçen zaman mı? Birinci baskıyı 24 yaşımda okumuştum, ikinci baskıyı 71 yaşımda okudıım; 47 yılda sayısız roman okumamdan mı geliyor bu? Sanmıyorum. Bence asıl neden, Memet Fuat'ın ikinci baskının Türkçesi'ni gözden geçirirken romanın dilini "eskimiş ' sözcüklerden arındırma çabası; bununla da yetinmevip birçok cümlcyi yenıdcn yazması, cümlelerden narçalar atması ve bütün bunları yaparken birinci baskıdaki anlatım guzelliğini sağlayan dilin o çıkıntılarını, girintilerini deyim yerindeyse rendclemesi, yok etmesi... "Pastoral" üzerinde durarak açıklamaya çalışacaDaha ikinci satırda şaşırtıcı birTürkçeleijtirme: Birinci baskıdaki "iskemlc"yi atıyor, yerine "sandalyc"yi alıyor. "Sandalye", Arapça,"iskemle" Latinceden! (Benzerbir değisiklik bir başka bölümde vardı: "muhakkak"ı atıyor, "mutlaka"yı alıyor: lkisi de Arapça!) Memet Fuat'ın "eskimiş" diye dc giştirdigi sözcükler: tabiat, seda, (hâkim ve mağrur: Bunları değiştirmemiş, atmış), hikâye, kenar, hanım, seyretmektedir, yan tarafta, ısmarlıyorlar, (hür ve rahat: Atmış.) etraf, dertli... Memet Fuat "Kalın ve uğultulu"yu atıyor, "Sesini kalınlaştırarak"ı alıyor. (Jüm leleri deöiştiriyor: "Bu dayanılmaz bir aşktı, hepsini kucaklamak isteyeceksiniz..." Yeni si: "Karşı konmaz bir yakınlık duygusu. Onları kucaklamak isteyeceksiniz..." Eskisi: "Dert çeken, üzülen, ümitli ve ccsur insanlarınız. Onları seviyorsunuz... Sevginiz inançla dolu..." Ycnisi: "Dertli, üzülen, ezilen, gene de umutlu, çalışkan, yiğit insanlarınız... / Onları seviyorsunuz... Sevginiz güvenle dolu..." Birinci baskıda, sondan üçüncü paragrafta, "Etrafınızda..."diyebaşlayan cümlede dört "ve" var, belli ki Memet Fuat, Nâzım'dan esinlenmis o paragrafı yazarken; Memet Fuat, YaşadıgımızVlaki bütün "ve"leri atarken bu dört "ve"yi de atıyor ve cümlenin şiirselligi yok oluyor. Memet Fuat, daha uzun parçaları da degiştiriyor. Birinci baskıda şöyle bir paragral vardı:"! lasta olmasaydı, belki de konservatuvara girebilecek, böyle kıyıda, köşede kalmış tiyatroların en ufak sanat değeri taşıma yan piycslcrindc berbat rollere çıkmaya mecbur kalmayacaktı. Bu şartlar içinde ar tist olmak en zor şeydi. Üç beş seyyar tiyatroda çalışmış ve bu işin ne berbat, ne korkunç, ne sefil bir iş olduğunu görmüştü. Çalışma, sanat aşkı rilan hep laftı. Bütün ömrünü bu ıığurda harcayacak ve sonuncla aç kalacaktı." Bu parça, ikinci baskıda şöylc: "Hasta olmasaydı, belki de konservatuvara kjirecek, böyle kıyıda köşede kalmış tiyatroların en ufak sanat dcgeri tasımayan oyunlarında yeralmak zorunda kalmayacaktı. Buralarda deneyim kazanıp oyuncu olmak çok güçtü. Üç beş gezici tiyatroda çalışmış, tam bir umutsuzluöa kapılmıştı." "Türkceleştirme" çabası, yııkardaki ör nekte olduğu gibi, zaman zaman anlatıma bir yavanlık getiriyor; bu da, öyle sanıyorum, 25 yaşındaki bir gcncin yazdıklarını 72 yaşındaki bir... ne desem ... yaşhnın düzeltmeye kalkışmasının sonııcu. C) gencin üslııbu pelki nail, ama etkileyici: Yapmacıksızlı a, içtenliğiyle, inançlılığıyla, heyecanıyKeşke Memet Fuat, Yaşadığımız'a hiç dokunmasaydı; anlaşılmayacak tek sözcük yok ki ilk baskıda. (Memet, iki baskıda da "List" diye yaznıış, dogrusu: "I^iszt".)" SAYFA 3 KİTAP