27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Oenizin Utancı/Orhan İ'cz/Cıöçcbc Yayıııları/87 \ Sanat, insanın dur durak bilmeden bır arayışı mı? Doganın giderek kendi özgürlüğündcn kopup insanlas,maya basjaması doganın biti1 sjnin başlangıcı olabilir mi? Fotog rafı özgüriüğün simgcsi sayabilir miyiz? Düsjcre inanmak ne kadar doğru? Bilim yazmaktır V a yazLy mak bilimdir, diyebilir nıiyiz? Bu nalımı felsefeyle aşmak mutluluk gctırir mi? Bu vc buna benzer sorulara karşılık bulmaya çalışan Orhan Tez, denemelcrini akla gelebilecek lıcr konuda çesjtlendirerek okurla düşünsel bir sohbctc gınyor. Ürküntu vcrmeden, alegorik zorlamalara girmeden, konuları cn keyifli yerindcn alarak size keııdi buldug'u çözümleıi anlatmaya çalışıyor. Gezginlerin Gözüyle Bir tmparatorluk/7<//7/>/ Sarı/Cîöçcbc Yayınlıirı/lH) s lim Horasani ile yandasjlannın isyanlanna ilişkin onemli veriler içeriyor. Anadolu Aleviliğinin önolus.umunıı irdeliyor. Kürtlerin Din Küllürü Tarthi/Tori/Berfvt YaymlaTori, elimizdeki kitabında da Kürtlerin tarihi kökenlerini araştırmayı sürdürüyor. İlk kitabı "Kürtlerin tlkçağ Tarihi ve Kültürü"nün ardından yazdığı "Med Imparatorlugu Sonrasmda Kürtler" ve "Kürt Kültür Tarihi" kitaplarıyla bu konudaki araştırmalarını sürılıiren Tori bu kez Kürtlerin din kültürüne çeviriyor kalemını. 1 lurrıler'den başlayıp Yezidiliğe ulaşan süreçte Kürtlerin geçirdiğı dinsel aşamaları izleınek nıümkün kitapta. Baham Aşkale'ye G\tmeA\/Zavcn Bıhcryan/Çeviren Sırvart Malhasyan/Ara\ Yayınalı/e/404 \ " Arus, ardından bir kova su dök mÜ!;tü. 'Ben degeleyim şubeye' demişti. Baret kabııl etmemişti. Köşeden son kez görmüştü 1 lilda ile Ârus'un yüzlerini. Uç buçuk se ne sonra dönüşünde artık bulamamıştı o yüzleri. Bu eansız kütleyi Acla'daki evle kıyaslamak müm kün dcgildi. îçinde birinin yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyordu. "Babaının babası yaptırdı bunu. Ken disi toprak oldu, babam toprak oldu, amcam toprak oldu. Bu toprakla, bu taşla yaptılar. Yıkılırsa yıkılsın. O da yenidcn taş olsun, toprak olsuıı. Böyle kalsın, yı kılsın. Ama yıkılmayacak. Kalacak, dünyanın sonuna kadar kalacak. Bin senc sonra da buraya gelen, temcllerini göreeek, bak, burda bir ev varmış, insanlar yasanu^, diyecek. Duvarın içinde baca deliğini göreeek, büyükannemin yaktığı odunun isini, parmaklarıyla silecek. Bu bir piramit dcgil, bir karınca yuvası!" diyor kitabının bir bölümünde Zaven Biberyan. Memleketini Ozleyen Yengeç/Yervant Gobelyan/Çevıren Hagop Gobclyan/Aras Yayınalıh/]()6 s. "O saatlerde " l'okgöz Bakkal" Kir Bodos Yuvanopulos'un önıinden geçerseniz kepenklerin arasından sızan zayıl bir ı^ık görürsünüz. tçe riden mırıldanır gibı söylenen bır ilahinin nağmeleri gclir kulaklarınıza. Bu ilahiler Rumca ayinlerin besteleri üzerine Türkçe söylenir. Kir Bodos Yuvanopulos bu saat lerde Allah'a memnuniyetlerini sunar. "Cîöklerdeki Babamız "ı söyler, bazen de bır ayınin tamamını söyler mırıldanarak. Dükkâoın üstündeki t)dada, genç biı kadın çocu^una ninni söyler. Çocuk uyumaz, annesi baştan başlar, çocuk a^lar, annesi döver, babası bagmr ve küfreder. Bu, pazarcı Ahmet'in ailesinin gündelik hayatının son pcrdesidir. Çocuk uyudu^unda onlar da i!;i^ı söndürüp yataeaklardır. Ahmet'in sırtı sebze dolu küfeleri taşı maktan sızlar. Kadın memelerini küçüğün ağzına uzatır. Ama... ekmek ve fasulye ne kadar süt yapar ki..." diyor elimizdeki kitabında Yervant Cîöbelyan. Saraybosna'da K.âhus/7Jatko Topçıç/Çcvıreri' Stıat lindl/Cd Yayınlan/lS7 s. Lkmek kuyruğunda, pazar yerinde ve başka olmadık yerferde can veren masum, korunmasız binlerce insan; bu insanlar çok değil, daha bir kaç yıl önce berabcr yaşıyorlar, her şeyi birlikte paylaşıyorlardı. Sa raybosna'da yaşanan bu insanlık dramını, kurduğu mikroortamda; düş gerçek, ölüm ya^aııı arasında sıkiijtırdığı olay ve kişilerle usta ca, bütün çarpıcılıöıylagözler oniı ne seren "Saraybosna'da Kâbus"; Zlatko Topçiç'in bu romanı, 21. yüzyıla girerken insanlıöa yönelik uyarısıyla da önem kazanmaktadır: "Bu gidiş nereye böyle?! " Bosna Hersek Yazarlar Birliği Yılın Kitabı Ödülü'nu de kazanan "Saraybosna'da Kâbus", Bosna Hersek ronıan yaratıcılığına yeni soluk gctirdiği iddia edilen bir yapıt. Medya Halka Nasıl Evet Dedirtir/EdtvardS. Herman, Noam Cbnmsky/Çevırenler: Berfu Akyoldaş, Tamara CUMHURİYET KİTAP SAYI 463 rukçu, bu uzun soluklu romanın da bürokrasinin dişlilcri arasında sıkışmış kalmış ınsanlann öykülerini anlatıyor. Cleri plandaki tari hi gerçeklcr bır yana, günümüzu, gunümüzde devlet içinde dönen entrikalan anlamada küçük 4 ları sunan "Dışardaki Rüzgâr" acıları, sevinçleri, umut ve hayal kmklıklarıyla, insanın arzu ve zaallarını gözler önüne seriyor. Bu yapıtın önemi sadece anlattığı öyküyle sınırlı kalmıyor, klasik romanın ögelerini de bir arketip oluşturacak şckildc bünyesinde taşıyor. Görünmez Mimari/Stevoı "Kclly/Çcviren Ercrt Nal bıwtoğlu/(iendaı Yayınlan/\(iG f Daha önce "Ayın Yükselişi" adlı romanı yavımlanan Steven Kelly'nin kitabı "Gorünmez Mimari", üç uzun Viyana öyküsün den oluşuyor. mgütere'de yayım lanan Fvening Srandart'dan Penelopc Fitzgerald, " Aşkın ve ölümün bu abartılı öyküleri son derecc alçakgönüllü bir uslupla anlatılıyor. Yayıncılar, Kelly'nin Cîraham Cîrcene'in ilk zamanları na benzediğini söylüyorlar, ama o çok daha masum ve Cireene'den daha iyi" diyor. Kitaptakı üç oyküden birincisi ağzı sulandıran bir akşam yemeği ile başjar. Ikincisi bir Türk kahvaltısıyla, üçüncü öyküde ise artık tıka basa doyulmuş, soda ve kahve ile bu doygun luk bastırdmaya çalışılmıştır. Ama bu kadar değil, Kelly'nin kahramanları yalnı/ca damak zevkleriyle ayırt edilemez, onların karmaşık tarihleri de vardır. Yeşilin Düşiiş Resmi/Fereıdnan Abmad/Çevtrcn IIdenız Kurtulan/Gendaş Yayınlan/247 . . v Saltanatın keyfi yönetimine, gaddar tutıımuna karşı ayaklanan sagduyulu halk, tam zafere ulaşmışken dizginleri ınollalara kap tırdı. Teokratik düzen çok cana kıydı, gelen gideni arattı... Korktu insanlar, sindi, kimse açamadı ag*xmı. Sonuçta aşkın kırmızı ala nı bomboş kaldı, imanın yeşil alanları ise kalabalık, devinimli. Yazar bu dinsel devıim sürecin de ülkedeki insan manzarlannı tersiyle düzüyle, duygu ve çoşku içinde romanlaştırmış. "Var mıyız, yok muyuz? Yani düzcne uymalı mıyız, direnmeli miyiz? Kaçıyor muyuz, kalıyor muyuz? Yaşıyor muyuz, öl müşmüyüz?" Horasan Kimin Yurdu/f cııh Bulut/Berfitı Yayınla rı/230 v Horasan kimin yurdu? Mistifikasyon ve karacahillik zeminine oturmuş sağ kanat tarihçiliği şıı nu ileri sürer: "I lorasan, ezelden beri Tıırk yurdudur. Orada yaşayanlar öz Türklerdir. Sufilik ve Alevilik, l'ük islamının esasını teşkıl eder. Alpercn dervisjler, gazavat yapmışlardır. Dolayısıyla Horasan AJevilennin hepsi Türk oğlu Türktür." Boylesine büyük iddialara ragmen, Horasan tarihi üzerine Turkiye'de çok az çalışma yapılmıştır. Elimizdeki kitap, Horasan tarihini irdeleyerek Türk Tarih Tezi ile Türk lslaın Sentezi yandaşlarının bilimdıs,ı iddialarını çürütüyor. 1 lorasan'ın czclden beri Türk yurdu olmadığını, orada yaşayan lıalkların da öz Türklük denen şeyi hiç tanımadığını ortaya koyuyor. Horasan'da yaşayan etnik kümelerın antikçağ, ortaçağ ve günümüz tarihine ışık tutan bu kitap; oradaki Türklerin, Kürtlerin ve Acemlerin serüvenini inceleyerek, gcrçeği öğrenmek için bir fırsat sunuyor. Çok merak edilen tarihi kahramanlardan, Ebu Müs i Uzun yol katederek değişik halkların topraklanna ayak basan gezginlerin yaşadıkları deneyimierini ve gözlemlerini anlattikları seyahatnameler, insanlığın kültur tarihi içerisinde her zaman ilgiyle karşılanan, yazııı alanında ise ayrıksı konııma sahip eserler olmuşlardır. Ulaşım güçlükleri vc henüz tam anlamıyla uygarlaşmamış bir dünyada güvenlik sorunlan, üç yüzyıl öncesinin okuyucusu için seyahatnameleri dünyayı tanıma ugraşısı içerisinde tck kaynak haline getirmişjir. Zamanla nadide eserler güçlü kütüphanelcrin en değerli bölümlerini oluşturmus, aras,tırmacıların edinmeklc alanlarında aydınlandıklan zengin referanslar haline gclmis,lerdir. Seyahatnameler gezginlerin kimlikleriyle orantılı nlarak genis, bir ilgi alanı yelpazesiyle rcnklcnmi^tir. Bir din adaıınnm, biı bürokıatın ya da bir arkeoloğıın kaleminden ()smanlı'yı okumak ayni zamanda imparatorluğun günliık yaşamına ve sosyal tabakalarına da göz atma olanağı sağlamaktadır. "Cîezginlerin Gözüyle Bir Imparatorluk" isimli bu çalışmada, Ingiliz seyyanlarının Osmanlı imparatorluğuna yaptıklan gczilcr sonıında yayımladıkları kitaplar iktisadi ve toplumsal açı dan incelenmekte. Bu incelenıe binlerce kiJometre uzakta yaşayan, geçmiştc herhangi bir savaşın yaşanmadıöı bir ulıısun entelektüellerinin, dönemin cn büük dcvlctlerinden birisini nasıl algılayıp farklı verilerle ortaya koyduklarını gözJer önüne seriyor. Yürek Sapagı/Aydın Öztürk/Berjın Yayınlan/\32 s. " Yürck Sapağı, içimizdeki koridorlar. Tüm önyargılarımı dışarda bırakarak, murlak doğruların bile sorgıılanması gerektiğine dair inancımı kılavuzum yaparak, çıp lak bir yürekle çıktıgım uzun bir yolrııluk. Dogru veya yanlış, ne derseniz deyin; insanın keııdisiyle ba^ba^ayken kendı icınde soslentlinp, kendısini mutlu kıldığı dünyasının, ona en yakın bir liman oldu ğunu biliyoruz. lnsan çıığunlukla bu iç konuşmalannı en yakın dostlarıyla bile paylaşamaz. Bu iç sohbetler kiminde, "kuralsız", kiminde "çok ayıp", kiminde "ııeuk", "zaaflı", "berserice", "ha ince", "alılaksız"... bulunabiliyor. Bu sözcüklerin içi hcp farklı dokluruluyor. Dostlukların ostcak kııcaklayışı bile kiminde buza kesiyor. Ne de olsa herkes "bildiği kadar hayal edebiliyor". Ufukları ve yaşamları ör tüşcmeyenlcrin diyalogları, kazandırıp dönüşrüremiyor. Sözler uçurumları boylııyor. Ses kavusmasız kalıyor. tnsan yapayalnız, ısşız bir ormanda gioi, korkup duruyor." diyor Aydın ()ztürk,Radyo Umut'ta yaptığı sohbctlcri topladığı kitabının önsözündc. Dışardaki Rüz^ât/Muzaffcr Buyrukçu/Cjcndaş Yaytnlart/3S4 s. Türk Edebiyatı'nın usta yazarlarından Muzaffer Buy Horasan Ktoiıı Yurdu SAYFA 20
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle