01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TÜYAP 17. İSTANBUL KİTAP FUARI yeni baumlar yapıyor. însan Tükenmez 7« Fethı Naci'nm cleştirmcnlik <;c rüvenindc nasıl bir ilk basamak olduğunu anlatahilır mısıniz? Insan Tükenmezdeki yazılar Marksizmin klasiklerinden vc Fransız Marksistlerindcn öğrendiklerimi edcbiyatımızın so runlanna uygulama çabası diye dcğcrlcndirilcbilir. O zamana Kadar söylenemeyen pck çok şeyin o küçük kitapta söylenmesi birdcn ortahğı sarsmıştı. Ataç'ın kitap hakkmda yazdığı dört yazıdan birinde söyledikleri bunu gereğince açıklıyor: "însan Tükenmt'z'i, Bay Fethi Naci'nin bu adla topladığı yazıları okuyorum. Çok söz söylcnebilir o betik üzerine. Öyle sanıyorum söylenecektir de. Kimi, örneğin Yenı öfuklar'da, Yeditepedc yazanlar pek be ğenecek, pek önemli sayacak, bilimsel bir yöntemle bizde elcştiriyi ycnilcştirdiğini, büyük doğruları yayıp gözleri açtığını söy leyeceklcrdir. Kimi de ürpereeektir: yavuzlar yavuzunıın, yikıcılar yıkıcısının, Şeytan'ın parmağını görecekler bu betikte, yırtılmasını, yakılmasını istcycceklcr dir." însan Tükenmez dc\d eleştirileri yazarken cn beğendiğim eleştiri tanımı Plehanov'un tanımıydı: "Maddeci eleştiri bir eserin özünü sosyolojik dile çevirmektir." Plehanov, bununla yetinmemek gerektiği ni, escnn biçimini de cleştirmek gerektiğini yazıyordu ama ortada yararlanabilcceğimiz ömeklcr yoktıı. Bunıın için beniın eleştirilerim dc içeriğc yönelik, toplumbilimsel yanı ağır basan cleştirilerui. Bir edebiyat eserinin cdebiyat hazzı verebilmesi için biçimin de yetkin olması üze rinde duruyordum ama o kadar. lnsan Tükenmez c baktığım zaman birtakım yeteneksiz şairleri ve yazarları yalruzca solcu oldukları için, hapishanelere girip çıktıkları için "tutmuş olduğumu görüyorum. lyimserlik kötümserıık hakkındaki düşüncelcrimin çoğunun Türkiye gerçek leriyle uyuşmadığinı görüyorum. Olumlu tip sorununun kökündc yatan parti çizgisinc ııyma zorıınluluğunun sanatçıyı yarat ma özgürlüğünden nasıl uzaklaştırdığmı göremedjğimi görüyorum. insan Tükenmez beraat ettikten sonra birözeleştiri yaparak yanılgılarımı eleştir dim. 1959'da askerlik günleri başlıyur. Epey geç yaptım askerliğimi. Oncc tstanhtıl Yiiksek Tahsil GençDk Derneği da Fethl Naci Iktlsat Fakültesl nln Iklncl sınıfında, 1947. vası vardı, 141. maddeden yargılanıyorduk. O dava biterken In %an Tükenmez da vası başladı. Bu dava da sonuçlanınca askeregitmeye karar verdim. Yaş, otuzu geçmisti. Neysc ki okııl dönemini, İstan bııl'da, Tuzla'daki uçaksavarda geçirdik. Ankara'da test sınavlanna göre sınıflara ayrıJmıştık. Bir de yabancı dıl sınavı vardı. O sınava ben de katılmıştım. Okulda kuralann çekilmesine kısa bir süre kala ; I ransızca sınavını kazandığımı ve Genelkunnay'a Fransızca mütercim olarak ataııdığımı bildirdiler. Askerliğimi Ankara'da yanacaktım. Ne var ki Genelkurnıay'a gitmeden üç aylık bir kıta hizmeti vardı. Beni Haber Merkezi'ne verdiler. O zamanlar lise, meslek lisesi, vb. mezunlan da yedek sııbay oluyorlardı; bizim 48. dönemde yüksek öğrenimliler toplamın yüzde 10'u kadardjx. Benim iijim, gelen yazılan kaydetmek ve alay komutanına götürmekti. Bir ay sonra çift aylı zarfların birindcn pek de hoşolmayan biryazı çıktı: "Asteğmeıı Is mail Naci Kalpakçıo^lu'nun Gfnelkıırmay'a tayini iptal cdilmişrir. Kıtada kala • kâycnin, romanın en sıradanını yazmaya giriştiniz mi, istediğiniz kadar yüksek ülkıılerJen söz açın, bu sıradanlığı kımseyc yut turamazsınız. Dahası var: Edebiyata yüklediğiniz görevc dc yan çizmış olıırsunıız." (I lem Dersini Bilnıiyor 1 leııı de Şişman llerkesten, Edebiyat Yazılan, Can Yayın lan, s. 89) Fethi Naci'nin dünya görüşünün, siyasal eğiliminin edebiyata bakışını etkilemesi ya da kısıtlaması zamanla azalır. Kendisinin 'özgürleşme' diye tanımlayacağı tavır 1983 'te belirginleşmcyc başlar; 1940 Kuşağı şairlerinden Mehmed Kemal ile tartışır: "(...) 40 kuşağı şairleri gölgede kalmışlarea bunun suçunu Garip şairlerine yüklemek gülünç olrnuyor mu? Eş dosr hatın dinlcmeyipnir gerçeği söylemenin sanırıın artık sırası gelmiştir: 40 kuşağı şairleri gölgede kalmışlardır, çünkii yeteneksiz şairlerdı.(...) Sonra, bir şairin, başka şairlerin 'resmi görüşçe engellenmemesi' üzerine üzülmcsi, doğrusu anlaşılacak şey değil. ('Engellenmek'ten Mehmed Kemal ne anlıyor, belli değil; ama biz, 195657'lcrdc, Melih Cevdet Anday'la, Büyük Postane'nin üzerindeki Ikinci Ağır Ceza'da kitaplanmızdan ötürü yargılanıyorduk.) (...) Mehmed Kemal desayın Kerim Korcan'ın düzeyinden bakıyor şiirc: Adını andığı şairler ya hapiste ya sürgünde, ama Garip şairleri ne hapiste ne sürgünde. Ee? Şair için, şiir için değerlendirme ölçütü nedir? Ortaya konan eser mi, hapiste ya da sürgünde olup olmamak mı? Eş dosl hatın dinlemeyip bir gerçeği daha söylemenin aıtık sırası gelmiştir: Si yasal ve toplumsal bir savaşa katılmakla, bu savaş uğrıına hapislere girmclde, sürgünleregitmekleövünmek,Iıiçbirdevrimciye yakışmayacak çirkin bir dıvranıştır." (Garip 1 lareketi, 40 Kuşağı, Mehmed Kemal vc 'Hangi' Hkrem, Şiir Yazıları, iyi Şeyler, s. 24 25) Fethi Naci, Semih Güınüş ile yaptığı söyleşide, bu yazıyı, "bugünkü (1997) edebi yat anlayışıyla 1970'lerin başlarındaki edebiyat anlayışı arasındaki farklar'ı açıklar ken aııar. 1972'de Moskova ve Tiflis'te rahatsız olduğu gerçekleri 25 yıl yazmayıp, kendini sansür ettiğini de anlattığı satırlara katılan edebiyat yargıları, Fethi Naci'nin sosyaüst edebiyat konusunda da bir iç sansür yaşadığının kanıtı gibidin Fethi Naci'nin süre bakısı SENNUR SEZER {£ I 1 ellıi Nati, Türk edebiyat eleştiI^ risinın belki de en dikkatli çalı l ijaıı eleijtirmcnidir" der YıJdız Ecevit. Bcn bu saptamayı şöyle değiştir mek istiyorum, "Fethi Naci, Türk edebiyat eleştirisinin belki de şiiri en çok seven efeştirmenidir." Bu yargı, Fethi Naci'nin clcştirilerinde süre özel bir yer ayırmasından değil. Kenuisi de belirtir "şiir kitaplan üzerine çok az" yazdığını. Şiiri sevişi, şiir eleştirilerinde pek alısümauık bir yol tutuşundan.edebiyatıngeneldummu üzerine saptamalarda şiirin duruınundan yola çıkışından, kimi ünlü dizeleri ya da dize kalıplarını elestirilerinde kullanışından bcllidir. Semih Gümüş'ün Fethi Naci'ye Armağan adlı kitap için sorduğu "En çok sevdiğiniz on şair, on öykücü, on denemeci ve eleştir men, on ronıancı" sorusıınun yanıtında da yalnız şairler konıısıında konulan sınırı aşar, on üç ad sıralar: "Yahya Kemal BeyatIı, Nâzım Ilikmet, Alımet Mııhip Dranas, Fazıl Hüsııü Daglarca, Bchçet Necatigil, Tıırgut Uyar, Edip Cansever, Cemal Süre a, (JevatÇapan, Hilmi Yavu/.. Bu «n şaire oydugunuz sınırı aşarak, "Cîarip üçlüsü'nü de ekliyorum: "Orhan Veli, Oktay Rıfat, Melih Ovder." Şiiri sevişi ya da şiire önem verişi belki "şiirde kcndi geleneğimizin rizgiın sesindcn söz edebilmemizden" kaynaidanmaktadır. Fethi Naci, andığım söyleşide "Aslında yazdarınızda ijiirden çok söz cttiginiz ya da şiirüstüncyıi/dınız Snnıındaşiırüstiineya zılarınız da yakında l>ir kitap olarak yayımlanacak. Şiirin ycrı sızın için roman ya da öykünün ardı sıra mı geliyorî''' sorusunu da şöylc yanıtlar "I layır. Ne var ki günümüzde yazılan şjirlerin çok azını seviyorum. Eskidcn çok şiir okurdum, sayısız dize, beyit vardı belleğimde: son zamanlarda fazla şiir okıımadığımı itiraf etmeliyim. ükuduğum zaman da eskiden sevdiğim şiirleri okuyorum." Cok fazla şiir okumadıftuıı açıkiamasının hemen ardından, bunun giinümüz şürini pek fazla sevmeyişiyle ilgisi olmadıftını kanıtlamak istercesine birekleme de yapar: "Bir de kendimi romana çok verdim. Roman, çok fazla zaman isteyen bir eleştiri alanı. Düşünün Ahmet I [aşım'in yazdığı bütün dizelerin toplamı, 1436! Ben yalnızca Yaşar Kcmal'den 8.00()9.(X)0 sayıya kadar okudum." Şiirlc ilgili yazılarının birbölümü Şiir Yazılan (tyi Şeyler Yayıncılık) adıyla kitaplaşan Fethi Naci'nin, şiire bakış açısı ötcki kitaplanndan da izlenebilir. Yazarın ilk kitü bı însan Tiikenmez'dc yer alan "Çıkmazdaki Edebiyat" ve" Yeseren Otlar" adlı ya zıları hcm şürle ilgili ük yazılar, hem de şiiri, edebiyatm genel durumunun bir göstcr gesi sayışını yansıtan yazılar oluşu bakımından önemlidir bence. Fethi Naci, ilk baskısı 1956 yılında yapılan bu kitabına, Dağlarca'nuı bir dizesini ad olarak verdifiini söy ler: însan tükenmez. Bu dizeyi bir üke sayarak edebiyatunızın yönelmesi gereken yönü anlatır: "Edcbiyatımızın bugün içinde bulunduğu sıkıntılı, bczgin havadan kurtulması için yazarlarımızın yeni gerçeklere yeni insanlara doğru açılmalan gerek, diyprum. Yalnız sefidet çeken, işsiz, hasta, zavallı, bakımsız, hakkı yenen insanlar değil, niçin yaşadıklarını bilen, dünyanın değiştirilebileceğineinanan, dünyayı ancak insanların bilinçli, sabırlı çabşmalannın değiştirebileceğini gören, 'in sanlar için ekmcğin de gülün dc bulunacağı' toplumıın hayalle, tlilekle değil mücadc ıe ile kurulacağını bilcn, yani tarihlerini kendileri yapmak isteyen insanlar." (lnsan Tükenmez, lnsan Tükenmez, Adam Yayınrılık, s. 11) f'ethi Naci'nin, Melih Cevdet'in şiirinc yaptığı gönderıne ile 'bir sis çanı' niteliği ta şıınası gerektiğini belirtti^i bu insan tipini önerdiği yazar Iistcsinin öncmli bir bölü münü şairler oluşturur: Cahit Irgat, tlhan Berk, ()ktay Rifat, Melih Ovdet, A. Kadir, Rıfat Ilgaz, Şiikran Kurdakul, Ahmet Arif. Çıkmazdaki Edebiyat adb yazıda da ede biyatııı o günkü çıkmazından sorumlu tuttuğu kişiler arasında şairler çoğunluktadır: "(...) Gerçek hayatı, niçbir ön yargıya kapılmadan, özgürlük içinde yansıttığuıı sanan yazarlarımızın yaptığı nedir? Günlük gcrçeklerden konarak çoçukluğun hayal ülkesine sığuımak (O. Akbal, Z.ü. Saba), 'fizyolojik' diyebileceğim bir fırarla gerçeklerden uzaklaşnıak isleği (N. Tirali), incir çekirdeği doldurmayacak laflarla kitaplar doldurmak (F.H. Dağlarca), çözemediği sorunlar karşısında suçu öbür insanlara yükleyerek, kendi kabuğuııa çekilmek (C l Külebi). Gerçeği olduğıı gibi yansırrıklarını, yan tutmadıklarını ileri süren bu orta tal)aka yazarları ölayların yüzeyinde kalmışlardır; gerçek karşısında kendilerini güçsüz hissettıkleri için bu gerçeğe sırt çevirmişlerdir. (...) Saydığımız yazarlar, bu düzeni be ğenmeyen, ama daha iyi bir hayaun kuruluş yönlerini görmeyen, daha iyi bir yaşayış, için bir çaba göstenneyen yazarlardır." (Çıkrnazdaki Eüebiyat, tnsan Tükenmez, s. 6061) Fethi Naci'nin "yalnız bugünkü dıırumu değil, daha ilerisini de görebilecek bir dünya görüşleri olmayışı" yüzünden "dünyanın değiştirilemeyeceği sanısı'nda, kötürhser, yılgın, umııtsuz oldııklannı biltlirdiği bu yazar ve şairlerden, Cahit Külebi için daha ayrıntılı bir yazı (Yeşeren Otlar) yazacaktır. Külebi'yi o günkü edebiyatımıza egemen olan "umutsuzluk, içine kapanmak isteği"nin tipikbirörneği olarak irdelerkcn, bu tavrın nedenini şöyle açıklar: "içinde yaşadıkları gerçeklerden sıyrılıp kopmak isteyen yazarlarımız çok. Bu gerçekleri değiştirmek güç iş; bu güçlüğe katfanmaktansa 'kendi kişiliğindcki zenginliklcri dökmek' daha rahat daha kolay. Ne var ki gerçeklerden kopma isteği yazann yalnızlıği, umutsuzluğu, kötümserliği demek ür." (Yeşeıen Otlar, tnsan Tükenmez, S. 63) Külebi'yi kimi zaman düzenin suçunu insanlara yüklemesi, kimi zaman kurtuluşu Tann'dan bekleyişi ile örnekleyip yine de içtenliğinc, halk ve yurt scvgisine inandığını belirttikten sonra, Fethi Naci, ona (veel bette benzerlerine) sunu öğütler: "Ne var ki bu sevginin gerçek bir sevgi olabilmesi, aydan saadet getirmek gibi biraz bönce sözleri bırakmakla, bu saadetin bu yurt içinde, bu yurt iıısanlarınm çalışmalarıyla gerçekleşeceğıne inanmakla, o insanların arasına katılnıakla mümkündür, saniyorum." (Yeşcrcn Otlar, tnsan Tükenmez, s. 66) 1953 1954 yıllarında yazılan, 1956yılında kıraplaşan bu yazılarda "dünya görüşiinün" öne çıktığı açıktır. Ne var ki Fetlıi Naci, sanatçı için dünya görüşiinün yetmezli ğini vurgulamaya başlayacaktır bir süre sonra. Edebiyattaki bunaltıyı, 1958'de "toplunı yapısında kendi düşüncelerini dayayacak bir dayanak olmayışının acısını yaşama' ya bağlar: "Toplumla ilişki kuranıamak, toplıımsal olıışa katılamamak, olanı biteni'birözgetemaşaile'geçmek... Bunaltı bııradan geliyor." (Bunalan Cîenç Adamlar, tnsan Tükenmez/ Gerçek Saygısı, s. 120) 1975 yılındaysa, tlünya görüşiinün, bağlanmanın uygıılamadaki aksaklıklarından söz açacaktır: "Edebiyatın görevini basit bir pedagojik görev duruınuna getirdiniz mi, yani şiirin, nikâyenin, romanın en güzelini yazmak yc rine, halka bilinç vermek ya da sömürü koşullarını ortadan kaldırmak adına şiirin, hi Tevfflc Rkret, Yahya Kemal, NanmHHuTOt Fethi Naci'nin 1983 yılında yazdığı yazılar içinde dikkati çeken ve şiirimizc "alışılmışın dışında" bir bakış açısı getiren yazılan, bence, Tevfik Fikrct, Yahya Kemal ve Nâzım I likmet'le ilgili olanlardır. Tevfik Fikret'in siyasal tavrını lx;ğense de, çelişkilerini ve şiirinin dil zevki taşımadığuiı vurgular, Fetni Naci. Bu irdelemede, şiir dili bakımından Yahya Kemal'i Tevfik ' CUMHURİYET KİTAP SAYI 455 SAYFA 6
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle