Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TÜYAP 17. İSTANBUL KİTAP FUARI de kalan Nevin, sonıında 'kaçış'ı seçer." Sait Faik'in bu iki romanının, romancılığımıza önemli bir katkısı olmasa da öykülcrinin ufkunu genişletmesi, onları nekiştirmesi açısından okuriçin büyük bir önemi vardır. Romancı Yaşar Kemal Oyküylc ışe başlayan Yaşar Kemal, romanlarıyla Türkiye'dc olduğıı kadar dünyada da bilinen, beğenilen bir romancı olmuştur. Runun gizi ncdir? Fetlı incelenmesınde buna bir açıklık getir meye çalışıyor. Kitapta Yaşar Kcmal'in 9 romanının ıncelenmesinin yanısıra "Yaşar Kemal ve Türk însanı', "Yaşar Kemal ve Gelenek" adlı iki de değerlendirmc var. Fethi Naci'ye görc: "Yaşat Kemal romancı olduğunu hiçbir zaman unutmaz: bunun için tızaktan bakılınca hep birbiıine benzer görünen köylulcrin hiç de birbirinc benzemcdıklcrini, öyle akla kara gibi şematik tasniflerlc koylülerin anlatılamayacağını, hepsinin ayrı bir iç dünyası olduğunu, bireysiz olduğu söylenen köy topluluklarında unutulmaz bircysel dramların yaşanabileceğinı gösterir." Însanı özelliklcrine göre anlatmasını bilen Yaşar Kemal'in "Türk köylüsü"ne bakışı da bir avncalık taşır: "Gene d LJebiyatımızda, 'Türk insanı'nı dcmıyeyim, kapitalizm öncesi dö nemin belirli bir bölgede yaşayan 'Türk köylüsü'nü belli başlı nitelikleriyle be timleycn bir romancı var: Yaşar Kemal. Romancılarımız, Türk köylüsünü ya idcalizc ctmişlerdir, ya köylulcrin kımi davranışlarını, düşünüşlerini saklamış lar, kcntlilcrc karşı 'kol kırılır yen içinde' havasına girmişlerdir ya da köylülerc 'büyük mal' diye 'kavat' diye bakmışlardır. Bir Yaşar Kemal vardır romanımızda köylüleri 'olduğu gibi' gösteren; Yaşar Kemal, yaşantısına ve tanıklığına bağlı kalmış, gerçekçilikten sapmamıştır. Bunun içindir ki Türk köylüsünü 'olduğu gibi' tanımak için tek kaynak, Yaşar Kernal'in romanlarıdır." Bu gerçekçilikte Yaşar Kemal'in diliyle anlatımının da büyük payı vardır. ü n u n diliyle anlatımı gelenekten kaynaklanır. Fcthi Naci, bu konuya "Yaşar Kemal ve Gclenek" yazısında şu sözlerle değinmiş: "Bu dili, bu anlatımı hicbir romancımızda bulamazsınız. Çünkü Batı'dan romanı aldığımızgünlerde Ahmet Mithat gibi, daha sonra Hüseyin Rahmi gibi romancılar eski Türk hikâyeciliğinden, meddah hikâyclerinden yararlanmışlar, ama Servetiıünun romancılarıyla birlikte cski gelcnckler geçmişe gömülmüştür. Cumhuriyet döncminde, bildiğim kadarıyla, ilk defa bir romancı halkın sözlü anlatı geleneğini araştırmış, özümscmiş ve romanında bu gelenekten yararlanmıştır. Bu romancı Yaşar Kemal'dir; tnce Memed'ler bu kadar çok sevilmişse, bunu, Yaşar Kemal'in gelenekten yararlanmasıyla acıklayabiliriz. 'Âşık hikâyecilcrle onun (Yaşar Kemal'in) ortak birözelliği de, geleneğin hikâyecileri gibi anlattığı şeylere inanmasıdır.' (Pertev Naili Boratav)" Fethi Naci'nin romancılığımızıelealışında nesnel olnıaktan çok Ibiredebiyatseverin beğenilerinden kaynaklanan duyarlı bir bakışı var. Anlatımı ve dili açısından bu yazılar bir deneme tadı taşırlar. Düşüncelcrinden ödün vermeyen bu yüzden zaman zaman scrtleşen tavrını da bütün bunlara eklemeliyiz. Fethi Naci, kolay okunur bir yazar oluşuyla Türk romanı konusundaki derinliğine ve genişliğinc ele aldığı bu çalışmalarıyla romanlara getirdiği ayrıntılı ve özgün yorumlarla, romanla okur arasında köpıülcr kuıulımısını sağlıyor. Bunun hem romancılığımızın hem de okurlarımı/ın gelişmesinde yeni katkıları olacağını sanıyorıım. • SAYFA 16 hi Naci, Yaşar Kemal'in Romancılığı ad Siir Yazılan METİN CENGİZ E debiyatımızdaeleştiri şorunu hep gündemdc olmuştur. Öyle ki eleşti rmcn olmadığı bile söylenmiş ve böylece bu sorun uç noktalarda bile ele alınabilmiştir. Bir tepkinin böylece, uç şekilde gösterilmesini anlamak başka şey. Ama varolanı da görmemek bir başka şey. Hele konu şiir eleştirisi olunca, ulkemizde bunun nasıl belalı bir iş oldu ğunu da görüp eleştirmene hakkını vererek soruna bakmak sanırım daha doğru olacak. Elbctte bu sorunun cevabını biz bu kısa yazıda verecek değiliz. Çünkü yazımızın konusu Fethi Naci'nin Şiir Yazılan. Ancak buradan kalkarak soruna nasıl bakılması gerektiği konusunda hiç değilse doğru l>ir yaklaşım sergilemek bile önemli. Onemli çünkü, eleş tirmenin varacağı yargılar şairlerden, romancılardan çok, eleştiri özgürlüğünü ilgilendirir. Eleştirmek de akli toplum olmayı işaretler. Ancak bizde, eleştirmen dc, muhatap taraf da dııygusal. Böyle olunca, soruna doğru yaklaşmak da kolay olmuyor. Eleştiri karalamaya, tartışmak kişiselleşen bir kavgaya dönüşüyor. Kleştiri özgürlüğü de karşıdakini karala ma özgürlüğüne. yakınmalara da yol açmış/açıyor. Diğer eleştiri turleri isc yapıtı sanat yapan ncsnel ölçütler arar. Şiiri şiir yapan gizi açıklamaya, bulmaya yönelir. tşte bu iki tarzın bir bileşkesi Fethi Naci nin yöntemi. Anlamaya yönelir. Neden sevdiğinin açıklamasını "Bende güzel duygular uyandırdı"nın dışında arar. Bir de önüne koyduğu sorunlara tarafsız yaklaşmaya çalışması onu eleştiride öznelin dışına, nesnel olana göturcn önemli bir olgu. Ben böyle düşünüyorum. Nitekim gelenek, dil, şiir ve toplumsal sorunlar Konusundaki yazılarını okuduğurnda bu düşüncelerım daha bir pekişti. Yargıç olduğunun bilinciyle tarafsız olmayı başarmış bir eleştirmen Fethi Naci. Kitap 106 sayfa. Dostu, hemşehrisi Orhan Çulfaz'a adanmış, bir anı yazısından alıntıyla. Tam 38 kısa yazıdan oluşuyor. Açık, anlaşılır, karşıdakiyle söyleşi navasında yazılmış. Dinten dinc düşünmeye, ders vermeye çalışan yazılar. Fethi Naci'nin roman eleştirisinde yoğunlaşmış olmasını da kıskandırıyor kitap ister istemcz. Yeniden düşünmeden edemiyorsunuz bu şairlcri. Okuyup eleştirmen Fethi Naci'yle birlikte, kımi zaman ona ters düşerek, yeniden değerlendircbiliyorsunuz. Neyi istediğini buluyor, niye o şair üzerine yazdığını daha iyi anlıyorsunuz. Diyelim şiirsel bir yapıtın, estetik işleve dönüştürülemeycceğini, şiirin derin yapıda çok daha insani sorunlar üzerine inşa edilmcsi gerektiğini savunan eleştirmenin düzyazıya yakın bir şiir inşa eden bir şair üzerine yazdığı yazı daha bir anlaşılıyor. ü zaman Fcthi Naci'nin yalnızca anlatımcı bir şiirden yana olduğunun savlanamayacağı da ortaya çıkıyor. Ve böyle savlamaların şairin kendi tarzını öne çıkarmak için yapıldığını da görüyorsunuz. Aynca Fethi Naci'nin şiirin söylemiyle (donemlere göre değişse de) günlük dilin mantığını bir tutan bir anlayışa sahip olduğunu gösteriyor tek bir cümle bulmak olası değil. "Şiirsel Nesne Üzerine" Tam aksını ılerı süren anlayışına ise bütün kitap boyunca sahibiz. Özellikle de "Şiirsel Nesne Üzerine" adlı yazısı bu konuda açık ve net bir cevap niteliğinde. Hele Roman Jakobson'dan şu alıntı, "Bir sözcük, adlandırılan nesnenın salt bir temsili ya da bir coşku patlaması olarak değil de, bir sozcuk olarak duyuldu ğu, sözcüklerle bunların düzenleyimlerinin, anlamlarının dış ve iç yapılarının, dısandan gcrçeği göstermek yerine kendi başlarına birer ağırlık ve değer kazan dıkları durumlarda vardır şiirsellik." Fethi Naci'nin şiir üzerine yazılan ya zann sorun olarak. gördüğü konularda kısa ama açıklayıcı yazılardan oluşuyor. Kcndinc özgü anlayışıyla da kimi şairler üzerine yazılardan. Fethi Naci bu yazılarında şiir anlayışını göstermiş olmakla da kalmıyor yalnızca. Bir şiir üzerine yapılan incelemenın nasıl yapılması gerek tiği konusunda ipuçlarıyla da dolu. Onun şiirin neliğini anlamaya çalışan ve buradan kalkarak niye sevip sevmediğinc yönelen bu yazıları, son gunlerdeki tartışmalara da açıklık kazandırıcı bo yutta. Yeterki tartışmalara, kavgayla sonuçlanacağı önceden belli olduğu için girmcyen eleştirmenler anlaşılsın. Evet, Len bu düşüncclerle okudıım Şiir Yazılan'nı. Ve onıımde bu kısa ve nıcel olarak az yazılarla önemli bir şiir eleştirmenini, Fethi Naci'yi gördüm.» CUMHURİYET KİTAP SAYI 455 Şiirin karmaşık sorunları Kifaptakı yazılan konıılarına göre ayırmak gerektiğindc şöyle bir sıralama yapılabilir düşüncesindeyim. Şiirin neliğini ilgilcndiren yazılar (Garip Ilareketi, 4ü Kuşağı, Mehmed Kemal ve "Hangi" Ekrem; Şiirde Türkçe Kaygısı; Fenni Şiirin Irzı...; Ahmet Haşim'in Söz Dağarcığı; Şiirsel Nesne Üzerine; Şiirsel Bir Yapıt, Estetik Işleve lndirgeneDİlirmi?), gelenek üzerine yazılar (Eski Şiirimiz den Yararlanmak; "Tanıdık Dünya"; Gelenekten Yararlanmak), dil sorunu üzerine yazılar (Dil Gurbeti; "Önemine Binaen", "Görsel ve Fiissi"; llhan Berk Mucizesi), şiir ve toplumsal sorunlar üzerine yazılar (lnsan Şair, Şair Fikret; F'ikret'in Şiiri, Şimdi Zamanın Siirgünü, Garip Uareketi...) gibi. Şiirin karmaşık sorunları konusunda kısa ama çarpıcı bir yolculuğa çıkabiliyorsunuz bu yazılarda. Bazen bir yazı birçok konuda vurucu ve düşundıırucu olabilıyor. Kitaptaki kimi yazılar da yazarın ilgilendiği, sevdığı şaırler üzerine yazılmış. Beştlrlde nelar olmalı? Işte tam da böyle günlerde Fethi Na ci'nin çoğunu dana önce dergilerde okuduğum Şiir Yazılan elime geçti. îyi Şeyler Yayıncılık gerçekten de jyi şey yapmış bu kitabı yayımlamakla. üncelikle bir eleştiride neler olması gerektiğini açık seçik gösterdiği için önemli bu kitap. Düzeyli iıslubu ve bir yöntemi olmak gerektiğini vurguladığı için de aynca önemli. Fethi Naci'nin yöntemi öznel eleştirıyle, yapıtın inşası, dili ve bütünselliğini gösteren diğer yöntemlcrin bir scntezinden oluşııyor. üzncl eleştiri, özellik Ie dc bizde Ataç'la kökleşmiş, kabul gormüş. Ataç'ın kişiliğiyle özdeşleşmiş, duygıısal bir toplum oluşumıızla a.\ ılgıli ol duğundan scvilıniş, hatta zaman zaman aranır olmıış. "Artık bir Ataç'ımız yok. Olsaydı böyle ıııi okırdıı?" gibisinden