Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TÜYAP 17. İSTANBUL KİTAP FUARI badaki büyük kent kökenli küçük burjuva aydınların çıkmazlarını da anlatmış oluyor; bu gerçekliği, bu çıkmazlan somutlaştırmak için kişilere söylcv çektirmesine gerck kalmıyor." Fakir Baykurt'un Kaplumbağalar'ı toplumsal amacı olan bir roman. Kitapta şöyle dile getirilmiş: ' Baykurt, bürokrasinin acımasız bir eleştirisini yapıyor. Türkiye gibi bir tarım ülkesinde,bozKirıyeşcrtmekçabasındaki köylülere tarım memurunun verdiği cevap: 'Siz benden yazılı bir kâğıt, bir afiş, bir broşür, ne bueyim bir...yani mesela bir bilgi isteyin, vcrcyim. Ama çubuk? Çubuk yok arkadaş!' (s. 114) Bağ haline getirilen purluğun clden gidişi de bürokrasinin hem gücünü göstermek için, hem de eleştirilmesi için kullanılır. Fakir Baykurt, romanıyla bir savaşı sürdürüyor. Amaç, köylünün uyanmasına, gücünün bilincine varmasına yardımcı olmak. Bu tür romanlar yalnız bizde değil, sosyalist tonlumlarda bile zor ulaşır başarıya. Kaplumbağalar yüklendiği sosyal görevin üstesinden gelirken, kimi zaman gerekli biçim olgunluğuna varamıyor." Oç kuşakla birlikte toplumsal gelişmemizin üç kesitinin anlatıldığı Orhan Pamuk'un Cevdet Bey ve Oğullan için kitapta şu saptama yapılmış: "tlk romanlar, genellikle, özyaşamöyküscl romanlar olurlar; Orhan Pamuk'un 22 yaşında başlayıp 26 yaşında bitirdiği ilk romanı (Daha doğrusıı yavımlanan ilk romanı. Biliyorum, belki başka roman denemeleri dc vardır) öy lesi romanlardan değil. 1905'i, 1930'ları yazabilmek için bir hayli araştırma yap tığı beüi; ama Cevdet Bey ve Oğufları, gücünü bu araştırmalardan alan bir ro man değil. Çünkü Orhan Pamuk, yazınsal yaratışın bilincindc; Ahmet'e söylcttiği şu sözler bunu açıkça gösteriyor: 'Dedemin resmini yapacaksam bunlardan (Dcdcsinin anıları: "Yarım Asırlık Ticaret 1 Iayatım" F.N.) yola çıkarak dcğil, hayal kurarak, uydurarak yapmalı ım. O zaman daha gerçek olur! Çıinkü ıu aptalca aynntılar insanı yanıltır. Bü tün nerede? Ben bir bütün kurmak zorundayım, ııydıırmak zorundayım.'" Bütün bunlar Fethi Naci'nin romana bakışının, romancılığımızı hangi açılardan irdclediğinin ipuçlannı veriyorbize. 40 Yılda 40 Roman, kimi incelemelerin çıkarılması, ayrıca İO'u aşkın yeni ro man incelemesının eklenmesiyle 50 Türk Romanı adıyla yayınlandı. 50 Türk Romanı'na 10 incelemc daha eklenerck 60 Türk Romanı oluşturuldu. Böylecehem süreç genışlemiş, hem de incelenen roman ve yazar sayısı artmıştı. Bu kitap da 1876'da yayımlanan Ahmet Mithat'ın Felatun Bey ile Rakım Efendi romanından ba^l.ıyıp 19%'da ya yımlanan Ahmet Umit'ın Sis veGeceromanına ge.lince.ye kadar Türk romancı lıcındn 120 yıllıtc bir sitrcci kapsıyor. 120 yıllık bir vaşanı tarihi incejcnivoı. 1995. Yazann bütün romanlarının tek tek ve ayrıntılı olarak ele alındığı bu kitapta Fethi Naci, Reşat Nuri'ye. edebiyat tarihindc, esirgenen gerçek yerini vermiştir. "Türk Romanında Eleştirel Gerçekçiliğin Oncüsu" adlı giriş yazısmda Reşat Nuri'nin ilgiyle okunuşunun nedcnini şöyle acıklıyor: "Reşat Nuri, Çalıkuşu'nu yayımlayah 72 yıl, öleli 39 yıl olduğu halde, geniş okurkesimlerincehâlâ ilgiyle okunuyor sa bunun birtakım nedenleri olmalı. Reşat Nuri'nin 72 yıldır ilgiyle okunmasının bence iki önemli nedeni var: 1. Halkın ahlaki değerlerine sahip çıkması. 2. Türk romanında eleştirel gerçekliğln öncüsü olması." Reşat Nuri'nin bu öncülüğünü, romanının bilinmeyen (belki de görünmeyen, gösterilmeyen) yönlerini açığa çıkararak gözlcr önüne seriyor: "Reşat Nuri, bir yandan halkın değerlerine sahip çıkarken, bir yandan da, başta bürokrasi olmak üzere, toplumda aksayan, yolunda gitmeyen hcr şeyi kıyasıya eleştirmiştir, halkı ezenlere karşı halkın yanında yer almıştır. Reşat Nuri, daha 1920'de 'Dersaadet' gazetesinde tefrika edilen (kitap olarak 1924'te yayımlanmıştır) Gizli El adlı romanmda 'vurgunculuk ve nüfuz ticareti'ni kıyasıya eleştirir, 'ahali'nin durumunu açıkça yazar "Ahalinin aç oldufiunu söylüyorlardı. Buna doğru değil denemezdi. Fakat, fakir mahallelerdc halkın aç olmadıgı ne zaman görülmüştür?' / 'Cephelerde sıı gibi kan akar ve her tarafta sefalct, açlık günden güne alıp yürüdüfiüne dair korkunç hikâyeler anlatıyorlardı. (...) Bir kısım devlet adamla rının da içinde eli bulunan bu ustalıklı oyunlar ve anaforlar tertip tarzlan itibariyle de zabıta romanlarından daha esrarengiz ve meraklıydılar." "Bürokrasiyi romanlarda enine boyuna eleştiren Reşat Nuri, 1928'de yayımladığı Acımak adlı romanında artık bürokrasiden umudunu kestiğini belirtir: Mülkiyeden diploma aldığı gün 'devlete ve millete sadakatle hizmet edeceğine yemin eden' roman kahramanı Mürşit, bürokrasi çarkında, devlete de, millete de hizmet etmenin olanaksızlığını yaşaya yaşaya öğrenmiştir!" "Reşat Nuri, Gizli El'den son romanı Son Sığınak'a kadar, 'tcnkid'in 'biryazıcı için naktan daha da ehemmiyetli bir şey, bir vazife' olduğu inancına bağlı kalmıştır." Fethi Naci, öykücülüğümüze ve romancılığımıza getirdikleri yenilikler açısından 1990'da Sait Faik'in hikâyeciliği ile Yaşar Kemal'in romancılığı üstüne iki kitap yayımlamıştı. Her iki kitap da Ekim ayında Adam Yaymları'nca yeniden basıldı. Sait Faik'in Hikâyeciliği kitabı, ilk dönem hıkâyelerinden başlayarak: Sait Faik'in îkinci Dönem Hikâyeleri, Son Dönem Hikâyeleri, Uzun Hikâyeleri, Romanları ve Genel Değerlendirme bölüm lerinden oluşuyor. Bcn, konumuz gereği, Sait Faik'in romanları üstünde dıırmak, Fethi Naci'nin bu konudaki görüşlerini aktarmak istiyorum. Sait Faik'in 15 öykü kitabına karştlık 2 romanı vardır: Medarı Maişet Motoru (sonradan Birtakım tnsanlar adıyla yaymılandı) ve Kayıp Aranıyor. Fethi Naci, Medarı Maişet Motoru'nu Sait Faik gibi "bir hikâye kitabı" saydığını söyleyerek şunları yazmib: "Çünkü bir roman yapısı yok bu kitapta; romanda zorunlu olan 'ayrıntılann işlcvscUiği'nden eser yok; tam tersine, roman için zorunlu olan işlevselliklcen küçük ileisi olmayan bir hikâyeler toplamı. Âynı kişilerin kitabın değişık bölümlerinde karşımıza çıkmaları, anlatılanların roman olmasını sağlamaya yetmiyor, kitap gene bir hikâyeler toplamı olarak kalıyor: Kahramanları aynı kişiler olan hikâyeler toplamı." Fethi Naci, Sait Faik'in Kayıp Aranıyor'da roman kurgusıma özen gösterdiğini belirtmiş. Kayıp Aranıyor için şöyle diyor: "Kayıp Aranıyor, 1953'te yayımlanmış. Sevgiliye Mektup'ta 'O kadar pcrvasız, o kadar hür ve o kadar burjuva kayıdarından sıyrılmış yaşamışımdır ki...' (s.138) diyen Sait Faik, kcndisinin bir kader benzerini anlatıyor Kayıp Aranıyor'da. Yabancı dilleri bilcn, gazeteci, 'Karagümrüklü Bitirim tsmail' gibi konuşan, köyde, konuştuğu boyacı çırağının, balıkçının, kunduracının, zerzevatcının koluna giren, barbunyacı deli Laz'a meyhanede rakı ısmarlayan, kahvede balıkçılarla tavla oynayan, Haralambo'nun meyhanesinde iki tek atan 'Konsolos kızı' ya da 'Gazeteeinin karısı' Nevin." "Sait Faik'in 'kıymetlerin yeniden gözden gcçirilmesi için'yazdığı bir roman Kayıp Aranıyor. Kendi çcvresinden, bu çevrenin ikiyüzlülüğünuen çıkarcılığın dan bezen Nevin, otobiis biletçisine bir yakınlık duyar, Cemal'i sevcr; ne var ki dilediği kadar 'pervasız, hür' yaşamış olsun, 'buriuva kayıtlarından sıyrılmak' o kadar kolay dcğildir: iki arada bir dere' SaltFaik'inydPomanı l Fethi Nacı, Roman ve Yaşam adlı kitabındaki 'Dcğeri Yeterince Anlaşılma mişlar' yazısmda Reşal Nıırı için şunları yazmış: "Reşat Nuri Güntekın, Memet F'ııat'ın deyışıyle, 'yaygınlığa' ıılaşmış bir yazar, ama değeri 'yeterince' anlaşılmamış mi"* l'ürkçeyi belkı de en korıı yazan iki romancının, Yakup Kadri ile Halide Fdip'in yanında hep aıka planda kalmamış mı.' Rcşal Nıırı nana hepgerektiğin ce dcğerlendirilmemii} biı romancı gıbı gelir, hep onun romancılığı uzerine bir kitap yazmayı düşîınürüm..." Bu yazı, "Bodrum, 61 laziran 1992" tarıhını taşıyor. I994'te yayımlanan40 Yılda 40 Roman'da Rc^at Nurı'nın Gökyüzü romanı ıncelenmiş. Reşat Nuri'nin Romancılığı kilabının yayın tarihi ise CUMHURİYET KİTAP SAYI 455 Değari Anlaşılmamış Bir Romancı "Gerçek edeblyat eserlnln tadına varmak bir befleni eğltlml Işldlr, bunun da yolu tektir: Cok okumak," dlyor Fethi Naci SAYFA 15